Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1412 E. 2022/1291 K. 28.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1412
KARAR NO: 2022/1291
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/05/2019
NUMARASI: 2017/1185 Esas, 2019/515 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/06/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, taraflar arasında imzalanan 03/11/2015 tarihli “anahtar teslimi inşaat kaba ve ince işleri yapım” sözleşmesi ile müvekkilinin Bakırköy, … Mahallesi, … Sokak no … adresinde bulunan, tapuda ise … ada … sayılı parselde kayıtlı olan taşınmaz üzerine malzeme, işçilik, mimarlık, mühendislik hizmetleri dahil binan inşasını m2’si 1.200,00 TL birim alan hesabıyla “anahtar teslim” şeklinde üstlendiğini, işlerin sözleşmeye uygun şekilde tamamlanıp 30/11/2016 tarihli tutanakla teslim edildiğini, iş kapsamında düzenlenen malzeme ve işçilik faturalarının davalı tarafından kabul edildiğini, sözleşme kapsamındaki işlerin ilk proje ile revize projede farklı olduğunu, bu nedenle başlangıçta işin toplam bedelinin belirlenemediğini, revize proje ile işlerin metrajlarının arttığını, dilekçelerinde artan ölçüleri kalem kalem açıkladıklarını, sözleşme dışı yapılan işleri de kalem kalem ölçüleri ile birlikte sıraladıklarını, yapılacak keşif ile gerek sözleşme kapsamında gerekse sözleşme dışı yapılan işlerin ayrı ayrı tespitini istediklerini, sözleşme kapsamında gerçekleştirilen işlerin birim alanın 1.442,30 m2 olduğu halde, 800 m2 birim alan üzerinden bedelinin ödendiğini, güvene dayalı olarak yapılan ek işlerin bedeli dahil toplam 323.479,97 TL alacakları kaldığını belirterek, 323.479,97 TL iş bedeli alacaklannın ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde sözleşmenin 9. maddesinde yazılı şekle aykırı olarak işin bedelinin hesaplandığını, işin bedelinin 11 adet, her biri 50.000,00 TL bedelli olan çekler ve davacı banka hesabına yapılan 593.920,00 TL’lik EFT ödemesi ile toplamda 1.143.920,00 TL olarak ödendiğini, … Mahallesi, … ada .. sayılı parselde kayıtlı taşınmazın her biri 550.000,00 TL değerdeki … Kat … ve… bağımsız bölüm numaralı dairelerinin davacının isteği üzerine kardeşi olan …’na her biri 500.000,00 TL kabul edilerek alıcısından 593.920,00 TL alınarak 21/02/2017 tarihinde devir edildiğini, dairelerin satışından kalan miktar ile davacıya yapılan iş karşılığı ödenen miktar üzerinden mutabakata varıldığını, bu şekilde karşılıklı hak ve alacak kalmadığını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; taraflar arasında 03/11/2015 tarihinde “Anahtar Teslimi İnşaat Kaba ve İnce İşleri Yapım Sözleşmesi” ve eki “teknik Şartname” imzalandığı, sözleşme ile davacı yüklenicinin malzeme ve işçilik dahil olmak üzere Bakırköy, … Mahallesi … ada, … sayılı parselde “tüm kaba ve ince inşaat işlerini anahtar teslim” bir bina inşa etmeyi üstlendiği, sözleşmenin eki teknik şartnamede yapılacak işlerin özellikleri ile işte kullanılacak malzeme ve işçiliklere ilişkin detaylann açıklandığı, işin sözleşmede yazılı götürü bir bedeli olmadığı, sözleşmenin 9. maddesinde işin bedelinin; “m2 birim fiyatı 1.200,00’dir. Ölçüm üzerinde ayak basılan gezilen yaşam alanları hesap edilerek hesaplanacaktır. Ortak yaşam alanları bu hesaplara dahil değildir.” şeklinde belirlendiği, işlerin 30/11/2016 tarihinde düzenlenen “İnşaat Teslim Tutanağı” ile davalı iş sahibine teslim edildiği, teslim tutanağında