Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1062 E. 2019/1008 K. 11.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1062
KARAR NO : 2019/1008
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/02/2019
NUMARASI : 2018/1017 Esas, 2019/214 Karar,
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 11/09/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 2012 tarihli taşeronluk sözleşmesi yapıldığını, müvekkilinin taşeron olarak yaptığı iş esnasında davalının kusuru nedeniyle idari tedbir ile inşaatın durdurulduğunu ve 10/06/2013 tarihine kadar inşaata başlanamadığını bu nedenle davalının müvekkilinin hakedişini ödemediğini, ancak davalı müvekkilinden almış olduğu kambiyo senedini icra takibine koyduğunu ve müvekkili aleyhine yapmış olduğu icra takibi kesinleştiğinden müvekkilinin icra dosyasına 14.286,01 TL yatırdığını belirterek, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında davacının borçlu olmadığının tespitine, davalı tarafından dosyada tahsil edilen 14.286,01 TL’nin davacıya iadesine, takip tutarı üzerinden %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, icra takibinde 14.286,01 TL paranın 03/11/2014 tarihinde icra dairesince tahsil edilerek 04/11/2014 tarihinde müvekkiline 12.700,31 TL olarak ödendiğini, İİK’nın 72/7. Maddesi gereğince zamanaşımı süresi içinde dava açılmadığını, sözleşme konusu işin süresinde tamamlanmaması üzerine sözleşmenin feshedildiğini ve ihtar ile cezai şartın istendiğini, ödenmeyince söz konusu icra takibinin yapıldığını, süresinde itiraz edilmeyince kesinleştiğini, davacı iddialarının doğru olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın İİK’nın 72. maddesinde düzenlenen istirdat davası olup, davacı hakkında yapılan Bakırköy ….İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası üzerinden yapılan icra takibindeki borca karşılık 05/11/2014 tarihinde icra dairesine yatırmış olduğu 14.286,01 TL’nin istirdatını talep ettiği, davalı vekilinin bir yıllık hakdüşürücü süre itirazında bulunduğu, İİK 72/7. maddesine göre davacının ödeme yaptığı tarihten itibaren bir sene içerisinde umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geri alınmasını isteyebileceğinin hükme bağlandığı, davacı vekili tarafından istirdat davası 26/10/2018 tarihinde açıldığından bir yıllık hakdüşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle, davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu menfi tespit davasının İİK 72/7. maddesi gereği 1 yıllık hakdüşürücü süre dolduktan sonra açıldığından reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemenin İİK’nın 72/7. maddesi gereğince hak düşürücü süre yönünden davanın reddine karar verdiğini, bu sürenin istirdat davasına ilişkin olup, eldeki davanın ise menfi tespit davası olduğunu, menfi tespit davasının süresinde açıldığını, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında tebligatın Tebligat Kanunu’na aykırı olarak kesinleştirildiğini, müvekkilinin de böyle bir borcunun bulunmadığını, taraflar arasında 2012 yılında taşeronluk sözleşmesi yapıldığını, işin yapımı esnasında davalının kusuru ile idari tedbirle inşaatın durdurulduğunu, 10/06/2013 tarihine kadar inşaata başlanamadığını, davalının da bunu ileri sürerek müvekkilinin hakedişlerini ödemediğini, alacak için açılan İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/433 esas sayılı davanın devam ettiğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Taraflar arasındaki dava 02/10/2012 tarihli eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davalı tarafça Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında 76.000,00 TL asıl alacak ve 6.888,42 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 82.888,42 TL alacağın tahsili için icra takibi yapılmış, borçlunun ticaret sicil müdürlüğüne bildirdiği adresine usulüne uygun olarak 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35. Maddesi gereğince ödeme emri tebliğine rağmen, borçlu tarafından itiraz edilmemesi üzerine icra takibi kesinleşmiş, davacının İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nde açtığı … sayılı takip dosyasından olan 14.286,01 TL alacağı 03/04/2014 tarihinde eldeki icra dosyasına gönderilmiş, 05/11/2014 tarihli reddiyat ile 12.700,31 TL olarak davalıya ödenmiştir. Her ne kadar davacı davayı menfi tespit olarak nitelendirse de, borçlu olunmadığı halde ödendiği ileri sürülen paranın tahsili için açıldığından, açılan dava niteliği itibariyle istirdat davasıdır. İcra ve İflas Kanunu’nun 72/7. Maddesine göre, borçlu olmadığı halde ödeme yapan kişi ödediği tarihten itibaren bir sene içinde genel hükümler çerçevesinde dava açarak paranın geriye alınmasını isteyebilir. Somut olayda, davacının borçlu olmadığını ileri sürdüğü para 03/04/2014 tarihinde icra dosyasına yatırılmış ve 05/11/2014 tarihinde de karşı tarafa ödenmiştir. Davacı eldeki davayı 26/10/2018 tarihinde açmıştır. Dava bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığından, yerel mahkemece davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesi doğru olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;1-Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/02/2019 tarih ve 2018/1017 Esas, 2019/214 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 44,40-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 144.40-TL’ harcın mahsubu ile fazla yatırılan 100,00-TL harcının istek halinde davacıya iadesine,3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 11/09/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.