Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1017 E. 2019/710 K. 29.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1017
KARAR NO : 2019/710
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/01/2019
NUMARASI : 2018/961 Esas, Derdest,
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ : 29/05/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, müvekkilinin Cezayir … Otelinin dış cephe giydirme işlerine ilişkin 13/07/2017 tarihli sözleşme gereğince edimlerini eksiksiz olarak yerine getirerek geçici kabul başvurusu yaptığını, ancak bakiye 135.641,44 USD bedelli hakedişlerin ödenmediğini, ayrıca yapılan ilave işlerin bedellerinin de ödenmediğini, sözleşmenin 6.2 maddesinde belirtilen 30.000 USD tutarlı tarihsiz teminat çekinin iade edilmediğini belirterek, alacak miktarı ile sınırlı olmak üzere davalı şirketin menkul ve gayrimenkulleri üzerine ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz konulmasına, yargılama sonuna kadar … Ümraniye Ticari Merkez şubesine ait 30.000 USD bedelli … nolu çek için davalıya ödenmemesi veya 3. Kişilere devir ve ciro edilmesinin önlenmesi için tedbir kararı verilmesine, davanın kabulü ile işin geçici kabul başvuru tarihi olan 29/05/2018 tarihinde tamamlandığının ve bu tarihin garanti başlangıç tarihi olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 135.641,44 USD hakediş fatura bedellerinin, yapılan ilave işlere ilişkin olarak KDV dahil 58.641,44 USD’nin ve KDV dahil 20.594,81 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, işin eksik ve ayıplı yapıldığını, dübellerin 4 yerine 2 adet yapıldığını ve onay alınmaksızın farklı marka kullanıldığını, bu nedenle yeniden statik yönünden hesaplama yaptırıldığını, ek masraflar yapıldığını, yine ankraj işinin de ayıplı olduğunu, ankrajların yetersiz kalması nedeniyle müvekkilince temin edildiğini, diletasyon bölgesindeki montajların da ayıplı olduğunu, sözleşme kapsamında gönderilmesi gereken malzemelerin eksik gönderildiğini, bu nedenlerle müvekkilinin maddi zararlara uğradığını, ilave işlerin ve ilave işçilik bedellerinin de kabul edilemeyeceğini, tedbir taleplerinin de reddi gerektiğini belirtmiş, karşı davasında ise ayıplı işler nedeniyle zarara uğradıklarını belirterek, asıl davada davanın reddine, karşı davada ayıplı işler nedeniyle uğranan zararlardan dolayı 28.507 USD, 2.818,95 Euro, 16.400,00 TL’nin davacı tarafça talep edilen 135.641,44 USD’den takas ve mahsup edilerek tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemenin 21/01/2019 tarihli ara kararı ile, dava konusu alacak her ne kadar alacak (taşıma sözleşmesi kaynaklı) kaynaklanmış olsa da haciz konacak miktarın net ve belirli olmaması, alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yargılamaya muhtaç olması, yaklaşık ispat koşulunun oluşmaması, talebin yargılama sonunda verilebilecek olan tazminatın tahsilini garantiye almak amacıyla talep edilmesi sebebiyle İİK. nun 257 ve müteakip maddeleri gereğince şartları oluşmayan ihtiyati haciz talebinin reddi gerektiği, davacının tedbir konulmasını istediği 30.000 USD tutarlı teminat çekine yönelik olarak netice-i talepte menfi tespit talebinin bulunmadığı, davacının bu çek yönünden harç yatırmadığı, alacak istemi yönünden talebi ile sınırlı olmak üzere harç yatırdığı, tedbir konulması istenen çekin davamız konusu olmadığı ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu üzerinde verilebileceği gerekçeleriyle davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi olduğunu, hakediş bedellerinin ödenmediğini, dosyaya sunulan tüm deliller dikkate alındığında alacağın muaccel olup, yaklaşık ispata dair delillerin mevcut olduğunu ve ihtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz talebine ilişkin olarak İİK’nın 257. Maddesindeki şartların oluştuğunu, işin Cezayir’de olması nedeniyle tespit yaptırmak güç olduğundan İTÜ inşaat fakültesi emekli öğretim üyesi …ile iç mimar ve cephe kaplama uzmanı … teknik rapor aldırıldığını, buna göre ürünlerin teslimi halinde iade edilmesi gereken 760.520,00 TL tutarlı avans çekinin iade edildiğinden sözleşme konusu malzemelerin eksiksiz olarak teslim edildiği, montajın tamamlandığının belirtildiğini, bu teknik raporun da müvekkilinin alacağının muaccel olduğunu gösterdiğini, aksi halde dava konusu alacağın tehlikede olduğunu, talep edilen miktarın yüksekliğine göre davalı şirketin mal kaçırma riski nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak, alacak miktarıyla sınırlı olmak üzere davalı şirketin menkul-gayrimenkulleri üzerine ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini istemiştir. İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Buna göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. İİK’nın 257. Maddesine göre de rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz istenebilir.Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, davacı vekili eser sözleşmesinden kaynaklanan hakediş ve ilave işler bedelinin tahsiline ve davalının malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini istemiş, mahkemece ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbirin şartları ayrı ayrı değerlendirilerek taleplerin reddine karar verilmiştir. Yukarıda özetlenen yasal durum karşısında; her ne kadar mahkemece talebin ihtiyati haciz veya ihtiyati tedbir olmasına göre ayrı ayrı değerlendirme yapmış ve her iki yönden de talebin reddine karar verilmiş ise de, hukukumuzda “ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz” şeklinde bir hukuki müessese bulunmamaktadır. Davacı tarafça talepte bulunulurken ihtiyati haciz mi yoksa ihtiyati tedbir mi istenildiğinin açıkça belirtilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, mahkemece talebin ikiye ayrılarak her biri hakkında değerlendirme yapılıp ayrı ayrı karar verilmesi yerinde değil ise de, sonuç itibariyle “ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz” şeklindeki talebin reddine karar verilmesi doğru olmuştur. Ayrıca, davacının tedbir konulmasını istediği 30.000 USD tutarlı teminat çekine yönelik olarak harcı yatırılmış bir dava bulunmadığından, bu çek yönünden talebin reddine karar verilmesi de yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, yerel mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;1-İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/01/2019 tarih ve 2018/961 Esas sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 29/05/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.