Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1137 E. 2021/2047 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1137
KARAR NO: 2021/2047
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/02/2019
NUMARASI: 2017/775 Esas, 2019/149 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 03/11/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın davalı … A.Ş’ye ilişkin davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı … Ltd Şti. yönünden davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı … Ltd Şti. vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, davacı ile … arasında aktedilen 10.06.2016 tarihli sözleşme kapsamında, davalı …’nin müteahhidi olduğu “… Hastane Projesi”nin 1,2,6,7 ve 8 nolu katların alçıpan duvar ve tavan imalatı faz 2 işlerini alt yüklenici olarak davacının üstlendiğini, davalının sözleşme uyarınca kendi uhdesindeki edimlerini yerine getirmeyerek sözleşmeye bağlılık ilkesine aykırı davrandığını, davalıya Kadıköy … Noterliğinden gönderden 06.03.2017 tarihli ihtarname ile sözleşmenin feshedilmesi suretiyle fesih tarihine kadar yapılan imalatlar nedeniyle tahakkuk eden hakediş bakiyesi, KDV ve teminat kesintisi iadesinin talep edildiğini, sözleşme uyarınca işin birim fiyat bedeli olarak 2.335.996,25 TL + KDV, işin bitim tarihi olarak ise 31.12.2016 tarihinin kararlaştırıldığını, davacının taahhüdü altındaki alçıpan duvar işlerini, kusuru dışında iş programında gecikmeler yaşamış olsa da yüzde doksanını tamamlandığını, alçıpan tavanın, imalata uygun yer tesliminin yapılmadığınıdan başlanamadığını, metal asma tavan imalatında kullanılacak malzemenin tespit ve tayini için ilgili numunelerin davalıya beş kez sunulmasına rağmen davalı şirket yetkililerince tedarikçi firma onayının da verilmediğini, şantiye yetkililerince gerek ataşmanların geç imzalanması gerekse hakediş onay prosedüründe inceleme komisyonunca sürekli olarak pürüzler çıkarılmak suretiyle iş bedelinin ödenmesinin geciktirilmesinden dolayı sözleşmenin katlanılmaz hal aldığını, Kartal … Noterliği vasıtasıyla 22.02.2017 tarihli ihtarnamenin keşide edildiğini, ihtarnamenin davalıya 24.02.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, ancak katlanılmaz hal alan eylemlerine son verip kendisinden istenilen edimlerin ifasına yanaşmadığı, uyuşmazlık konusu hadiseleri çözüme kavuşturmayacağının anlaşıldığını, fesih tarihi itibarıyla davacı şirketin bakiye alacak tutarının 401.250,88 TL olduğunu, mart 2017 hakediş tutarı olan 307.999,23 TL’nin ödemesi yapılmadığından faturasının düzenlenmediğini, davalılar aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip başlattıklarını, takibin itiraz üzerine durduğunu belirterek, davalılar tarafından icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile ihtarname gideri dahil 401.619,70 TL asıl alacak ve 321,55 TL işlemiş faiz yönünden takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılardan …vekili, davalının “… Hastane Projesi”nin müteahhidi olduğunu, sözleşme kapsamında işin ifası devam ederken projenin yeterince kârlı olmadığına karar veren davacının sözleşmeyi feshetmek amacıyla birtakım bahaneler yaratma çabasına girdiğini, iddialarının mesnetsiz olduğunu, davacının sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini ifa etmediği gibi, temerrüde düştüğü ve sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini, davacının iddialarının hiçbir delil ya da belgeye dayanmadığını, davalının yer teslimini zamanında yaptığı ile ilgili ispatın e-posta yazışmaların olduğunu, davacı tarafca metal asma tavan imalatında kullanılacak malzemenin tespiti ve tayininin 25.10.2016 tarihinde