Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1482 E. 2022/1236 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1482
KARAR NO: 2022/1236
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/02/2019
NUMARASI: 2014/1067 Esas, 2019/301 Karar
BİRLEŞEN İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2014/1361 E.2015/1 K. SAYILI DOSYASINDA
DAVA: Alacak-Yoksun Kalınan Kar Nedeniyle Tazminat
DAVANIN KONUSU: Banka Teminat Mektubunun İadesi Ve Depo Edilmesi
KARAR TARİHİ: 15/06/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili asıl davada, müvekkilinin 85 km’lik Riva Havzası 1. Kısım Atıksu Kanalı, Yağmur Suyu Kanalı, Dere Islahı ve Arıtma Tesisi işini ihale ile üstlendiğini ve 24.12.2010 tarihinde … ile sözleşme imzaladığını, yer tesliminin tutanakla ve genel olarak 04.01.2011 tarihinde yapıldığını, yer teslimine müteakip derhal çalışmaya başlandığını, işlerin ön çalışması niteliğindeki projelerini hazırlayarak idarenin onayına sunduğunu, iyiniyetle bugüne kadar makul ve sorumlu bir yüklenicinin yapması gereken tüm çalışmayı yaptığını, ihale dokümanı ekinde yer alan 6 mahal, ihale dokümanı ekinde yer almayan 10 mahallin yer tesliminin yapıldığını, bu mahallerde toplam 63 km’de fiziki gerçekleştirme sağladığını, geriye inşaası gereken 22 km’nin bulunduğunu, bu fiziki gerçekleştirme aşamasında gerek proje onaylarından gerekse mobilizasyonlardan sağlanması sırasında verilmesi gereken ek süreler yükleniciden kaynaklanmayan hukuki imkansızlıklar nedeniyle verilmesi gereken ek süreler göz önüne alınmadan önce sözlü beyanlar ile işin süresinde tamamlanmayacağı için fesih aşamasına gelindiğinin bildirildiğini, daha sonra davalı …’nin 20/06/2013 tarihli ihtarnamesi ile iş programı ile yapılan ödemelerin birbirine mütenasip olmadığından bahisle eksikliklerin 10 gün içerisinde giderilmesi aksi takdirde ihale sözleşmesinin feshedileceğinin bildirildiğini, davalının işin durdurulduğu ve işin yetiştirilemeyeceğine ilişkin beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, problemin müvekkilinin işi aksatmasından yada yapmamasından kaynaklanmadığını, gecikmenin …’den kaynaklanması sebebiyle müvekkilinin de ihtara cevap verdiğini, bu aşamada hiçbir dilekçelerinin dikkate alınmaması neticesinde … tarafından sözleşmenin feshi yoluna gidildiğini, bu fesih yazısının müvekkiline 29/07/2013 tarihinde tebliğ edildiğini, feshe müteakip davalı tarafından … Bankası E 5 Pendik şubesine yazılı bildirimde bulunarak teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin talep edildiğini, bu istem karşısında İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açıldığını ve teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin önlenmesinin talep edildiğini, bu taleplerinin kabul edildiğini, ancak teminat yatırılmadan …’nin talebi üzerine 30/03/2010 tarihinde banka tarafından mektupların nakle çevrildiğini, bu nedenle mahkeme kararının icra etme imkanının bulunmadığını, nakde çevrilen teminat mektuplarının 22/12/2010 tarihli 1.250.000 TL, 10/06/2013 tarihli 20.000 TL, 12/12/2011 tarihli 20.000 TL, 18/06/2012 tarihli 20.000 TL, 10/09/2018 tarihli 20.000 TL ve … sayılı 20.000 TL teminat mektupları olduğunu, bu arada …’nin İstanbul Valiliğine yazı yazarak müvekkilinin kamu ihalelerinden yasaklanması için talepte bulunduğunu, bu talebin İçişleri Bakanlığına iletildiğini, … tarafından yapılan feshin haksız fesih olduğunu, müvekkili şirkete noterden gönderilen ihtarnamede işin süresinin bitmesine 214 gün kaldığından bahisle müvekkilinin iş programının gerisinde kaldığı, yeni ekipler ilave edilerek çalışmalara devam edilmesinin, aksi halde işin süresinde bitirilemeyeceği için