Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1249 E. 2019/1011 K. 11.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1249
KARAR NO : 2019/1011
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/02/2019
NUMARASI : 2017/638 Esas, 2019/88 Karar,
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 11/09/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, taraflar arasındaki anlaşma gereği müvekkili firmanın davalıya vinç hizmeti ile makaslı platform tamir ve çalışma hizmeti verdiğini, davalının bir kısım faturaları ödemesine karşın 29/12/2014 tarihli 11.534,50 TL ve 29/12/2014 tarihli 17.216,20 TL bedelli faturaları ödemediğini, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası ile takibe geçildiğini, davalı vekilince itiraz edildiğini ileri sürerek, borçlunun itirazının asıl alacak yönünden iptaline, icra takibinin asıl alacak yönünden devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasındaki şifahi anlaşma neticesinde müvekkilinin yüklenicisi olduğu … Tepeören/Tuzla Kampüsü İnşaatı işinde davacının vinç hizmeti verdiğini, bu çalışma karşılığı olan bedellerin cari hesap dökümünden anlaşılacağı üzere eksiksiz olarak ödendiğini, davacıya borç kalmamış ve davacının faturalarda belirtilen hizmeti vermemiş olmasına rağmen haksız ve kötüniyetli olarak bu faturalardan kaynaklı alacağı bulunduğundan bahisle icra takibi başlattığını, takibe süresi içinde itiraz ettiklerini, dava konusu faturaların teslim alınmayıp iade edildiğini, takibe konu faturalarda müvekkilince atılmış bir imza ve faturaların içeriğini destekler yazılı imzalı belge olmadığı gibi, müvekkilinin kayıtlarında da yer almadığını, müvekkilinin davacıya hiç bir borcunun bulunmadığını savunarak, davanın reddine, asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, HMK’nın 141. Maddesine göre ön inceleme aşamasına kadar tarafların iddia ve savunmalarını değiştirebileceği, bu aşamadan sonra diğer tarafın açık muvafakati ve ıslah dışında iddia ve savunmanın genişletilip değiştirilemeyeceği, iddia ve savunmayı genişletme veya değiştirme yasağının ikinci cevap dilekçesinin verilmesi ile başlayacağı, davacının ön inceleme duruşmasına mazeretsiz olarak gelmezse davalının yine savunmasını serbestçe değiştirebileceği, davada sözleşme ilişkisinin yazılı delil ile kanıtlanamadığı, sözlü sözleşme ilişkisinin de miktar itibariyle tanıkla kanıtlanamayacağı, tanık dinlenmesini gerektirecek yazılı delil başlangıcının bulunmadığı, davalı ticari defterleri ile uyumlu olmayan kendi ticari defterleri ile de davacının davasını ispatlayamadığı, bu durumda, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanılmadığından, davacının davasını ispat edemediği sonucuna ulaşıldığı, her ne kadar davacı vekili 29/06/2018 ve 05/02/2019 tarihli beyan dilekçesi ile dava konusu menlifte ilişkin çalışma tutanakları ve fotoğraflar sunmuş, menliftin hasara uğradığı, spor salonu inşaatında mahsur kaldığı, davacı tarafça nakliye ve bakım giderleri yapıldığını iddia etmişse de yukarıda açıklandığı üzere HMK’nın 141.maddesi gereği iddianın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağının başlamış olduğu, iddianın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağının istisnalarının da işlerlik kazanmadığı, bu itibarla bu yöndeki davacı iddialarını araştırmaya gerek kalmadığı anlaşıldığından makine mühendisi bilirkişiden rapor alınması talebinin reddedildiği gerekçeleriyle, sübut bulmayan davanın reddine, kötüniyet tazminatının koşulları oluşmadığından bu yönde karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilince davalıya vinç kiralama hizmeti verildiğini, çalışma tutanaklarına istinaden kesilen faturaların ve menlift makinasının kira, nakliye, kurtarma vinç çalışması ve tamir bakım bedelleri için açılan takibe itiraz edildiğini, teknik inceleme ile tespit yapılması talebinin mahkemece reddedildiğini, faturaların dayandığı çalışma tutanaklarına itiraz edilmediğini, şu an yer altında kalan spor salonunda kullanılmak üzere 11/04/2014 tarih ve .. teslim nolu puantaj ile şantiye yetkilisi … 14 metre yükselebilen menlift – makaslı platform teslim edildiğini, faturalarının düzenlendiğini