Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1112 E. 2022/725 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1112
KARAR NO: 2022/725
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/10/2017
NUMARASI: 2016/892 Esas, 2017/778 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 12/04/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan bedelin iadesi için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur.Davacı vekili, borçlu aleyhine 36.223,00 TL tutarında alacaktan ötürü, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, ödeme emrini tebliğ alan borçlunun icra takibine itiraz ettiğini, davalının takibe itirazının haksız ve kötü niyetli olup, alacağın tahsilini sürüncemede bırakmak amacıyla olduğunu, müvekkili … ile …’nın sürekli ticari güven içerisinde iş yaptığını, müvekkilinin … Tekstil’den kumaşları alıp, …’ya fason olarak diktirdiğini, ancak bu kumaşların müvekkilinin eline geçmeden direk olarak … Tekstil tarafından …’ya gönderildiğini, teslim edilen kumaşlardan birinin; … Tekstil tarafından sevk irsaliyesinin müvekkili … Giyim adına kesildiğini, ancak fason olarak diken … tarafından kumaşların teslim alındığını ve bu durumun … sıra no.lu sevk irsaliyesi ile mevcut olduğunu, kumaşların … Tekstil aracılığıyla 12 top kumaş 2.142 metre teslim edildiğini, bu kumaş için … Tekstil’e 23.164,60 TL ödeme yapıldığını, bu ödemenin faturasının … Tekstil tarafından müvekkili şirket adına düzenlenmiş olan … sıra no.lu fatura olduğunu, teslim edilen kumaşlardan diğerinin … tarafından, sevk irsaliyesinin müvekkili … Giyim adına kesildiğini, ancak fason olarak diken … yanında çalışan … tarafından kumaşların teslim alındığını ve bu durumun … sıra no.lu sevk irsaliyesi ile mevcut olduğunu, kumaşların … Tekstil aracılığıyla 1.451 metre teslim edildiğini, bu kumaş için … Tekstile 13.059,00 TL ödeme yapıldığını, bu ödemenin faturasının … Tekstil tarafından müvekkili şirket adına düzenlenmiş … sıra no.lu faturanın dilekçe ekinde mevcut olduğunu, ancak bu faturanın diğer işlerle birlikte toplu olarak kesildiğini, olayla ilgili olan kısmın 3. sıradaki ödeme olduğunu, düzenli olarak bu ticari ilişki devam etmekteyken en son gönderilmiş olan iki parti halindeki kumaşların dikimi yapılmış olmasına rağmen, müvekkiline teslim edilmeyip, kendisi tarafından 3.kişilere satılarak yarar elde edildiğini, ayrıca yapmış olduğu bu eylem nedeniyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığında soruşturma başlatılması amacıyla şikâyet yapıldığını, davalı tarafın faize itirazının, her iki tarafın tacir olması sebebiyle yerinde olmadığını beyanla; itirazı iptali ile takibin devamına ve alacağa ticari faiz işletilmesine, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davalı vekili, davanın alacak davası olduğunu, davacının, verdiği kumaşların başkasına satıldığını iddia ettiğini, kendilerinin bu kumaşları pardösü olarak dikilip teslim ettiklerini, hakedişlerinin eksik olarak ödendiğini, gelen kumaşların verilen sipariş doğrultusunda müvekkili tarafından dikildiğini ve iliklerinin, ütülerinin yapılması için ütücü ve ilikçiye gönderildiğini, bundan sonra gerekli işlemleri yapıldıktan sonra mağazacıya …’nın pardösüleri olduğu belirtilerek teslim edildiğini, pardösüler satıldıkça müvekkilinin peyder pey parasını aldığını ve ütücü ile ilikçinin parasını ödediğini, malların üçüncü kişilere satıldığının ispata muhtaç olduğunu, daha önce yapılan çalışmalarda mağazacının hiçbir şekilde teslim ve tesellüm belgesi almadığını ve istemediğini, piyasada işlerin mağazacının dilediği şekilde yürüdüğünü, kuralları da kendilerinin koyduğunu, bugüne kadar hiçbir belge istenmeden yürüyen bu işlerden dolayı müvekkilinin hırsız, dolandırıcı durumuna düşmesinin son derece acı verici olduğunu, müvekkilinin birçok tanınmış firmalara iş yaptığını, müvekkilinin 2009 yılından beri bulunduğu yerde çalıştığını, davacı mağazanın piyasaya yüklü miktarda borcu olduğunu ve gerek evlerinin gerekse arabasının hacizli olduğunu, müvekkilinin alacağının peyder pey ödendiğini, hatta bir kısım alacağının