sözleşmenin feshinin gerçekleşeceğinin bildirildiğini, oysa mevcut ihale sözleşmelerinde çalışılmayan günün olmadığının öngörüldüğü, iş programı yapılırken çalışılmayan günün bulunmadığının ve lineer olarak hiç kesintiye uğramadan artan bir iş programı yapılarak İdari onayı takiben işbaşı yapıldığını, ancak AYKOME kararları gereği ruhsat verilmediği için çalışılamayan 288 günlük sürenin bulunduğunu, bu sürenin mevcut iş programının yakalanmasını önlediğini, bu husus dikkate alınarak idareden süre uzatım talebinde bulunulduğunu, mevcut 214 güne AYKOME kararları gereği ruhsat verilmediğinden çalışılamayan 288 gün ek süre eklendiğinde 502 günlük bir sürenin mevcut olacağını, ihale konusu işin kanuni süresi içerisinde sorumsuzca bitirilebileceğinin aşikar olduğunu belirterek haksız fesih nedeniyle irat kaydedilen teminat mektubu tutarı olan 1.350.000 TL’nin 31.07.2013 tarihinden itibaren işletilecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, müvekkili idare ile davacı şirket arasında “Riva Havzası 1.kısım atık su kanalı, yağmur suyu kanalı, dere ıslahı ve arıtma tesisi inşaatı” işi için 24/12/2010 tarihinde sözleşme imzalandığını, 03/01/2011 tarihinde yer teslimi yapıldığını, sözleşme ile işin süresinin 1095 gün olarak belirlendiğini, sözleşme konusu işin 85 km olduğunu, 63 km çalışmasının gerçekleşmediğini, sözleşme bedelinin 20.530.752,84 TL olup, 15 nolu hakediş itibariyle 9.613.214,15 TL ve gerçekleşme oranının % 46 olduğunu, oysa iş programına göre gerçekleşme tutarının 16.919.590,29 TL ve gerçekleşme oranının % 82 olması gerektiğini, davacının işin % 63’ünün gerçekleştiği iddiasının doğru olmadığını, ayrıca yüklenicinin iş programına göre başlaması gerektiği halde başlamamış olduğu çalışmaların bulunduğunu, örneğin mahal listesinde bulunan Beykoz İlçesi … köyünde çalışmalara başlamadığını, Ishaklı köyünde çalışmaların başladığını, ancak işin devam ettirilmediğini, 10.868 m. olan hattın 4606 m.’sinin tamamlanarak bırakıldığını, mahal listesinde bulunmayan ancak yapımı davacı tarafından 13.08.2012 tarihli yazı ile kabul edilen Sultanbeyli İlçesi … caddesindeki 300 -2600 çapındaki 7600 m’lik yağmur suyu hattının sadece 287 m’sinin yapıldığını, mahal listesinde bulunmayan ancak davacı tarafından 19.02.2013 tarihli yazı ile yapımı kabul edilen köylere Atıksu şebeke hattı ve fosseptik yapıları inşaatı işinin 32.000 m.’lik atıksu hattının, 18.800 m.’lik kısmının yapıldığını, fosseptik inşaatına başlanmadığını, davacıya yollanan 06.11.2011 tarihli yazı ile % 10,5 seviyesinde olması gereken işin % 2,2 seviyesinde olduğunun belirlendiğini, çalışmaların hızlandırılmasının talep edildiğini, 20.01.2012 tarihli yazı ile Aralık 2011’de işin gerçekleşme oranının % 35 olması gerekirken % 20,5 seviyesinde olduğunu ve çalışmaların hızlandırılmasının istendiğini, yine 11.05.2013 ve 29.05.2013 tarihli … yazıları ile işin iş programının gerisinde kalındığının ve işlerin hızlarının arttırılması gerektiğinin bildirildiğini, mevcut durumun devam etmesi üzerine 19.06.2013 tarihli noter ihtarnamesiyle Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 47. maddesi gereğince 10 gün süre tanındığını, Davacının iş programının gerisinde kalması ve verilen süre içerisinde de iş programına yetişme içerisinde olmaması nedeniyle Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu, Yapım İşleri Genel Şartnamesi ve sözleşme hükümlerine uygun olarak 16.07.2013 tarihli Yönetim Kurulu Kararı ile sözleşmenin feshedildiğini, davacının 15 nolu hak ediş itibariyle % 82 oranında iş yapması gerekirken % 46 oranında işi tamamladığından ve verilen sürede iş programına yetişme gayreti içerisinde