firmalara ait malzeme onay süreçlerinin davacı da dahil olmak üzere toplu olarak yayınlandığını, davacının 25.10.2016 tarihinde verilmiş onaya rağmen, Şubat 2017’de davalıya onay verilmediği hususunu ihtar ettiğini, sözleşmenin 13.3 maddesinde hakediş süreçlerinin belli bir takvime bağlandığını, hakedişlerin başlangıcı için tüm evrak ve ataşmanların tam olması gerektiğinin belirtildiğini; (2) nolu hakedişin iddia edildiği gibi oyalanmadığını, aksine atıf yapılan sözleşme hükmü uyarınca, davacıdan kaynaklanan hatalar nedeniyle uzadığını; hakediş incelemesinin yapılması için davacı tarafından sunulan ataşmanlardaki hatalar ve metraj hataları nedeniyle evrakların eksiklikler giderilmek üzere defalarca davacıya iade edildiğini, tam istendiği gibi olmasa da iyi niyet gereği ataşmanların ve hakedişin kabul edildiğini, hakediş için avans ödemesi yapıldığını, davacı şirketin bizzat yanlış hakediş hesaplamaları sunduğunu, ataşmanların eksik olduğunu ve bu durumun kendi personelinden kaynaklandığını kabul ettiğini, davacının dava konunu edilen tutarda alacağı olmamakla beraber, haksız fesih nedeniyle sözleşme kapsamında hiç başlanmamış ve yarım kalan imalatların bakiye hakedişten mahsup edildiğini, Bakırköy 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/36 D. İş nolu dosyası ile, davacının hiç başlamadığı imalatlar ile yarım bıraktığı imalatların tespit edildiğini, yapılmış imalatlar içinde de eksik, kusur ve ayıp olduğunun tespit edildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin “yüklenicinin nam ve hesabına iş yapılması” başlıklı maddesi uyarınca, davalının davacı yüklenicinin haksız şekilde sözleşmeyi feshederek işi terk etmesi nedeniyle kalan işin maliyetinin %15 fazlası ile tazmin edilebilmesinin sözleşme kapsamında mümkün olduğunu, sözleşme kapsamında %15 fazlası ile tahsil edebileceği tutar 116,495,45 TL olduğundan davalının davacıdan 28.695,62 TL tutarında alacaklı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalılardan …vekili cevap dilekçesinde; davada taraf sıfatlarının bulunmadığından davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davalı şirket olarak davaya konu icra takibinde belirtilen alacak kalemlerinden sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığını, davaya konu icra takibine ilişkin gönderilen ödeme emrinde de açıkça belirtildiği üzere alacak kalemleri ‘hak edişe konu imalat tutarı, nakit teminat kesintisi ve KDV tutarı’ olarak belirtilmiş olup, tüm bu alacak kalemlerinin davacı şirket ile diğer davalı şirket arasında imzalanan 10/06/2016 tarihli sözleşmeye ilişkin olduğunu, sözleşmede taraf olmayan, sadece arsa maliki olan davalı şirketin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davalı … Anonim Şirketi arsa maliki olup sözleşmenin tarafı olmadığı, davacı defterlerinde de adı geçenin cari hesap borcunun bulunmadığı, aralarında sözleşme ilişkisi bulunmayan 2 nolu davalıya karşı ileri sürülemeyeceği ve 2 nolu davalı … Anonim Şirketi’ne husumet yöneltilemeyeceğinden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği; davalı yüklenici …’ne karşı açılan dava yönünden, bilirkişi raporları, dosyadaki mevcut bilgi ve belgeler ile taraflar arasındaki e-posta yazışmaları tavan imalatlarına dair mevcut iş programına göre alçıpan tavan karkas imalatlarına ilişkin olarak 21/12/2016 tarihinde ve 6. kattan başlanacağı davacı yüklenici tarafından 23.11.2016 tarihinde 6. kat ile ilgili shop drawing ve revize tip kesit detay çizimleri gönderildiği, davalı yanca iş programı tek taraflı revize edilmiş ise de 1. kat shop drawing çizimlerinin hazır olmaması ve bant imalatlarına shop drawingsiz