işte eksik veya ayıplı imalatlar bulunduğuna ilişkin bir açıklama olmadığı, aksine eserin noksansız ve kullanılmaya elverişli bir durumda teslim alındığının yazılı olduğu, davacı yüklenicinin işin devamı sırasında üzerinde sıralı hakkediş açıklamaları taşıyan aşağıda detaylı bilgileri verilen 8 ayrı fatura düzenlediği, söz konusu faturalara karşılık davalı şirketin tarafların ortak kabulünde olduğu gibi, her biri 50.000,00 TL bedelli olan, 04/08/2016-20/06/2017 tarihleri arasındaki vade tarihlerinde ödenen 10 adet çekler ile 500.000,00TL, 22/02/2027 tarihinde banka EFT’si yolu ile ödenen 593.920,00 TL olmak üzere toplamda (500.000,00+593.920,00=) 1.143.920,00 TL ödemede bulunduğu, düzenlenen faturalar toplamı1.467.399,97 TL ile yapılan ödemelerin toplamı 1.143.920,00 TL arasında dava konusunu oluşturan 323.479,97 TL’lik bir fark bulunduğu, davalı vekilinin davacının kardeşine dava konusu binanın 4 ve 5 numaralı bağımsız bölümlerinin indirimli fiyatla satılması nedeniyle bu miktarın dolaylı bir şekilde ödendiğini savunduğu, söz konusu bağımsız bölümlere ait tapu kayıtlannda her iki dairenin 21/02/2017 tarihinde gerçekleşen satış ile ayrı ayrı 350.000,00 TL bedelle davalı şirket tarafından satıldığının görüldüğü, tapu kayıtlarından dava konusu binanın yapı kullanma izin belgesinin alındığı ve 08/01/2018 tarihinde kat mülkiyeti tapu şeklinde dönüştüğünün anlaşıldığı, taraflar arasında sözleşme konusu işte ayıplı, eksik imalatlar bulunduğuna ilişkin bir uyuşmazlık bulunmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın iş bedelinin ödenip ödenmediği, sözleşme dışı işlerin yapılıp yapılmadığı ve yapıldı ise bu işlerin bedelinin ödenip ödenmediği, davalı şirket tarafından davacının kardeşine devredilen taşınmazlar ile iş bedelinin ödenip ödenmediği noktalarında toplandığı, davacı yüklenicinin asıl projeye revize proje sonucu daha fazla imalat yaptığı bilirkişi kurulu tarafından yerinde yapılan tespit sonucu belirlendiği, çözümlenmesi gereken meselenin davalı şirket tarafından davacının kardeşine devredilen taşınmazlar ile bakiye iş bedeli ve ilave iş bedelinin ödenmiş sayılıp sayılmayacağı olduğu, dosya kapsamına göre, davalı şirkete ait 2 adet taşınmazın her biri 350.000,00 TL bedel karşılığında 21/02/2017 tarihinde davacının kardeşine satış suretiyle devredildiği, davalı bu devrin davacının alacağına karşılık yapıldığını savunmuş ise de, buna ilişkin herhangi bir yazılı delil ibraz etmediği, bu konudaki savunmasını ispat edemediği, söz konusu devrin yapılmasından sonra davalının davacıya ödeme yapmasının da hayatın olağan doğal akışına uygun düşmediği, davalının ödeme savunmasını usulüne uygun deliller ile de ispat edemediği, cevap dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmadığı, bu nedenle yemin delilinin de kendisine hatırlatılmadığı, neticeten davacının bakiye ve ilave iş bedeli alacağının 908.033,48 TL olduğu anlaşıldığından davanın ıslah edilmiş haliyle kabulü gerektiği gerekçesi ile; Davanın ıslah edilmiş hali ile KABULÜNE, 323.479,97 TL’nin dava tarihi olan 22/12/2017 tarihinden, 584.553,51 TL’nin ise ıslah tarihi olan 22/03/2019 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE, karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinafa başvurmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; davacı ile müvekkili şirket arasında yapılan “Anahtar Teslimi İnşaat Kaba ve İnce İşleri