Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1458
KARAR NO: 2022/453
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/12/2018
NUMARASI: 2014/1087 Esas, 2018/1309 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 08/03/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … AŞ’nin (yeni ünvanı … A.Ş.) sahibi olduğu ve davalılardan … Ltd. Şti’nin yüklenici olduğu … Meslek Lisesinin alçıpan, bölme duvar, seramik altı, kaba sıva ve seramik kaplama işinin müvekkiline yaptırıldığını, ayrıca … olarak adlandırılan Küçükçekmece’deki site inşaatının aynı tür işlerinin de sözleşme kapsamında müvekkiline yaptırıldığını ve sözleşmede yer almayan bazı duvarların taşıtıldığını, bedelin ödenmediğini, bu nedenle davalılar hakkında alacağı olan 1.100.000,00TL’nin tahsili için takibe geçildiğini, davalıların haksız ve dayanaksız itirazları ile takibi durduklarını belirterek itirazlarının şimdilik 1.100.000,0 TL için iptaline ve davalıların %20’den az olmamak üzere inkar tazminatı ile sorumlu tutulmalarına karar verilmesini istemiştir. Davalı … A.Ş (… A.Ş eski unvanı) vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında hiçbir ticari ilişki bulunmadığını, sözleşme bağıtlanmadığını, müvekkilinin taraf olmadığı bir sözleşmeden dolayı borç altına girmeyeceğini, müvekkili ile diğer davalı arasında bağıtlanan sözleşme çerçevesinde tüm edimlerin karşılıklı yerine getirildiğini ve ödemelerin yapıldığını belirterek davanın öncelikle husumet yönünden reddine ve davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı … Ltd. Şti vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; itiraz tarihinden itibaren asıl davanın 1 yıllık hak düşürücü sürede açılmadığından reddi gerektiğini, davanın dayanaksız olduğunu, müvekkilinin davacıya borçlu olmayıp alacaklı olduğunu, taraflar arasında 08/08/2011 tarihinde … Meslek Lisesi ile ilgili olarak, 12/01/2017 tarihinde … projesi …, … blokla ilgili olarak ve ayrıca aynı proje … Blokla ilgili olarak 3 adet sözleşme bağıtlandığını, yapılan işlerden dolayı müvekkilinin davacı-karşı davalıdan alacaklı olduğunu, tabloda gösterilen işin dışında davacının başkaca bir iş yapmadığını, tabloda yer almayan bir kısım işlerin davacı çalışanları tarafından yapıldığını, sözleşme ve e-maillerle belirlenen birim fiyatların uygulandığını, davacının yaptığı işlerden dolayı toplam alacağının 4.479.060,38 TL olduğunu, yapılan ödemelerin ise 4.642.131,07 TL olup, davacıya borçlu olmadıklarını, fazladan 163.070,69 TL ödeme yapıldığını ve bunun iadesi gerektiğini, ayrıca davacının sözleşmelerde belirtilen sürelerde işi yapmayıp geciktirdiğinden gecikme cezası olarak müvekkilinin davacı-karşı davalıdan toplam 364.028,23 TL tutarında alacağının bulunduğunu belirterek, asıl davanın reddine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL fazla ödeme nedeniyle ve 50.000,00 TL gecikme cezası olmak üzere toplam 100.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren yürütülecek ticari faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı- karşı davacı vekili daha sonra verdiği dilekçe ile fazlaya ilişkin taleplerinden feragat ettiğini belirtmiştir. Mahkemece, icra takibine itirazın davacı tarafa tebliği ve dava tarihi dikkate alındığında itirazın iptali davasının İİK.nun 67. maddesinde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süre içinde açıldığı, iddia, savunma, dosya içeriği deliller ve alınan bilirkişi raporlarına göre; davacı ile davalılardan … A.