Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1160 E. 2019/992 K. 10.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1160
KARAR NO : 2019/992
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/02/2019
NUMARASI : 2016/601 Esas, 2019/66 Karar
DAVANIN KONUSU: İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ : 10/09/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dilekçe ve beyanlarında özetle; taraflar arasında Azerbaycan’da gerçekleştirilecek olan dış cephe yapımına ilişkin hizmet sunumu ve malzeme satışı ile belediye parkına yapılacak olan bankların satışı ve malzeme satışına ilişkin anlaşma sağlanarak, anlaşmanın unsurlarının e-mail yoluyla detaylandırıldığını, anlaşma çerçevesinde müvekkilinin tüm yükümlülüklerini eksiksiz ifa ettiğini, davalı tarafça anlaşmada belirlenen tarihlerde ödenmesi gereken meblağların ödenmediğini, bu sebeple alacağın tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalıların takibe, haksız ve kötü niyetli itirazları üzerine takibin durduğunu beyanla, itirazın iptaline, takibin devamına, davalının icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesi ve beyanlarında özetle : İcra takibinde, taraflar arasında var olduğu iddia edilen ancak davacı/takip alacaklısı tarafından tek taraflı ve keyfi olarak düzenlenen sözleşmenin müvekkilini borçlandırmaya yönelik olduğunu, haklı olarak itiraz edildiğini, icra takibinin imzasız, ne olduğu belirsiz bir sözleşmeye dayandırıldığını, mesnetsiz bir belgeye dayalı icra takibine haklı olarak itiraz edildiğini, müvekkil şirketin davacılar ile imzalamış olduğu hiçbir sözleşme ve yazışma olmadığını, müvekkili … TİC. LTD.ŞTİ’nin ve …’in şahsi olarak davacıyla imzalamış olduğu herhangi bir sözleşme veya kabulü olmadığını, davacının iddia ettiği herhangi bir hizmeti veya malı davacıdan almadığını belirterek, mesnetsiz, haksız, usul ve yasaya aykırı, kötü niyetli olarak müvekkili borçlandırmaya matuf davanın reddine ve davacı yanın kötü niyet tazminatı ödemesine mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda 05/02/2019 tarihli karar ile; “… davacı tarafça davaya ve takibe dayanak olarak sunulan Dış Cephe Banklar ve Satın Alma ve Üretim Sözleşmesi başlıklı ve 1 nolu bendinde işin sahibinin … /…, Yapımcının … San. Tic. Ltd. Şti. olarak belirtilen sözleşmenin imzasız olduğu yine davacı tarafça kesilen 16/10/2015 tarihli … nolu faturada muhatap olarak … adlı firmanın gösterildiği, davacı tarafından tanzim edilen ihracata konu fatura ve gümrük beyannamelerinde alıcının “… No:… … ” ünvan ve adresine tanzim edilmiş olduğu, taraflar arasında cari bir ilişkinin bulunduğu ancak davalı tarafın kayıtlarından sadece banka yoluyla yapılan ödemelerin yer aldığı, davacı tarafından davalı adına tanzim edilen ihracat faturalarının davalı taraf ticari defter kayıtlarında yer almadığı, davalılarca yapılan ödemelerin kendi adlarına mı yoksa Azeri firma adına mı yapıldığının sabit olmadığı anlaşılmış olmakla,” gerekçesiyle davanın PASİF HUSUMET YOKLUĞUNDAN REDDİNE karar verildiği görülmüştür. Davacı vekilince ibraz edilen 01/03/2019 tarihli dilekçe ile; “iki firmanın yetkililerinin, faaliyet alanlarının, yaptığı projelerin, ikametgah adreslerinin aynı olduğu ve ödemelerin davalılar tarafından yapıldığı, e-mailin davalı şirket tarafından gönderildiği hususları değerlendirilmeden verilen yerel mahkeme kararının kaldırılması” için istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davalılar vekilince 16/04/2019 tarihli dilekçe ile; yerel mahkemenin davanın reddi yönündeki kararını istinaf etmemekle birlikte, yalnızca davalılar vekiline hükmedilen maktu vekalet alacağı ile kötü niyet tazminatı taleplerinin reddi yönünde verilen kararının istinaf incelemesi neticesinde düzeltilerek onanması talebi ile istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Somut uyuşmazlıkta çözülmesi gereken mesele öncelikle davacı vekilinin istinaf itirazında belirttiği üzere, davalının dava konusu uyuşmazlıkta pasif dava ehliyetinin olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.Bu bağlamda yapılan incelemede; dosya içerisinde mevcut ve davacı tarafın delil olarak dayandığı “DIŞ CEPHE, BANKLAR ve SATIN ALMA ve ÜRETİM SÖZLEŞMESİ”nin incelenmesinde; 1.numaralı maddesinde TARAFLAR’ın; işin sahibinin … / … ile yapımcının; ….SAN.TİC.LTD.ŞTİ. Olarak gösterildiği, iş bu sözleşmenin imzasız olduğu, davacı tarafça sunulan …. Bankası İnternet şubesine ait dekontta davalı şirket tarafından davacı şirkete 04/02/2016 tarihinde 8.000,00-TL para transferi yapıldığı gibi 2019 tarihli 20.000,00-USD’lik dekontta da davalı şirket isminin yer aldığı ve tarafların ticari defterlerinin incelenmesi akabinde dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda, taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğunun ekli cari hesaplardan belirlendiği hususları dosya kapsamı ile sabittir.Her ne kadar davacı tarafça icra takip dosyasına dayanak olarak sunulan “DIŞ CEPHE, BANKLAR ve SATIN ALMA ve ÜRETİM SÖZLEŞMESİ” imzasız olması nedeniyle tarafları bağlamayacak ise de, davacı tarafa yapılan ödemelerin ticari defter kayıtları ile sabit olmakla bu kapsamda taraflar arasında sözleşme ilişkisinin kurulduğu anlaşılmış olup, mahkemece taraflar arasındaki akdi ilişki kabul edilerek akdi ilişkinin kapsamı, yapılan işler ile karşılığında yapılan ödemelere ilişkin taraf delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme yapılarak davanın pasif husumet yokluğundan reddine şeklindeki kararı isabetsiz olup, mahkeme kararının davacı vekilinin istinaf talebi doğrultusunda kaldırılmasına, davalılar vekilinin istinaf taleplerinin ise kaldırma nedenine göre incelenmeksizin dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin usul yönünden KABULÜNE, 2-Kaldırma kararına göre davalılar vekilinin istinaf talebinin bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına, 3-İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/02/2019 tarih, 2016/601 Esas, 2019/66 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,4-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 5-Taraflarca yatırılan istinaf karar harçlarının istek halinde yatırana İADESİNE,6-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,7-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 10/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.