Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1083 E. 2022/218 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1083
KARAR NO: 2022/218
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/12/2018
NUMARASI: 2016/974 Esas, 2018/1202 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 02/02/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davacı şirketin davalı şirkete zemin karot delme hizmeti verdiğini, bu hizmete ilişkin fatura düzenlendiğini, davalının fatura bedelini ödemediğini, alacağının tahsili amacıyla davalı şirkete karşı Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlu şirketin dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, davalı şirketin %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davacı şirket ile karot kesimi konusunda herhangi bir anlaşmalarının olmadığını, sadece davacı şirketin teklif verdiğini, davalı şirketin de bu teklifi yüksek bularak reddettiğini, davacı tarafça sunulan evrakların tek başına delil niteliğinin bulunmadığını, söz konusu evrakların sonradan düzenlenme imkanı olan belgelerden olduğunu, faturanın düzenlenme tarihi yapıldığı iddia edilen işin yapılma tarihinden bir sene sonrasına denk geldiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, taraflar arasında ihtilaf konusu edilen ve davacı tarafından davalı adına düzenlenen 30/12/2015 tarih … seri nolu 7.065,84 TL bedelli irsaliyeli fatura üzerinden yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde faturanın teslim alınan kısmının imzalı olmadığı, ancak tarafların beyanlarından söz konusu faturanın davalı şirkete gönderildiği ve davalı şirketce kabul edilmeyerek faturaya itiraz edildiği, faturanın aynen davacı şirkete iade edildiğinin her iki tarafın da kabulünde olduğu, davacının söz konusu işin yapıldığını 07/02/2015 tarih ve … nolu “iş formu” matbu belgeye dayandırdığı, işin … firmasına yapıldığı, işin tesliminin de davalı şirket ortaklarından …’e yapıldığı belirtilen iş formu belgesinden anlaşıldığı, davalı şirket ise …’in şirketi temsil ve imzaya yetkili kişi olmadığını ayrıca …’in davacı şirket ile aralarında akrabalık ilişkisi olduğu, diğer ortaklar ile arasında husumet olduğundan böyle bir belgenin düzenlenmiş olabileceği iddiasında bulunduğu, Ticaret Sicil Gazetesi kayıtlarından şirket hissedarları arasında bulunan …’in her ne kadar taraflar arasındaki ihtilaf konusu işin yapıldığı iddia edilen 07/02/2015 tarihi itibariyle şirketi temsil ve ilzam yetkisi olmamakla birlikte şirket hissedarı olduğunun tespit edildiği, inşaat mühendisi bilirkişinin yapılan karot işlerine dair yapmış olduğu tespit neticesinde düzenlenebilecek fatura toplamının 4.327,65 TL olabileceğinin hesaplandığı, tanık olarak dinlenen …’in ifadeleri ve teknik bilirkişinin yapmış olduğu hesaplamalar neticesinde mahkemece dava tarihi itibariyle davalıdan 4.327,65 TL alacağının bulunduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalının küçükçekmece … icra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 4.327,65 TL yönünden iptaline, anılan değer yönünden takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacağın yargılamayı gerektirmesi sebebiyle davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, mahkeme tarafından karara esas alınan bilirkişi raporunda eksik hesaplama bulunduğunu, bu doğrultuda verilen kararın hatalı olduğunu, 07.05.2018 tarihli bilirkişi raporunda davacı faturalarındaki iş kalemlerine ait birim fiyatlarının incelendiğini; işin toplam miktarı ile yapılan işlerin konumu, 2015 yılı piyasa rayiç fiyatlarına göre birim fiyatların uygun olduğunu ancak birim fiyatların