Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1170 E. 2019/829 K. 27.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1170
KARAR NO : 2019/829
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/05/2019
NUMARASI : 2018/126 Esas, Derdest,
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ : 27/06/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara karara karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, taraflar arasında düzenlenen 17/07/2017 tarihli sözleşme uyarınca müvekkilinin mimari işler haricinde sözleşme dışı işler de yaptığını, mimari ve mekanik işlerden kaynaklı olarak müvekkiline 3.551.270,32 TL ödemenin yapılmadığını, buna ilişkin 11/01/2018 tarihli hakediş düzenlendiğini, davalının alacağı sürüncemede bırakmak için müvekkilinin SGK ödemelerini yapmadığı gerekçesiyle sözleşmeyi feshedeceklerini bildirdiğini, ödeme yapılmaması nedeniyle müvekkilinin ticari hayatının bitme noktasına geldiğini, TBK’nın 76 ve 114. Maddesi gereğince müvekkiline geçici ödeme yapılması gerektiğini belirterek, davacı şirketin … AŞ’den olan hakediş ve alacakları üzerine ve ayrıca davalı şirketin araç ve gayrimenkulleri üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, müvekkilinin yaptığı işlerin görülebilmesi için dava sonuna kadar veya deliller tespit edilene kadar şantiye inşaatının durdurulmasına, müvekkilinin zararının bir nebze olsa giderilebilmesi için geçici ödeme kararı verilmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 3.551.270,32 TL hakediş alacağının faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalı vekili davacının işleri eksik ve hatalı yaptığını, süresinde bitirmediğini, müvekkilinin sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini belirterek, davanın reddini istemiş, mahkemenin 02/02/2018 tarihli ara kararı ile, açılan davada çekişme konusu olmayan davalı şirkete ait araç ve taşınır mallar üzerine tedbir konulması isteminin ve yaklaşık ispat sağlanamadığından davalının … AŞ’den olan alacaklarına ve inşaatın durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili 13/05/2019 tarihli dilekçesinde, mahkemece ihtiyati tedbir talebi hakkında karar verilmediğini, müvekkilinin 11/01/2018 tarihli hakediş raporu düzenleyerek sunduğunu, delil tespiti yaptırdıklarını, hakedişe davalı teknik/kontrol elemanlarınca itiraz edilmediğinin saptandığını, HMK’nın 389. Maddesindeki şartların oluştuğunu, dosyadaki delillerin davadaki haklılıklarını ortaya koyduğunu, davalının mal kaçırma ihtimali bulunduğunu, dava değerinin yüksek olması nedeniyle dava sonunda müvekkilinin alacağını tahsil edememe durumuyla karşılaşabileceğini belirterek, müvekkilinin telafisi imkansız zararlara uğramaması adına davalı şirket adına kayıtlı gayrimenkul ve menkullerinin devrinin önlenmesine ve … AŞ’den olan alacağı üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkemenin 14/05/2019 tarihli ara kararı ile, davacı şirketin hakediş alacağının varlığı ve miktarı yönünden yaklaşık ispat koşulunun bu aşamada oluşmadığı, öte yandan davacının üzerine tedbir konulmasını talep ettiği, davalının dava dışı Türk Telekomünikasyon şirketinden olan alacağının uyuşmazlığın konusu teşkil etmediği, HMK’nın 389. Maddesinde aranan koşulların oluşmadığı anlaşılmakla ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili 24/05/2019 havale tarihli istinaf dilekçesinde, müvekkilinin karşı taraftan alacağı olduğunu gösteren hakediş belgesi bulunduğunu, delil tespiti yaptırıldığını, buna göre davalı şirketin kontrol elemanlarının yapılan imalatlara itirazının bulunmadığını, müvekkilinin sözleşme kapsamında ve sözleşme dışı işler yaptığını, müvekkilinin 3.551.270,32 TL alacağının ödenmediğini, HMK’nın 389. Maddesinin şartlarının oluştuğunu, ülkenin ekonomik koşullarında davalının mal kaçırma ihtimalinin bulunduğunu belirterek, müvekkilinin telafisi imkansız zararlara uğramaması için 14/05/2019 tarihli ara kararın kaldırılarak, davalı şirket adına kayıtlı gayrimenkul ve menkullerin devrinin önlenmesine ve … AŞ’den olan alacağı üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, aksi halde talep konusunda karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini istemiştir. İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Buna göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3 maddesine göre, tedbir talep eden, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Buradaki ispatın ölçüsü, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralı uygulanırken, iddianın doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, talebin haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kapsamında olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. Somut olayda; davacı tarafça eser sözleşmesinden kaynaklanan hakediş alacağının tahsili istenmiş olup, bu talep niteliği itibariyle bir para alacağının tahsili talebidir. Yukarıda değinildiği üzere, HMK’nın 389. Maddesi uyarınca “yalnızca dava konusu edilen şey üzerine” ihtiyati tedbir konulabilir. Para alacaları için ihtiyati tedbir kararı verilemez. Mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, yerel mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;1-İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/05/2019 tarih ve 2018/126 Esas sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 27/06/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.