Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1487 E. 2022/893 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1487
KARAR NO: 2022/893
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/05/2019
NUMARASI: 2017/178 Esas, 2019/470 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 28/04/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalıya ait Bursa İli, Osmangazi ilçesi, … mahallesi, … ada, … parseldeki … isimli projede yer alan …, … ve …, … ve …’ya ait ince inşaat işlerinin davacı şirket tarafından yapılması konusunda 08.03.2012 yürürlük tarihli sözleşme akdedildiğini, sözleşmenin 12-d maddesinde tüm malzeme ve işçiliğin sözleşmeye uygun ve işveren talimatları doğrultusunda işin süresinde davalıya tam eksiksiz teslim edildiğini, Bursa ilinde 31.01.2015-02.02.2015 tarihleri arasında yaşanan lodos fırtınası neticesinde davacının yapımını üstlendiği bir takım blokların çatılarında ve muhtelif kısımlarına hasarlar meydana geldiğini, davalının 04.04.2015 tarihli ihtarnamesi ile onarım yapılmasının bildirildiğini ve aksi takdirde 136.000-TL tutarın kendilerine rücu edileceğinin ihtar edildiğini, davacının 09.04.2015 tarihinde ihtara cevap vererek hasarın davalının imalatları ile ilgisinin olmadığı ve mücbir sebep olduğunun bildirildiğini, Bursa 7.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/14 D.İş dosyası ile delil tespiti yapıldığını, tespit ile hasarın KDV hariç 29.700,00 TL olarak belirlendiği ve proje tercih edilen malzemenin hatalı olmasından kaynaklandığının belirlendiğini, davalının da Bursa 4.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/135 D.iş sayılı dosyası ile tespit yaptırarak montaj ve imalat hatası ayıplı üretim nedeni ile uğranılan 107.500-TL+KDV hasarın teminat mektubundan karşılanacağının 02.12.2016 tarihli ihtarname ile kendilerine bildirildiğini, meydana gelen olayda sorumluluklarının olmadığını, Afet Koordinasyon Merkezinin resmi açıklamalarından doğa olayının … olarak nitelendirildiğini belirterek, davacının davalıya 107.500,00 TL tutarında bir zarar tazmin borcu olmadığının tespitine, 23.10.2016 tarihli teminat mektubunun paraya çevrilmesinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davalı şirketin hiçbir zaman inşaat yapmadığını ve personel istihdam etmediğini, davalı şirketin hayata geçirdiği projelerde inşaat işlerini bölerek anahtar teslim şekilde ihale ettiğini, bu kapsamda davacıya dava konusu işlerin verildiğini, teslim edilen işlerde olumsuz hava şartları neticesinde cephe mantolama sıvalarının döküldüğünü, çatı bakır kaplamasının uçtuğunu, balkon parepetlerinde bulunan mermerlerin kırıldığını, çatı asansörü makina dairesi pvc doğrama önündeki aliminyum menfezin parçalandığını, blok giriş saçaklarında bakır çatı birleşimlerinin açılarak koptuğunu, saçak alt kaplamasının açıldığını, arduvazlı membran çatı duvar ile birleşimlerinin ayrıldığını, yalıbaskı kaplamalı cephelerde parçaların düştüğünü, yalı bloklarında kat hollerinde olan şaft kapak profillerinin kırıldığını, meydana gelen hasarlardan davacının sorumlu olduğunu, hasarın imalat hatasından meydana geldiğinin bilirkişi raporlan ile sabit olduğunu, davacı tarafından açılan tespit davasındaki raporun kabulünün mümkün olmadığını, davacının meydana gelen hasardan hukuken sorumlu olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, meydana gelen hasarların hatalı malzeme seçiminden kaynaklandığı, bu hususun gizli ayıp niteliğinde olduğu, sert hava koşulları neticesinde ortaya çıktığı, sözleşme gereği hatalı malzeme seçilmiş olmasından ötürü davacının sorumluluğunun bulunduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, taraflar arasında müteahhit ana sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 12-d maddesinde tüm malzeme ve işçiliğin sözleşmeye uygun ve davalının talimatları doğrultusunda olacağı düzenlendiğini, davacı edimlerini zamanında tamamlayarak davalıya teslim ettiğini, Bursa ilinde 31 ocak -2 şubat 2015 tarihleri arasında meydana gelen saateki hızı 129 km’ye ulaşan ve 5 kişinin hayatını kaybettiği lodos fırtınası neticesinde şehirde pek çok maddi hasar oluştuğunu, davacının üstlendiği binada hasarların meydana geldiğini, mahkeme nezdinde tespit yaptırdıklarını, olaydan 1 yıl sonra davalı tarafın 107.500,00 TL + KDV zararlarının bulunduğunu, bu