karşılığı iş miktarlarının uygun olmadığının tespit edildiğini, inşaat mühendisi bilirkişinin keşif esnasında tespit ettiği işlerin ebat ve genişliklerini yanlış değerlendirdiğini, keşif esnasında Zemin Kattan Bodrum Kata İniş Merdiveni Kesme İşi : 14,40 m Zemin Kattan Bodrum Kata İniş Merdiveni Kesme İşi : 12,20 m 1.Bodrum Kat Döşeme Tesisat PVC Boru geçiş boşluğu karot işi : 45 cm Havalandırma Bacası Çatı Şaftı Döşeme Boşluğu karot işi: 3630 cm olarak toplam 4 ayrı miktar tespit edildiğini, ancak bu işlemlerde tespit edilen metre – cm miktarının 2 katı olmak zorunda olduğunu, çünkü karot delme işleminin çift taraflı yapılan bir işlem olduğunu, zeminin hem üstü hem altında delikler açmak sureti ile 2 ayrı işlem yapıldığını, bilirkişi ise tespit edilen delme işlemlerinin ebat ve çapını tek yönlü tespit ederek rapora yazdığını, çok açık bir şekilde teknik hata olduğunu, bu konudaki itirazlarının mahkeme tarafından reddedildiğini, karot delme hizmeti üstünden neredeyse 3 yıl gibi uzunca bir zaman geçtiğini, inşaat mühendisi bilirkişiye keşif esnasında tüm işlemler gösterilmesine rağmen bina inşaatında bir çok değişiklik yapıldığı için doğal olarak yapılan karot deliklerinin kapandığını, bilirkişi raporunda 2.Bodrum Kat döşemesinde ve dış mekanda yeterli bulgular tespit edilemediğini beyan ederek hesaplama dışı tuttuğunu, eksik bulgular üzerinden keşif yapıldığını, mahkeme yeniden keşif/yerinde inceleme yapmadığı ve ek rapor aldırmadığından hatalı karar verildiğini, yapılan iş miktarının faturadaki olduğunu, ancak eksik yerinde inceleme ve eksik hesaplama ile hatalı olarak eksik tespit edildiğini, mahkeme tarafından icra inkar tazminatının reddedilmesinin hatalı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, davacının davasını ispat edemediğini, davacı şirketin karot kesme işlemini yaptığını iddia etmiş ise de bunu kabul etmediklerini, davacının dava dilekçesinde sunmuş olduğu belgelerin davacının işi yaptığını ortaya koymadığını, 07.02.2015 tarihli, … nolu iş formu ve bila tarihli hesap dökümünün mezkur işin yapıldığını ispatlayamadığını, tek taraflı hazırlanan resmi olmayan belge olduğunu, 07.02.2015 tarihli … nolu iş formunun ayrılan ortak … tarafından imzalanmış ise de, …’in davacının akrabası ve yakını olması ve ortaklıktan ayrılması nedeniyle diğer şirket ortaklarına gütmüş olduğu husumet nedeniyle sonradan evrakı eski tarihli olarak imzaladığını, oysa ki imza yetkisi dahi bulunmadığını, dava konusu alacağa dayanan 30.12.2015 tarihli … seri numaralı irsaliyeli faturayı da kabul etmediklerini, …’in davalı şirketten 01.04.2015 tarihinde resmen ayrıldığını ve bu durumun Ticaret Sicil Gazetesinde de ilan edildiğini, davacının dayandığı faturanın bile … işten ayrılmasından 9 ay sonraki bir tarihte düzenlendiğini, belgenin … tarafından sonradan imzalanması ihtimali nedeniyle kabul edilmediğini, mahkemece bu durumun dikkate alınmadığını, davacı tarafından dosyaya sunulan irsaliyeli faturanın düzenleme tarihine bakıldığında, davacının işi yaptığını iddia ettiği tarihten yaklaşık 1 yıl sonra düzenlenmiş bir fatura olduğunu, oysa ki karot kesme işleminin bir günlük iş olup, 1 yıl sonra fatura kesilmesinin davacının bu işi yapmadığını ve daha sonra kendiliğinden iş yapmış gibi faturalama işlemi yaptığını açıkça ortaya koyduğunu, davacı tanığının dinlenmesine muvafakatlerinin olmamasına rağmen mahkemenin HMK’ya aykırı olarak tanık dinlediğini, davacı tanığı ‘Ben davacı firmaya işi veren kişiyim, o dönemde buna yetkili kişiyim’ dediğini, ancak yine kendi ifadesinde de ‘… projenin yapıldığı dönemde ben imzaya yetkili değildim.’ dediğini, tüm bu çelişkili ifadelere bakıldığında davacı tanığı olan …’in davacı olan akrabasını koruma ve davalı şirket yetkililerine olan husumeti nedeniyle bu beyanlarda bulunduğu açıkça anlaşıldığını, davacı şirket yetkilisi duruşmada tanık …’den bahsederek “şirketten ayrıldığını aşağı yukarı sekiz dokuz ay sonra öğrendim” dediğini, ancak davacı tarafından sunulan … seri numaralı irsaliyeli fatura ise 30.12.2015 tarihli olup işin yapımından yaklaşık 1 yıl sonra olduğunu, davacı asıl kendisi de beyan etmiş olduğu gibi tanık …’in davalı müvekkili şirket ortaklığından ayrıldığını bildiği tarihte fatura kestiğini, davacı şirket yetkilisi daha önce fiyat konuşmadığını beyan ettiğini, fiyat sözleşmede esaslı unsur olduğundan fiyat üzerinde anlaşılmamış olmasından aralarında sözleşmenin kurulmadığını gösterdiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemenin 18/04/2019 tarihli ek kararı ile, posta gideri ve istinaf harcının eksik yatırıldığı, 14/03/2019 tarihli muhtıranın davalı vekiline 20/03/2019 tarihinde tebliğ edildiği halde süresi içerisinde eksik harcın ve gider avansının ikmal edilmediği gerekçesiyle, HMK’nın 344. maddesi uyarınca davalı … Ltd. Şti. vekili Av. …’ın istinaf yoluna başvuru isteminin reddine, kararın istinaf edilmemiş sayılmasına karar verilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Davacı taraf, davalıya ait binada zemin karot delme işi yaptığını, davacı tarafından düzenlenen 30.12.2015 tarih … seri numaralı 7.065,84 TL bedelli faturanın ödenmemesi sebebiyle başlattıkları icra takibinin davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptali davası açmış; davalı taraf davacı taraftan karot kesimi konusunda hizmet almadığını, davacının teklifini yüksek bularak reddettiğini, davacının ibraz ettiği evrakların her zaman düzenlenebilecek nitelikte evrakları olduğunu, işin yapıldığı tarihten yaklaşık 1 yıl sonra fatura düzenlendiğini belirterek davanın reddini talep etmiş; mahkemece alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilerek 4.327,65 TL kısım için itirazın iptali ve takibin bu miktar itibariyle devamına karar verilmiştir. Davacı tarafından dosyaya ibraz edilen 07.02.2015 tarih ve … nolu ” iş formu” belgesinde davalı şirketin iş yapıldığı tarihlerde ortağı olduğu anlaşılan … imzası ile işin yapılmış olduğu, …’in alınan tanık beyanında da davacının edimini kabul ettiği göz önüne alındığında taraflar arasında akdi ilişkinin kurulmuş olduğu sonucuna varılmıştır.Mahkeme tarafından yapılan keşif ve alınan denetime elverişli bilirkişi raporuna göre davacının davalıya ait yerde 4.327,65 TL miktarında iş yaptığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı taraf bilirkişi raporunun hesaplama şekli itibariyle karot işleminin iki taraflı olduğunu belirterek itiraz etmiş ve istinaf dilekçesinde itiraz olarak sunmuş ise de, alınan bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin bu yöne ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle, mahkemece bilirkişi raporu ile tespit edilen iş bedeli olan 4.327,65 TL yönünden davanın kabulüne karar verilmesi yerinde olmuştur. Mahkeme tarafından davacının talep ettiği icra inkar tazminatının reddine karar verilmiştir. Davacının alacağı bilirkişi incelemesi ile belirlendiğinden, bilinebilir ve likit bir alacak olmaması sebebiyle icra inkar tazminatı talebinin reddine yönelik mahkeme kararı doğru olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/12/2018 tarih ve 2016/974 Esas, 2018/1202 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 02/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.