ve ödendiğini, menliftin işinin bittiği bildirilmeyip 8. ayın başında spor salonu inşaatında kaldığının söylendiğini, içeride mahsur kalan menliftin 75 tonluk vinçle çıkarıldığını, ancak menliftin tamamen alçı ile kaplandığı ve hasar görmüş olduğunu, 22/08/2014 tarihinde menlifti sahadan aldıklarını, söz konusu menliftin temmuz-ağustos 2014 kira ve nakliye bedelleri ile tamir bakım giderlerine mahsuben kesilen ve kabul edilmediği için iptal edilmiş asılları bulunan 6 adet fatura alacağının ödenmediğini, buna ilişkin 29/12/2014 tarihli dava konusu ikinci faturanın gönderildiğini, ancak haksız olarak iade edildiğini, yapılan icra takibine de itiraz edildiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Somut olayda, taraflar arasında yazılı olmayan eser sözleşmesi bulunduğu, davacı yüklenici tarafından bir kısım işlerin yapılıp davalı iş sahibi tarafından da bedelinin ödendiği tarafların kabulündedir. Mahkemenin gerekçeli kararında taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığı, sözlü sözleşmenin de ispatlanamadığı belirtilmiş ise de, sözlü sözleşme ilişkisi tarafların kabulünde olduğundan bu hususun yeniden ispatına gerek bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık 29/12/2014 tarihli 11.534,50 TL ve 17.216,20 TL bedelli faturalardan kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici faturalara konu işlerin de yapıldığını, menliftin hasarlı olarak teslim alındığını, fatura bedellerinin ödenmediğini ileri sürmekte, davalı ise iddiaların doğru olmadığını, davacıya borcu bulunmadığını, faturaları iade ettiklerini belirterek davanın reddini istemektedir. Mahkemece, her iki taraf vekillerinin de hazır bulunduğu 06/02/2018 tarihli ön inceleme duruşmasının 1 nolu ara kararı ile taraf vekillerine dilekçelerinde gösterdikleri belgeleri sunmaları, getirtilecek yerleri bildirmeleri konusunda usulüne uygun olarak 2 haftalık kesin süre verilmiş, bu işlerin kesin süre içinde yerine getirilmemesi halinde bu delillere dayanmaktan vazgeçilmiş sayılacakları ihtar edilmiştir. Davacı taraf, delil listesi ve ekindeki faturalar, çalışma tutanakları, cari hesap ekstresi, fotoğraflar, puantajlardan oluşan belgelerin fotokopilerini verilen 2 haftalık kesin süre geçtikten sonra 29/06/2018 tarihinde dosyaya sunmuştur. Bu aşamada delil ve belge sunulması iddianın genişletilmesi niteliğinde olup, ön inceleme aşaması geçtikten sonra sunulduğundan, davalı tarafın açık muvafakatı olmadığı gibi, davalı vekili de 22/05/2018 tarihli dilekçesinde, “makine mühendisi tarafından incelenmesine karar verilen resimlerin ve tutanakların 14/03/2018 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere 2 haftalık kesin süre içinde değil, inceleme sırasında bilirkişiye sunulduğunun anlaşıldığını, kesin sürede yerine getirilmeyen işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesinin mümkün olmadığını” belirterek, sunulan delillere açıkça itiraz etmiş, mahkemece 30/05/2018 tarihli ara kararı ile, davalı vekilinin rapor düzenlenmek üzere dosyanın makine mühendisine verilmesi ara kararından rücu talebinin kabulüne karar verilmiştir. Davalı tarafın açık itirazı karşısında, davacı tarafça süre geçtikten sonra sunulan belgelere dayanılması ve geçerli delil olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Bunun dışında, mahkemece bilirkişi raporu aldırılmış olup, mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen rapora göre, davacı tarafından düzenlenen dava konusu faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı da anlaşılmaktadır. Eser sözleşmelerinde yüklenici sözleşme konusu işi yaptığını; iş sahibi ise iş bedelini ödediğini ispat etmekle yükümlüdür. Davacı işi yaptığını yasal delillerle ispatlayamadığı gibi, dava dilekçesinde yemin deliline de dayanmadığından, mahkemece davanın sübut bulmadığından reddine karar verilmesi yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;1-İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/02/2019 tarih ve 2017/638 Esas, 2019/88 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a Maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 11/09/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.