Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1472 E. 2022/1191 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1472
KARAR NO: 2022/1191
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/05/2019
NUMARASI: 2015/1191 Esas, 2019/572 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 08/06/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalının tarafın T.C. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğü ile arasında akdettiği sözleşme gereği yapması gereken bazı işlerin ifasını 27.07.2015 tarihli sözleşme ile yüklenici olarak müvekkiline devrettiğini, müvekkilinin Ankara ilinde bulunan idareye ait lojmanlarda 8 adet bloktaki toplam 284 dairenin balkonlarına “… – …” serisi marka cam takılması ve balkon işlerinin yapımını üstlendiğini, müvekkilinin sözleşmenin imzalanmasının akabinde işin yapılacak yere gittiğini ve balkonların ölçüsünü aldığını, numune olarak Lojmanlardaki A Bloktaki 1 dairenin 3 balkon camlarını taktığını ve işin gereği olarak bir kısım daire için ölçülere göre cam kesim ve işlemlerini dava dışı … Ltd. Şti’ne yaptırmaya başladığını, … Ltd.Şti’nin de davacının verdiği sipariş ve ölçülere göre 484,26 m2 lık 8 mm Temperli Rodajlı cam ve 176,15 m21ik 8 mm Füme Temperli rodajlı cam kesim ve işlemini yaptığını, ancak davalının 11.08.2015 günü müvekkilini arayarak işin lojmanlarda oturan bir kısım kişilerin Sayışta’ya şikayette bulunması nedeniyle işin durdurulmasını talep etmesi üzerine, müvekkilinin Bakırköy … Noterliği’nin 31.08.2015 tarih ve … sayılı ihtarnamesi ile taraflar aralarındaki sözleşmeyi fesh ederek, yapılan işlerden dolayı uğradığı zararının tazminini davalıdan talep etmesine rağmen talebinin davalı tarafça reddedildiğini, İstanbul Anadolu 15. Sulh Hukuk Mah.nin 2015-116 D.İş sayılı dosyası ile inceleme yaptırıldığını ve inceleme neticesinde balkon camlarının maliyetinin 31.479.95 TL. + KDV olduğunun, kesimi yapılan camların hurda değeri olmadığının ve başka işlerde kullanılamayacağının belirtildiğini, yapılacak işe ilişkin olarak keşif yapıldığını, işçi çalıştırıldığını, cam bedelleri ile birlikte keşif ve işçilik bedellerinin toplam bedelinin 52.901,34 TL olduğunu, masrafların bir kısmına ilişkin fatura bulunmadığını ve bilirkişi incelemesi ile tespit edilmesi gerektiğini belirterek, bu menfi zararları kapsamında şimdilik 37.146.34 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevabında, davacı ile Karayolları Genel Müdürlüğü Lojman Dairelerinin balkonlarına cam takılması işi için 27.07.2015 tarihinde sözleşme imzalandığını, söz konusu iş için taraflar arası yapılan sözleşmenin 6. maddesinde de belirtildiği üzere yer tesliminden sonra 3 gün içerisinde başlanacağının kararlaştırıldığını, cam siparişi veya işe başlama konusunda gerekli malzeme temini ile ilgili herhangi işe başlama tutanağı düzenlenmediğini, davacının, davalının bilgisi dışında cam siparişi verdiğini, idare ile davalı taraf arasında cam balkon yapılıp yapılamayacağı kararı verilmeden, cam balkon yapılması ile ilgili idare ile görüşmeler devam ederken, davacı tarafa, davalı tarafından işin yapılamayacağı bildirmeden Bakırköy …Noterliği’nin ihtarnamesi ile tek taraflı sözleşmenin feshedildiğini, davacının ihtarnamesinde talep ettiği alacak miktarı ile bilirkişi tarafından tespit edilen miktar arasındaki fark dikkate alındığında dahi davacının zararının bulunmadığının anlaşıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmenin ifasının idarenin vazgeçmesi nedeniyle mümkün olmadığı ve davacı tarafça sözleme kapsamında numune yapıldığı hususlarında anlaşmazlık bulunmadığı, davacı tarafça sözleşmenin ifası kapsamında dava dışı şirketten cam alındığından bahisle