Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1291 E. 2022/649 K. 30.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1291
KARAR NO: 2022/649
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/04/2019
NUMARASI: 2017/157 Esas, 2019/353 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 30/03/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili; müvekkili şirketin, taraflar arasındaki anlaşma gereği davalı şirkete ait … ve … mağazalarının dekorasyon işlerini yaptığını ve mağazaların davalı şirkete teslim edildiğini müvekkili şirketin, yaptığı iş karşılığı toplam hak ediş bedeli KDV dahil 442,960,20- TL olup, davalı şirketçe 27.03.2015 tarihli 26.639,09-TL bedelli ve 06.03.2015 tarihli 125.059,94-TL bedelli iki fatura için 150.000,00 TL’lik ödeme yapıldığını; ödenmeyen 18.11.2015 tarihli … no.lu 10.030,00 TL bedelli, 18.11.2015 tarihli … no.lu 127,451,80 TL bedelli ve 18.11.2015 tarihli … no.lu 112,855,20-TL bedelli 3 faturanın toplamı olan 250.337,00 TL’nin tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından davalı şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, borçlu şirketin itiraz etmesi neticesinde takibin durdurulmasına karar verildiğini belirterek, davalının icra dosyasına yaptığı itirazının iptali ile takibin 252.065,35-TL üzerinden devamına, %20 icra ve inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; müvekkili ile davacı arasında sona ermiş bir iş ilişkisi mevcut olmasına karşın icra takibine konu edilen herhangi bir borçlarının bulunmadığını, taraflarına gönderilen ve kabul edilmiş şirket kayıtlarına işlenmiş herhangi bir fatura olmadığı gibi, bu bahsi geçen fatura içeriklerine ilişkin alınan hizmetin mevcut olmadığını; davacı ile müvekkili şirket arasında yapılan 11/04/2015 tarihli davacının da imzasını taşıyan Hesap Mutabakatında “Bakiyenin Sıfır (0) TL olduğunun karşılıklı tasdik edildiğini; davacı tarafından 16/12/2015 tarihinde 250.337,00-TL alacak için takip başlatılmış iken; 30/12/2015 tarihinde müvekkiline 212.150,00-TL borçlu olduğunu gösteren Hesap Mutabakatının gönderildiğini; davacının kendi iç hesaplarında dahi çelişki olduğunu; müvekkilinin, davacı firmaya yaptırdığı bir kısım işlerin bedelini ödediğini belirterek davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; taraflar arasında davalı şirkete ait … ünvanlı … ve …’da bulunan mağazaların dekarasyon işlerinin yapılması hususunda sözlü anlaşma yapıldığı, …’de bulunan mağazada yapılan işlerin bedeli ödenmediği iddiası ile davaya ve takibe konu 18.11.2015 tarihli 127.451,80-TL., 112.855,20-TL ve 10.030,00-TL bedelli olmak üzere 3 adet faturaya dayalı toplam 250.337,00-TL tutarında davalı aleyhine takip başlatıldığı; dava konusu edilmeyen 151.669,03-TL tutarlı 2 adet faturanın davacı ve davalının ticari defterlerinde kayıt altına alındığı, fatura bedellerinin ödendiği, bu faturalara ilişkin taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, dava konusu edilen 3 adet faturanın ise davalı ticari defterlerinde kayıt altına alınmadığı ve ihtilafın da bu faturalardan kaynaklandığı; davalı taraf, taraflar arasında düzenlenen 11/04/2015 tarihli hesap mutabakatında bakiyenin sıfır olduğunun taraflarca karşılıklı olarak tasdik edildiğini ve müvekkiline sunulan hizmetten memnun kalmaması ve davacının tekliflerine kıyasla çok daha uygun fiyatlara işler yaptırabileceği firmalardan da teklif alması sebebi ile davacı ile yeni bir hizmet ilişkisi kurulmadığını iddia etmiş