Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1559 E. 2022/884 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1559
KARAR NO: 2022/884
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/01/2019
NUMARASI: 2014/1500 Esas, 2019/78 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 27/04/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup, mahkemece davanın ve davalı yanın kötü niyet tazminatı talebinin reddine dair verilen karara karşı davacı tarafça istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, taraflar arasında davalı şirketin Tuzla imalat fabrikasında bulunan tavan vinçlerinin emniyet sistemlerinin müvekkili tarafından yapılması konusunda anlaşma yapıldığını, anlaşma gereği malzemelerin bir kısmının müvekkili yanca özel olarak imal ettirildiğini, bir kısmının ise ithal edilerek satın alındığını, ancak malzemelerin montaj aşamasında davalı şirketin hiçbir gerekçe bildirmeden anlaşmayı sona erdirerek işi yarım bıraktırdığını, müvekkili yanca malzemeler için 2.307,00 Euro+415,26 Euro KDV olmak üzere toplam 2.722,26 Euro harcama yapıldığını, davalı yanca müvekkiline yapılan toplam ödemenin ise 693,00 Euro olduğunu, müvekkili tarafında davalı adına 22/08/2014 tarihti TCMB döviz satış kuru üzerinden 7.918,23 TL + 1.424,92 TL (KDV) olmak üzere toplam 9.341,51 TL bedelli fatura düzenlenerek gönderildiğini, davalının malzemeleri ve faturayı haksız olarak iade ettiğini, bakiye iş bedeli de ödemediğini, bunun üzerine müvekkili tarafından davalı hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, ancak davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına, davalının icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında tavan vinci emniyet sistemlerinin yapılması hususunda mutabakata varıldığını, davacı tarafın işini layığıyla yerine getirmediğini ve gereği gibi işine sahip çıkmadığını, bakımlar sırasında davacı taraf çalışanının ihmaline dayalı hata yapılmasının müvekkili şirketçe hoş karşılanmadığını, ahlak ve saygı seviyesinin aşağıya çekilmesi sebebiyle müvekkili şirketin sözleşmenin devam etmesine katlanamayacak duruma geldiğini, davacı şirket genel müdürünün hakaret içeren davranışlarının gerek sahada gerekse e-posta yoluyla devam ettiğini, müvekkili şirkete tehdit dolu mesaj gönderildiğini, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından davacı yanca gönderilen 9.341,51 TL bedelli faturanın noter vasıtasıyla iade edilerek sözleşmenin fesh edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, alınan bilirkişi raporlarının her ikisinde de fatura konusu malzemelerin davacı tarafından taraflar arasındaki sözleşme göz önünde bulundurularak satın alınan özel malzemeler olmadığı, davacının deposunda bu malzemelerden birden fazla adet bulunduğu, davacı tarafından ithal edilen malzmelerin de sırf bu proje için ithal edilen malzemelerden olmadığı, davacının fatura konusu olan iş yapımında kullanılan malzemelerin aynı zamanda satışını yaptığı, dolayısıyla sözleşmenin feshi nedeni ile bu malzemelerin bedelini davalıdan talep edemeyeceği yönünde görüş bildirildiği, uyumlu olduğu görülen bilirkişi raporlarında da tespit edildiği üzere, davalı ile yapmış olduğu anlaşmaya istinaden özel olarak aldığını iddia ettiği malzemeleri başka bir şekilde kullanmasının mümkün olmaması nedeni ile bedelini davalıdan talep eden davacının, fatura konusu malzemeleri sadece davalı ile yapmış olduğu anlaşma için satın almadığı, davacının aynı zamanda bu malzemelerin satışını da yapmakta olduğu ve bu malzemeleri başka şekilde de değerlendirmesinin mümkün olduğu, davacının fatura konusu malzemeler nedeni ile herhangi bir zararı oluşmadığı ve davacının takip yapmakta kötüniyetli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine ve şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, yanlar arasında düzenlenen sözleşme gereğince dava dilekçesinde bildirilen malzemelerin bir kısmının özel imal ettirildiğini, bîr kısmının da ithal edilerek satın alındığını, ancak bu malzemelerin vinçlere montajı aşamasında davalı tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeksizin anlaşmanın sona erdirilerek işin yarım bıraktırıldığını, davalıya gönderilen 02/07/2014 tarihli yazı ile iş bedelinin talep edilmesine rağmen davalı tarafından olumlu veya olumsuz herhangi bir işlem yapılmadığını, akabinde davalı şirkete ait tavan vinçlerinin emniyet sistemleri ile ilgili alınan malzemelerin davalı firmaya gönderildiğini ve 22/08/2014 tarih ve … sıra nolu faturanın TCMB döviz satış kuru üzerinden TL olarak hesaplanarak ve cari oranda KDV fiyata eklenerek 