cam bedelinin tazmini talep edilmiş ise de, taraflar arasındaki sözleşmenin tarihinin 27/07/2015 olduğu, davacı tarafça sözleşmenin feshine ilişkin noter ihtarnamesi 31/08/2015 tarihinde gönderilmesine rağmen, camlara ilişkin dava dışı kişi tarafından düzenlenen faturanın 23/11/2015 tarihli olduğu, ayrıca bu camların niteliklerinin idare ile taraflar arasında yapılan anlaşmada belirtilen cam nitelikleri ile aynı olmadığı, bu nedenle camların taraflar arasındaki anlaşma kapsamında alınıp alınmadığının kesin olarak tespit edilemediği ve davacı tarafça da ispat edilemediği, taraflarca, davacı tarafça yapıldığı kabul edilen numuneye ilişkin olarak keşif ve işçilik bedelleri ile malzeme bedelinden kaynaklı masrafların 12.375,00 TL olduğu, davanın numuneye ilişkin masraf bedeli dikkate alınarak kısmen kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 12.375,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile birlikte davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında, dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarını tekrar etmiş, davacının 3. şahıs … firmasına kestirdeği camların davalı ile aralarındaki sözleşme gereği kestirildiğini, müvekkili ile davalı arasında imzalanan 27.07.2015 tarihli sözleşmenin 5. Maddesinde sözleşmeye konu camların birim fiyatları ve özelliklerinin belirtildiğini, müvekkilinin davalı ile 3. Şahıs arasında imzalanan sözleşme maddelerini o sözleşmeye taraf olmadığı için bilmediğini, 04.04.2017 tarihli 3. Celsede dinlenen tanık anlatımlarının iddialarını doğruladığı gibi, davalının da aynı celsedeki “…Davacı tarafın ölçüm yaptığına ilişkin herhangi bir itirazım yoktur. …Ancak cam balkon imalatı işinin yapılmasından Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından vazgeçilmiştir. Numuneye ilişkin de tarafına herhangi bir ödeme yapılmamıştır. Davacı tarafın işi tek taraflı olarak sonlandırması neticesinde tarafımca iş sonlandırılmıştır. Ancak tanık beyanlarının %80 ine katılıyorum ” şeklindeki beyanı ile tanık anlatımlarının büyük kısmını, Ankara’ya gidilerek ölçümler yapıldığını, örnek daireye balkon camı takıldığını kabul ettiğini, davalı ile idare arasındaki sözleşmede “72 m2 8 mm temperli cam ibaresinin” 1 dairenin balkon cam ölçülerini belirtmek için yazılmış olabileceğini, müvekkilinin 100 dairenin balkon camları için 484,26+176,15= 660,41 m2’lik cam kestirdiğini, ortalama bir daireye 66 m2 cam düştüğünü, Karayolları ile davalı arasındaki sözleşmede yazılan “72 m2 metrajında 8 mm temperli cam” ibaresi ile müvekkilinin yaptığı işçilik miktarlarının ortalama değer açısından birbirlerine yakın olduğunu, tüm bu hususların davalarını doğrular nitelikte olduğunu belirterek, davanın kısmen kabulüne yönelik kararın kaldırılarak, dava dilekçesindeki taleplerin bütünüyle kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinafında, bilirkişi tarafından 3 adet cam balkona ilişkin 12.750,00 TL’lik bedelin, gerekli inceleme yapılmadan, 3 adet balkonda kaç metrekare cam balkon yapıldığı tespit edilmeden, piyasa araştırılması yapılmadan, yapılan işin faturası olmadan ve bir hesap tablosu olmadan yapılan belirlendiğini, Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından tarafına söz konusu işle ilgili herhangi bir ödeme de yapılmadığını, yapılan cam balkonun örnek olarak yapıldığını ve işveren İdare olan Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından beğenilmediğini ve onaylanmadığını, yapılan balkonun sökülmesi istendiği halde davacı firma tarafından sökülmediğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı taşeron, davalı asıl yüklenicidir. Dava, taraflar arasındaki “balkon cam takılması ve balkon işleri