Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1246 E. 2022/924 K. 11.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1246
KARAR NO: 2022/924
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/03/2019
NUMARASI: 2017/825 Esas, 2019/305 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 11/05/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin davalıya çeşitli tarihlerde dava dilekçesinde yazılı olan fatura ve sevk irsaliyeleri ile emtialar teslim ettiğini, bu faturalara ilişkin borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhine 68.865,06 TL alacağın tahsili amacıyla Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını ancak davalının haksız bir şekilde bu takibe itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına ve %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, teslim edilen emtialarda bulunan ayıpların davalıya bildirildiğini, tarafların karşılıklı anlaşma ile sözleşmeyi feshettiklerini, buna rağmen davacının haksız şekilde talepte bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde, ürünlerde müvekkilinden kaynaklı herhangi bir ayıbın bulunmadığı gibi ayıp ihbarında da bulunulmadığını, emtiadaki ayıpların somut olarak ortaya konmadığını, takibe yönelik itirazda da herhangi bir ayıp ihbarında bulunulmadığını, faturaların uzun süre içerisinde tebliğ edilerek fatura konusu emtiaların 23/09/2014 tarihinden 25/02/2015 tarihine kadar değişik zamanlarda teslim edildiğini, tarafların ayıp konusunda anlaştıklarının ve sözleşmenin feshinin doğru olmadığının belirtmiştir. Davalı vekili ikinci cevap dilekçesinde, fatura konusu emtiaların ayıplı şekilde teslim edilmesi üzerine müvekkilince ayıp ihbarında bulunulduğunu, dava dilekçesindeki 11 adet fatura konusu emtianın ayıplı çıkması nedeniyle iade edildiğini, bir süre sonra ürünlerdeki ayıpların giderilerek tekrar teslim edildiğini, müvekkilinin basit muayeneden sonra ürünleri teslim alarak müşterisine devir ettiğini, daha sonra satın alan müşterinin ürünlerde gizli ayıp bulunduğu müvekkiline bildirdiğini, 14/10/2014 tarihinden sonraki 11 adet fatura konusu emtiada da açık ve gizli ayıplar bulunması üzerine müvekkilince 16/04/2015 tarihli ihtarname ile ayıbın bildirildiğini, müvekkilinin 29/01/2015 tarihinde alınan ürünler için davacıya 2 adet çek verdiğini, davacının cevabi ihtarında da ayıbın kabul edildiğini, 2 adet çekin iade edilerek tarafların karşılıklı olarak sözleşmeyi feshettiklerini, çeklerin iade edilmesi nedeniyle TBK’nın 104/3. Maddesi gereğince borcun sona erdirildiğini, ayıp konusunda tanık dinletileceğini belirtmiştir. Mahkemece, taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında davacının edimini yerine getirerek emtiayı teslim ettiğinin sabit olduğu, teslim edilen bir kısım emtiada (ilk 11 adet fatura) ayıp bulunduğu ve bu ayıbın giderilmesi için emtianın davacıya iade edilmesi sonrasında ayıpların giderilerek yeniden teslim edildiği, alınan bilirkişi raporuna göre, emtiada bulunan ayıbın davacı tarafından eritme ve fikse işlemi sonrasında oluşması nedeniyle davacının işlemlerinden kaynaklandığı, her iki tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun şekilde düzenlendiği, taraflarca yapılan işlemler ve çeklerin iadesi dikkate alındığında davacının bakiye 62.949,00 TL alacağı bulunduğu, son teslimatın 25/02/2015 tarihinde yapılmasına ve eserdeki belirlenen renk farklarının açık ayıp niteliğinde bulunmasına rağmen davacı tarafça makul süre sayılabilecek 16/04/2015 tarihinde yapılan ihtarda ayıbın niteliğinden ve belirlenen ayıplardan söz edilmemesi karşısında süresinde bir ayıp ihbarı bulunduğunun kabul edilemeyeceği, dinlenen davalı tanıklarının ayıp ihbarının süresinde yapıldığını belirttikleri ayıpların yüklenici tarafından giderildiği dikkate alındığında ihtarla yapılan ayıp ihbarının süresinde olmadığı, davalının çekleri iade aldığını ve iptal ettiğini 2018 yılı ticari defterlerine işlemesi ve davacının keşide ettiği cevabi ihtar birlikte değerlendirildiğinde, sözleşme kapsamında verilen 2 adet çekin iadesinin borcun sona erdirilmesi amacıyla değil, ibrazda karşılıksız çıktıklarından iade edildiği, bu durumda bakiye sözleşme bedelinin 62.949,41 TL’nin davalıdan tahsili gerektiği, uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklanması ve alacağın likit olmaması nedeniyle icra inkar tazminat talebinin reddi gerektiği gerekçesiyle, davacının davasının kısmen kabulü ile; davalının Küçükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 62.949,41-TL asıl alacak üzerinden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %10,50 oranını aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanarak ve takip talebindeki diğer koşullar ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacak eser sözleşmesinden kaynaklanıp likit olmadığından icra inkar tazminatının reddine, karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında, sadece icra inkar tazminatı taleplerinin reddedilmesi bakımından istinaf başvurusunda bulunduklarını, davanın konusu takiple birlikte ileri sürülen fatura/para alacağı olduğundan alacaklarının nakit ve likit olduğunu, icra inkar tazminatının kabulü veya reddinde alacağın haklı olup olmamasının değil, alacağın miktarının yargılamayı gerektirip gerektirmediğinin tartışılacağını, somut olayda alacağın miktarının hiçbir zaman tartışmalı olmadığını, ilk derece mahkemesince yapılan değerlendirme ve tespitlerde, aldırılan bilirkişi raporlarında, alacağın miktarının belirlenmesi yönünde hiçbir usuli işlem de yapılmadığını, yapılan yargılamada öz itibariyle takibe konu alacağın haklılığının