zararların teminat mektubundan karşılanacağının bildirildiğini, davacı tarafından menfi tespit davası açıldığını, dava devam ederken davalı haksız ve hukuka aykırı olarak 23.10.2015 tarihli 40.000,00 Euro tutarındaki teminat mektubunu 9 Mayıs 2017 tarihinde 155.381,22 TL üzerinden paraya çevirdiğini, 28.4.2017 tarihli e posta mesajında zarar miktarı olarak beyan ve iddia ettiği 90.547,16 TL’nin davalıdan istirdatına çevrildiğini, mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırıldığını ve yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verildiğini, sözleşmenin 12-d maddesi uyarınca malzeme seçiminin davalı şirketin talimatları doğrultusunda yapılmak zorunda olduğunu, mahkemenin de bu tespiti yapmasına rğmen davanın reddine karar vermesinin hatalı olduğunu, projedeki imalatlarda oluşan hasara sebebiyet verenin lodos fırtınası olduğunu ve bunun mücbir sebep oluşturduğunu, illiyet bağını kestiğini, kusuru ortadan kaldırdığını, mahkeme tarafından bu hususun değerlendirilmediğini, bilirkişi raporları yetersiz olmasına rağmen mahkeme tarafından tamamlanmadan, kendisini bilirkişi yerine koyarak karar vermesinin hatalı olduğunu, davalının maruz kaldığı zarar miktarının fahiş olduğunu, buna rağmen yerel mahkemenin …’ın uğradığını iddia ettiği gerçek zararı araştırmadığını ve bilirkişilerin zarar miktarı bakımından ortaya koydukları görüşü tamamen dikkate almadıklarını, mahkeme kararının hatalı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Taraflar arasında 08.03.2012 tarihinde davalıya ait … isimli projede yer alan … … blok … ve … konak blok … ve … ya ait ince inşaat işlerin yapılması konusunda sözleşme imzalanmış olup, davacı yüklenici tarafından ediminin yerine getirildiği, ancak Bursa içinde 32 Ocak – 2 Şubat 2015 tarihleri arasında meydana gelen, saatteki hızı 129 km ulaşan lodos fırtınası nedeniyle yüklenici taraından yapılan bir kısım imalatlarda hasar meydana gelmesi nedeniyle davalı iş sahibinin davacıdan 107.500,00 TL’nin tahsilini istediği, hasarın mücbir sebepten kayaklandığı gerekçesi ile davacı tarafından davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamında, davalı tarafça 02.02.2016 tarihinde yaptırılan tespit sonucunda bilirkişi raporunda, mantolama sıvaların döküldüğü, çatı bakır kaplamasının uçtuğu, balkon parapetlerinde bulunan mermerlerin kırıldığı, blok giriş saçaklarında bakır çatı birleşimlerinin açılarak koptuğu, saçak alt kaplamasının açıldığı, arduvazlı membran çatı duvar ile birleşimlerin ayrıldığı, yalıbaskı kaplamalı cephelerde parçaların düştüğü, yalı blokların kat hollerinde olan şaft kapak profillerin kırıldığı tespit edilmek suretiyle Montaj ve imalat hatası bulunduğu 107.500,00 TL +KDV hasar olduğu belirtilmiş; davacı tarafça yapılan tespit sonucu olan 01.06.2015 tarihli raporda ise zararın 29.700,00 TL olduğu hasarlı imalatların tercih edilen malzemelerin hatalı olmasından ve lodosun şiddetli esmesinden kaynaklandığı belirtilmiştir. Mahkemece alınan 28.02.2019 tarihli bilirkişi raporunda her iki tespit raporu değerlendirilmiş, 02.02.2016 tarihli raporda montaj ve imalat hatası olduğu belirtilmesine rağmen bu rapor hem yapılan tespitlerin denetlenebilir yönünün olmaması, hemde takdir edilen hasar tutarının piyasa rayiçlerinin üzerinde olması ve olay tarihinden uzunca bir süre sonrasına ait olması nedeniyle itibar edilemeyeceği; 01.06.2015 tarihli tespit raporunda ise birim fiyatların piyasaya rayicinde olduğu, lodos fırtınasının yaklaşık 4 ay sonrasına ait tespitleri içerdiği belirtilerek, rapordaki hasar durumunun kadri maruf olması ve raporun olay tarihine yakın tarihte imzalanması sebebiyle bu rapora itibar edilmesi gerektiği belirtilmiş olup, ayrıca sözleşmenin 12-b maddesinde işin süresi boyunca iş sahibinin yetkili elamanlarının kontrolleri neticesinde sözleşme ve şartlarına aykırı bulunan hususların derhal denetleneceği, 12-d maddesi ise tüm malzeme ve işçiliğin sözleşme uygun ve iş sahibinin talimatları doğrultusunda olacağı düzenlendiğinden tespit raporlarında hatalı malzeme seçimi yapılmış olması nedeniyle davacının kullanırken hatalı malzemeden sorumlu tutulamayacağı, bunun yanında AKOM’un meydana gelen olayı tropikal fırtına olarak nitelendirmesi dikkate alındığında davacı tarafından hatalı malzeme seçilmiş olmasa dahi sert