Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1397 E. 2022/577 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1397
KARAR NO: 2022/577
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/02/2019
NUMARASI: 2018/727 Esas, 2019/71 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 23/03/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalı ile davacı arasında 04/03/2016 tarihinde yapılan tanışma toplantısında İsveç’in Karlstad kentinde inşa edilecek 21 adet villaya 7 değişik etüt projesi yapılması konusunda davacıdan teklif istendiğini, davacı tarafından davalıya prestij amaçlı 5.000,00 USD + 900,00 USD KDV teklifinde bulunulduğunu ve davalı tarafından teklifin kabul edildiğini, projenin 09/03/2016 tarihinde davalıya sunulduğunu, davalının kendisine sunulan projelerden 10 tanesini kabul ettiğini, davalının onay verdiği projelerin tamamlanarak teslim edildiğini, davacının üzerine düşen işi yerine getirdiğini, ancak davalının ödeme yapmaktan kaçındığını, bunun üzerine davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı ile davalı arasında iddia edildiğinin aksine herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, söz konusu çizimlerin dava konusu projeye ilişkin olduğunu gösterir herhangi bir ibare bulunmadığını, davalı tarafından sözlü ya da yazılı olarak bir onay verilmediğini, davacının davasını ispatla yükümlü olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacı tarafından her ne kadar takibe konu alacağın taraflar arasında 04/03/2016 tarihinde gerçekleşen tanışma toplantısında İsveç’in Karlstad kentinde inşa edilecek 21 adet villaya 7 değişik etüt proje yapılması konusunda davacı şirketten teklif istenmesi üzerine davacı şirketin 5.000,00 USD + 900,00 USD KDV teklif sunduğu ve bu teklifin davalı tarafından kabul edilmesi üzerine davacı şirketin projenin çizimlerine başladığı ve yaptığı çizimleri 09/03/2016 tarihinde davalıya e-mail ve Whatsapp üzerinden gönderdiği ve davalının sunulan projelerden 10 adet projeyi kabul ederek onay verdiği, bunun üzerine davalının onay verdiği etütlerin projelendirilip çizilerek davalıya teslim edildiği, dolayısıyla takip konusu alacağın bu hizmetten kaynaklandığını iddia ettiği, davacının takip talepnamesinde takip sebebini göstermemiş olması ve takip talepnamesine alacağın dayanağı olabilecek şekilde herhangi bir belge ibraz etmemiş olmakla davalı borçlunun itirazını geri alma ve davayı kabul dışındaki ispat aracı delillere dayanmış olmaktan vazgeçtiği, başka bir deyişle böyle bir riske açıkça katlanmış olduğunu gösterdiği, bu nedenle davacının 6100 sayılı HMK’nın 200 maddesi kapsamında senetle ispat zorunluluğu kapsamında esasen alacağını başka bir yazılı delil ile ispat imkanına dahi sahip olmadığından, takibe konu alacak davalı tarafından kabul edilmediğinden, takip sebebine bağlılık ilkesi gereği başka sebeplerin de incelenmesi olanağı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar vermiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davacının mimari şirket olduğunu, eser sözleşmesinden kaynaklanan ticari bir alacak olduğunu, bu alacağın 5.900 dolar olduğunu, davalının İsveç Karlstad şehrinde inşa edilecek 21 adet villaya 7 değişik etüt proje yapılmasını istendiğini, davacının edimini yerine getirmesine rağmen ödeme yapılmadığını, davalı tarafından edimin istendiğine dair mail ve whatsapp yazışmaları sunulmasına rağmen yerel mahkemenin bu delilleri incelemeden davanın reddine karar verdiğini, bilirkişi incelemesi yapılmasına yönelik talebin kabul edilmediğini, tanıkların dinlenmediğini, sunulan proje çizimleri, e-mail ve whatsapp yazışmalarının incelenememesinin ve ilk duruşmada karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, adil yargılanma hakkı ve silahların eşitliği ilkesine aykırı olduğunu, dava dilekçesinde takip sebebinin bildirildiğini, eser sözleşmesinin yazılı şekle tabi olmadığını, yerleşik Yargıtay içtihatları gereğince tanık dinlenebileceğini, HMK 203/b maddesinde işin niteliği ve tarafların durumuna göre senede bağlanmaması teamül olarak yerleşmiş bulunan hukuki işlemler için tanık dinlenebileceğinin belirtildiğini, tanıklarının dinlenmemesinin hukuka aykırı olduğunu, taraflar arasında email ve whatsapp yazışmalarının bulunduğunu, bu yazışmalarda davalının borcu kabul ettiğini, bu yazışmaları mahkemeye ibraz edeceklerini, Diyarbakır 6.Asliye Hukuk mahkemesinin 2014/1513 esas 2016/391 karar sayılı ilamında davacının taraf olduğu benzer olayda tanık dinlendiği ve bilirkişi incelemesi yaptırıldığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Davacı tarafça proje alacağının tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile icara takibi yapılmıştır. Mahkeme takip alacaklısı tarafından yapılan ilamsız icra takibi ödeme emrinde borcun sebebi gösterilmemiş olması sebebiyle davanın reddine karar vermiştir. Oysa ki takip alacaklısı ödeme emrinde alacak sebebi olarak eser sözleşmesini göstermiştir. Mahkemenin takip sebebinin gösterilmemesi ve belge ibraz edilmemiş olması nedeniyle davanın reddine karar vermesi hatalı olmuştur. Mahkemece, tarafların delilleri toplanıp incelenmek suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi yerinde olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/02/2019 tarih, 2018/727 Esas, 2019/71 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 23/03/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.