Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1358 E. 2020/68 K. 15.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/1358
KARAR NO : 2020/68
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/04/2019
NUMARASI : 2017/1466 Esas, 2019/427 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 15/01/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı, sözleşme kapsamındaki mekanik tesisat işleri ve ilave işler nedeniyle cari hesaptan kaynaklanan ve faturaya bağlanan alacağın tahsili için başlattıkları icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ve takibin devamı ile icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur. Davalı, davacının yükümlülüklerini kararlaştırılan tarihte tamamlayamadığını, tahsili talep edilen takip dayanağı faturaların düzenleme tarihleri itibariyle muaccel olmadıklarını, gecikme nedeniyle kendilerinin cezai şart talebinin bulunduğunu, geçici kabul tutanağı altında imzaları bulunan kişilerin şirketi temsile yetkili olmadıklarını, davacının teminat verme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davacının haksız ve kötüniyetli olduğunu belirterek, takibin iptali ile kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile davalı borçlunun Beykoz İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Yasa’nın 2/2 maddesine göre avans esasına göre hesaplanacak temerrüt faizi üzerinden devamına, davacının icra inkar tazminatı isteminin reddine dair verilen karara karşı davalı vekili süresinde ve usulünce istinaf talebinde bulunmuştur. Davalı istinaf talebinde özetle, takip tarihi itibariyle alacağın muaccel olmadığını, mahkemenin keşif talepleri kabul edilmeden eksik incelemeyle karar verdiğini, bilirkişi raporuna karşı itirazlarının karşılanmadığını, bilirkişi heyetinin reddi taleplerinin incelenip değerlendirilmediğini, bilirkişi raporu değerlendirilmeden aynen kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının alacak iddiasını ispatlayamadığını, takip dayanağı faturalara itiraz ettiklerini, işin eksik ve kusurlu yapıldığını ve sözleşme bedelinin aşıldığını, davacının iddiasını kanıtlayamadığını, borçlarının olmadığını, bilakis alacaklı olduklarını, alacağın muaccel olmadığını, 669.000,00-TL bedelli kesin teminat mektubunun kendilerine verilmediğini, bir an için davacının alacaklı olduğu kabul edilse dahi, kesin teminat mektubu verilinceye kadar bu alacağı alıkoyma haklarının bulunduğunu, gecikme cezası ile eksik ve kusurlu işler bedeli nedeniyle davacıdan olan alacaklarının mahsup edilmediğini, işin süresinde tamamlanmadığını, geçici kabul tutanağının şirketin yetkili kişilerince imzalanmaması nedeniyle kabulünün mümkün olmadığını, SGK’ya yazılan yazının işin kabulü olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Tüm dosya kapsamına göre davacı yüklenici bakiye bedel alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini; davalı iş sahibi ise, diğer savunma sebepleri yanında alacağın takip tarihi itibariyle muaccel olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Taraflar arasında imzalanan 22.04.2013 tarihli sözleşmenin 3.2 maddesi hükmüne göre davacı taşeronun alacağını talep edebilmesi davalı asıl yüklenicinin alacağını ana işverenden tahsil etmiş olması şartına bağlanmıştır. Başka bir ifadeyle, davacının alacağı ana iş sahibi tarafından davalı yükleniciye yapılacak ödemeden sonra istenebilir (muaccel) olacaktır. Dosyada mevcut 23.11.2015 havale tarihli bilirkişi heyet raporunun 8. sayfasında davalının ana iş sahibinden yaptığı tahsilatlar tarihleri de belirtilerek hesaplanmış olup; buna göre, davalının takip tarihine (24.07.2014) göre halen 01.08.2014 tarihli 562.080,54 TL tutarlı, 01.10.2014 tarihli 744.612,86 TL tutarlı ve 01.11.2014 tarihli 90.439,82 TL tutarlı olmak üzere toplam 1.397.133,22 TL alacağı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu miktar takiple talep edilen tutarın üzerinde olup, takip tarihi itibariyle davacı alacağının muaccel olmadığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar bilirkişi raporlarında alacağın muaccel olduğu belirtilmiş ise de bu husus takip tarihine göre değerlendirilmemiş, takipten sonrası için aşamada yapılan ödemeler gözetilerek belirlenmiştir. İtirazın iptali davalarında, davaya konu takibin esas ve usulüne uygun yapılmış olması dava şartı olup muaccel olmayan bir alacak için başlatılmış olan takip geçerli olmadığından iş bu dava yönünden dava şartı gerçekleşmemiştir. Açıklanan nedenlerle, henüz muaccel olmayan bir alacak nedeniyle yapılan takip geçersiz olduğundan mahkemece davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi yerine yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması usul, yasa ve dosya kapsamına aykırı olduğundan kararın kaldırılarak davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmek üzere yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A) 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/04/2019 tarih ve 2017/1466 Esas, 2019/427 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın REDDİNE, 4-Koşulları oluşmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 11.836,95 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 11.782,55 TL harcın kararın kesinleşmesini takiben ve istek halinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine, 2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 3-Davalı tarafından yapılan 20,00 TL posta masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 66.054,09 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa iadesine,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davalı tarafından yatırılan 33.474,70 TL istinaf karar harcının talep halinde davalı tarafa iadesine, 2-Davalı tarafından yapılan 207,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 31,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 238,50 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 15/01/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.