Ş arasında bağıtlanmış bir sözleşmenin bulunmadığı, bu nedenle adı geçen davalıdan talepte bulunulamayacağı, hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiği, davacı ile davalı- karşı davacı … Ltd. Şti arasında 12/01/2011 ve 08/08/2011 tarihli iki adet sözleşme bağıtlandığı, sözleşmelerin içeriği incelendiğinde niteliği bakımından BK 355 vd (TBK 470 vd) maddesi kapsamında eser sözleşmesi oldukları, 12/01/2011 tarihli sözleşme ile davalı … Ltd. Şti’ye ait … projesinde, yapılmakta olan alçıpan, asma tavan, pencere üstü lentom, pencere kör kasa, kaba sıva ve seramik işlerinin yapımının davacı yüklenici tarafından üstlenildiği, işin süresinin teslimden itibaren 120 gün, işin bedelinin 1.270.106,80 TL, yüklenici birim fiyatlarının sabit ve kesin olduğu, aynı taraflar arasında imzalanan 08/08/2011 tarihli sözleşme ile davacı yüklenicinin, davalı-karşı davacı iş verene ait … Meslek Lisesi inşaatında alçıpan, asma tavan, alçı sıva, kaba sıva ve seramik işlerinin yapımını üstlendiği ve süresinin teslimden itibaren 120 gün, bedelinin 589.754,47 TL olarak belirlendiği, davalı-karşı davacı tarafından 08/10/2011 tarihinden bir kaç gün sonra … Blok için ayrı bir sözleşme imzalandığı belirtilerek bir örneği mahkeme kasasına ibraz edilmiş ise de bu sözleşmenin 2008 yılında düzenlendiği ve taraflar arasında dava konusu yapılan … blokla ilgisinin bulunmadığı, taraflar arasında yapılan imalatın metrajı ile ilgili herhangi bir uyuşmazlık olmadığı, davalı- karşı davacının birim fiyatlara itiraz ettiği, davalı- karşı davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucunda; takip tarihi itibarıyla davacıya borçlu olmadığı, davacı- karşı davalı şirketten 468.628,80 TL alacaklı göründüğü, davacı şirketin ticari defterleri üzerinde talimat yoluyla alınan bilirkişi raporuna göre; davalı-karşı davacıdan 2.971.141,03 TL tutarında alacaklı bulunduğu, taraf defterleri arasındaki ödemeler karşılaştırıldığında davalı defterlerinde kayıtlı bulunan 1.057.350,58 TL tutarındaki ödemenin davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı, … Meslek Lisesi ile ilgili olarak bağıtlanan 08/08/2011 tarihli sözleşme kapsamında davacının kesin hakedişe göre alacağının ve yapılan imalat tutarının KDV dahil 801.370,87 TL olarak hesaplandığı, … projesi ile ilgili olarak … ve … bloklar yönünden taraflar arasında 12/01/2017 tarihli sözleşme düzenlenmiş olup, … blok ile ilgili yazılı bir sözleşme olmadığı, …-… bloklarda davacının sözleşme fiyatları ile yaptığı işin fatura tutarının 971.119,64 TL olarak hesaplandığı, sözleşme dışı imalatlar yönünden yerinde yapılan inceleme sonucunda; bazı imalatlarda belirsizlik bulunmakla birlikte, davalı karşı davacı tarafından pekçok imalatta davacının işin tamamını yapmadığı, bu kısımların kendileri tarafından tamamlandığı ileri sürülmüş ise de, belgesi bulunmadığından kök bilirkişi raporunda bu iddianın değerlendirilmediği, yapılan imalat nedeniyle davacının kendi birim fiyatlarına göre ve davalı karşı davacının birim fiyatlarına göre alacak belirlenerek farklı rakamlara ulaşıldığı, … blokla ilgili olarak karşı davada ceza koşulu isteminde bulunulmuş ise de; bu konuda taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, e-posta yazışmaları ile işin götürüldüğü, bu nedenle ceza koşulu istenemeyeceği, kaldı ki … Blok hakkındaki dosyada bulunan sözleşmenin geçerli sayılması halinde dahi işin miktarında meydana gelen artışın gecikmeye bağlı ceza talebine engel olduğu belirlendiğinden bu nedenle de ceza koşulu isteminin yerinde olmadığı, davacı tarafından sözleşme kapsamında yapılan işle ilgili olarak … ve … bloklar için sözleşme ile belirlenen birim fiyatları üzerinden talepte bulunulduğu, sözleşme ile belirlenen birim fiyatların oranlama yoluyla diğer sözleşmeye de uygulanarak hesaplama yapıldığı, davacı- karşı davalının sözleşme ile teklif ettiği birim fiyatların, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının birim fiyatları ortalamasının yarısı kadar olduğu, …, … ve … bloklarda aynı tür seramik kaplama ve saten boya uygulamasının yapıldığı dikkate alınarak hesaplama yoluna gidildiği ve davalı- karşı davacı tarafından yapılan ödeme miktarının toplam 4.580.634,67 TL olarak tespit edildiği, davacı- karşı davalının yapmış olduğu imalat tutarının KDV dahil 4.580.634,67 TL olarak hesaplanmış olup, bu durumda davacı karşı davalının takip tarihi itibarıyla bakiye alacağının 248.028,48 TL olduğu ve davalı- karşı davacının takip dosyasındaki itirazının bu miktarı üzerinden iptali gerektiği, hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilen davalı … A.