ise de; 11/04/2015 tarihli hesap mutabakatının davaya konu faturaların düzenlendiği 18/11/2015 tarihinden önceki dava konusu edilmeyen davalının … mağazasındaki yapılan işler karşılığı düzenlenmiş olduğu, yapılan hesap mutabakatından sonra davalının … mağazasının dekorasyon işlerinin yapıldığı, yapılan bu işler için davalıya gönderilen 30/12/2015 tarihli 212.150,00-TL (KDV dahil 250.337,00-TL) bedelli hesap mutabakatının davalı tarafından kabul edilmediğinin anlaşıldığı; hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, 18/11/2015 …10.030,00-TL faturanın, … mağazasının çatı kaplama konst. ön alın yan duvar askı profilleri montajı işlerine ait olduğu; 18.112015 … 127.451.80-TL lik faturanın … mağazasının balkon korkulukları, boya gofrato, güneş kinci paneller, güneş kırıcı altına kiriş, katlara dekoratif panjur yapımı, işleri bedeli olduğu; 18.11.2015 … 112.855,20-TL fatura; … mağazasının cephe çelik konstriiksiyon işleri bedeli olduğu; bu faturaların içerine göre ve yerinde yapılan incelemede bu işlerin … mağazasına yapıldığı, taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmayıp yapılan işler sözlü talimatla fatura karşılığı yapıldığı, yapılan işlerin dosyaya sunulan teklif formu ile aynı olduğu, yapılan işlerin düzenlenen faturalara uygun kadri maruf olduğu; davalı taraf, ön inceleme duruşması yapıldıktan sonra, cevap dilekçesinin ekindeki delil listesinde dayanmadığı 3 adet (30/01/2015 tarih, 20.000,00-TL – 03/04/2015 tarih 7.000,00-USD- 22/12/2014 tarih, 15.000,00-TL) ödeme makbuzu fotokopisi sunmuş ise de; savunmanın genişletilmesi mahiyetindeki belgelere davacı tarafça muvafakat edilmediği gibi, sunulan makbuzların tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, ödeme tarihi itibariyle (22/12/2014 – 30/04/2015) dava konusu edilen … mağazası için düzenlenen fatura tarihinden önce olması nedeni ile dava konusu edilen işleri kapsamadığı, ayrıca 7.000,00-TL lik ödeme makbuzunun kim tarafından imzalandığı belli olmadığı, diğer ödeme makbuzlarında davalı şirketin kaşesi bulunmadığı gibi ödemeyi alan şahısların da davacı adına tahsil yetkisi bulunduğu ispatlanamadığından, dosyaya sunulan ödeme makbuzları nazara alınmadığı; bu itibarla davacının davalının … mağazasında yaptığı profil çelik konstrüksiyon işleri bedeli olarak 250.337,00-TL hak ediş alacağı bulunduğu kanaatine varılarak davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin asıl alacak olarak 250.337,00 TL miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacağın tespiti yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; davacının müvekkiline ait … ve … mağazalarında yaptığı işlerin tamamına ilişkin defterlere işlenmiş ve elden yapılmış ödemelerin mevcut olduğunu, yapılan ödemeler neticesinde davacıya borcun kalmadığını; davacının usulsüz olarak düzenlediği 3 ayrı fatura içeriklerinin gerçeği yansıtmaması sebebi ile kabul edilmediğini; dosyada alınan raporlarda itirazlarına değinilmediğini; keşif mahallinin incelendiğini ancak bilirkişilerin taleplerini dikkate almadığını; davacının ibraz etmiş olduğu fatura içerikleri olduğu hali ile kabul edildiğini; fiyatlara yönelik itirazlarının dikkate alınmadığı, emsal fiyat araştırılması, ölçümleme yapılmadığını; taraflar arasındaki anlaşma bedelinin bu kadar olmadığı ve yapılması gereken ödemelerin tamamının yapıldığını iddia ettiklerini; bilirkişilerce fiziken var olmayıp yapıldığı iddia edilen işler üzerinden müvekkilinin borçlu kılındığını; 