olmaması nedeniyle sözleşmenin feshedildiğini ve mevzuat hükümleri gereğince teminatın gelir kaydedildiğini, ihalelerden yasaklanması için İstanbul Valiliğine yazı yazıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davacı vekili birleşen dava, müvekkilinin 85 km’lik Riva Havzası 1. Kısım Atıksu Kanalı, Yağmur Suyu Kanalı, Dere Islahı ve Arıtma Tesisi işini ihale ile üstlendiğini ve 24.12.2010 tarihinde … ile sözleşme imzalandığını, yer tesliminin tutanakla ve genel olarak 04.01.2011 tarihinde yapıldığını, yer teslimine müteakip derhal çalışmaya başlandığını, davalı tarafından sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini, teminat mektuplarını nakde çevirdiğini, bununla ilgili ayrı bir dava açıldığını, belirsiz alacak davası olarak açılan bu davada haksız fesih nedeniyle fesih anına kadar yapılmış inşaat işlerinin bedellerinden şimdilik 10.000 TL alacağın ve fiili zarar ile yoksun kalınan kara karşılık olmak üzere şimdilik 10.000 TL’nin ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili birleşen davaya cevabında, müvekkili tarafından sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, davacının yapmış olduğu işler karşılığı olarak müvekkilinden bir alacağının bulunmadığını, davacının yapmış olduğu işler karşılığından düzenlenen hakediş bedeli içerisinde davacının karının da mevcut olduğunu, çalışmaları karşılığında hak etmiş olduğu karları aldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, sözleşmenin feshedilmiş olduğu 16/07/2013 tarihinde yüklenicinin sözleşme gereğince 214 gün süresinin daha mevcut olduğu, davacı tarafça gerçekleştirilen imalat seviyesinin % 68,94 seviyesinde olduğu, davacıya sözleşmenin 18/2. maddesi gereğince 288 gün ek süre verilmiş olması halinde yüklenicinin 288 + 214 = 502 gün süresinin olduğu, davacının kalan işi 502 gün içerisinde tamamlamasının bilirkişiler tarafından mümkün ve kolay olarak kabul edildiği, buna göre davalı tarafından yapılan feshin haklı fesih olmadığı, bu nedenle davacı tarafından davalıya verilen ve davalı tarafından nakde çevrilen teminat mektupları tutarı olan 1.350.000 TL’nin davalıdan tahsili gerektiği, birleşen davada talep edilen sözleşmenin haksız olarak feshedilmesi nedeniyle davacının yoksun kaldığı kârın, alınan bilirkişi raporundaki fesih kesin hesabına göre 696.856,19 TL olduğu, bu miktarın da davalıdan tahsili gerektiği, birleşen davada talep edilen sözlemenin feshine kadar yapılmış inşaat bedellerine ilişkin alacak davasından feragat edilmiş olduğu gerekçesiyle, asıl davanın kabulü ile; davacı tarafından davalıya verilen teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin haksız olması nedeniyle toplam 1.350.000 TL nin ( 500.000 TL sinin 05.08.2013 tarihinden itibaren, 750.000 TL sinin 06.08.2013 tarihinden itibaren, 100.000 TL sinin 01.08.2013 tarihinden itibaren ) hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, birleşen davanın kısmen kabulü ile, davacının yoksun kaldığı kar 696.856,19 TL nin 10.000 TL sinin birleşen dava tarihinden itibaren, kalan 686.856,19 TL nin talep arttırım tarihi olan 18.06.2018 tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fesih tarihine kadar yapılmış inşaat işlerinin bedeli davasının feragat nedeniyle reddine, karar verilmiştir. Davalı-birleşen davalı vekili istinafında, cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrar etmiş, mahkemece alınan raporda davacı tarafça sunulan mütalaanın kesin ve emredici olarak kabul edilmesinin ve mahkemece de buna dayanılarak hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, İdarece yapılan fesih işleminin hukuka uygun olduğunu, davacıya 288 gün süre verilmesi halinde işin