Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1420 E. 2022/1113 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1420
KARAR NO: 2022/1113
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/05/2019
NUMARASI: 2018/830 Esas, 2019/529 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 31/05/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Ağrı Patnos Emniyet Müdürlüğü inşaatında kullanmak üzere davalıdan kapı / kapı malzemeleri istediğini, davalının teklifi kabul ettiğini, tarafların anlaşması çerçevesinde müvekkili tarafından davalıya 3.000,00 TL havale ile para yollandığını ve 15.000,00 TL bedelli çek verildiğini ancak davalının kapıları teslim etmediğini belirterek; ödenen çek ve havale bedeli karşılığında 18.000,00 TL’nin ve sözleşmede mevcut cezai şart nedeniyle de fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere şimdilik 100,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sözleşme gereğince kendilerine verilen süre içinde üretime geçtiklerini, istenen siparişleri hazırladıklarını, tam işi bitirdiklerinde davacının sipariş edilen mal yerine farklı kapı istediğini, bunun üzerine davacı tarafa üretimi tamamladıklarını, ilk siparişteki kapıları hazırladıklarını, bu nedenle artık geriye dönük yeni sipariş üretemeyeceklerini bildirdiklerini, üretilen kapıları gelip alması için noter ihtarı gönderdiklerini belirterek, alıcının temerrüte düştüğünü, kendilerine yüklenebilecek bir kusurun bulunmadığını, noter ihtarına rağmen davacının gelip kapıları almadığını, siparişe uygun olarak üretilen kapıları istendiği an vermeye hazır olduklarını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, taraflar arasındaki sipariş sözleşmesi incelenmiş olup, davalının göndermiş olduğu 85 nolu ve 03/07/2017 tarihli sözleşmede teslim tarihinin sipariş onayından sonra 20 gün olarak belirlendiği, ödemenin nasıl yapılacağı hususununda da açıkça çek ve nakit ödeme miktarları ile yazıldığı, söz konusu sözleşmenin, davalı yüklenici tarafından davacıya gönderilmiş olup, buradan tarafların bu belgeden önce görüştükleri, bunun üzerine yüklenicinin “icap” şeklinde bu teklifi gönderdiği, teklifin altında “teklifimizin geçerlilik süresi 10 iş günüdür” beyanı yer aldığı, taraflar arasındaki akdi ilişki ihtilafsız olup, davacı tarafça başka bir sözleşme sunulmadığından, davacının, davalı tarafından gönderilen bu icabı kabul ettiği, bu nedenle, taraflar arasında oluşan sözleşmede “montaj” ve kapıların “yerinde teslimi”nin kararlaştırılmadığı, davalı her ne kadar davacıya “kapıları ürettim gel al” ihtarını 12/10/2017 tarihinde çekmiş ve bu tarih sözleşme gereğince belirlenen 20 günlük teslim süresinden sonra ise de, davacının, davalının gecikmesinden dolayı akdi fesih etmediği, bunu ileriye sürmediği, dolayısıyla akdin ayakta olduğu, hal böyle olunca artık davalının çektiği “kapıları ürettim teslim alın” ihtarından sonra, davacının kapıları teslim alması gerektiği, ancak davacının, davalının kapıları montaj etmesini beklediği, davalı tarafın iddia ettiği gibi ikinci bir siparişi ileriye sürmediği ve bu savunmayı kabul etmediği, buna göre davacının temerrüde düştüğü, geç üretilen kapılar nedeniyle akdi fesih etme imkanı varken fesih etmediği, akdi ayakta tuttuğu, o halde davalının imalini bitirdiği kapıları teslim alması gerekirken tesilm almadığı, alıcının temerrüdünün söz konusu olduğu sebebiyle davanın haklı görülmediği, biran için davacı tarafından kapıların teslim alınmasına dair bir ara karar kurulması değerlendirilebilirse de, bu şekildeki depo kararlarının genelde iş bedelini talep eden yüklenicinin açtığı davalarda uygulandığı, iş bedelini alabilmesi için yükleniciye de kapıları teslim etmesinin ara kararla bildirildiği, eldeki davanın bu tür bir dava olmadığı, karardan sonra davacının istediği zaman gidip kapıları teslim alabileceği, davalı teslimden kaçınırsa o takdirde bu hususa dayalı olarak ödediklerini geri isteyip, zararınında tazminini talep edebileceği gerekçesi ile; DAVANIN REDDİNE karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinafa başvurmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; dava dilekçesinde belirttikleri ve dava açılmadan evvel açtıkları tespit dosyası incelendiğinde, davalı tarafın ifa ile yükümlü olduğu borcunun kapsamının, kapıların getirilmesi ve kapıların montaj işlemlerinin yapılması olduğunun, müvekkili ile davalı arasında düzenlenen 