Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1381 E. 2022/658 K. 05.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1381
KARAR NO : 2022/658
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/03/2018
NUMARASI: 2016/414 Esas, 2018/407 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 05/04/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı tarafça istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, yanlar arasında müvekkili davacının davalı şirkete 24 sayfa broşür katalog tasarımı yapması konusunda anlaşma yapıldığını, müvekkili tarafından iş bedeline karşılık 09/07/2015 tarih, … numaralı 14.160,00 TL bedelli faturanın düzenlenerek davalı şirkete gönderildiğini, fatura bedelinin ödenmemesi üzerine müvekkili davacı tarafından davalı hakkında Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından takip yapıldığını, ancak davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve davalının icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı şirket vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde müvekkili şirkete iletişim, tasarım ve medya hizmetleri verildiğinin belirtildiğini, ancak aynı dilekçenin talep sonucunda; “…talep üzerine taşıma hizmeti verilmiş olan fatura uyarınca…” ifadesinin kullanıldığını, yine dava dilekçesinde belirtilen ve mahkemeye ibraz edilen delil listesinde “… Navlun Hizmet Faturası, … Navlun Hizmet Faturası, … Navlun Hizmet Faturası,”na dayanılması karşısında davacının verdiğini iddia ettiği taşıma hizmetinden doğan alacağını talep ettiğinin anlaşıldığını, oysa yanlar arasında bahsi geçen taşıma hizmeti konusunda herhangi bir anlaşa yapılmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece 23/01/2018 tarihli bilirkişi raporu esas alınarak, taraflar arasındaki yazışmalara bakıldığında, davacı yanca davalıya fiyat teklifi verildiği, tasarım ile ilgili bilgilendirme yapıldığı, ve süreç belirlendiği, görüşmeler yapıldığı, sonrasında çalışma için gerekli dokümanlar ve kurumsal kimlik ile ilgili bilgilendirmelerde bulunulduğu, mail ile dökümanlar gönderildiği, yapılan taslak çalışmaların sunulduğu, taslak çalışmaları üzerinden greekli düzenlemeler yapıldığı, uygundur şekli ile onay alındığı, PDF dosyası şeklinde baskıya uygun bilgisayar formatında e-posta ile gönderildiği, dosya gönderildikten sonra fatura kesmek için yazışmalar yapıldığı ve akabinde faturasının kesildiği, faturaya konu hizmetin davalıya sunulduğu ve davacı tarafın usulüne uygun olarak tutulmuş delil niteliğine haiz ticari defter ve kayıtlarına göre, davacının davalıdan 14.160,00 TL alacağının bulunduğu ve alacağın likit olduğu gerekçesiyle davacının davasının kısmen kabulü ile, Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin 14.160,00 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faizi ile birlikte devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, İcra İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi uyarınca asıl alacak miktarının (14.160,00 TL) %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesiyle, müvekkili ile davacı arasında var olduğu iddia olunan ticari ilişkinin yapılan bilirkişi incelemesi sonucu ortaya koyulduğundan bahsedildiğini, ne var ki; davaya cevap dilekçelerinde de belirtildiği üzeer üzere; davacı yanın dava dilekçesinin talep sonucu kısmında “…talep üzerine taşıma hizmeti verilmiş olan fatura uyarınca….” ifadesini kullanmasında ve yine dava dilekçesinde belirtilen ve mahkemeye ibraz edilen delil listesi kısmında belirtilen “… Navlun Hizmet Faturası, … Navlun Hizmet Faturası, … Navlun Hizmet Faturası,” şeklindeki ifadelerinden anlaşılacağı üzere, davacı yanın verdiğini iddia ettiği taşıma hizmetinden doğan alacağını talep ettiğini, ancak taraflar arasında bahsi geçen taşıma hizmetinin gerçekleşmediğini, bu nedenle davacı yanın