Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1376 E. 2020/70 K. 15.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1376
KARAR NO: 2020/70
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/04/2019
NUMARASI: 2017/1051 Esas, 2019/604 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 15/01/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, deniz tabanından taş, balçık ve kumların çıkartılacak belirlenecek yere dökülmesi işi nedeniyle eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanan ve hakedişe bağlanan bakiye iş bedelinin tahsili ile paraya çevrilen teminat mektubu tutarının iadesi istemine ilişkindir. Davacı şirket yüklenici, davalı şirket ise iş sahibidir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekilince istinaf edilmiş, bu istinaf üzerine Dairemiz tarafından verilen önceki kararda dava miktarı dikkate alınarak davanın heyetçe görülüp sonuçlandırılması yerine tek hakimle bakılmış olması nedeniyle kararın kaldırılmasına hükmedilmiş ve bunun üzerine heyetçe bakılan dava sonucunda yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu hükme esas alınarak yeniden davanın kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı istinaf başvurusunda bulunan davalı iş sahibi şirket vekili istinaf talep dilekçesinde özetle; mahkeme kararının açık ve anlaşılabilir bir gerekçe ile yazılmadığını, arızalı makinelerin giderilmesi süresinden yüklenicinin sorumlu olduğunu, gecikilen süre harici kalan zamanda sadece %6’lık bir imalat yapıldığını, işin yapıldığı yerin konumuna göre rüzgar ve dalgaların etkisinin yok denebilecek nitelikte olduğunu, sözleşmenin 4.maddesine göre iş süresinin tüm koşullar dikkate alınarak belirlendiğini, 8.madde hükmüne uygun düzenlenmiş bir hakediş bulunmadığını, gecikme nedeniyle cezai şart alacağı ve eksikliklerin tamamlatılması nedeniyle oluşan zarar miktarı toplamı olan 164.500 USD kadar alacağın teminat mektubundan temin edildiğini belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme sabit birim fiyat usulünde götürü bedel olarak imzalanmıştır. İşin süresinde teslim edilmediği sabit olup, davalı eksik olarak bırakılan işlerin dava dışı üçüncü kişilere tamamlatıldığını iddia etmiştir. Mahkemece, gecikmede davacı yüklenicinin kusuru bulunmadığı belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Sözleşmede hangi hallerde çalışılamayacağı başka bir ifade ile mücbir sebep sayılan hususlar kararlıştırılmış, işin yapılacağı limanda rüzgar şiddet ve dalga boyu için belirlenen derecelerin aşılması hali bu kapsamda belirlenmiştir. Yargılama sırasında keşfen alınan bilirkişi teknik heyet raporuna göre rüzgar şiddeti ve dalga boyu ile ilgili kararlaştırılıp sözleşmede belirtilen rakamların tüm Ege kıyısı esas alınarak belirlendiğini bu nedenle sözleşmenin süresinde ifa edilmesinin imkansız olduğunu, yıllarca sürebileceğini, oysa sadece işin yapılacağı yerin bulunduğu Nemrut limanındaki ölçülerin esas alınması ve buna göre sözleşmenin imzalanması gerektiği belirtilmiştir.Eser sözleşmesinde yüklenici sözleşmeyi imzalamadan önce yapılacak işi, işin yapılacağı yeri tüm durum ve koşulları ile inceleyip değerlendirilerek sonucuyla ilgili iş sahibini de bilgilendirdikten sonra sözleşme şartlarını belirlenmesi gerekir. Aksi halde kusuruyla sorumlu olur. Somut olayda, yüklenici sorumluluğu gereği sadece işin yapılacağı limandaki verileri esas almak yerine tüm kıyı boyunca belirlenen ölçülere göre sözleşme süresini belirlediğini göre bunda kusurludur. O halde, sözleşmenin ifası davacı yüklenicinin kusuru nedeniyle ve subjektif olarak imkansız olduğundan geçerli değildir. Bu durumda geçersiz sözleşmeye dayanılarak istemde bulunulamaz. Yukarıda yapılan açıklamalar nedeniyle, yerel mahkeme kararının kaldırılarak, sözleşmenin geçersiz olduğu kabul edilerek taraf taleplerinin buna göre incelenip değerlendirilerek sonucu uyarınca yeniden esas hakkında hüküm kurulmak üzere dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/04/2019 tarih, 2017/1051 Esas, 2019/604 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, 5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 15/01/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.