03.07.2017 tarih ve 85 teklif nolu sipariş formu (sözleşme) incelendiğinde tespit edileceğini, bu sebeple montaj işini yapmayıp sadece kapıları teslim etmenin (sözleşmede belirtilenlerden farklı kapılar) eksik ifa teşkil ettiğini, müvekkilinin Ağrı ili, Patnos İlçesi, İlçe Emniyet Müdürlüğü hizmet binası inşaat işini yüklenici olarak aldığını, müvekkilinin bahsi geçen işin projesine uygun olarak söz konusu işte kullanılmak üzere davalıdan kapı ve malzemelerinin alımı hususunda sipariş vermiş olmasına rağmen davalının zamanında borcunu ifa etmediğini, davalının borcun zamanında ifa edilmemesine sebep olarak müvekkilinin sipariş edilen kapıda değişiklik yapılmasını istediğini gösterse de bunun mümkün olmadığını, çünkü önceden belirlenmiş projeye uygun olarak sipariş edilen kapı ve malzemelerin sonradan projeye aykırı olarak müvekkilinin iradesine bağlı olarak değiştirilmek istenilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, sözleşmenin tarafı olan ve kapı ve diğer malzemelerin teminini gerçekleştirecek olan karşı tarafın malzemeleri hiç göndermediğini, müvekkili şirket yetkilisinin defalarca uyarılarda bulunmasına rağmen karşı tarafın siparişleri ihmal ettiğini, en kısa sürede temin edeceğini beyan ettiğini, ancak herhangi bir teslimat gerçekleştirmediğini, davalının edimini yerine getirip kapıları teslim alması yönünde ihtarname göndermesinin tespit davasını açmalarından haberdar olduktan sonra lehine delil oluşturmak kastıyla yapıldığını, tarihler incelendiğinde bu hususun ortaya çıkacağını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı edimin yerine getirilmediği, geç ifa edildiği iddiasına dayalı ödenen bedelin istirdadı ve cezai şart talebine ilişkin olup, davacı iş sahibi davalı yüklenicidir. Davacı vekili, taraflar arasında özellikleri sözleşmede belirtilen kapıların üretilerek teslimi konusunda sözleşme imzalandığını, müvekkilinin karalaştırılan bedeli ödeyerek edimini yerine getirmiş olmasına rağmen davalının kapıları teslim etmediğini belirterek ödediği bedelin iadesini ve cezai şartı talep etmiş, davalı ise sözleşme ile kararlaştırılan kapıları süresinde imal ettiklerini, davacının kapılarda değişiklik yapılmasını istediğini, üretim aşaması bittiği için bu talebin yerine getirilemeyeceğinin belirtilerek üretilen kapıların teslim alınması konusunda davacı tarafa ihtarname gönderdiklerini, davacının buna rağmen kapıları teslim almadığını, kapıları teslime hazır olduklarını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Taraflar arasında davalı yüklenicinin teklif formu üzerine sözleşme imzalanmış olup, sözleşmede üretilecek kapılar, üretim süresi ve bedel kararlaştırılmış, mahkeme gerekçesinde de belirtildiği üzere sözleşmede teslim yeri olarak davalı iş yeri gösterilmiş, montaj işinin de sözleşme kapsamında olduğu teslimin davacının üstelendiği inşaatın bulunduğu yerde yapılacağının kararlaştırıldığı davacı tarafça ispatlanamamıştır. Mahkeme gerekçesinde de belirtildiği üzere, davalı yüklenici sözleşmede kararlaştırılan sürede imalatı tamamlayarak teslime hazır hale getirdiğini ispatlayamamıştır. Davalı her ne kadar işi sözleşmede öngörülen sürede bitirdiklerini, davacı tarafın sözleşmede belirlenen ve üretimi yapılan kapıların değiştirilmesini talep ettiğini ileri sürmüş ise de bu iddiasını ispatlayamamış, işin teslim alınmasını ihtaren bildirdikleri tarih itibarıyla teslimde gecikmiştir. Ancak yine mahkeme gerekçesinde belirtildiği üzere davacı iş sahibi işin tesliminin gecikmesine rağmen sözleşmeyi feshetmemiştir. Buna göre iş gecikmiş olsa da davalı yüklenici ihtarname ile işin teslim alınmasını bildirdiğinden ve davacı iş sahibi haklı gerekçe belirtmeden teslim almaktan kaçındığından alıcı temerrüdü gerçekleşmiştir. Kaldı ki sözleşmede işin siparişin onayından sonra teslim tarihi belirlenmiş olup, sözleşmede öngörülen süre kesin vade içermemektedir. Bu nedenle iş sahibi davacının, yüklenici davalıyı usulüne uygun temerrüde düşürmesi gerekir. Davacı işin gecikmesi nedeniyle davalı yükleniciyi temerrüde düşürdüğünü de ispatlayamamıştır. Buna göre davacının istinaf sebepleri yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 03/05/2019 tarih ve 2018/830 Esas, 2019/529 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44.40 TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 31/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi. 31/05/2022