Ş tarafından kötü niyet tazminatı isteminde bulunulmuş ise de; davacının adı geçen davalı ile ilgili takibinde haksız olmakla birlikte kötü niyetli olduğunun kanıtlanamadığı, adı geçen davalının tazminat isteminin yerinde olmadığı, karşı davada ödenen fazla bedelin iadesi ve gecikme nedeniyle ceza koşulu isteminde bulunulmuş ise de; davalı- karşı davacıya iadesi gereken fazla bir ödemenin bulunmadığı, yukarıda açıklanan nedenlerle gecikmeye dayalı ceza koşulu isteminin de yasal dayanağının olmadığı, davacı alacağı likit nitelikte olmayıp, davalının itirazında haksız bulunduğu yapılan yargılama sonucu anlaşıldığından İ.İ.K.nun 67. maddesindeki koşulların oluşmadığı ve inkar tazminatı isteminin reddi gerektiği gerekçesi ile, Asıl davada; Davalı … A.Ş hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davacının adı geçen davalı yönünden takibinde haksız olmakla birlikte kötü niyeti kanıtlanamadığından davalının kötü niyet tazminat isteminin reddine, Davalı … Ltd. Şti hakkındaki davanın kısmen kabulüne, İstanbul … İcra müdürlüğünün … takip dosyasında davalının itirazının 248.028,48 TL için iptaline, takibin bu miktar üzerinden ve takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülerek takip talebindeki diğer koşullarla devamına, fazla istemin reddine, koşulları oluşmadığından inkar tazminatı isteminin reddine, karşı davanın reddine, karar verilmiş, karara karşı taraf vekilleri istinafa başvurmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; mahkemece alınan raporlara taraflarınca yapılan itirazlarda belirtilen çok net ve açık olan çelişki ve farklara ilişkin hiç bir değerlendirmede bulunulmadığını, alınan 22.11.2017 tarihli ek rapora karşı itirazlarının sunulmasına karşın bilirkişi heyeti tarafından itirazlarının dikkate alınmadığı gibi, daha önce ticari kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen rapor ve kayıtlar arasındaki çelişkiyi giderir bir hesaplama da yapılmadığını, hükme esas alınan raporda bilirkişilerin sadece davalının kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucunda sunmuş oldukları raporda ısrar ettiklerini, halbuki bu rapora sunulan itirazları ile yine müvekkili şirket kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucunda alınan rapor arasındaki çelişkinin giderilmediğini ve sadece davalı kayıtları üzerinde yapılan inceleme ile hazırlanan raporda ısrar edilmesinin hatalı olduğunu, alınan 1. bilirkişi ek raporunda birim fiyatların hatalı tespit edildiğini, dolayısıyla yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, ayrıca … Bloktaki seramik uygulamasının standart bir uygulama olmayıp davalı firmanın baska bir taşerona ucuz fiyata yaptırdığı şap imalatı hatalarının da müvekkili tarafından giderildiğini, işin sonunda kendilerinin imzaladığı … Blok kesin hakedişinde de görüleceği üzere malzeme farkının hesaplanıp hakedişe konulduğunu, bu kalemlerin müvekkilinin alacağı olduğundan bunların hesaba katılmasının zorunlu olduğunu, yine yapılan hesaplamalarda standart seramik uygulamasinda m2 ye ortalama 4kg seramik yapıştırıcısı kullanıldığını, halbuki bu projede m2 ye ortalama 7.97kg / m2 seramik yapıştırıcısı kullanıldığını, standartlara gore 1 ustanın, yardımcısıyla beraber günlük derz dolgusu dahil 15-20m2 seramik uygulaması yaptığını, bu projede zemindeki şap sorunundan dolayı, günlük zeminde ortalama 8 m2, duvarda ortalama 7 m2 seramik uygulaması yapıldığını, bunu da davalı … proje müdürü dahil tüm teknik personelinin bildiğini, bu nedenle bilirkişinin hasapladığının sadece işçilik fiyati olan 26TL birim fiyatının Bayindırlık birim fiyati olan 51.73 TL olarak kabul edilerek