18/11/2015 tarihli faturadaki … ve bunun altına yapılan Kiriş kalemlerinin hiç yapılmadığını, diğer kalemlerin de fiyat bazında faiş rakamlar olarak gösterildğini; keşif mahallinde yapılan incelemede var olmadığı görülmesine rağmen sadece davacının faturasında belirtilmiş olduğu için varmış gibi kabul edilerek müvekkilinin borçlu kılındığını; 18/11/2015 tarihli “…” işi içerikli ve 10.030,00-TL bedelli faturayı kabul etmediklerini, buna ilişkin teklif dahi sunulmadığını, dosyaya sunduğu ödemeleri içeren ve davacı tarafından davalı müvekkilinin borcu olmadığına yönelik ikrar ve beyanlarını içeren belgeler, maillerin bilirkişilerce dikkate alınmadığını; davacı tarafından müvekkil şirket yetkilisinin oğluna mail olarak gönderilen icmallerden hem yapılmış ödemelerin hem de davacının aslında elden almış olduğu bir kısım ödemeyi yok saydığı ve sebepsiz zenginleşmeye çalıştığının ortaya çıktığını; mailin içeriğine göre KDV hariç yapılan işlerin toplam bedelinin 128.058,00-TL olduğunu; 1. Sırada yer alan “Giriş Sol Duvar” işinin yapılmadığının faturadan da görüldüğünü; 10. Sırada yer alan “…” işinin de birim fiyatı faturaya tarafına bildirilenden fazla işlendiğini; icmalde birim fiyat 1.650,00-TL iken 06/03/2015 tarihli faturada 1.900,00-TL olarak gösterildiğini; aynı icmalin en altında davacının elden almış olduğunu bahsetmediğini, toplamda 31.699,03-TL’lik ödemelerin görüldüğünü; bu mailin ekindeki icmalin en altında müvekkili tarafından toplamda 53.000,00-TL’lik ödeme yapıldığını davacının beyan ettiğinin görüldüğünü; yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde tespit edilen 151.699,03-TL’lik ödemenin yanı sıra müvekkili tarafından davacıya kendisinin mail yolu ile de beyan ettiği elden yapılan toplamda 83.000,00-TL’lik ödeme olduğunu; var olan belgelere rağmen elden yapılan ödemenin 53.000,00-TL olduğundan bahsedilmekte olup davacının kendi mailinde belirttiği 30.000,00-TL’lik ödemeyi yok saydığını; bu ödemelere ilişkin 3 adet makbuz olduğunu, diğer makbuzlar bulunamamış ise de davacının kendi göndermiş olduğu mailden yapmış olduğu ödemelerin açıkça görüldüğün; mahkemenin sonradan tespit edilmek sureti ile dosyaya ibraz edilen ödeme ve belgeleri kabul etmeyerek savunmanın genişletilmesi kapsamına soktuğunu, belgelerin haricen yapılmış olan ödemeler olması sebebi ile şirket muhasebesinde yer almadığını, müvekkili şirket yetkilisinin şahsi evrakları içerisinde tespit edilir edilmez dosyaya ibraz edildiğini; mahkemenin faturadan önce kimin aldığı belli olmayan ödeme olarak değerlendirdiği ödemelerin, davacının 05/05/2015 tarihli kendi kaşelerinin bulunduğu mailde … ” altında 35.000,00 ve 18.000 (7.000 USD) şeklinde 53.000,00-TL alınan ödeme şeklinde açıkça belirtildiğini; 26/02/2015 tarihli dosyaya ibraz etmiş olduğu davacının altında kaşesi olan Hakediş İcmali başlıklı mail yolu ile gelen evrakın altında 19/12/2014 – 15.000,00-TL elden 22/12/2014 – 15.000,00-TL elden şeklinde iki ayrı ödeme olmak üzere toplamda 83.000,00-TL’nin davacıya kendi kabulünü ve kaşesini de içerir evraklarla tespit edilmiş ödeme yapıldığını; her iki işin bedeli ayrı ayrı değil bir arada ödendiğini, … mağazasına ilişkin fatura bedellerinin ödendiğine ilişkin arada hem mutabakatlar hem de ödenen çeklerin mevcut olduğunu, davacının bu faturalara ilişkin ödenmediğine ilişkin itirazının olmadığını; bilirkişilerin takdirin mahkemeye ait olduğunu belirtse de hukuki konularda yorum ve tespit yaptığını, hatalı