onay verilmemesi, revize iş programına göre imalatın yapılması gereken tavan ölçülerinin netleşmemesi ve detaylarının onaylanmaması nedeniyle davalı … tarafından davacı yükleniciye tavan imalatlarına ilişkin gerek mevcut iş programı gerekse revize iş programına uygun imalat yerlerinin teslim edilemediği, 24/11/2016 tarihinde verilmiş olan 2. hakedişin 17/02/2017 tarihinde onaylanması, düzenlenen faturaya rağmen bakiyesinin ödenmemesi, karşılıklı imzalanan hakedişlerden sonra davalı … tarafından onaylanmayan hakedişin ayıplı mal olarak nitelendirilmesi, hakedişe girmeyen imalatların sadece bu sebepten taraflardan birinin onaylamaması dolayı ayıplı mal sayılmasının uygun olmaması, bunların ayıplı olması nedeniyle % 50 ekstra bir iş yaptırıldığına dair belge bulunmaması, söz konusu imalatların standardı belli analiz sonucu çıkan birim fiyat analizlerine göre imal edilmesi, imalat esnasında kullanılan malzemenin değişmesinin mümkün olmaması, yine davalı … tarafından şantiyede çalışma esnasında oluşan elektrik, mobil vinç, isg cezaları, wc kullanımı, elektrik ve mekanik mobilizasyon, işçilik, kova çalışması, kamyon nakliyeleri, kule vinç arızası, revir hizmetleri ile ilgili fatura kesilmeden hakkedişten kesinti yapılmak istenmesinin uygun olmaması, sözleşme kapsamı dışında haksız ve yersiz olarak yapılmak istenen kesintiler toplamının 26.505,96 TL olması hep birlikte değerlendirildiğinde, hak ediş onay sürecinde davalı …’nin hatalı olduğu, davacının hakedişlerinden yersiz kesinti yapılarak eksik ödemede bulunulduğu tespit ederek taraflar arasındaki sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği, davacının bakiye imalat bedeli alacağının tahsili talebi yönünden; sözleşmenin haklı veya haksız feshi sonucuna bağlı olmadığı, kök ve ek raporlarda tespit edilen davacı yanın kesintiler sonrası bakiye imalat bedeli alacağının esas alınması gerektiği gerekçeleriyle, davalı … AŞ’ye ilişkin davanın pasif husumet yokluğundan reddine, davalı … Yönünden davanın kabulü ile, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 40.250,87 TL (faturaya bağlanmamış 307.999,23 TL yönünden KDV dahil 363.439,09 TL üzerinden davacı tarafça davalıya fatura keşide edilmek kaydıyla) asıl alacak ile 368,82 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 401.619,70 TL üzerinden itirazın iptaline, bu miktara takipten itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına, alacak likit olmadığından ve yargılama ile belirlendiğinden yerinde görülmeyen icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde, davacının haklı feshinin söz konusu olmadığını, kök raporda bu konuda hiçbir yorum yapılmadığını, ek raporda feshin haklı olduğuna kanaat getirildiğini, mahkeme tarafından fesih konusunda karar verilmesi gerekirken mahkemece tartışılmadan feshin haklı kabul edildiğini, fiyat farkı oluştuğunun ispat edildiğini, davalı tarafından kalan işin ihale edildiğini, mahkemenin davalının davacıda sözleşme gereği mahsup hakkını kabul ettiğini, ancak feshi haklı bulduğunu, davalının yer tesliminde geciktiği iddialarının yersiz olduğunu, davacıya gecikme sebebiyle uyarı yazısı verildiğinin mahkemece dikkate alınmadığını, numune onaylarının toplu onay şeklinde verildiğini, onay verilmediğine ilişkin kabulün doğru olmadığını, sözleşmenin 13/3 maddesinde hakediş süreçlerinin belli bir takvime bağlandığını, hak edişlerin başlangıç için tüm evrak ve ataşmanların tam olması gerektiğini, ufak tefek hataların olabildiğini, davacıya ödemelerin gecikmesi nedeninin sözleşmeye aykırılık oluşturmayacağını, ödemelerdeki gecikmenin davacının sözleşmeye aykırı davranmasının sebep