hesaplanması gerektiğini, 2. bilirkisi ek raporunda açık hesaplama hataları yapıldığını. eksik birim fiyat uygulandığını, kaldı ki … bloka ilişkin taraflar arasında her hangi bir sözleşmeninde bulunmadığı dikkate alındığında bu hesaplamaların hatalı olduğunun açık olması karşısında yeni bir bilirkişiden rapor alınmasının zorunlu olduğunu bu nedenle verilmiş olan kararın eksik ve hükme esasa alınamayacak nitelikte olması itibarı ile çelişkilerin giderilmesi amacıyla bir başka bilirkişi heyetinden rapor alınarak hatalı olan yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini taleple istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı- karşı davacı …. Ltd. Şti. vekili istinaf dilekçesi ile; davacı- karşı davalının davayı 1 yıllık yasal süresi içinde açmadığını, hiç bir gerekçe gösterilmeden ek raporda birim fiyatların yükseltilmek suretiyle toplam imalat bedelinin yasaya ve hukuka açıkça aykırı şekilde 4.527.752,84 TL dan 4.828.663,15 TL’ye yükseltildiğini, ayrıca bilirkişi ek raporunda yasaya, usule ve hukuka aykırı şekilde yapılan hesaplamaya göre KDV dahil toplam imalat bedelinin 4.828.663,15 TL olarak tespit edildiğini, davacı- karşı davalının düzenlediği 3.206.721,26 TL fatura bedeli düşüldüğünde geri kalan ve halen faturası kesilmeyen 1.621.941,89 TL içindeki KDV tutarı olan (1.621.941,89 TL : 118 x 18 =) 247.414,86 TL borçtan düşüldüğünde davalı karşı davacının müvekkiline bakiye kalan borcunun; 4.828.663,15 TL – 247.414,86TL – 4.580.634,67TL = 613,62 TL olduğunu, Bu hususlarla ilgili olarak ek rapora yaptıkları itiraz doğrultusunda alınan 20.05.2018 tarihli ek raporda faturası kesilmeyen imalat bedelinden KDV’nin kural olarak düşülmesinin mümkün olmadığı belirtilmiş ise de bu hususun tamamen hukuka aykırı olduğunu, faturası kesilmeyen imalat bedelinden KDV’nin düşürülmesine engel olacak bir yasa maddesi olmadığı gibi hesaplama yaparken KDV hariç hesaplama yapılması gerektiğini bilirkişi heyetinin hukuka aykırı görüşünde ısrar ettiğini, bilirkişi kök raporuyla bilirkişi ek raporunun kendi içinde çelişkili olup hüküm kurmaya elverişli olmadığını, açtıkları karşı dava reddedilmiş ise de karşı davanın reddine ilişkin hiç bir gerekçe gösterilmediğini, bu nedenle istinaf konusu kararın açıkça hukuka aykırı olduğunu belirterek istinafa başvurusunda bulunmuştur. Davalı … A.Ş. vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde; müvekkili ile davacı arasında herhangi bir sözleşme olmadığı halde, davacının, diğer davalı … ile yaptığı sözleşmelere dayanarak müvekkilinden alacak talep etmesinin davacının kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, müvekkilinin haklı itirazı üzerine bir de yine müvekkilini dahil ederek itirazın iptali davası açtığını, davacının, müvekkili ile bir sözleşmesi bulunmadığını, cari hesap ilişkisi olmadığını, dilekçesinde yer alan … Meslek Lisesi işinin müvekkili ile hiçbir bağlantısı olmadığını bildiği halde icra takibi yaptığını, dava değeri 1.100.000-TL olduğundan müvekkilinin tüm denetimlerden bu dava nedeniyle riskli görüldüğünü, bankalara ve denetim ekiplerine müvekkilinin bu dava ile ilgisi olmadığının anlatılmaya çalışıldığını ancak dava devam ettiği için bu davanın her zaman risk olarak görünerek, müvekkilinin kredibilitesini etkilediğini bu nedenle haklarında reddedilen dava yönünden talepleri gibi kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Asıl Dava, taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesinden kaynaklı bakiye iş bedeli ile ek iş bedelinin tahsili için yapılan takibe itirazın iptali, karşı dava ise aynı hukuki ilişki nedeniyle fazla yapılan ödemelerin istirdadı ile gecikme cezası tazminatı istemine ilişkindir. Asıl dava davacısı yüklenici (alt taşeron), davalı-karşı davacı iş sahibi (üst taşeron), diğer davalı ise asıl iş sahibidir. Taraflardan davacı-karşı davalı ile davalı-karşı davacı …. Ltd. Şti. arasında, 08/08/2011 tarihli … lisesi alçıpan bölme duvar, seramik altı kaba sıva ve seramik kaplama işleri ile 12/01/2011 tarihli … projesi … ve … bloklara ilişkin alçıpan, bölme duvar, seramik altı kaba sıva ve seramik kaplama işleri sözleşmeleri imzalandığı sabittir. Davalı … A.