Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1159 E. 2019/991 K. 10.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1159
KARAR NO : 2019/991
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/12/2018
NUMARASI : 2018/33 Esas, 2018/1249 Karar
DAVANIN KONUSU: ALACAK
KARAR TARİHİ : 10/09/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesi ve beyanlarında özetle; davacı ile davalı arasında hızlı paranın faaliyet alanı olan ödeme hizmetleri kapsamında “Ödeme Hizmetleri Uygulaması Yazılım Geliştirme Projesi” kapsamında kaynak kodları ve telif hakları davacıya ait olan Ödeme Hizmetleri Uygulamasının geliştirilmesi amacıyla sözleşme kurulduğunu, sözleşmenin fiyatlandırılması ve ödemeler başlıklı 9.maddesi kapsamında ödeme zamanlarına, fiyatlandırmaya ve yapılacak ödemelerin şekline ilişkin detaylı düzenleme yapıldığını, toplam proje bedelinin 1.300.000,00-TL olduğunu, bu bedelin -325.000,00-TL’sinin sözleşme kurulduğunda,-390.000,00-TL’sinin alt yapı çalışmaları tamamlandığında,-260.000,00-TL’sinin kullanıcı kabul testleri başladığında,-130.000,00-TL’sinin uygulama canlı ortama geçtiğinde ödeneceği kararlaştırıldığını, projenin geldiği aşama itibariyle sözleşmenin kurulması anında yani mutabakat sağlanması halinde 390.000,00-TL’lik ilk bedelin ve alt yapı çalışmaları tamamlandığında 325.000,00-TL’lik 2. kısım bedelin ödenmesi gerekmekte olup, davacının en azından gelinen aşama itibariyle yerine getirdiği edimleri neticesinde hakedişi doğduğunu, taraflar arasındaki mutabakat neticesinde doğan iş bu hakedişlere ilişkin davalı ödeme yapıldığını, davacı tarafından davalıya Bakırköy …. Noterliği’nin 11/10/2017 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname gönderildiğini, davalı tarafa ihtarname 13/10/2017 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen cevap verilmediğini, yine aynı maddede davalının projenin başında mutabık kaldıkları şekilde testlere başlamaması veya zamanında sonuçlandıramaması durumunda davalı proje sorumlularına yazılı bildirim yapılarak uyarılacak, bu uyarıya rağmen 10 iş günü içerisinde durumda iyileşme sağlanamıyorsa sunulan yazılım kabul edilmiş sayılacak ve davalıya karşı proje kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmiş olacak şeklinde düzenlendiğini, yazılı bildirim sonucu müşteri kabul testlerine 15 iş günü içerisinde başlamamış veya 2 ay sonrasında tamamlamamış ise proje kapanmış sayılacağını, bu hüküm kapsamında değerlendirme yapıldığında ihtarnamenin davalıya tebliğ edilmesine rağmen bu işlemleri dava tarihine kadar yerine getirmediğinden davacının tüm yükümlülüklerini yerine getirmiş sayılacağını ve bu kapsamda doğacak tüm hakedişlerin ödemesinin yapılması gerekeceğini, mutabık kalınan anlaşmanın 9. ve 12. maddeleri uyarınca fesih bildirimi yapılmadığından ve gerekli testler zamanında yapılmadığından projenin kapandığını ve bu suretle davacının mutabık kalınan anlaşma kapsamındaki tüm bedeli talep hakkı bulunduğunun açık olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin anlaşma kapsamında ifa etmesi gereken edimleri yerine getirmesi nedeniyle şimdilik 20.000,00-TL alacağın dava tarihi itibariyle işlemiş faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ve beyanlarında özetle; taraflar arasında sözleşme kurulmadığını, her iki taraf arasında temsile yetkili kimseler tarafından imzalanmış yazılı bir sözleşme bulunmadığını, taraflarına gönderilen ihtarnamede 715.000,00-TL talep edilirken açılan davada sözleşmenin kurulduğunu belirterek bedelin tamamını isteyip belirsiz alacak davası açtıklarını belirterek davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonunda 05/12/2018 tarih 2018/33-1249 K. Sayılı kararı ile; “iş bu davada talep edilen bedelin belirli olduğu ve davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı anlaşılmakla HMK’nın 114/1-h ve HMK 115/2.maddesi gereğince davanın USULDEN REDDİNE” karar verildiği görülmüştür.Davacı vekili 28/02/2019 tarihli istinaf dilekçesi ile; huzurdaki davanın konusunun gerekçede yazılı olduğu şekilde banka kredi alacağıyla herhangi bir ilgisinin bulunmadığını dolayısıyla mahkemece eksik inceleme yapıldığında hukuki uyuşmazlık konusunda çelişkiye düşüldüğünü,-dava dilekçesindeki iddia ve taleplerle davalı yanın iddiaları gözönünde bulundurulduğunda iddialarının yargılamayı gerektirdiğini,-Taraflar arasındaki ilişkinin de irdelenmesi gerektiğini,-Salt alt yapı çalışmalarının tamamlandığından bahisle alacak miktarının belirli olduğu iddia edilerek davanın usulden red edilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf taleplerinin KABULÜNE, istinaf incelemesi sonucunda davanın usulden reddine ilişkin kararın KALDIRILMASINA karar verilmesini talep ettiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstanbul BAM. 2. HD.’nin 12/06/2019 tarih 2019/1029-819 K. Sayılı kararı ile; Dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.Davacı vekilinin istinaf itirazının değerlendirilebilmesi için öncelikle sıkça yanılgıya düşülen “KISMİ DAVA” ve “BELİRSİZ ALACAK DAVASI” ayrımının yapılması gerekmiştir.HMK’nın 107. maddesinde “(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtilmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini arttırabilir. (3) Ayrıca, kısmi eda davasının açılabildiği hallerde, tespit davası da açılabilir ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir” şeklinde BELİRSİZ ALACAK ve tespit davası müessesesi düzenlenmiştir.HMK’nın 109. maddesinde “(1) Talep konusunun niteliği itibariyle bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir. (2) Talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamaz. (3) Dava açılırken talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmiş olması hali dışında kısmi dava açılması, talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmez” şeklinde KISMİ DAVA müessesesi düzenlenmiştir.Bu maddeler ışığında bir davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edilebilmesi için; talep edilebilecek alacağın miktarı yahut değerinin a) tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin davacıdan beklenememesi veya b) davacının tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin imkansız olması, bir davanın kısmi dava olarak ikame edilebilmesi için ise, a) talep konusunun niteliği itibariyle bölünebilir olması b) talep konusu miktarın taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli olmaması gerekmektedir.Alacağın hangi hallerde belirsiz hangi hallerde belirli veya belirlenebilir olduğu hususunda kesin bir sınıflandırma yapılması mümkün olmayıp, her bir davaya konu alacak bakımından somut olayın özelliklerinin nazara alınarak sonuca gidilmesi gereklidir.Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, davanın kısmi dava olarak açıldığı, alacağın bölünebilir nitelikte olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, kısmi davaya ilişkin iş bu davada taraf delilleri toplanarak esasa ilişkin karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin usul yönünden KABULÜNE,2-İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/12/2018 tarih, 2018/33 Esas, 2018/1249 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 10/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.