Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1379 E. 2019/969 K. 19.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1379
KARAR NO : 2019/969
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/04/2019
NUMARASI : 2019/143 Esas
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 19/07/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen ara karara karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davadaki asıl talep, buz pateni kurulum ve montaj işini konu alan yazılı eser sözleşmesi ilişkisi kapsamında işin ayıplı yapılmış olması iddiasına dayalı olarak menfi tesbit, istirdat ve tazminat talebine dair davalı şirkete 801.340,00 TL tutarında borçlu olmadığının tesbiti, davalı şirkete ödenen 496.000,00 TL’nin iadesi, davalı şirketçe akdi yükümlülüklerin yerine getirilmemesi nedeniyle tazminat talebine ilişkin olup; sözleşme kapsamında davalı tarafa verilen 11 Eylül 2018 tarihli üç adet ve 12.04.2019 tarihli bir adet olmak üzere toplam 160.000,00 TL bedelli 4 adet çeke ihtiyati tedbir konulması yoluyla çeklerin ödenmesinin ve icraya konulmasının engellenmesi amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebi; mahkemece, istinaf incelemesine konu 25.04.2019 tarihli ara kararı ile, tesbit raporunda işin ayıplı yapıldığı belirlenmiş ise de ayıbın neden kaynaklandığının belirlenmediğini belirterek yaklaşık isbat kuralı kapsamında ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından usulünce istinaf edilmiştir. Davacı vekili, işin ayıplı yapıldığının tesbit raporuyla belirlendiğini belirterek kararın kaldırılarak tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davacı tarafından dosyaya sunulan Ankara 10. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/25 D.İş sayılı tesbit raporunda; sisteme sözleşme tarihinden (02.10.2018) öncesine ait farklı markada 2.000 yılında imâl edilmiş motorların monte edildiği, yüzeyin muhtelif yerlerinde su birikintileri olduğu belirtilmiştir. İhtiyatı tedbirin şartları 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Bu yasa hükmüne göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. İhtiyati tedbirde asıl olan, ihtiyati tedbire esas bir hakkın varlığı ve bir ihtiyati tedbir sebebinin bulunmasıdır. HMK’nın 390/3. maddesine göre, tedbir talep eden taraf, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Burada sözü edilen ispatın ölçüsü ise, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralının uygulanmasında hakim, iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kararlarından olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan hakime geniş bir takdir alanı bırakmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemeli ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Kanun’un öngördüğü ölçüde ispat edilememişse veya yaklaşık da olsa ispatı yargılamayı gerektiriyorsa ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. HMK’nın 389. maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ise hakim, ihtiyati tedbire davanın her aşamasında karar verebilir.Taraflar arasında buz pateni kurulumu ve montaj yapım işine dayalı eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktır. Davadaki talep kalemlerin tümü, işin ayıplı yapıldığı iddiasına dayalıdır. Eser sözleşmesinde yüklenicinin bedele hak kazanabilmesi için, işin sözleşme ve varsa eklerine, fen ve teknik kurallarına, iş sahibinin ondan beklediği amaca uygun olarak eksik ve ayıpsız olarak tamamlanıp, belirlenen yer ve zamanda iş sahibine teslim edilmesi gerekir. Eseri teslim alır almaz, iş sahibi eseri gözden geçirmek veya tesbit yaptırarak varsa eksik ve ayıplı işleri belirlemeli ve işlerin olağan akışına uygun olarak ve usulünce iş sahibine bildirmelidir. Aksi halde, eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılır ve ayıp iddiasıyla ilgili yasadan kaynaklanan seçimlik haklarını kullanamaz. Ayıbın, niteliğince (açık veya gizli ayıp) belirlenmesi, makûl sürede usulünce bildirilmesi, ayıbın sebebi ve sorumlusunun belirlenmesi, ayıbın giderilebilecek nitelikte olup olmadığının anlaşılması ve eserin tamamına göre ölçüsünün (eserin tamamına oranı) saptanması gibi unsurların tamamının davacının haklılığını ortaya koyacak oranda ve şekilde yaklaşık olarak belirlenmesi gerekir. Somut olayda, talebe dayanak yapılan tesbit raporu ayıpla ilgili yukarıda belirtilen tüm unsurlarıyla haklılığı yaklaşık olarak ortaya koyulabilecek tesbiti içermediğinden ve aşamada toplanacak delillere göre talep halinde yeniden değerlendirilebilecek olması nedeniyle verilen red kararı usul, yasa ve özellikle dosya kapsamına uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/04/2019 tarih ve 2019/143 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere 19/07/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.