Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1223 E. 2022/258 K. 08.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1223
KARAR NO: 2022/258
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/03/2019
NUMARASI: 2017/626 Esas, 2019/254 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 08/02/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili, taraflar arasında kurulan akdi ilişki ile, davalının Sultanbeyli, … Mağazasının faturalarda belirtilen iş ve imalatları ile iş miktarındaki artışlar, ilave işler ile birlikte davacı tarafından eksiksiz tamamlandığını, tamamlanan iş ve imalatların davalı tarafından teslim alındığını ve uzun süredir kullanıldığını, davalıya takip konusu 27.02.2017 tarih … nolu faturanın tebliğ edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine, alacağın tahsili için İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek, davalının itirazının iptaline ve takibin devamına, alacağın %20’sinden olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davacı şirketin, davalı şirkete ait fabrika binasının çatısının bir kısım işlerini yaptığını, taraflar arasında yapılan işle ilgili yazılı sözleşmesinin bulunmadığını, davacının davalı şirkete ait çatı onarım ve imalat işlerinin bir kısmının karşılığı olarak keşide edilen toplam 16 adet fatura bedelinin ödendiğini; davacının yapmış olduğu işleri tamamlamasından sonra, davalı şirket müdürüne mail göndererek ödenmesi gereken bakiye alacağının 45.184,00 TL + 2.000,00 USD olduğunu beyan etmesi üzerine davacıya bu bedeli ödediğini; davacının bu beyanı ve kabulünden 4 ay sonra takip konusu 27.02.2017 tarih ve … nolu 129.540,33 TL meblağlı faturayı davalı şirkete gönderdiğini, davalı şirketin de yasal sürede faturaya itiraz ederek ihtarname ile iade ettiğini, davacıya yaptığı işlerin bedelinin ödendiğini belirterek, davanın reddine, davacının takibe konu bedelin %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; taraflar arasında yazılı olmayan sözleşmeye göre davalıya ait binanın çatı ve bazı cephelerinin ve bu çerçevede muhtelif tadilatların yapımı konusunda anlaştıkları, bu anlaşmanın içeriği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı; uyuşmazlığın yapılan işin eksik teslim edilip edilmediği, ek işler yapılıp yapılmadığı ve yapılan işin karşılığının tamamen ödenip ödenmediği yönünde toplandığı; işin eser sözleşmesi kapsamında değerlendirilmesinin gerekli olduğu; davada davacının işi yapıp teslim ettiğini, davalının ise iş bedelini ödediğini ve eğer teslim alınan iş te eksiklik ve ayıp var ise bu ayıp iddiasını ispatlamasının istendiği; mahkemece toplanan deliller çerçevesinde alınan denetlenebilir bilirkişi raporuna göre davacının ve davalının ticari defterlerinin incelendiği, yapılan işin bedeli ile birlikte ilave işlerin belirlendiği; uyulan ve bilimsel verilere uygun olduğu tespit edilen bilirkişi raporuna göre davacının davalıya ait binanın çatı bölgesini alüminyum kompozit paneller ile kapattığı bu kaplama işinin metrekaresinin tespit edildiği ve çatı işi ilavesi ile birlikte faturanın tanzim edildiği tarihe göre belirlenen döviz efektif kuru üzerinden hesaplanan iş bedelinin 104.577,34 TL olduğu, bu tutara KDV’nin dahil olduğu ve davacının bu miktarı takip tarihinden itibaren davalıdan talep edebileceğinin kabul edildiği, her ne kadar davalı yanın ödeme yapıldığına dair iddiası var ise de bu ödemenin yapıldığına dair her hangi bir belge, dekont ve banka ödemesi sunulmadığı, sadece soyut e-mail yazışmalarından bahsedildiği, keza işin eksiksiz teslimi ya da ek işler konusundaki iddianın da ispatlanamadığı, usulüne uygun her hangi bir ihtar ya da ayıp ihbarının bulunmadığı, işin teslim alındığı ve bu konuda davacıya her hangi bir yasal ihbarda bulunulmadığı değerlendirildiğinde davalı yanın bu yöndeki itirazlarının yerinde bulunmadığı gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulü ile takip dosyasında, davalının 104.577,34 TL asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, alacak likit olduğundan kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatı tutarı olan 20.915,46 TL’nin davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; mahkemenin denetimine elverişli olmayacak şekilde soyut kavramlara dayalı ve rapordaki kabullerin dayanakları gösterilmeden düzenlenen raporu hükme esas aldığını; bilirkişi kurulu raporlarında ve mahkeme kararında, taraflar arasında yapılan işin rayiç fiyatlama ve ilave iş bedeli konusunda bir anlaşma varmış gibi, yada taraflar yapılan işin rayiç ve ilave işin iş bedeli konusunda anlaşmışlar gibi raporunu tanzim ettiğini, taraflar arasında böyle bir anlaşma ve yapılan işte ilave iş olmadığını; müvekkili şirketin anahtar teslimi olarak kabul edilen işin bedelinin tamamını davacıya ödediğini; eksik işler nedeniyle ödemesini eksik yapmadığını; mahkemenin kabulünün aksine, taraflar arasındaki temel uyuşmazlığın, yapıldığı halde ödemesi yapılmayan işlere ilişkin olmadığını; mahkemenin kabullerinin ve bilirkişi raporundaki tespitlerin aksine müvekkilim şirket ile davacı arasında yapılmış herhangi bir sözleşme, hizmet alım sözleşmesi, işin birim fiyatı konularında anlaşma olmadığını; davacının hangi işleri hangi bedelle yapacağı konusunda yazılı sözleşme olmadığını; müvekkili şirkete ait çatı onarım ve imalat işleri karşılığında keşide ettiği faturaların bedellerinin