da kaldığını, yapılan bu işlemin bu alacakları örtmek ve haksız kazanç sağlamak üzere yapıldığını beyanla; davanın reddini talep etmişlerdir.Mahkemece; taraflar arasındaki dava konusu 24/03/2016 tarihinde, davalı borçlu aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla, 36.223,00 TL tutarlı alacağı için icra takibi başlatılması sebebiyle, davalı yanın takibe itiraz etmesi sonucu, davacının itirazın iptali davası açtığı, davalı vekilinin beyanında söz konusu malları teslim almadığı yönde bir itirazının bulunmadığı, gelen kumaşların verilen şipariş doğrultusunda dikildiğini ve iliklerinin, ütülerinin yapılması için ütücü ve ilikçiye gönderildiğini, onların gerekli işlemleri yaptıktan sonra mağazacıya götürüp teslim ettikleri, satıldıkça müvekkilinin peyderpey parasını aldığı ve ödemeleri yaptığı, tamamını teslim etmiş olmasına rağmen alacağını tahsil edemediği iddia edilmekle, dosyanın incelenmesi için bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişiye 22/02/2017 günü saat 14,00′ te inceleme yetkisi verildiği, ancak davalının ticari defterlerinin ibraz etmediği bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere, davacı tarafından sunulan 2014 yılına ait ticari defterlerin usulüne uygun tutulmuş olduğu, ticari defterlerin incelendiğinde takip tarihi olan 24/03/2016 tarihinde 36.223,00 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı takip dosyasında yaptığı itirazın 36.223 TL üzerinden iptaline, takipten sonra bu 36.223 TL alacak miktarına yasal faiz işletilmesine, takibin bu şekilde devamına, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine, alacağın %20’si oranında 7.244,60-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinafında malların tarafımızca teslim alındığının doğru olduğunu, ama satışa hazır vaziyette davacıya son ütücülerinin teslim ettiğini, teslimatların peyder pey yapıldığını, şahsi depolarına ürünleri aldıklarını, teslimin yapıldığını bilen ütücü ve davacı çalışanlarının tanık olarak dinletmek istediklerini, fakat mahkemenin dinlemediğini, ayrıca davacı üçüncü kişilere malı satıldığı iddiası ile savcılığa suş duyurusunda bulunduklarını ,bu hususun bekletici mesele yapılmasını mahkemeden istediklerini, kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi davalı ise yüklenicidir. Davacı taraflar arasındaki eser sözleşmesine göre davalıya kumaş teslim edildiğini, bedellerinin ödendiğini fakat davalı tarafından dikim yapılarak kendilerine teslim edilmediğini, ödenen bedellerin tahsili için takip başlattıklarını , takibe itiraz edildiğini, itirazın iptalini talep ettiklerini beyan etmiş, davalı ise kumaşların teslim aldıklarını kabul ettiklerini, fakat kumaşları dikerek tekrar ilgili yere teslim ettiklerini savunmuş, mahkemece davacının ticari defterlerine göre alacaklı gözüktüğü gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verildiği , davalı vekilince kararın istinaf edildiği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık işin yapılıp tamamlanarak davacı iş sahibine teslim edilip edilmediği noktasındadır. Eser sözleşmesinde ” teslim ” Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin istikrar kazanmış kabulüne göre, hukuki işlem benzeri ( hukuki fiil) kabul edildiğinden her türlü delil ile ispatlanabilir. Davalı yüklenici teslim vakasını ispatı yönünde tanık deliline dayanmış mahkemece davacının muvafakati olmadığından bahisle tanık dinlenmemiş olması yukarıda belirtilen ilkeye aykırı olduğundan kararın kaldırılarak teslim ile ilgili davalının tanık da dahil tüm delilleri toplanarak işin usulünce teslim edilip edilmediği araştırılarak sonuca göre karar verilmesi, teslim hususu sair delillerle ispatlanmamış olması halinde davalının yemin deliline dayandığı hususu da gözetilerek davanın buna göre sonuçlandırılması gerektiğinden davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar verilmiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/10/2017 tarih, 2016/892 Esas, 2017/778 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 12/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.