yapımına” ilişkin taşeron sözleşmesinin dayandığı ihalenin iptal olunduğunun davalı tarafça bildirilmesi üzerine, davacı tarafından gönderilen 31.08.2015 tarihli ihtarname ile sözleşmesin feshedilerek, yapılan işlerden dolayı uğranılan zararın talep edildiği, ancak zararlarının ödenmediği iddiasıyla, şimdilik 37.146,34 TL zararın davalıdan tahsili talebine ilişkindir. Davalı tarafça, sözleşmenin 6.maddesi gereğince işin yapımına yer tesliminden itibaren 3 gün içerisinde başlanacağı, cam siparişi veya işe başlama konusunda bir tutanak düzenlenemediği, davacının davalının bilgisi dışında cam siparişi verdiği, İdare ile görüşmeler devam ederken davacı tarafa işin yapılamayacağı bildirilmeden davalı tarafından sözleşmenin tek taraflı feshedildiği, davacının bir zararı bulunmadığı savunularak, davanın reddi talep edilmiştir. Dosya kapsamı değerlendirildiğinde, taraflar arasında imzalanan 27/07/2015 tarihli sözleşmeye göre, davalı yüklenicinin dava dışı İdareden almış olduğu ihaleye konu “Karayolları Genel Müdürlüğü Tesisleri İnşaat, Mekanik ve Elektrik Bakım Onarım İşi” kapsamında bulunan … – … serisi marka cam balkon işlerinin davacı taşeron tarafından yapılmasının kararlaştırıldığı, dinlenen davacı tanıklarının anlatımlarından ve davalının tanıkların dinlendiği 04/04/2017 tarihli duruşmadaki “…Davacı tarafın ölçüm yaptığına ilişkin herhangi bir itirazım yoktur. …Ancak cam balkon imalatı işinin yapılmasından Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından vazgeçilmiştir. Numuneye ilişkin de tarafına herhangi bir ödeme yapılmamıştır. Davacı tarafın işi tek taraflı olarak sonlandırması neticesinde tarafımca iş sonlandırılmıştır. Ancak tanık beyanlarının %80 ine katılıyorum ” şeklindeki tanık beyanlarını büyük ölçüde onaylayan beyanında anlaşılacağı üzere, davacı taşeron tarafından sözleşme akdedildikten sonra işin yapılacağı yere gidilerek gerekli ölçülerin alındığı ve sonrasında numune olarak A bloktaki 1 dairenin 3 balkon camlarının takıldığı, ayrıca davalının verdiği onay doğrultusunda yapılacak iş kapsamında bir kısım daire ölçülerine cam siparişlerinin dava dışı … firmasına verildiği, bu firma tarafından siparişi verilen camların kesiminin yapılarak 30/09/2015 tarihinde teslime hazır olduklarının davacıya bildirildiği, ilk derece mahkemesi kararında da belirtildiği üzere, gerek davalı tarafça davacıya gönderilen 04/09/2015 tarihli cevabi ihtarda davacının feshine onay verilmiş olması ve bu fesih öncesinde işin yapılmasının Bakanlık tarafından iptal edildiğinin sözlü olarak bildirildiğinin belirtilmesi gerekse davalının 04/04/2017 tarihli celsedeki beyanı karşısında, sözleşmenin feshine sebep olan hususun dava dışı İdare tarafından davalıya verilen ihalenin iptal edilmiş olması olduğu, bu doğrultuda iki tarafından sözleşmenin feshinde mutabık oldukları, bu haliyle sözleşmesinin feshinin subjektif imkânsızlık sonucu olduğu, BK’nın 117. maddesi hükmüne göre davalı yüklenici açısından edimin yerine getirilmesi imkânsız olmakla BK’nın 96. maddesine göre davalının kusursuz olduğu, ancak karşılıklı borçlanmayı içeren sözleşmelerde borcundan böylece kurtulan davalının, almış olduğu şeyleri, nedensiz edinim kurallarına göre geri vermekle yükümlü olduğu, sözleşme dava dışı İdarenin yapmış olduğu ihalenin feshi işlemiyle iptâl edilmiş olduğundan, davacıya bir kusur atfedilmediğinden davacının yapmış olduğu masrafları davalıdan isteyebileceği, davacı taşeronun kâr kaybı ve müspet zarar talep etmesi mümkün değil ise de, sözleşme nedeniyle yaptığı masrafları menfi zarar kapsamında davalıdan isteyebileceği, mahkemece alınan bilirkişi heyeti raporunda davacının numune olarak 1 daireye 3 balkon