davacıya tam olarak ödendiğini; bilirkişilerin tespitlerini hangi delile yada beyana dayandırdıklarını raporlarında açıklamadıklarını; mahkemenin delile dayanmayan sadece beyana davacının beyanına dayalı düzenlenen bu bilirkişi raporu doğrultusunda karar oluşturulduğunu; davacının çatı onarımı ve imalatı işini tamamladığında 03.11.2016 tarih saat:13.37’de, müvekkili şirket müdürü …’a mail göndererek, ödenmesi gereken bakiye alacağın toplam 45.184,00-TL+2000 USD olduğunu beyan, kabul ve ikrar ettiğini; müvekkili şirketin bu bedeli davacıya ödediğini; mail ve ödemeye ilişkin belgelerin dosya arasında mevcutt olmasına rağmen mahkemenin ve bilirkişi kurulunun işbu mail yazışmasını tartışmadığını; bilirkişi raporunda hesaplamaların hangi veriler esas alarak yapıldığının açıklanmadığını; taraflar arasındaki uyuşmazlığın müvekkili şirketin, tüm iş bittikten sonra, davacı tarafından ödenmeyen bakiye miktar olarak belirtilen tutarın davacıya ödenmesi ve sonrasında aradan 4 ay geçtikten sonra, davacının tüm ödemesi yapılan işlere ilişkin olarak mükerrer ödeme teşkil edecek haksız ve hukuka aykırı fatura düzenlemesi olduğunu; bilirkişi kurulunun dosyadaki bilgi ve belgelere aykırı olarak, davacının yapılan işle ilgili herhangi bir tespit talebi ve bedel tespit talebi yokken görevin sınırlarını aşarak ilave işi ve maliyetini tespit ettiğini, dosyadan bağımsız olarak oluşa ve kanıtlara aykırı rapor oluşturduklarını; dava konusu alacağın likit olmadığından, inkar tazminatına hükmetmesinin uygun olmadığını belirterek, kararın kaldırılması ve yeniden yargılama yapılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, istinaf dilekçesine ek 30/10/2019 tarihli dilekçesi ile uzman raporu ibraz ederek çatıda yapılan eksik ve ayıplı işlere ilişkin beyanda bulunmuştur.Davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile 27.02.2017 tarihli, … no.lu faturaya dayalı 129.540,33 TL alacağa dayalı başlatılan icra takibine, davalı borçlu tarafından süresinde itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu ve davacı tarafça itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Eser sözleşmesi, iş sahibinin ödemeyi taahhüt ettiği ücret karşılığında yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi ve teslim etmeyi üstlendiği iki taraf için hak doğuran ve borç yükleyen bir sözleşmedir. TBK’nın 470 ve devamı maddelerine göre, yüklenici bir bedel karşılığında iş sahibine bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de yapılan iş karşılığı bir bedel ödemeyi yükümlenmiştir. Yüklenici, eseri sözleşmeye fen ve sanat kurallarına ve iş sahibinin ondan beklediği amaca uygun olarak imal edip, tam ve eksiksiz olarak süresinde iş sahibine teslim ettiğini, iş sahibi de iş bedelini ödediğini ispatla yükümlüdür. Eser sözleşmesi ilişkisinin bulunduğu durumlarda kural olarak işin yüklenici tarafından yapılıp tamamlandığı karine olarak kabul edilir. Taraflar arasında, davalı şirkete ait fabrika binasının çatı işlerinin yapılması konusunda anlaşma bulunduğu, yapılacak işler ve iş bedelinin belirlenmediği; davacının, iş bedeli olarak takip konusu ettiği 27.02.2017 tarihli … nolu faturayı davalıya tebliğ ettiği; davalının taraflar arasındaki mail mutabakatına göre iş bedelini ödediğini savunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece yüklenici tarafından iddia edilen işlerin yapılıp yapılmadığı hususunda bilirkişiye yetki verilerek, ticari defter kapsamına göre sonuca gidilmek suretiyle karar verilmiştir. Taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunmakla birlikte, yazılı sözleşme bulunmamaktadır. Buna göre, yapılacak işlerin kapsamı ve iş bedelinin ne olduğu konusunda bir anlaşma bulunmamaktadır. Ancak, yapılan bilirkişi incelemesine göre, davacı tarafından düzenlenen bir kısım faturaların bedellerinin iş sahibince ödendiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece mahallinde uzman bilirkişi marifetiyle keşif yapılarak, tüm faturalara konu işlerin mahallinde yapılıp yapılmadığının belirlenmesi, tüm fatura konusu işler denetlenerek, taraflarca kabul edilip davalı tarafça ödenen faturalardaki birim fiyatlara göre toplam iş bedelinin belirlenmesi, kabul edilen faturalarda fiyatı bulunmadığı halde yüklenici tarafından yapılmış olan başka işler varsa bu işlerin bedelinin de o işin yapıldığı tarihteki mahalli piyasa rayicine göre hesaplama yapılarak, toplam iş bedeli bulunup, varsa kusurlu işler ile davalı tarafça yapılan ödemeler mahsup edilmek suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece, davacının belirlenen asıl alacağı üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verildiği anlaşılmaktadır. İtirazın iptâli davalarında borçlunun icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için İİK’nın 67/II. maddesi gereğince borçlunun itirazında haksız ve alacağın likit olması gerekir. Mahkemenin kabulüne göre, davacı yüklenici tarafından talep ve dava konusu edilen iş bedeli alacağının yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporları ile belirlendiği, bilinebilir ve likit olmadığı gözetildiğinde davacı yüklenici yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi de hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/03/2019 tarih, 2017/626 Esas, 2019/254 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 08/02/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.