Ş. hakkında takip yapılmış ve itirazı üzerine itirazın iptali davası açılmış ise de, mahkemece bu davalı yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş olup, bu karara karşı sadece davalı … A.Ş. vekili kötüniyet tazminatı yönünden istinafa başvurmuştur. Dosya kapsamından yüklenici davacı ile karşı davacı iş sahibi arasında imzalanan … projesi kapsamında … blok ile ilgili yapılan işler yönünden bu davalının asıl işveren olduğu, davacı yüklenicinin aralarında sözleşme olmamasına rağmen asıl işveren olması nedeniyle bu davalı hakkında da takip yaptığı, davacı yüklenicinin takipte haksız olmakla birlikte kötü niyetli olduğunun kanıtlanamadığı anlaşılmakla şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine dair mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, bu davalının istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Asıl ve karşı davalarda taraflar arasındaki uyuşmazlık asıl davacı yüklenicinin bakiye iş bedeli ile ek iş bedeli alacağı olup olmadığı, işin geç teslim edilip edilmediği, davalı karşı davacı iş sahibinin fazla ödemesi olup olmadığı ile geç teslim nedeniyle cezai şart talep edip edemeyeceği noktasında çıkmaktadır. Taraflar arasında her ne kadar … lisesi işine ilişkin sözleşmede dava konusu yapılmış ise de, gerek taraf beyanlarından, gerek bu işe ilişkin sözleşmeden ve alınan bilirkişi raporu ile bilirkişi raporuna tarafların itirazlarından bu sözleşmeye ilişkin yapılan işin miktarı, bedeli ve ödemeler konusunda taraflar arasında her hangi bir ihtilaf bulunmadığı, her iki tarafında yapılan iş miktarı, bedeli ve ödeme konusunda mutabık oldukları anlaşılmaktadır. Taraflar arasında yapılan ve … projesi … ve … blok işlerine ilişkin sözleşme kapsamında olan işler bakımından da yapılan işin miktarı, bedeli konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf … va … blokta yazılı sözleşme dışında yapılan ek işler ile sözlü olarak yapıldığı mahkeme tarafından da kabul edilen … blok işlerinin bedeline, davalı iş sahibinin ödemelerine ilişkin olup, ayrıca … blokta yapılan işlerin geç teslim edilip edilmediği ile geç teslim halinde gecikme tazminatı talep edilip edilmeyeceği konusunda çıkmaktadır. … blokla ilgili olarak taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunduğu davalı- karşı davacı tarafça ispatlanamamıştır. Mahkemede taraflar arasında bu işe ilişkin sözlü sözleşme kurulduğunu kabul etmiştir. Davalı- karşı davacı … blok işlerinin geç teslim edildiğini bu nedenle gecikme tazminatı haklarının doğduğunu ileri sürmüş ise de mahkeme gerekçesinde de belirtildiği üzere taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmadığından, gecikme halinde gecikme cezası ödenmesinin kararlaştırıldığı ispatlanamadığından ve … ve … blokla ilgili olarak yapılan yazılı sözleşmede bulunan gecikme cezasının … blok işleri yönünden de geçerli olduğunun kararlaştırıldığı ispatlanamadığından, mahkemece davalı karşı davacının talep ettiği gecikme cezasının reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamakla, davalı- karşı davacının bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir. Taraflar arasında sözlü sözleşmeler kapsamında … projesi kapsamında yapılan işlerin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayıl Borçlar Kanunu’nun 366. maddesinde evvelce kararlaştırılmamış veya takribi bir surette kararlaştırılmış olan bedel, yapılan şeyin kıymetine ve müteahhidin masrafına göre tayin edilir düzenlemesi yer almaktadır. Benzer düzenleme TBK’nın 481. maddesinde de yer almıştır. Yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre eser sözleşmesinde bedel açıkça kararlaştırılmamış veya