camı takmasına ilişkin olarak talep edebileceği tazminat miktarının 12.375,00 TL olarak belirlendiği, sözleşmenin ifasına hazırlık kapsamında dava dışı …’a yaptırılan balkon camlarının maliyetinin ise serbest piyasa rayiçlerine göre, buna dair sunulan faturada belirtildiği gibi 31.479,95 TL + KDV (toplam 37.146,34 TL) olmasının uygun bulunduğu, bu raporun dava öncesinde alınan tespit raporundaki değerler ile örtüştüğü, her ne kadar bilirkişi heyeti raporunda davacı tarafça sunulan faturada yazılı olan cam bilgileri ile davalı ve dava dışı İdare arasında imzalanan sözleşmede yazılı olan cam bilgilerinin tam olarak örtüşmediği, bu nedenle bu camların davacı ile davalı arasında imzalanan sözleşmeye istinaden üretilip üretilmediklerinin net olmadığı belirtilmiş ve mahkemece de bu doğrultuda camlara ilişkin talep yerinde görülmemiş ise de, raporda da belirtildiği üzere davacının sunduğu faturada belirtilen ve tespit raporunda yazılı olan camların da, davalı ile İdare arasında imzalanan sözleşmedeki camların da esasında aynı nitelikte oldukları, her ikisinin de “8 mm temperli cam” oldukları, sadece metrajlardan ve bir kısım cama ilişkin füme ve rodajlı ifadesinden yola çıkılarak davacının yaptırdığı camların davalı ile yapılan sözleşme kapsamına girdiklerinin ispat edilememiş olduğu sonucuna varılamayacağı, yukarıda da değinilen tanık beyanları ve davalının bu tanıkların beyanlarının %80’ine katıldığına dair beyanı karşısında davacının delil tespitine konu ettiği ve faturasını sunduğu camların davaya konu sözleşme kapsamında yaptırılmış olduklarının kabulü gerektiği, bunlara dair sunulan faturanın fesih tarihinden sonraki bir tarihe ilişkin olmasının da bu kabule engel teşkil etmediği, faturanın sonradan düzenlenmesinin de mümkün olduğu, buna göre davacının davalıdan menfi zarar talebi kapsamında 37.146,34 TL cam bedeli ve 12.750,00 TL 3 adet cam balkona ilişkin numune yapımı masraf bedeli olmak üzere toplam 49.896,34 TL isteyebileceği, buna göre mahkemece taleple bağlı kalınarak davanın tam kabulüne karar verilmesi gerekirken, mevcut gerekçe ile kısmen kabulüne karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmıştır. Bu açıklamalar doğrultusunda, davalı vekilinin istinaf talebinin reddine, davacı vekilinin talebinin ise kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak, davanın taleple bağlı kalınarak kabulüne dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, davalı vekilinin istinaf talebinin REDDİNE, 2-İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesİ’nin 14/05/2019 tarih ve 2015/1191 Esas, 2019/572 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3- Davanın taleple bağlı kalınarak KABULÜ ile, 37.146,34 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile birlikte davacıya ÖDENMESİNE, fazlaya ilişkin taleplerin REDDİNE,
B) İLK DERECE YARGILAMASI YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 2.537,46 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 634,37 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.903,09 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2- Davacı tarafından yapılan 634,37 TL peşin harç, 162,59 TL posta ve tebligat gideri, 1500,00 TL bilirkişi masrafı, 27,70 TL ilk masraf olmak üzere toplam 2.324,66‬ TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 5.571,95 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 4-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde kendisine İADESİNE, 2-Davacı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı davalıdan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a bendi gereğince KESİN olmak üzere 08/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.