Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/146 E. 2019/140 K. 05.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/146
KARAR NO : 2019/140
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/12/2018
NUMARASI : 2018/1087 Esas
DAVANIN KONUSU: Alacak
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen ara karara karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava, mekanik işler yapım işini konu alan taşeron sözleşmesi kapsamındaki işlerin sözleşmeye uygun eksiksiz ve ayıpsız olarak tamamlanıp teslim edildiğinin tespiti ile 1.634,049,11 TL alacağın avans faiziyle birlikte tahsili ve 28.01.2014 / 2512180 nolu 15.03.2019 vade tarihli teminat mektubunun sözleşmenin 19 ve 20.5 madde şartları yerine getirilmeden nakde çevrilmeyeceğinin tesbiti talebine ilişkin olup; mahkemece, istinafa konu 13.12.2018 tarihli ara kararı ile talebe konu teminat mektubunun taraflar arasındaki 16.01.2014 tarihli sözleşmenin garanti süresi içerisinde ileri sürülebilecek garanti fonksiyonuna yönelik talepler hariç olmak üzere sair sebepler yönünden nakde tahvilinin ihtiyati tedbiren önlenmesine dair verilen tedbir kararı davalı yüklenici ortak girişim vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı yüklenici ortak girişim vekili istinaf talebinde özetle; 15.03.2017 tarihinde geçici kabulün yapıldığını ancak kesin kabulün henüz yapılmadığını (Geçici kabulünden 24 ay sonra), karara konu kesin teminatın %70 ‘nin davacı tarafa iadesinden sonra kalan %30 teminata ilişkin bulunduğunu, sözleşmenin 20.14 maddesine göre iade şartlarının bulunmadığını, teminatla garanti altına alınan risklerin bir kısmının gerçekleştiğini, davadan önce talep edilen tedbir taleplerinin reddedildiğini, teminat mektubunun bizzat dava konusu olmadığını belirterek kararın kaldırılarak tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İhtiyatı tedbirin şartları 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Bu yasa hükmüne göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. İhtiyati tedbirde asıl olan, ihtiyati tedbire esas bir hakkın varlığı ve bir ihtiyati tedbir sebebinin bulunmasıdır. HMK’nın 390/3. maddesine göre, tedbir talep eden taraf, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Burada sözü edilen ispatın ölçüsü ise, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralının uygulanmasında hakim, iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kararlarından olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan hakime geniş bir takdir alanı bırakmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemeli ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Kanun’un öngördüğü ölçüde ispat edilememişse veya yaklaşık da olsa ispatı yargılamayı gerektiriyorsa ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. HMK’nın 389. maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ise hakim, ihtiyati tedbire davanın her aşamasında karar verebilir.Davacı yüklenici asıl talebinde, işi eksiksiz ve ayıpsız olarak sözleşmeye uygun tamamlayıp teslim ettiğinin tesbitiyle birlikte sözleşme kapsamında davalı iş sahibi tarafa verilen tedbire konu teminat mektubunun sözleşmenin ilgili hükümleri gereğince belirlenen şartların gerçekleşmemesi halinde nakde çevrilemeyeceğinin tesbitini de istemiş olmakla, teminat mektubunu esasa ilişkin talebine de konu etmiş ve tedbiren paraya çevrilmesinin önlenmesini istemiştir. Dosya kapsamından işin geçici kabulünün yapıldığı ve ancak henüz kesin kabulünün yapılmadığı anlaşılmakta olup, kararlaştırılan kesin kabul tarihi ile teminat mektubunun vade tarihi aynıdır. Teminat mektubunun iadesi şartları sözleşme hükümleriyle belirlenmiş olup teminatın nakde çevrilmesi konusu iade şartlarından bağımsız değerlendirilemez. Yapılan anlaşmalar ve mahkeme gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde eser sözleşme kapsamında davalı yükleniciye verilen teminat mektubunun paraya çevrilmesinin önlenmesine dair verilen tedbir kararı usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olmakla davalı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/12/2018 tarih ve 2018/1087 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40-TL istinaf karar harcından peşin alınan 35,90-TL’nin mahsubu ile bakiye 8,50-TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere 05/02/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.