Sözleşmesi”nin 9. maddesinde “İşin Bedeli m2 Birim Fiyatı 1.200,00 TL’dir (Binikiyüz). Ölçüm üzerinde ayak basılan gezilen yaşam alanları hesap edilerek hesaplanacaktır. Ortak yaşam alanları bu hesaplara dahil değilidir.” denildiğini, 02.10.2018 tarihli bilirkişi kurulunun düzenlediği raporda; “Faturalarda yazılı iş bedeli toplamı ile davalı tarafından yapılan ödemeler arasına dava konusunu oluşturan 323.479,97 TL tutarında bir fark bulunduğu, bu farkın davacının kardeşine satıldığı çekişmesiz iki daire bedelinin eksik alınması ile ödendiği şeklindeki davalı iddiasının davalı yanca kanıtlanması gerektiği, her iki dairenin tapuda satış bedellerinin 350.000,00 TL olarak gösterildiği, taşınmazın bulunduğu mevkii ve gerçek değerlerinin bu tapu değerlerinin çok üzerinde oldukları, Sayın Mahkemece görev verilmesi halinde her iki dairenin satış tarihindeki gerçek değerinin ayrıca değerlendirilebileceği, bu durumda kurula emlak değerlendirme uzmanı biirkişinin de katılmasının yararlı olacağı”, “Davacı vekilinin dava dilekçesine eklediği 8 adet fatura dışında, dava konusunu oluşturan asıl ve ek işler karşılığı hangi nedenle fatura düzenlenmediğini açıklamadığı” belirtildiği, davacı vekilinin itirazı üzerine düzenlenen 22.02.2019 tarihli bilirkişi kurul raporunda; “Davacı yüklenicinin asıl projeye revize proje sonucu (İMALAT+MÜTEAHHİT KARI+KDV DAHİL) 584.553,51 TL daha fazla imalat yaptığı” belirtildiği, mahkemece “Davacı yüklenicinin asıl projeye revize proje sonucu daha fazla imalat yaptığı bilirkişi kurulu tarafından yerinde inceleme sonucu belirlenmiştir.” gerekçesiyle, davacının fazla imalat yaptığından bahisle karar verildiğini, oysa taraflar arasındaki sözleşme de işin tamamı için sabit bir bedel belirlenmediğini, sözleşmenin 9. maddesinde “m2 Birim Fiyatı 1.200,00 TL’dir” şeklinde belirtilmiş olmakla davacının fazla imalat yaptığı görüşünün hatalı olduğunu, kaldı ki, davacı tarafın yaptığı işlere karşılık 8 adet fatura gönderdiğini, ancak fazla imalat yaptığına ilişkin müvekkili şirkette bir başvurusu olmadığını ve herhangi bir ihtar göndermediği gibi, taraflar arasında düzenlenen 30.11.2016 tarihli “İNŞAAT TESLİM TUTANAĞI”na da fazla imalatta bulunduğundan bahisle bir itiraz ve şerh düşmediğini, bu nedenle verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili şirketin Bakırköy İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parselde kayıtlı … Kat … ve … nolu bağımsız bölümleri davacının kardeşi …’na 21.02.2017 tarihinde her biri 500.000,00 TL kabul edilerek toplam 1.000.000,00TL’sından 593.920,00 TL’sı alıcıdan alınarak ve tapuda toplam 700.000,00 TL bedelle satış işlemi yapıldığını, davacı vekilinin 30.01.2019 tarihli cevaba cevap dilekçesinde; “Müvekkilin abisi olan …’nun davalı şirketten satın almış olduğu 2 dairenin iş bu dava ile ilgisi bulunmamaktadır. Müvekkilin beyanlarına göre abisi Kredi çekerek bu 2 daireyi kendisi satın almış ve bedelleri davacı şirkete ödennmiştir.” beyanında bulunduğunu, 02.10.2018 tarihli bilirkişi kurulunun düzenlediği raporun “V-İNCELENEN KANITLAR VE TESPİTLER” bölümünde “Davalı vekilinin davacı şirketin kardeşine dava konusu binanın 4 ve 5 numaralı bağımsız bölümlerinin indirimli fiyatla satılması nedeniyle bu miktarın dolaylı bir şekilde ödendiğnini savunduğu” ve “Söz konusu bağımsız bölümlere ait tapu kayıtlarında her iki dairenin 21.02.2017 tarişhinde gerçekleşen satış ile ayrı ayrı 