tamamlanacağı görüşünün, işin teslim tarihi, ihtarname ve fesih tarihi itibariyle işin gerçekleşme oranın %46 olması, o ana kadar ki işin yürütülüş biçimi dikkate alındığında doğru olmadığını, kalan sürede işin gerçekleşme ihtimalinin neredeyse imkansız olduğunu, farklı bir bilirkişi heyetinden rapor alınması taleplerinin haksız olarak reddedildiğini, bilirkişi raporunca yapılan mahrum kalınan kâr hesaplamasını da kabul etmediklerini, kâr mahrumiyetinin hesabında; yüklenicinin işi tamamlanmaması dolayısıyla sağladığı tasarrufun, başka bir iş almışsa oradan elde ettiği kârın veya böyle bir iş bulmaktan kasten kaçınmışsa kazanacağı miktarın düşülmesinin zorunlu olduğunu, bu konuları değerlendirmeyen bilirkişi raporuna dayanılarak kâr mahrumiyetinin karar altına alınmasının doğru olmadığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı-birleşen davacı yüklenici, davalı-birleşen davalı iş sahibidir. Asıl dava, taraflar arasındaki “Riva Havzası 1.Kısım Atıksu Kanalı, Yağmur Suyu Kanalı, Dere Islahı ve Arıtma Tesisi” işinin davacı tarafından yapılmaya devam edilmesi sırasında, davalı tarafından kalan sürede işin bitirilemeyeceği gerekçesiyle sözleşmenin teslim süresinden önce haksız olarak feshedildiği ve toplam 1.350.000 TL’lik teminat mektuplarının nakde çevrildiği, AYKOME kararları gereği ruhsat verilmediği için çalışılamayan 288 gün, proje onaylarında ve mobilizasyonlarda verilmesi gereken ek süreler, davacıdan kaynaklanmayan hukuki imkansızlıklar nedeniyle verilmesi gereken ek süreler göz önünde bulundurulduğunda ihale konusu işin kanuni süresi içerisinde bitirilebileceğinin açık olduğu iddiasıyla, haksız fesih nedeniyle irat kaydedilen toplam 1.350.000 TL teminat mektubu tutarının 31.07.2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsili talebine, Birleşen dava ise, aynı iddialar doğrultusunda, haksız fesih anına kadar yapılmış inşaat işlerinin bedellerine ilişkin olarak şimdilik 10.000,00 TL’nin ve fiziki zarar ile yoksun kalınan kâra karşılık şimdilik 10.000,00 TL’nin ticari faizi ile davalıdan tahsili talebine ilişkin olup, daha sonradan fesih anına kadar yapılan inşaat bedeline ilişkin talepten feragat edilmiş, kâr mahrumiyeti talebi ise yapılan ıslahla 696.856,19 TL’ye çıkartılmıştır. Davalı-birleşen davalı tarafça, sözleşmeyi feshettikleri 16.07.2019 tarihinde gelinen 15. hakediş itibariyle davacının %82 seviyesine gelmiş olması gerekirken ancak %46 seviyesine gelebildiği, ayrıca iş programına göre başlaması gereken bazı çalışmalara başlamadığı, çalışmaların hızlandırılmasının talep edilmesine rağmen mevcut durumun devam ettirildiği, bu nedenle yapılan feshin haklı olduğu belirtilerek her iki davanın da reddi istenmiştir. Taraflar arasında Riva Havzası 1. Kısım Atıksu Kanalı, Yağmur Suyu Kanalı, Dere Islahı ve Arıtma Tesisi inşaatı ile ilgili 24/12/2010 tarihli sözleşme imzalamış olup, bu sözleşmenin ifasına başlanıldıktan sonra davalı … tarafından 16.07.2013 tarihinde, Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunun 20.maddesi, sözleşme eki Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 19. ve 47-2 maddeleri ve taraflarca imzalanan yapım işlerine ait sözleşmenin 25.maddesine istinaden sözleşme tek taraflı olarak feshedilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 6/1. maddesinde sözleşme bedelinin 20.530.752,84 TL olduğu, 9/1. maddesinde sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 10 gün içinde yer teslimi yapılarak işe başlanacağını, 9/3. maddesinde iş yeri teslim tarihinden itibaren 1095 gün içinde işin tamamlanarak geçici kabule hazır hale getirileceği, 10/1. maddesinde yüklenicinin 1.250.000 TL kesin teminat