Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1316 E. 2022/796 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1316
KARAR NO: 2022/796
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/04/2019
NUMARASI: 2017/865 Esas, 2019/325 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 19/04/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin kendisine ait “…” unvanlı gerçek şahıs firması olarak davalının sahibi olduğu gerçek şahıs firması olan “…” isimli firmaya çeşitli banyo aksesuarı siparişi yaptığını ve bu malların ön ödemesi olarak; “… – …” isimli firmadan almış olduğu; 30/01/2017 Vadeli 4.000,00 TL. Bedelli, 06/08/2016 Tanzim Tarihli, 28/02/2017 Vadeli 4.000,00 TL. Bedelli, 06/08/2016 Tanzim Tarihli, 30/03/2017 Vadeli 4.000,00 TL. Bedelli, 06/08/2016 Tanzim tarihli olmak üzere toplam üç adet bonoyu ciro ederek davalı …’e ait … ünvanlı gerçek şahıs firmasına verdiğini, daha sonra davalı tarafın bonolar karşılığı vermeyi taahhüt etmiş olduğu malların hiçbirini davacı müvekkiline teslim edemediğini, müvekkilinin davalıdan taahhüdünü yerine getirmesini talep ederken, bu arada bonoların da vadesinin geldiğini ancak, söz konusu bonoların keşidecisi tarafından ödenmediğini, daha sonra davalı tarafın söz konusu bonolardan dolayı; ciranta borçlusu olarak davacı hakkında istanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/687 Esas sayılı dosyasından ihtiyati haciz kararı aldığını ve haciz kararı ile birlikte söz konusu bonoları Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasında icra takibine koyduğunu, alınmış olan ihtiyati haciz kararı doğrultusunda yapılmış olan işyeri haczinin baskısı altında davacının, davalının taahhüdünü yerine getirmemiş olması dolayısıyla borçlu olmadığı bonoların konu edildiği icra dosya borcunun tamamını ödemek zorunda kaldığını belirterek, Gaziosmanpaşa … icra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasından ve icra dosyasına konu bonolardan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile ödemek zorunda kalmış olduğu 16.016,17-TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, icra takibi alacağının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar (kötüniyet) tazminatının davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının davaya konu bonoların müvekkiline ön ödeme olarak verildiği iddiasını yazılı delille ispatlaması gerektiğini, müvekkilinin davacıya son mal satışı ve faturasının 04/05/2016 tarihinde olduğunu, bonoların ön ödeme olarak değil hesap alacağına karşı verildiğini, müvekkili tarafından satılan malların fatura tarihinde davacının oğluna fatura ile birlikte müvekkiline ait iş yerinde teslim edildiğini, davacının faturasının bir kısmını elden ödediğini, kalan kısmı için ileri tarihli 4 adet sıralı bono düzenlendiğini, ilk bononun vadesinde ödendiğini, diğer bonoların vadesi geçtikten sonra icra takibine konu edildiğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davacı vekilince davaya konu 3 adet bononun sipariş edilen malların ön ödemesi olarak verildiğinin ancak, sipariş edilen malların teslim edilmediğinin iddia edildiği, davalı tarafın ise bu bonoların davacıya teslim edilen malların bakiye bedellerine karşılık verildiğini iddia ettiği, dava konusu bonolarda malen kaydı bulunduğu, malen kaydı bulunan bonolar karşılığında mal teslimi yapılmadığının ispat külfetinin davacı tarafa ait olduğu, davacının mal almadığını, bonoların sipariş edilen malların ön ödemesi olarak verildiğini ispat etmek zorunda olmasına rağmen, bu hususu ispata elverişli yasal delillerle kanıtlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında, dava konusu bonoların lehtarının davalı olmadığını, davacının bu bonoları keşideci “…’dan” aldığını ve ciro ederek davalıya verdiğini, bonolardaki “malen” kaydının davacı ile davalı arasındaki bir kayıt olmadığını, davalının bonolar karşılığı davacıya mal teslimi yaptığını ispatlayamadığını, davacı ile davalı arasında dava konusu bono dışında bir çok nakit/çek/bono ödemesi de yapıldığını, buna ilişkin belge ve banka dekontlarının ilgili bankalardan taraflarınca istendiğini, bunları temin ettiklerinde mahkemeye ayrıca sunacaklarını belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava, davacı tarafından davalıya sipariş edilen çeşitli banyo aksesuarlarının bedeline ilişkin olarak avans mahiyetinde, ciro edilmek suretiyle davalıya verildiği belirtilen 4.000,00 ‘er TL’lik (toplam 12.000,00 TL) 3 adet bonoya dayalı olarak davalı tarafından davacı aleyhine başlatılan icra takibine ilişkin olarak, söz konusu siparişlerin davalı tarafından davacıya teslim edilmediği iddiasıyla bu bonolardan dolayı davalıya borçlu bulunulmadığının tespiti ve bu kapsamda icra tehdidi altında ödenmek zorunda kalınan 16.016,00 TL’nin davalıdan tahsili talebine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, takibe dayanak yapılan bonoların sipariş edilen malların ön ödemesi olarak mı yoksa teslim edilen malların karşılığı olarak mı verildiği noktasında toplanmaktadır. Dosya kapsamı değerlendirildiğinde, her ne kadar mahkemece, dava konusu bonolar üzerinde malen kaydı bulunduğundan bu bonolar karşılığında mal teslimi yapılmadığının ispat külfetinin davaca tarafa ait olduğu kabul edilmiş ise de, davacı taraf davaya konu bonolardan ciranta olduğundan senetlerde yer alan malen kaydına dayanamayacağı, ancak taşınır alım-satım sözleşmesinde senetle de olsa ödeme yapılmış ödeme anında sözleşmeye konu malın teslim edildiği karine olarak kabul edildiğinden, söz konusu bonolar kapsamında davalıdan satın alınan malların davacıya teslim edilmediğinin ispat külfetinin yine davacıda bulunduğu, davacı tarafça söz konusu karinenin aksinin ispat edilemediği, dava ve cevaba cevap dilekçesinde yemin deliline de dayanılmadığı, buna göre sonuç olarak davanın reddine karar verilmiş olmasının yerinde olduğu anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, mahkemece sonuç olarak davanın reddine karar verilmiş olması yerinde olmakla birlikte kararın gerekçesinde hata edildiği anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf talebinin usulen kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılarak, kararın gerekçesinin yukarıdaki şekilde düzeltilmek suretiyle davanın reddine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiş, karar davacı tarafın istinafı üzerine usulen kaldırılıp yine davanın reddine karar verilmiş olmakla ilk derece mahkemesinin karar tarihi itibariyle davalı vekili lehine hükmedilen maktu vekalet ücreti miktarı aynen korunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)1-Davacı vekilinin istinaf talebinin usulen KABULÜNE, 2-İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/04/2019 tarih ve 2017/685 Esas, 2019/325 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3- Davanın REDDİNE,
B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 273,52 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 192,82 TL harcın kararın kesinleşmesini takiben ve istek halinde davacı tarafa İADESİNE, 2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2.725,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, 4- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE, 2-Davacı tarafın istinafı usulen kabul edilip davanın yine reddine karar verilmiş olunduğundan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a bendi gereğince KESİN olmak üzere 22/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi