Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1286 E. 2019/907 K. 09.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1286
KARAR NO : 2019/907
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/03/2019
NUMARASI : 2019/83 Esas, Derdest,
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 09/07/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara karara karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, davalının üstlendiği inşaatın bazı işlerinin yapımını 24/01/2018 tarihli sözleşme ile müvekkiline verdiğini, 2.bloktaki işlere başlanabilmesi için 1. Bloktaki 7 nolu dairenin müvekkili adına tescili gerektiğini, müvekkilinin düzenlediği faturaların davalı tarafından kabul edilmediğini, yaptırılan tespitte müvekkilinin 1.bloku eksiksiz yaptığı ve davalının 2. Bloku hazır hale getirmediğinin belirlendiğini, ihtara rağmen davalı edimlerini yerine getirmediğinden İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi yaptıklarını, itiraz üzerine takibin durduğunu, arabulucu görüşmesinden sonuç alınamadığını, davalının malvarlığını kaçırma ihtimali bulunduğunu belirterek, ihtiyati haciz talebinin kabulü ile 395.302,36 TL alacak üzerinden borçlunun menkul, gayrimenkul ve 3. Kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini, itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, sözleşmede 1. Bloktaki işler karşılığı 7 nolu dairenin devrinin 2. Bloktaki işlere başlamanın ön şartı olduğuna dair bir hüküm bulunmadığını, davalının kötüniyetli olarak dava açtığını, müvekkilinin temerrüde düşmediğini, davacının seçimlik haklarını kullanmasının mümkün olmadığını, aynen ifadan vazgeçip uğranan zararın istenmesinin mümkün olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemenin 19/03/2019 tarihli gerekçeli ara kararı ile, dosya ve talep inelendiğinde davacının ihtiyati haciz talebinin yaklaşık ispatla ortaya konulmadığı, yargılamayı gerektirdiği, yasal koşulların oluşmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin yargılamayı gerektirdiğinden bu aşamada reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, sözleşme gereğince 1. Blok işleri bitirildiği halde verilmesi gereken 7 nolu dairenin halen eksik olduğunu, faturaların iade edildiğini, ihtara rağmen ödeme yapılmadığını, icra takibine itiraz edildiğini, şirketin içinin boşaltılması ihtimali bulunduğunu, buna rağmen ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle reddine karar verildiğini, sunulan belgelerle mahkemede kanaat uyandırılmış olması gerektiğini, müvekkilinin yaptığı işin tespit edildiğini, alacağın sabit olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Taraflar arasında düzenlenen 24/01/2018 tarihli taşeron sözleşmesi ile, yüklenici tarafından inşaatı devam eden 2 blok 32 dairenin mutfak dolabı, kapıları, merdiveleri ve sözleşmede belirtilen diğer işlerinin KDV hariç 670.000,00 TL bedel karşılığında yapılması kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin 4. Maddesinde yapılan işlere karşılık 4 nolu parselde 3.kat 7 nolu dairenin ve 5 nolu parselde 4.kat 10 nolu dairenin verileceği, bu dairelerin ikisinin 700.000,00 TL değerinde olduğu belirtilmiş, 11.maddesinde ise işlerin anahtar teslimi olarak yapılacağı, 1. Blok bitince 1. Blokta hakedilen dairenin tapusunun alınacağı, 2.blok bitince de 2. Bloktaki dairenin tapusunun alınacağı hükme bağlanmıştır. Davacı tarafça İstanbul Anadolu .. . İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasında, 395.302,36 TL asıl alacağın tahsili istenmiş, itiraz üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmıştır. Davacının talebi üzerine İstanbul Anadolu 9. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/135 D.iş sayılı dosyası üzerinden yapılan tespit sonucu bilirkişi kurulunca düzenlenen 03/12/2018 tarihli raporda, tespit isteyenin 1. Bloktaki işleri tamamladığı, sözleşme gereği verilmesi gereken 7 nolu dairenin hazır olmadığı, 60.000,00 TL eksik bulunduğu belirtilmiştir. İİK’nın 257/1. maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği hükme bağlanmış, Kanun’un 257/2. Maddesinde ise, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ancak borçlunun belirli bir yerleşim yerinin bulunmaması veya taahhüdünden kurtulmak maksadıyla mallarını gizleme, kaçırma, kaçma hazırlığında bulunma ve kaçması gibi alacaklının haklarını ihlal eden eylemlerde bulunması halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiştir. Somut olayda, davacı tarafça iş bedelinin tahsili amacıyla girişilen icra takibine itirazın iptali, takibin devamı ve tazminat talepleriyle birlikte, dava konusu miktar yönünden davalının menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesi istenmiş, mahkemece yaklaşık ispatın sağlanamadığı, yargılama gerektiği ve yasal koşulların oluşmadığı gerekçeleriyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamına göre, İstanbul Anadolu 9. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/135 D.iş sayılı dosyası üzerinden yapılan tespit sonucu bilirkişi kurulunca düzenlenen 03/12/2018 tarihli raporda, tespit isteyenin 1. Bloktaki işleri tamamladığı, sözleşme gereği verilmesi gereken 7 nolu dairenin hazır olmayıp, 60.000,00 TL eksik işlerinin bulunduğu belirtilmiştir. Anılan tespit raporu ve sözleşmedeki iş bedelinin ödenme şekline ilişkin hükümler bir arada değerlendirildiğinde, yasada aranan yaklaşık ispat koşulunun önemli ölçüde yerine getirildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece bu aşamaya kadar toplanan deliller, tespit raporu, yapılan imalatın miktarı göz önüne alınmak ve İİK’nın 257. Maddesi ve sözleşme hükümleri bir arada değerlendirilmek suretiyle ihtiyati haciz talebi konusunda yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir. Yerel mahkemece hatalı değerlendirme sonucu ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6. Bendi gereğince kaldırılarak, belirtilen şekilde inceleme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2- İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/03/2019 tarih, 2019/83 Esas sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 09/07/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.