taraflar arasında bedelde uyuşmazlık bulunması halinde yapılan işin bedeli anılan yasal düzenleme gereğince işin yapıldığı yıl ve yerdeki mahalli rayice göre belirlenmesi gerekir. Somut olayda da taraflar arasında davaya konu … projesi ile ilgili olarak sözlü sözleşme kapsamında … blokta yapılan işlerin bedeli konusunda ihtilaf bulunduğundan TBK’nın 481 (eski Borçlar Kanunu 366) maddesi gereğince bedelin yapıldığı yıl ve yer mahalli rayiçlerine göre belirlenmesi gerekir. Mahkemece hükmüne uyulan bilirkişi raporunda yapılan hesaplamada ise bu konuda açıklık bulunmayıp, bilirkişiler raporlarında sözlü sözleşme kapsamında … blokta yapılan işler ile ilgili bedeli, taraflar arasında yapılan yazılı sözleşmede yer alan aynı işler için kararlaştırılan bedele göre ve yazılı sözleşmenin 5.3 maddesi gereğince yazılı sözleşmede de fiyatı bulunmayan işlerle ilgili bedeli sözleşmedeki benzer işler için belirlenen fiyat ve oranlar uygulanmak suretiyle belirlediklerini açıklamışlar, tarafların kök bilirkişi raporuna itirazı üzerine, her hangi bir gerekçe belirtmeden bazı iş kalemlerine ilişkin bedelde değişikliğe gitmişler, yine tarafların itirazı üzerine düzenlenen ek raporda kök raporda yer alan belirlemelere yer vererek mahalli rayici taraflar arasındaki yazılı sözleşmede belirlenen fiyat ve oranlara ve sözleşmenin 5.3 maddesine göre belirlediklerini ifade etmişler ancak bazı iş kalemlerinde kök rapordaki birim fiyatlar ile hükme esas alınan ek rapordaki birim fiyat değişikliğinin nedenlerini açıklamamışlardır. Taraflar bilirkişilerce düzenlenen 2. ek rapora da gerekçeli olarak itiraz etmişler ve farklı bir bilirkişi heyetinde rapor alınmasını talep etmişlerdir. Taraflar bilirkişi raporunun yetersiz olduğu konusunda hem fikir olup, itirazlarının karşılanmadığını gerekçeli olarak belirtiklerinden ve mahkemece hükme esas alınan bilirkişi ek raporu taraf itirazlarını karşılamaktan uzak, denetime elverişli olmayan kök ve ek rapor arasında tarafların da itiraz dilekçelerinde belirtikleri farklılıklar bulunan bu nedenle hükme esas alınamayacak olan bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle karar verilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece yapılacak iş, taraflar arasındaki asıl ihtilaf … projesi … bloka ilişkin sözlü anlaşma gereğince yapılan işler bedelinden kaynaklandığından ve taraflar arasında bedelde uyuşmazlık bulunduğundan konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişilerden oluşturulacak heyetten Yargıtay içtihatları doğrultusunda yapılan iş bedelinin TBK 481. (eski B.K. 366) maddesinde yazıldığı şekilde yapıldığı yıl ve yer mahalli rayiçlerine göre tespit ederek var ise ödemelerinde düşülerek sonucuna göre uyuşmazlığı çözmek olmalıdır. Açıklanan nedenlerle, davalı … A.Ş. vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1-b1 maddesi ile esastan reddine, davacı-karşı davalı yüklenici ve davalı- karşı davacı iş sahibinin istinaf taleplerinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-a)Davalı … A.Ş. vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1-b1 maddesi ile esastan REDDİNE, a) Alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davalı … A.Ş.’den alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, c)Bu davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA 2-Davacı- karşı davalı … Ltd. Şti. vekili ile davalı-karşı davacı … Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 3-İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/12/2018 tarih, 2014/1087 Esas, 2018/1309 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 4-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 5-Taraflar tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendilerine İADESİNE, 6-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 7-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 08/03/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.