Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/155 E. 2021/1255 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/155
KARAR NO: 2021/1255
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/04/2018
NUMARASI: 2017/1001 Esas, 2018/457 Karar
ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 4. ATM’nin 2017/984 ESAS, 2017/1097 KARAR SAYILI DAVA
YÖNÜNDEN;
DAVANIN KONUSU: İpotek (Tescil İstemli)
KARAR TARİH: 22/06/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl ve birleşen dava taşınmaz malikine karşı açılmış olup, davacı taşeron asıl davada sözleşmeye konu taşınmaza TMK m.1011 hükmü uyarınca geçici tescil şerhi konulması; birleşen davada ise, TMK m. 893/3 hükmü uyarınca kesin tescil talebinde
bulunmuştur. Davacı taşeron, dava dışı … Şirketinin yapımını üstlendiği okul inşaatında alt taşeron olarak bir kısım işleri yaptığını, ancak alacağını tahsil edemediğini belirterek asıl davayla geçici tescil şerhi, birleşen dava ile de kesin inşaatçı ipoteği konulmasını talep etmiş; davalı ise, kendisinin arsa maliki olduğunu, davacı şirket ile herhangi bir akdi ilişkisinin bulunmadığını, inşaatla ilgili ödemeleri muhatapları … Şirketine yaptıklarını ileri sürmüştür. Mahkemece davacı tarafından geçici ve kesin inşaat ipoteğine konu ettiği alacağın çekişmeli olduğu belirtilerek her iki davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf itirazında, her iki davada maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, alacak istemiyle İstanbul Anadolu 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1134 Esas sayılı dosyası üzerinden açılan davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini belirtmiştir. Asıl ve birleşen dava TMK’nın 893/3 ve 1011 maddeleri uyarınca iş bedeli alacağının güvenceye bağlanması amacına yönelik geçici tescil şerhi konulması ve kesin inşaatçı ipoteğinin tescili istemine ilişkindir. Dava yapı malikine karşı açılmıştır. Mahkemece her iki davanın kabul edilebilmesi için alacağının malik tarafından kabul edilmiş olması veya mahkemesince ilama bağlanmış olması gerektiği oysa alacağın çekişmeli olduğu belirtilerek her iki davanın reddine hükmedilmiştir. Davadan önce davacı taşeron tarafından yüklenici şirket aleyhinde alacak davası açıldığı ve mahkemece bekletici mesele yapılmadan alacağın çekişmeli olduğu belirtilerek davanın reddine hükmedilmiştir. Açılan her iki davanın konusu ve niteliğine göre kabulü için aranacak şartlar benzer olup, bunlardan biri de alacağın ilamla belirlenmiş olmasıdır. Davacı tarafından malike karşı ilgili mahkemesinde alacak davası açıldığı anlaşılmakla açılan dosya getirtilerek incelendikten sonra eldeki davalar yönünden hak düşürücü süreler de gözetilerek değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Açıklanan nedenlerle, eksik incelemeye dayalı mahkeme kararı kaldırılarak belirtilen şekilde inceleme ve değerlindirme yapılmak suretiyle sonucuna göre karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/04/2018 tarih, 2017/1001 esas, 2018/457 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 22/06/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.