350.000,00 TL bedelle davalı şirket tarafından satıldığının görüldüğüğ, aynı gün … Bankası lehine 4 numaralı bağımsız bölüm için 900.000,00 TL, 5 numaralı bölüm için ise 1.080.000,00 TL ipotek tesis edildiği” belirtildiğini, mahkemece davacının kardeşine devredilen taşınmazların, müvekkili şirket tarafından yazılı delille kanıtlanamadığı yönündeki gerekçesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı bakiye iş bedeli ile sözleşme dışı yapılan ek işler bedelinin tahsili davasıdır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Davacı vekili taraflar arasında 03/11/2015 tarihli anahtar teslim inşaat kaba ve ince işleri yapım sözleşmesi imzalandığını, sözleşmede iş bedelinin birim alan m2’si 1.200 TL bedel olarak kararlaştırıldığını, sözleşme kapsamında üstlenilen tüm işin bitirilerek teslim edildiğini, bu işe ilişkin fatura bedellerinin bir kısmının ödendiğini, kalanının ödenmediğini, yine tarafların anlaşması gereğince sözleşme dışı işler yapıldığını bu işler bedelinin de ödenmediğini belirterek sözleşme dışı yapılan işler bedelinin tespiti ile bunlarında tahsilini talep etmiş, davalı ödeme savunmasında bulunarak yapılan tüm işler bedelinin ödendiğini her hangi bir borçlarının kalmadığını belirterek davanın reddini talep etmiş mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğu, sözleşme kapsamında yapılacak işler ve işin birim fiyatının belirlendiği, sözleşme kapsamı dışında ilave işlerin yapıldığı, yapılan tüm işlerin teslim tutanağı ile teslim edildiği, davalının işe ilişkin ayıp ve eksik iş itirazının bulunmadığı sabittir, Taraflar arasında hak ediş belgeleri düzenlenmemiştir. Davacı faturaları her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlıdır. Davalı faturalara itiraz etmemiş bunları ticari defterlerine kaydetmiştir. Sözleşme dışı yapılan ilave işe ilişkin fatura düzenlenmediği sabittir. İşin teslim tutanağında ilave işlere ilişkin bir kayıt bulunmamaktadır. Bilirkişilerce düzenlenen ek raporda davacı tarafça yapılan sözleşme dışı işler kalem kalem tespit edilmiş olup, anılan ek rapor davalı tarafa tebliğ edilmiş, davalı tarafça sözleşme dışı yapılan işlere ilişkin bir itirazda bulunulmamıştır. Davalı istinafında sözleşme dışı yapılan işlere ilişkin bir itirazda bulunmayıp, bunların teslim tutanağında şerh edilmediğini ileri sürmüştür. Teslim tutanağında sözleşme dışı yapılan işlere ilişkin bir kayıt bulunmamakta ise de sözleşme dışı işlerin yapıldığı bilirkişi ek raporu ile tespit edildiğinden davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir. Davalı iş bedelinin nakit, çek ve davacının kardeşine satışı yapılan taşınmaz bedellerinden iskonto yapılmak suretiyle tamamen ödendiğini savunmuş ise de nakit ve çekle yapılan ödemeler konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmayıp, davalı taşınmaz satış bedelinden iskonto suretiyle kalan bedelin ödendiğini ispatlayamamıştır. Davalı açıkça yemin deliline de dayanmamıştır. Bu nedenle bu yöne ilişkin istinaf sebebi de yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 02/05/2019 tarih ve 2017/1185 Esas, 2019/515 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, ö2-Alınması gereken 62.028,00 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 15.507,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 46.521,00 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 28/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.