talep ettiği alacağın gerçeği yansıtmadığını, davacı yanın dava dilekçesinde yazılı talep sonucu kısmında açıkça yazıldığı üzere, müvekkil şirketten talep edilen alacağın taşıma hizmetinden kaynaklandığı anlaşılmakla birlikte, müvekkil şirketin davacı yandan bu şekilde bir taşıma hizmet almadığını, yaptıkları savunma neticesinde davacı tarafça dava dilekçesindeki iddialar ve alacağın sebebi değiştirildiğini, dilekçeler teatisinin tamamlanmasından sonra; yani bir başka anlatımla davaya ilişkin iddia ve savunma yasağının başlamasından sonra 27/09/2017 tarihli dilekçe ile bir takım belgelerin davaya dahil edildiğini, dahil edilen belgelerde e-mail yazışması olduğu iddia edilen yazışmaların mahkemeye sunulduğunu, bu yazışmaların hiçbirinin taraflarınca kabul edilmemekle birlikte, sonradan davaya delil sunulmasının bu delillerin de dikkate alınabilmesinin muvafakatlerine bağlı olduğunu, bu haliyle sonradan yasaya aykırı şekilde bir takım yazışmaların davacı tarafça davaya dahil edilmesi ve bu yazışmaların hem bilirkişi tarafından hazırlanan rapora hem de mahkeme tarafından karara dayanak teşkil etmesiin açıkça yasaya aykırılık teşkil ettiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Davacı; davalı şirkete 24 sayfa broşür katalog tasarımı işi yaptığını ileri sürmüş; davalı ise eser sözleşmesini inkar etmiştir. Davacı yüklenici tarafından davalı iş sahibi hakkında Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından 29/07/2015 tarihli toplam 14.160,00 TL bedelli faturaya istinaden 14.160,00 TL asıl alacak ve 431,78 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 14.591,78 TL alacağın tahsili için 13/11/2015 tarihinde ilamsız takip yapıldığı, davalının icra müdürlüğünün yetkisine itirazı üzerine dosyanın Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından 28/01/2016 tarihinde davalıya yeniden ödeme emri gönderildiği, davalının takibe itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmaktadır. Dosyada bulunan ve mali müşavir … ile reklam ve grafik bilgi uzmanı … tarafından hazırlanan 23/01/2018 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; davacı yanın 2015 yılına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, defterlerin usulüne uygun tutulduğu, davalı yanın incelemeye gelmeyip, ticari defter ve belgelerini de ibraz etmediği, davacı yanın incelenen 2015 yılı ticari defterlerinde davalıdan 13/11/2015 takip tarihi itibarı ile 14.160,00 TL alacaklı olduğu, dava dosyasına sunulan fatura üzerinde yapılan incelemede, davacı şirket tarafından davalı yan ünvanına düzenlenmiş olduğu, faturanın davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, muhteviyatının … Sayfa Broşür Tasarımı olduğu, faturaya dosyadaki mukim belgelere göre davalı yan tarafından 8 gün içerisinde itiraz edilmediği, faturanın usulüne uygun olarak düzenlendiği belirtilmiştir. Davalı yanca mahkeme kararına karşı hem usulü yönden hem de esasa ilişkin itirazda bulunulduğundan, öncelikle davalı yanın usule ilişkin itirazlarının incelenmesi gerekmiştir. Her ne kadar davacı vekilince dosyaya sunulan dava dilekçesinin talep sonucu bölümünde, “taşıma hizmeti verilmiş olan fatura uyarınca” ibaresi kullanılmış ise de, dilekçenin içeriğinden talebin yanlar arasındaki 24 sayfa broşür katalog tasarım işinden kaynaklanan iş bedeli alacağı için düzenlenen fatura alacağına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Yine dava dilekçesinde, dava konusu olan faturanın Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından yapılan takibe dayanak fatura olduğunun belirtildiği ve fatura üzerinde fatura konusunun da 24 sayfa broşür katalog tasarım işi olduğunun yazılı olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde; dava dilekçesinin talep sonucundaki yanlışlığın maddi hatadan kaynaklandığı sonucuna varılmış olup, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazının reddine karar vermek gerekmiştir. Davalı vekilinin esasa ilişkin itirazlarının incelenmesinde; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddeleri uyarınca taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Yine, gerek doktrinde gerekse Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere; ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kişiye düşer. Bu kabul, adi karine niteliğindedir ( bkz. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 17/02/2022 tarih, 2018/3698 Esas, 2018/3394 Karar sayılı kararı). Karşılıklı edimleri içeren eser sözleşmelerinde yüklenicinin görevi eseri sözleşmesine, amacına ve tekniğine uygun tamamlayarak teslim etmek; iş sahibinin görevi ise, sözleşmede kararlaştırılan yükümlülükler varsa bunların yerine getirilmesiyle eserin bedelini ödemekten ibarettir. Kural olarak eser sözleşmesi ilişkisinin kurulması herhangi bir şekil şartına tabi olmayıp, tarafların “icap” ve “kabul” iradelerinin birleşmesiyle sözleşme ilişkisi kurulur. Şekil şartı, sözleşmenin geçerlilik şartı olmayıp, ispat şartıdır. (Yargıtay (Kapatılan) 15 Hukuk Dairesi’nin 25/09/2018 tarih, 2018/3698 Esas, 2018/3394 Karar sayılı kararı) Somut olayda, davacı yan, taraflar arasında broşür katalog tasarımı işi konusunda eser sözleşmesi akdedildiğini ancak bakiye iş bedelinin ödenmediğini ileri sürdüğünden, bu hususu ispat külfeti davacı taraftadır. 6100 sayılı HMK’nın “Senetle ispat zorunluluğu” başlıklı 200. maddesinde düzenlenen “(1) Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. ” hükmü gereğincen davalı taraf, bu iddiasını senetle ispat etmek zorundadır. Bu kapsamda, davacının dosyaya sunduğu delillerin değerlendirilmesi gerekmekte olup, dosyada yer alan ve davacı yanca delil olarak dayanılan e-mail yazışmalarından, davacı yanca davalıya 24 sayfa katalog tasarım işi için fiyat teklifi verildiği, tasarım ile ilgili bilgilendirme yapıldığı, sürecin belirlendiği, bu konuda yanlar arasında görüşmeler yapıldığı, yine davacı yanca davalıya çalışma için gerekli dökümanlar ve kurumsal kimlik ile ilgili bilgilendirmeler yapıldığı, mail yolu ile dökümanlar gönderildiği, yapılan taslak çalışmalarının sunulduğu, yapılan taslak çalışmaları üzerinden gerekli düzenlemeler yapıldığı, davalıdan ” uygundur ” onayı alındığı, taslağın ‘… Broşur Baskı PDF’ dosyası ismi ile baskıya uygun bilgisayar formatında e-posta yolu ile davalıya gönderildiği, dosya gönderildikten sonra fatura kesmek için yazışmalar yapıldığı, bu yazışmalar akabinde fatura kesildiği tespit edildiğinden, yanlar arasında katalog tasarım işi konusunda eser sözleşmesi yapıldığının ispat edildiği sonucuna varılmaktadır. O halde, yapılan bu açıklamalar ışığında; Dairemizce davalı vekilinin istinaf itirazları ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, mahkemece ispat yükü doğru değerlendirilerek yanlar arasında 24 sayfa katalog tasarım işine dair eser sözleşmesi aktedildiği, davacı yanca düzenlenen iş bedeline ilişkin faturaya davalı yanca itiraz edilmediği, taraf ticari defterlerinin sahipleri lehine delil niteliği taşıdığı, denetime elverişli 23/01/2018 tarihli bilirkişi kurulu raporunda davacı şirketin ticari defterlerinde takip tarihi itibariyle davalıdan 14.160,00 TL alacaklı olduğunun belirlendiği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi dosya kapsamı ile usul ve yasaya uygun olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/03/2018 tarih ve 2016/414 Esas, 2018/407 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,2-Alınması gereken 967,27 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 241,82 TL harcın mahsubu ile bakiye 725,45 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 05/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.