vereceği, 18/2.maddesinde yükleniciye ait olmayan gecikmelerin meydana gelmesi durumunda işin engelleyici sebeplere ve yapılacak işin niteliğine göre bir kısmına veya tamamına ait sürenin en az gecikilen süre kadar uzatılacağı düzenlenmiştir. AYKOME’nin 07/10/2010 tarihli, 24/11/2011 tarihli ve 13/11/2012 tarihli kararlarına göre, bu kararlarda belirtilen tarihler için davacı kazı ruhsatı alamamış ve davalı idareden kaynaklı nedenlerle toplam 288 gün çalışma yapamamıştır. Dosya kapsamı değerlendirildiğinde, mahkemece taraf delilleri toplanarak mahallinde yapılan keşfe dayalı olarak alınan bilirkişi heyeti kök ve ek raporları ile davacı tarafça sunulan uzman görüşü heyeti raporuna göre, davalı tarafından taraflar arasındaki sözleşmenin fesih edilmiş olduğu 16/07/2013 tarihi itibariyle davacı yüklenicinin sözleşme gereğince halen 214 günlük iş süresinin daha mevcut olduğu, o tarihe kadar gerçekleştirilen imalat seviyesinin %68,94 olduğu, AYKOME’nin 07/10/2010, 24/11/2011 ve 13/11/2012 tarihli kararlarına göre davacının kazı ruhsatı alamadığı ve davalıdan kaynaklı nedenlerle toplam 288 gün çalışma yapamadığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 18/2. maddesi gereğince, davacı yükleniciye ait olmayan bu gecikmelerden kaynaklı sürenin de davacının iş süresine eklenmesi gerektiği, bu sürede eklendiğinde fesih tarihi itibariyle davacının kalan iş süresinin toplam 502 gün olduğu, alınan bilirkişi heyeti kök ve ek raporunda belirtildiği üzere davacı yüklenicinin kalan 502 günlük iş süresi içerisinde kalan işlerini rahatlıkla tamamlayabileceği, davacı tarafça sunulan uzman heyeti görüşünün de aynı yönde olduğu, buna göre davalı iş sahibi tarafından süresinden önce yapılan feshin ve bu fesih doğrultusunda davacının mektuplarının paraya çevrilmesinin haksız olduğu, toplam 1.350,000,00 TL olan teminat mektubu bedellerinin asıl davada davacıya iade edilmesi gerektiği gibi, bu haksız fesih nedeniyle davacının yapmasına mani olunan kalan işler bakımından mahrum kaldığı kâr bedelinin de davalı tarafça tazmini gerektiği, bilirkişi heyetince sunulan ek raporda davacının talep edebileceği kâr mahrumiyetinin Yargıtay 15.Hukuk Dairesi’nin bu husustaki yerleşik kararlarında belirtilen usule uygun bir şekilde, fesih kesim hesabına göre belirlenmiş olduğu, davalı istinafında, bu hesaplamada yüklenicinin işi tamamlanmaması dolayısıyla sağladığı tasarrufun, başka bir iş almışsa oradan elde ettiği kârın veya böyle bir iş bulmaktan kasten kaçınmışsa kazanacağı miktarın düşülmesinin zorunlu olduğu, bu konuları değerlendirmeyen bilirkişi raporuna dayanılarak kâr mahrumiyetinin karar altına alınmasının doğru olmadığı ile sürülmüş ise de, yapılan hesaplamada kalan işin yapılmamış olmasından kaynaklanan yüklenici tasarrufu nedeniyle %30’luk bir indirime gidilmiş olduğu, davacı yüklenicinin o dönemde başka bir iş aldığına veya almaktan kasten kaçındığına dair ise davalı tarafça ileri sürülen somut bir iddia bulunmadığı, bu nedenle davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının da yerinde bulunmadığı, buna göre birleşen davanın da bilirkişi heyeti ek raporunda belirlenen 696.856,19 TL üzerinden kabulüne karar verilmesi gerektiği, ilk derece mahkemesince de bu değerlendirme ve gerekçeler doğrultusunda asıl davanın tam kabulüne, birleşen davanın kâr mahrumiyeti talebi bakımından kabulüne, fesih tarihine kadar yapılmış inşaat işleri bedeli bakımından ise feragat nedeniyle reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/02/2019 tarih ve 2014/1067 Esas, 2019/301 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 15/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.