Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1068 E. 2022/791 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1068
KARAR NO: 2022/791
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/02/2019
NUMARASI: 2016/605 Esas, 2019/219 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 19/04/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı ile davalı arasında 21.11.2013 tarihli teklif ile belirtilen model imalatının yapımı için 27.11.2013 tarihinde sözleşme yapıldığını, sözleşmede tarafların yüklenecekleri edimlerin belirlendiğini, yapılacak modelin özellikleri ve fiyatı ile ilgili anlaştıklarını, işin yapım aşamasında kararlaştırılan model yapımında teknik sorunlardan dolayı mail ortamında yazışarak sözleşmede model yapımı için belirtilen şartlarda davalı şirketin talebi ile değişiklik yaptıklarını, oluşturulan özelliklere göre model yapımına karar verdiklerini, modelin ödeme şekli ve fiyatının belirlendiğini, davacının 10.04.2014 tarih … no’lu 17.700,00.-TL fatura kestiğini, faturanın 12.05.2014 tarihinde davalı şirkete gönderildiğini, itiraz edilmediğini, malların nakliye yolu ile gönderildiğini ve teslim edildiğini, davalının fatura bedelini ödemediğini, davacının ihtarname gönderdiğini, davalının da cevabi ihtarname göndererek sözleşmeyi kabul etmediğini beyan ettiğini iddia ederek; taraflar arasında yapılan sözleşmeden doğan 10.04.2014 tarih … no Tu 17.700,00.- TL fatura bedelinin fatura tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı şirket dava konusu faturanın kendilerine tebliğ edilmediğini ve kayıtlarında olmadığını, sözleşmenin davacı tarafça usulünce ifa edilmediğini, fatura kesilmesi ve ödeme koşullarının oluşmadığını, dava konusu modelin onaylanmadığını, standartlara uymadığı ve ayıplı olduğundan davacı tarafından iade alınması istendiğini, iade alınmadığını, zamanaşımı definde bulunduklarını savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; dosya içerisindeki ve yazılı delil başlangıcı sayılan yazışmalarda görüldüğü gibi modelin uygundur onayının alınmadığı, her ne kadar davacı defterlerinde fatura kayıtlı bulunmuş ise de fatura kesme ile ilgili şartlarının oluşmadığı ,fatura konusu emtianın bu nedenle tesliminin-ki bu olgunun ispata muhtaç kaldığı bilirkişi raporu ile de sabittir-yapılmadığı,kabul edilen kesinleşen bir faturanın bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında; bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayalı olarak hazırlandığını , davacının ticari defterlerine göre davalıdan 17.700 TL alacaklı olduğunu, kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Davacı taraf bakiye iş bedelini talep etmiş, davalı taraf eserin ayıplı olduğunu savunarak davanın reddini istemiş, mahkemece, teslime yönelik ispatın davacı tarafça sağlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince istinaf edilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinin 5. Maddesinde “… işin kabulünü dökümhane müdürü … ve … numune kalite kontrol sonucu vereceği” uygundur onayı yazısı ile faturayı kesecek ve işi teslim etmiş olacaktır” şeklinde işin nasıl teslim edileceği prosedüre bağlanarak açıklanmış olup, sözleşme ilişkisi taraflar arasında ihtilafsız olduğuna göre , sözleşmenin bu hükmü, teslime ilişkin delil sözleşmesi niteliğindedir. Davacı yüklenici bu durumda teslimi ancak ve sadece bu hükme göre ispatlayabilecektir. Mahkemenin de kabul ettiği üzere, davacı teslim iddiasını anılan hüküm uyarınca ispatlayamamıştır. Mahkemece verilen karar usul yasa ve dosya kapsamına uygun olmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 22/02/2019 tarih ve 2016/605 Esas, 2019/219 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 4-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 19/04/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.