7.018.23 TL ve 1.424.92 TL (KDV) olmak üzere toplam 9.341,51 TL bedelli fatura düzenlenip davalıya gönderildiğini, davalı yanca malzemeler ile faturanın iade edildiğini, ancak ürünlerin davalı şirket için özel yapıldığını, söz konusu ürünlerin başka bir yerde başka bir amaç için kullanılmasının mümkün olmadığını bu nedenle sözleşmenin feshinin haksız olduğunu, bilirkişi raporunda malzeme ve işçilik ile ilgili yapılan incelemede davalı şirket ile yapılan anlaşmaya bağlı olarak alınan malzeme bedelleri, işçilik bedelleri ile ilgili yapılan tespitlerin haklılıklarını ortaya koyduğunu, ancak bilirkişilerin söz konusu malzemelerin başka yerlerde kullanılabilecek olması yönündeki tespitlerinin yanlış olduğunu, bilirkişilerin sadece defter ve yazışmaları incelemek suretiyle rapor oluşturduğunu, dava konusu malzemeleri yerinde görüp inceleme yapmadıklarını, raporun bu yönden eksik ve dolayısı ile hatalı olduğunu, bazı malzemelerin anlaşmaya varılan tavan vinçleri emniyet sistemlerinin yapım işleri için özel imal ettirilmiş olduğu tespiti yapılmaksızın eksik inceleme sonucu düzenlenen raporun mahkemece kabulünün hakkaniyete ve hukuka aykırı olduğunu, davalı şirket ile yapılan sözleşmede yüklenilen iş için ithal edilen malzemeler “başka işle kullanabilecek nitelikte olsa” bile bu durumun müvekkili şirkette zarar oluşturulmadığı anlamına gelmeyeceğini, malzeme bedeli ile ilgili faturanın tanzim edildiği 02/07/2014 tarihi üzerinden 4 yılı askın bir süre geçmesine rağmen bu iş için ithal edilen ve özel imal edilen malzemelerin halen şirket deposunda bulunduğunu, başka işlerde kullanılamadığını, dolayısı ile zararın gerçekleştiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Dosyada taraflar arasında dava konusu iş için yazılı bir sözleşme bulunmadığı, ancak tarafların beyanlarından ve tanık ifadelerinden sözlü bir mutabakat olduğu anlaşılmaktadır. Eser sözleşmeleri, kural olarak, hiçbir şekle bağlı değildir. Sözlü olarak yapılabileceği gibi, adi yazılı veya resmi biçimde de yapılabilir. Şekil, bir geçerlilik (sıhhat) şartı olmayıp, ispat koşuludur. Yanlar arasındaki sözlü eser sözlemesi gereğince davacı yüklenici sıfatıyla davalının Tuzla imalat fabrikasında bulunan tavan vinçlerinin emniyet sistemlerinin yapımı işini üstlenmiştir. Davacı yüklenici tarafından davalı hakkında faturaya dayalı olarak İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından toplam 9.341,15-TL iş bedeli alacağının tahsili için ilamsız takip yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmaktadır. Dosyada bulunan ve mali müşavir … ile makine mühendisi … tarafından tanzim edilen 10/05/2017 tarihli bilirkişi kurul raporunda; davacı şirketin, davalı ile olan hesabını 120 Alıcılar hesabının “120.M07′- hesap kodlu “… Lld. Şti.” muavin hesabında takip ettiği, davacı şirketin 2014 yılında davalı şirket ile olan 120 Alıcılar hesabının “120. M07” hesap kodlu “… ltd. Şti,” muavin hesabında davacı şirket tarafından ihtilaf konusu 22/08/2014 tarih ve 210270 seri numaralı 9.3415 TL bedelli faturanın düzenlendiği, davalı şirket tarafından 16/06/2017 tarihinde 2.000,00 TL havale yapıldığı, fatura toplam tutarından EFT tutarı mahsup edildiğinde davacı şirketin davalı şirketten 7.341,15 TL alacaklı olduğunun davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve henüz bedelinin davalı tarafından ödenmediği, davalı şirketin 2014 yılı ticari defterleri incelendiğinde; ihtilaf konusu fatura ve havale bedelinin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, dosyada mevcut beyanlar, tanık ifadeleri, fatura içeriği ve davacı fatura başlığı birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu malzemelerin tavan tipi vincin emniyet sistemleri olduğu, emniyet sistemlerinin imal edilen vinçlere davacı tarafından montajları, taraflar arasında meydana gelen tatsızlıklar ve yapılan toplantılar sonucunda taraflar arasındaki mutabakatın feshedildiği ve montaj işinin durdurulduğunun anlaşıldığı, tanıkların ifadesinden emniyet elemanlarının değersiz piyasa malı olduğunu tespit ettiklerini ve davacı tarafa bildirdiklerini belirttikleri, davacı tarafta, bu kusurun depocudan kaynakladığını belirttiği, bu tespitler, kullanılan ve dava konusu malzemelerin davacının deposunda olduğunu ve piyasa malı tabir edilen ucuz malzemeler olduğunu gösterdiği, ayrıca, dosyada bu malzemeleri dışardan ithal ettiklerini gösterir belge veya gümrük belgesi bulunmadığı, davacı şirketin davalı fırına adına düzenlediği fatura ve davalı tarafından kabul edilmeyen faturada 7 kalem malzeme olduğu, bunların sensörler, kablolar, pano ve