hukuki değerlendirmelerinin hükme esas teşkil edemeyeceğini; yargılamanın sadece davacı tarafın talep ve beyanlarına delil olmak için yazılmış bilirkişi raporları çerçevesinde ilerlediğini, itirazlarının değerlendirilmediğini; lehine olan hususların dikkate alınmadığını belirterek, davanın reddine ve yerel mahkeme kararının itirazlarına yönelik hususlarda değiştirilerek onanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı TBK 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Türk Borçlar Kanunu’nun 470’nci maddesine göre; eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Buna göre yüklenicinin temel borcu, yükümlendiği işi sözleşmeye, amacına uygun tamamlayarak teslim etmek, iş sahibinin temel borcu bedel ödemek olup, işin yapılıp teslim edildiğini yüklenici, iş bedelinin ödendiğini ise iş sahibi ispat etmek zorundadır. Davacı tarafından davalı aleyhine, dava konusu 18.11.2015 tarihli 127.451,80-TL., 112.855,20-TL ve 10.030,00-TL bedelli 3 adet faturaya dayalı 250.337 TL asıl alacak ve işlemiş faizleri ile birlikte toplam 252.065,35-TL nin tahsili için İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibine itiraz üzerine itirazın iptali davası açılmıştır. Somut olayda, davalı şirkete ait … ünvanlı … ve …’da bulunan mağazaların dekarasyon işlerinin davalı tarafça yapılması hususunda sözlü anlaşma yapıldığı hususunda ihtilaf olmayıp, dava konusu edilen faturalara konu işin yapılıp yapılmadığı ve bedelin ödenip ödenmediği hususunda ihtilaf oluşmuştur. Dosya kapsamına göre; dava konusu edilen 3 adet faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı; taraflar arasında düzenlenen ve bakiyenin “sıfır” olduğu 11/04/2015 tarihli hesap mutabakatının davaya konu faturaların düzenlendiği 18/11/2015 tarihinden önce imzalandığı; dava konusu edilen her üç faturanın, … mağazasına yapılan işlere ait düzenlendiği; yapılan işlerin dosyaya sunulan teklif formu ile aynı olduğu, yapılan işlerin düzenlenen faturalara uygun kadri maruf olduğu; davalı tarafın, delil listesinde dayanmadığı ödeme makbuzunun borcu söndüren belge olması nedeni ile her aşamada ibraz edilebileceği; ancak 30/01/2015 tarihli, 20.000,00-TL … – 03/04/2015 tarihli 7.000,00-USD- 22/12/2014 tarihli, 15.000,00-TL … olarak ibraz edilen ödeme belgelerinin davalının kendi ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı gibi, ödeme tarihlerinin düzenlenen fatura tarihinden önce olduğu; davalı tarafça e-mailde yazılı olduğu belirtilmiş ise de davacı tarafça kabul edilmediği, ödemeyi alan şahısların davacı adına tahsil yetkisi bulunduğunun ispatlanamadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece mahallinde keşif yapılarak alınan bilirkişi raporu ve ek raporlara göre yapılan işlerin belirlendiği, yapılan işlerin düzenlenen faturalara uygun kadri maruf olduğu; davalı tarafça iş bedelinin ödendiği yasal delillerle ispatlanamadığına göre, rapor esas alınarak asıl alacak yönünden itirazın iptaline dair davanın kısmen kabulü yönünde verilen mahkeme kararı usul ve yasaya, açıklanan gerekçe ve gerektirici sebeplere uygun bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/04/2019 tarih ve 2017/157 Esas, 2019/353 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 17.100,52 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 4.276,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 12.824,52‬ TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 30/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.