Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1115 E. 2019/1229 K. 08.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1115
KARAR NO : 2019/1229
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/09/2018
NUMARASI : 2015/870 Esas, 2018/945 Karar,
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ : 08/10/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, Asya Bölgesi 3. Kısım Müteferik Atık Su Kanal İnşaat İşinin yapımı için davalı ile 12/09/2005 tarihli sözleşme imzalandığını, 09/05/2007 tarihinde kesin kabul yapıldığını, yapı denetim görevlisi için yapılan binaların işin bitiminde idarenin malı olmasının kararlaştırıldığını, idarenin Yönetim Kurulu’nun 01/05/2008 tarih ve 2008/263 sayılı kararı ile şantiye ofislerinin teslim alınması yerine bedellerinin yüklenicinin kesin hesabından kesilmesine karar verildiğinden 23.170,70 TL şantiye binası bedelinin davalının kesin hesabından kesildiğini, davalı tarafından İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/78 esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasının 23.170,70 TL şantiye binası bedeli de dahil olmak üzere kısmen kabulü ile davalının borçlu olmadığının tespitine karar verildiğini, bunun üzerine mahkeme kararının İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas ve İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyalar ile takibe konulduğunu, icra takibi konusu tüm bedellerin haciz yolu ile ödendiğini, davacı yüklenici firmaya 02/07/2015 tarihinde ve firma avukatına 30/06/2015 tarihli ihtarname ile şantiye binasının teslim edilmesinin istendiğini, yüklenici firma tarafından borçlu olmadıklarının bildirildiğini belirterek, sözleşme gereğince şantiye binasının müvekkiline teslimi, aksi halde şantiye binası bedelinin 02/07/2015 ihtarname tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı idare yönetim kurulunca şantiye binası bedelinin müvekkilinin kesin hesabından kesilmesine karar verildiğini, davacı kurumun talebinin haksız ve dayanaksız olduğunu, inşaata başlamadan müvekkili şirkete şantiye binası yeri tahsis edilmediğini, müvekkilinin kendi imkanları ile çevreden şantiye binası yeri bulup inşa ettiğini, edimini yerine getirmeyen davalı idarenin ne şantiye binalarını ne de bunların bedellerini isteme hakkı bulunmadığını, müvekkilinin her zaman için şantiye binalarını teslime hazır olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, İstanbul 16.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/165 Esas sayılı dosyasında davacı tarafın iddia ettiği hususların tartışılarak karara bağlandığı, anılan dosyanın eldeki dosya açısından kesin hüküm niteliğinde olduğu, zira bu dosyanın Yargıtay denetiminden de geçerek kesinleştiği, kesin hüküm nedeniyle davanın reddi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, taraflar arasındaki sözleşme, Yapım İşleri Genel Şartnamesi ve İdari Şartname gereğince şantiye binalarının müvekkiline bırakılması ve bedel istenmemesi gerektiğini, şantiye binalarının teslimi konusunda gönderilen ihtarlara cevap verildiğini, davada sözleşme gereğince şantiye binasının teslimi, aksi halde bedelinin tahsilinin istendiğini, mahkemece, daha önce açılan İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/165 esas sayılı dosyasında bu hususların tartışılarak karara bağlandığından eldeki dosya için kesin hüküm niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, İSKİ Yönetim Kurulu tarafından verilen 01/05/2008 tarihli kararda şantiye binalarının bedelinin yüklenicinin alacağından kesilmesine karar verilerek idarece bu doğrultuda işlem yapılıp 23.170,70 TL’nin davalının kesin hesabından kesildiğini, davalının açtığı 2015/165 esas sayılı menfi tespit davasında davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, İSKİ Yönetim Kurulu tarafından alınan kararın şantiye ofislerinin idareye teslimine engel olmadığını, davalının da cevap dilekçesinde her zaman için şantiye binalarını teslime hazır olduklarının beyan edildiğini, mahkemece kesin hüküm oluşturduğu belirtilen 2015/165 esas sayılı dosyada verilen kararın şantiye binası bedelinin yönetim kurulu kararı gerekçe gösterilerek firmanın hakedişinden kesilmesine ilişkin olduğunu, kararın yanlış yorumlandığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda 2005 yılında şantiye mobilizasyonu ile tesis edildiği düşünülen binaların 2007 tarihine kadarki yıpranma payları düşülerek geçici kabul tarihi itibariyle 23.236,48 TL bedel hesap edilebileceği, dava tarihi itibariyle 41.355,00 TL olacağı belirtilmiştir.Yüklenici şirket tarafından idareye karşı İstanbul 16.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/165 Esas, 2015/371 Karar sayılı (bozma öncesi 2011/78 esas, 2013/48 karar) dosyası ile açılan davada diğer taleplerle birlikte, idarece yüklenici hakedişinden kesilen 23.710,70 TL şantiye kesintisi nedeniyle idareye borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi istenmiş, mahkemece bozma ilamı sonrasında verilen karar ile davacının davasının kısmen kabulü ile, şantiye binası kesintisi 23.710,70 TL ve diğer hususlardaki kesintiler dahil toplam 100.062,40 TL yükleniciye iadesi gereken miktar üzerinden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, idarenin temyizi üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 23/03/2016 tarih 2016/146 esas, 2016/1823 karar sayılı kararı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir. Somut olayda, davacı taraf davalı elindeki şantiye binasının kendisine teslimini veya rayiç bedelinin tahsilini istemiş, mahkemece, İstanbul 16.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/165 Esas, 2015/371 Karar sayılı dosyasında görülen davada eldeki davanın konusu olan şantiye binası kesintisi nedeniyle yüklenicinin idareye borcu bulunmadığının tespitine karar verilip kesinleştiğinden, davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiştir. Ancak, ilk dava dosyasında, “idarenin aldığı yönetim kurulu kararı gereğince yüklenici hakedişinden idarece belirlenen şantiye bedeli kesintisinin yapılamayacağı” yönünde karar verilmiştir. Eldeki dava ise şantiyenin teslimi veya bedelinin tahsili taleplerini içermektedir. İlk dava dosyasındaki karar, eldeki davada kesin hüküm teşkil etmeyip, ancak kesin delil niteliğinde kabul edilebilir. Zira, mahkemece taraflar arasındaki sözleşme hükümleri ve Yapım İşleri Genel Şartname’sinin 17. Maddesi kararda değerlendirilmeyip, yalnızca hakedişten kesinti yapılamayacağı üzerinde durulmuş, Yargıtay ilamında da bu hususta bir açıklama yapılmamıştır. Bu nedenlerle, mahkemece işin esasına girilerek, tarafların iddia ve savunmaları ile sundukları deliller, sözleşme ve Yapım İşleri Genel Şartnamesi, İdari Şartname hükümleri de birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesi yerinde olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6. bendi gereğince kaldırılarak, belirtilen şekilde araştırma yapılıp, varılacak uygun sonuç dairesinde karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/09/2018 tarih, 2015/870 Esas, 2018/945 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 08/10/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.