şalter olduğu, ayrıca faturada montaj işi yapılmadığı halde 2 kalem işçilik yazıldığı, davacının düzenlediği faturanın başlığında davacı … Makine firmasının “Vinçlerde emniyet sistemleri, platformlar, travil lift, vorklift satışı, tamiri ve servisi” olduğunun belirtildiği, davacının faturadaki malzemeleri hem kullanıyor ve hem de satışını yaptığının anlaşıldığı, bu nedenle bu malzemeleri deposunda sürekli bulundurduğu sonucuna varıldığı, ayrıca bu malzemelerden hır kısmını ithal edildiğini gösterir belgenin dosyada bulunmadığı, bütün bu veriler, nedenler ve piyasa sorgulaması birlikte değerlendirildiğinde, davacının talep ettiği 7 kalem malzemenin hem vinçlerde ve diğer birçok konstrüksivonda kullanılabileceği ve depoda olduğundan, davalıdan bu malzemelerin bedelini talep edemeyeceği belirtilmiştir. Yine dosya kapsamında yer alan ve makine mühendisleri … ile … tarafından hazırlanan 27/08/2018 tarihli bilirkişi kurul raporunda; taraflar arasında davalıya ait tavan vinçlerinin emniyet sistemlerinin yapım işleri konusunda anlaştıkları, vincin dava dışı … Firmasının Atölyesinde bulunduğu, işin ne şekilde yapılacağı hususunda bir yazılı sözleşme olmadığı, detaylarının da açıklanmadığı,dosyadaki tanık anlatımlarında yapılacak işte kullanılması gereken malzeme dışında farklı malzeme kullanıldığı gerekçesiyle davalı tarafından işin kabul edilmediği, davacı tarafından da gönderilen faturanın davalı tarafından iade edildiği,davacı tarafından dosyaya sonradan sunulan ithalat belgelerinden yapılacak işte kullanılacak malzemelerden bir kısmının ithal edildiğinin anlaşıldığı, ithal edilen malzemelerin kapsamı dikkate alındığında davacı şirket aynı üründen birden fazla ürün ithal ettikleri ve bu işlerde kullandıkları, davalı şirkete monte edilecek vincin seri yapım vinç olduğu, ithal edilen malzemelerin özel sipariş olarak ithal edildiğinin kabulünün mümkün olmadığı, başka işte kullanılabileceği, davaya konu malzemelerin vinçlerde ve diğer bir çok konstrüksiyonda kullanılabileceği ve davacının uhdesinde bulunduğu belirtilmiştir. Somut olayda; öncelikle yanlar arasındaki sözleşmenin davalı yanca haklı olarak feshedilip edilmediğinin belirlenmesi gerekmekte olup, bu belirleme davacı yanın iş bedeline hak kazanıp kazanmadığının tespitinde önem arz etmektedir. Bu kapsamda yapılan incelemede; mahkemece dinlenilen tanık beyanlarının yanlar arasında yaşanan tartışmanın sözleşmenin feshini gerektirecek nitelikte ve taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi sona erdirecek boyutta olduğunu ispatlayacak nitelikte olmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla davalı yanca sözleşmenin feshinin haklı olarak nitelendirilmesi mümkün görülmemektedir. Bu noktada bu kez eserin ayıplı yapılıp yapılmadığının tespiti önem kazanmaktadır. Davacı yanca imal edilen ürünlerin davalıya teslim edildiği ve halen davalının deposunda olduğu taraf beyanları ile sabittir. Dairemizce yapılan incelemede; mahkemece ilk bilirkişi raporunun yalnızca taraf ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılarak hazırlandığı, ikinci raporun da davacı yanca imal edilen dava konusu ürünlerin monte edileceği ve dava dışı … Firmasının Atölyesinde bulunan vinçin teknik özellikleri üzerinde yapılan inceleme sonucu hazırlandığı tespit edilmiştir. Oysa; davalı işin ayıplı yapıldığını ileri sürmüş, davacı ise ürünlerin özel üretim olduğu yönünde iddiada bulunmuştur. Davacı yanca ayıp ihbarının süresinde yapılmadığına yönelik bir itirazda bulunulmamıştır. Benzer uyuşmazlıklarda mahkemece yalnızca ticari defterler üzerinden inceleme yapılarak karar verilmesinin hatalı olduğu Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesi’nin 2013/9343 Esas ve 2014/3772 Karar sayılı, 14/05/2014 tarihli kararında açıkça vurgulanmıştır. O halde, yapılan bu açıklamalar ışığında somut olayda; mahkemece davalının işin ayıplı ifa edildiği, davacının da ürünlerin özel üretim olduğu yönündeki iddiaları yönünden davalının deposunda bulunduğu belirtilen ürünlerin özel üretim olup olmadığı, özel üretim ise seri üretimde kullanılıp kullanılamayacağı, başkasına satışının mümkün olup olmadığı belirlenip, özel üretim olduğunun belirlenmesi halinde bedelinin tahsiline karar verilmesi, özel üretim değil ise şimdiki gibi davanın reddine hükmedilmesi gerekirken, mahkemece bu hususlar üzerinde durulmaksızın eksik incelemeye ve yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/01/2019 tarih, 2014/1500 Esas, 2019/78 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 27/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.