olduğunu ve bu hususun SMS ile ispat edildiğini, mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda karar verildiğini, oysa dava açılmadan önce yapılan tespit raporunun dikkate alınmadığını, bilirkişi raporunda da inşaatın ne kadarlık kısmının tamamlandığını bilmeden sadece davacının beyanları ile hesaplama yaptıklarını, fatura edilmemiş bir alacak için itirazın iptali talebine karar verildiğini, faiz bakımından da kararın hatalı olduğunu, davacının icra takibini 733.019,31 TL üzerinden açtığını, itiraz üzerine davacı tarafından 401.619,70 TL üzerinden dava açıldığını, mahkemece 307.999,23 Tl itibariyle faturaya bağlanmadığından bahisle faturaya bağlanmak kaydı ile itirazın iptaline karar verildiğini, faturaya bağlanmamış ve muaccel hale gelmemiş alacak için takip tarihinden itibaren avans faizi tahsiline karar verilmesinin doğru olmadığını, ancak fatura kesilmesi ile tahsil edilebilir olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Tarasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı alt yüklenici, davalı ise yüklenicidir. Davacı ile … arasında aktedilen 10.06.2016 tarihli sözleşme ile, davalı … şirketinin müteahhidi olarak almış olduğu … Hastane Projesinin 1,2,6,7 ve 8 nolu katların alçıpan duvar ve tavan imalat faz 2 işlerinin alt yüklenici olarak davacının üstlendiğini, davacı tarafından davalının edimlerini yerine getirmemesi sebebiyle sözleşmenin feshedildiği ve akabinde fesih tarihine kadar yapılan imalatlar nedeniyle tahakkuk eden hakediş bakiyesi, KDV ve teminat kesintisi iadesinin tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibini başlattığı, takibe davalının itiraz etmesi üzerine mahkemeye itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkeme tarafından yapılan yargılama neticesinde, davalı … Ltd. Şti. yönünden davanın kabulü ile; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 401.250,87TL (faturaya bağlanmamış 307.999,23TL yönünden KDV dahil 363.439,09TL üzerinden davacı tarafça davalıya fatura keşide edilmek kaydıyla) asıl alacak ile 368,82TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 401.619,70TL üzerinden itirazın iptaline, davalı … Anonim Şirketi yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermiştir. Mahkeme tarafından dosya bütün halinde mahallinde keşif yapılmadan bilirkişi heyetine teslim edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından dosya üzerinden rapor hazırlanarak mahkemeye sunulmuştur. Oysa ki, mahkemece mahallinde konusunda uzman bilirkişilerle birlikte bizzat keşif yapılmak suretiyle sözleşme gereğince davacı tarafından yapılan imalatlar tespit edilerek, davalı tarafından yapılan ödemeler düşülmek suretiyle bakiye alacağın bulunup bulunmadığı belirlendikten sonra karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar vermesi hatalı olmuştur. Öte yandan, kabule göre de, mahkeme tarafından verilen kararın 2 nolu bendinde “faturaya bağlanmamış 307.999,23TL yönünden KDV dahil 363.439,09TL üzerinden davacı tarafça davalıya fatura keşide edilmek kaydıyla” karar verildiği anlaşılmakta olup, taraflar arasındaki ticari ilişkide faturanın düzenlenip düzenlenmemesi alacağın varlığını ve muacceliyet ile temerrüt hususlarını etkileyen bir unsur olmayıp, tamamen vergi idaresi ile mükellef arasındaki vergi hukuku ilişkisini ilgilendirdiğinden, mahkeme kararında faturaya bağlanmamış alacak kısmının tahsili için fatura düzenlenmesinin şart koşulması da hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/02/2019 tarih, 2017/775 Esas, 2019/149 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 03/11/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.