Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/107 E. 2021/1544 K. 08.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/107
KARAR NO: 2021/1544
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/05/2018
NUMARASI: 2015/815 Esas, 2018/501 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 08/09/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, taraflar arasında … Caddesi, … Sokak, No:… Kadıköy-İstanbul adresindeki 6 katlı binanın inşaat işlerinin yapımı konusunda varılan anlaşma kapsamında 30/12/2013 tarih ve … seri numaralı faturanın kesilerek davalıya gönderildiğini, davalı ile davacı arasında yapılacak işlerin kullanılacak malzemelerin ve diğer ayrıntıların belirlenmesi için 21/04/2014 tarihli taşeron sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre tüm yükümlülüklerin yerine getirildiğini, ancak düzenlenen faturadan sadece 20.000,00 TL’lik kısmın ödendiğini, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine itiraz edildiğini belirterek, icra takibine yapılan itirazın 107.000,00 TL üzerinden iptaline, iptal edilecek kısmın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemenin talebi üzerine davacı vekili 7.5.2018 tarihli beyan dilekçesi ile, dava değeri olarak gösterilen 107.000,00 TL’nin 97.450,12 TL’sinin asıl alacak ve 9.549,88 TL’sinin işlemiş faiz olduğunu bildirmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında imzalanan 21/01/2014 tarihli taşeron sözleşmesine istinaden 23/01/2014 tarihinde iş teslim tutanağı düzenlendiğini, takibin dayanağı olan faturanın 30/12/2013 tarihli olup sözleşmeden önceki tarihli olduğunu, sözleşme konusu işin tamamlanmadan m2 birim fiyatı üzerinde iş kabulü yapılmadan yapılacak ödemenin belirlenmesine imkan olmadığını, doğmamış bir alacak için fatura kesilerek alacak talep edilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafın sözleşme konusu işi tamamlamadığını, işin teslim edilmediğini, bu eksikliklerin tamamlanması için davalı şirketin davetiyle 21/08/2014 tarihinde toplantı yapıldığını, ancak toplantının kavga ile sonuçlandığını ve ceza davası açıldığını, yarım kalan işleri başka kişilere tamamlattıklarını, mevcutta yapılan işlerin ölçüleri ile … Mimarlığın belirttiği ölçülerin uyumlu olmadığını, ölçülerde mutabakat sağlanması için yapılan çalışmalarda mutabakat sağlanmadığını, eksik ve ayıplı işlerin farklı bir mimara tespitini yaptırdıklarını, sözleşmede gecikme cezası öngörüldüğünü, ancak bu bedelin de ödenmediğini, ödeme takvimine uyduklarını ve 05/02/2014 tarihinde 10.000,00 TL, 15/05/2014 tarihinde 10.000,00 TL olmak üzere toplam 20.000,00 TL ödeme yaptıklarını, kalan ödemenin karşılıklı iş teslim ve kabul sonucunda yapılması gerektiğini, davacının işi tamamlamadığı için herhangi bir alacak hakkına sahip olmadığını belirterek, davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyası üzerinden 30.12.2013 tarih ve 216523 nolu 117.450,12 TL tutarlı faturaya dayalı olarak 117.460,12 TL asıl alacak ve 11.689,50 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 129.139,62 TL’nin avans faizi ile tahsili için ilamsız icra takibine başlandığı, borçlu vekilinin icra dairesinin yetkisine, borca faize ve tüm ferilerine itiraz etmesi üzerine takibin durduğu, alacaklı vekilinin talebi üzerine icra takibinin yetkili İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin 2015/7910 sayılı dosyasına tevzi olunduğu, borçlu vekilinin borca itirazı üzerine icra takibinin durduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, davanın 59.369,79 TL asıl alacak ve buna takip tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte itirazın bu miktar üzerinden iptaline, takibin devamına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, bilirkişi raporunun eksik inceleme ile düzenlendiğini, ayıplı malzeme ve özensiz işçilik indiriminin kabul edilemeyeceğini, inşaatın hangi kısımların ne şekilde ayıplı yapıldığı ve ayıbın niteliğinin belirtilmediğini, davalının ayıbı ihbar etmesi gerektiğini, bilirkişilerin belirlediği ayıp indiriminin yüksek miktarda olduğunu ve hakkaniyete uygun olmadığını, mahkeme tarafından icra inkar tazminatı talebinin reddedilmesinin hatalı olduğunu, düzenlenen faturaya bir itirazda bulunulmadığını, mahkeme takip öncesinde faiz talebinin reddedilmesi kararının TTK 1530 maddesinde gereğince hatalı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, davacı şirketin sözleşme gereğince üstlendiği edimleri eksik ifa ettiğini, bazı edimlerini hiç