hava koşulları nedeniyle hasarın önlenemeyeceği, hasarın meydana geldiği periyottaki hava koşullarının mücbir sebep sayılması gerektiği, meydana gelen hasarın hatalı malzeme seçiminden kaynaklandığı, bu hususun gizli ayıp niteliğinde olduğu, sert hava koşulları neticesinde ortaya çıktığı, sözleşme gereği hatalı malzeme seçilmiş olmasından ötürü davacının sorumlu olmayacağı belirtilmiştir. Yerel mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmenin 12-b ve 12-d maddeleri de belirtilirek bilirkişi raporlarında hatalı malzeme seçimi tespiti yapıldığı, davacının Bursa iklim koşullarını dikkate alarak ona göre malzeme kallanımının sözleşme gereği olduğu, meydana gelen hasarların malzeme seçiminden kaynaklandığı, bu hususun gizli ayıp olduğu, sert hava koşullarının ortaya çıktığı sözleşme gereği hatalı malzeme seçilmiş olmasından ötürü davacının sorumluluğu bulunduğu gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. Tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporları dikkate alındığında yüklenici tarfından yapılan imalatların meydana gelen fırtına sonucu hasar gördüğü, söz konusu fırtınanın mücbir sebep olarak kabul edilebilecek nitelikte ve büyüklükte olduğu, davacı tarafından seçilen malzemelerin hatalı olduğu ve bu hususun gizli ayıp niteliğinde bulunduğu tespit edilmesine rağmen, sözleşmenin 12/b ve 12/d maddeleri gereği yüklenici tarafından seçilen malzemelerin iş sahibinin onayından geçtiği, bilirkişi raporuna göre bu halde dahi sert hava koşulları nedeniyle hasarın önlenemeyeceği, söz konusu hava koşullarının mücbir sebep niteliğinde olduğu anlaşılmakla, davacının meydana gelen hasardan sorumlu bulunmayacağı sonucuna varılmaktadır. Davacı vekilince dosyaya sunulan cevaba cevap dilekçesinde davalı tarafça teminat mektubunun paraya çevrildiği belirtilerek 155.381,22 TL olarak tahsil edilen mektup tutarından davalının zararını oluşturduğunu iddia ettiği 90.547,16 TL’nin davalıdan istirdadına karar verilmesini istedikleri belirtilmiştir. Dosya kapsamındaki … A.Ş.’nin 14.12.2018 tarihli yazısı ekindeki belgelerden davalı tarafça 40.000 Euro tutarlı teminat mektubunun paraya çevrilmesinin istendiği, ekli dekontlardan teminat mektubunun 155.381,22 TL olarak 09.05.2017 tarihinde paraya çevrildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacı tarafça açılan menfi tespit davasının 90.547,16 TL’si yönünden istirdat davasına dönüştüğü anlaşılmaktadır. Şu halde meydana gelen hasardan davacı yüklenicinin sorumlu olmayacağı kanaatine varıldığından, açılan davada davacının davalıya 107.500,00 TL borçlu olmadığının tespitine, bu miktardan 90.547,16 TL’sinin yargılama sırasında davalı tarafından tahsil edildiği anlaşıldığından, bu miktar ödemenin davalıdan istirdadına karar verilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak davacının menfi tespit davası ile istirdat davasının kabulüne dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/05/2019 tarih ve 2017/178 Esas, 2019/470 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davacının davalıya yönelik açmış olduğu menfi tespit davasının KABULÜ ile, davacının davalıya 107.500,00 TL itibariyle BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, 4-Davacının davalıdan istirdat talebinin KABULÜNE, borçlu olmadığı tespit edilen 107.500,00 TL’den davalı tarafından tahsil edildiği anlaşılan 90.547,16 TL kısmının tahsil tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
B) İLK DERECE YARGILAMASI YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 7.343,32 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.835,84 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.507,48 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2-Davacı tarafından yapılan 1.835,84 TL peşin harç, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 216,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 3.551,84‬ TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 14.162,50 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 4-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde kendisine İADESİNE, 2-Davacı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 23,65‬ TL müzekkere gideri olmak üzere toplam 144,95 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 28/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.