tartışıldığını, alacağın haklılığının tartışıldığı davalarda icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği yönünde bir yorum yapılması halinde hiçbir davada icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini belirterek, kararın icra inkar tazminatının reddi yönünden kaldırılarak, davalarının kabulü ile davalı aleyhine asıl alacak miktarının %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Davacı yüklenici tarafından, taraflar arasındaki “kumaş işleme” işine ilişkin sözlü eser sözleşmesi ilişkisi kapsamında bakiye 68.865,06 TL alacağının olduğu ileri sürülmüş, davalı iş sahibi tarafından ise kendisine teslim edilen ürünlerin ayıplı olduğu, tarafların karşılıklı anlaşma ile sözleşmeyi feshettikleri savunulmuş, bu savunma üzerinden davacı yüklenici tarafından ayıp iddiası kabul edilmediği gibi süresinde yapılan bir ayıp ihbarı da bulunmadığı belirtilmiştir. Mahkemece, yukarıda özetlenen gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasına karşın davalı tarafça bir istinaf başvurusunda bulunulmayarak, mahkemenin gerekçesinde yer alan “davalı tarafça süresinde yapılan bir ayıp ihbarının bulunmadığı” hususu kabul edilmiş olunduğundan, davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmayıp, davacı istinafında ise kısmen reddedilen asıl alacağa ilişkin olarak bir istinaf itirazında bulunulduğundan, HMK’nın 355. Maddesi gereğince davanın kısmen kabul edilmiş olması ve mahkemece davalının süresinde ayıp ihbarını da bulunmadığının kabul edilmesi yönünden Dairemizin bir değerlendirme yapılmayacak olup, bu hususlar kesinleşmiş bulunmaktadır. Mahkemece, davanın kısmen kabul edilerek, davalının Küçükçekmece 4.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 62.949,41 TL üzerinden kısmen iptaline karar verilmiş olmasına rağmen, alacağın eser sözleşmesinden kaynaklandığından likit olmadığı gerekçesiyle davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Ancak, mahkemece tekstil mühendisi … ve mali müşavir …’dan oluşan bilirkişi heyetinden alınan kök ve ek raporlardan anlaşılacağı üzere, icra dosyasına konu edilen 22 adet fatura davacı ve davalı defterlerinde kayıtlı olup, bu faturalara ilişkin (davacı tarafından iade edildiği anlaşılan 2 adet çek dışında) yapılmış bir ödeme bulunmamaktadır. Davalı tarafça sunulan cevap ve 2.cevap dilekçelerinde de, davacının takibe konu faturalara ilişkin imalatları davalıya teslim ettiğine, yapılan işlere ilişkin davacıya verilen 30/06/2015 tarihli 7.500 USD ve 31/04/2015 tarihli 15.000 USD bedelli 2 adet çekin davalıya iade edildiğine bir itirazda bulunmamış, sadece ayıplı ifa savunmasında bulunulmuş, bu savunması ise yukarıda açıklandığı üzere süresinde ayıp ihbarında bulunmadığından mahkemece yerinde görülmemiştir. Buna göre, davalının kendi defter kayıtları ile de sabit olan 62.949,41 TL’lik borcunun likit olduğu kabul edilerek, itirazın kısmen iptaline karar verilen miktar üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken yazılı olan gerekçeyle bu talebine reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, yerel mahkeme kararının sadece istinafa konu icra inkar tazminatı yönünden HMK’nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak, davanın kısmen kabulüne dair ilk derece mahkemesi hükmü aynen korunarak, davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile itirazın iptaline karar verilen asıl alacak miktarın üzerinden davacı lehine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/03/2019 tarih ve 2017/825 Esas, 2019/305 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalının Küçükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 62.949,41-TL asıl alacak üzerinden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %10,50 oranını aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanarak ve takip talebindeki diğer koşullar ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, 4-İtirazın kısmen iptaline karar verilen alacak likit olduğundan, itirazın kısmen iptaline karar verilen 62.949,41 TL asıl alacak üzerinden hesap edilen %20 oranındaki 12.589,882 TL icra inkar tazminatının davalıdan davacıya verilmesine,
B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 4.300,07 TL nisbi ilam harcından peşin alınan 778,96 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.521,11TL’nin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDEDİLMESİNE, 2-)Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL Başvuru Harcı ve 778,96 TL peşin harç ücreti toplamı olan 810,36 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 3-Davacı tarafından sarf edilen 1.600,00 TL bilirkişi ücreti, 129,50TL posta masrafı toplamı olan 1.729,50 TL’den ibaret yargılama giderinin, kabul red oranına göre hesaplanan 1.580,93 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, Bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA, 4-Davalı tarafından sarf edilen 800,00 TL bilirkişi ücreti, 56,00 TL posta masrafı toplamı olan 856,00 TL yargılama giderinden, kabul red oranına göre hesaplanan 73,62 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, Bakiye kısmın davalı üzerinde BIRAKILMASINA, 5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 8.983,42 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, 7-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde kendisine İADESİNE, 2-Davacı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 35,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 156,30 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a bendi gereğince KESİN olmak üzere11/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.