ifa etmediğini, yangın kapısı yan duvarlarının davalı tarafından talep edilen şekilde yapılmadığını, bu nedenle davalı tarafından yıkılmak suretiyle tekrar yaptırıldığını, sözleşmede davacı … Mimarlığa ait olan moloz atımı işleminin de yapılmadığını, mukavemete ihtiyaç olan (mobilya, tv, kabinet v.d.asılacak alanlarda) yerlerde demir profiller yapılmadan kapatma yapıldığı için ekstra alçıpan kesilip güçlendirme yaptırıldığı ve bunun için malzemelerin davalı şirket tarafından karşılandığını, davacı tarafından yapılan boya alanlarının büyük çoğunluğunda duvar üzerinde dalgalanmalar ve renk geçişleri olduğunu, davacının sorumluluğunda olmasına rağmen ifa edilmeyen ya da eksik ifa edilen edimler için davacı tarafından ödenmek zorunda kalınan ödemeler ve bu ödemelere ilişkin belgeler dosyaya sunulmasına rağmen mahkeme tarafından dikkate alınmadığını, mahkemece cezai şarta ilişkin bir karar verilmediğini, 154 gün X 300,00 TL = 46.200,00 TL cezai şart alacaklarının olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Hükme esas alınan 20.10.2020 tarihli bilirkişi 2. Ek raporunda, bilirkişi heyet raporunda yapılan işin bedelinin 80.958,37 TL olarak tespit edildiği, kesintiler ve nefaset tutarının 13.695,84 TL olarak tespit edilerek bu miktar yapılan iş bedelinden düşülmek suretiyle 67.262,53 TL olduğu, bu miktara 12.107,26 TL %18 KDV ilavesi ile davacı tarafın sözleşme kapsamında alacağının KDV dahil 79.369,79 TL olduğu, davalı tarafından davacıya 20.000,00 TL ödenmiş olması sebebiyle bakiye davacı alacağının 59.369,79 TL olduğu belirtilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Taraflar arasında 21.01.2014 tarihinde taşeron sözleşmesi imzalanmış olup davalı tarafından bu sözleşme sebebiyle 20.000,00 TL ödeme yapıldığı hususlarında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının eser sözleşmesi kapsamında taraflarca imzalanan taşeron sözleşmesi itibariyle icra takibine konu alacağının bulunup bulunmadığı, davalı tarafın istinaf dilekçesi ve dosya kapsamında belirttiği gibi davacının edimlerini yerine getirmediğinden bahisle davalının bakiye bedeli ödeme yükümlülüğü bulunup bulunmadığı hususlarında olduğu anlaşılmaktadır. Davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de eksik istinaf harçlarının yatırılması için gönderilen muhtıra gereğinin yerine getirilmemesi nedeniyle mahkemece 17/12/2018 tarihli ek karar ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 346. Maddesi gereğince yapılmamış sayılmasına karar verilmiş, bu karar davalı vekiline 27/12/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekilince ek karara karşı istinaf talebinde bulunulmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusu incelenmemiştir. Davacı vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesine gelince; somut olayda, taraflar arasında imzalanan 21.01.2014 tarihli taşeron sözleşmesi kapsamında sözleşmeye konu binanın 23.01.2014 tarihinde teslim edildiği, davacı tarafından 30.12.2013 tarihinde fatura düzenlendiği, mahkemece alınan bilirkişi raporu denetime elverişli olup, mahallinde yapılan inceleme neticesinde ayıplı malzeme ve özensiz işçilik nedeniyle nefaset oranının %10 olarak belirlenmesinin dosya kapsamı itibariyle yerinde olduğu, sözleşmenin 13. Maddesinde yapılacak işe 2 yıllık garanti süresi kararlaştırıldığı, bu süre içerisinde ayıp ihbarı yapılmasının gerekmediği, dava tarihi itibariyle garanti süresinin henüz dolmadığı anlaşıldığından mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar yerinde olmuştur. Ayrıca, alacak yargılama ile belirlendiğinden ve likit bulunmadığından davacı yanın icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi de doğru olmuştur. Sözleşmeden doğan davalarda bir alacağa temerrüt faizi yürütülebilmesi için alacağın kararlaştırılan kesin vadede ödenmemiş olması ya da kesin vade bulunmayan hallerde alacaklının usulüne uygun ihtarı ile borçlunun temerrüde düşürülmesi zorunludur. (6098 sayılı TBK 117. Maddesi). Taraflar arasında düzenlenen sözleşmede ödeme için kesin vade öngörülmediği gibi, icra takibi öncesi davacı tarafından davalının usulüne uygun şekilde temerrüde düşürülmediğinden bu talebin reddine karar verilmesi de yerindedir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/05/2018 tarih ve 2015/815 Esas, 2018/501 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 23,40 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 08/09/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.