Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1015 E. 2022/341 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1015
KARAR NO: 2022/341
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/12/2018
NUMARASI: 2016/1153 Esas, 2018/1152 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 17/02/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili; davalıyla yapılan sözleşmeler gereği tüm imalatların, edimlerin ve yükümlülüklerin taraflarınca eksiksiz yerine getirilmesine rağmen, davalı tarafça cari hesap alacaklarının ödenmediğini, tamamlanan imalatların kabul tutanaklarının davalı tarafın yetkililerince de teknik ve fiziki kontrolleri yapılarak onaylandığını, Bakırköy 4.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/110 D.İş sayılı dosyası ile yaptırdıkları tespit dosyasındaki bilirkişi raporunun beyanlarıyla tam olarak örtüştüğünü, alacaklarının tahsili için davalı aleyhine Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından haksız kısmen itiraz edildiğini belirterek Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki kısmi itirazın iptaline, itiraza uğrayan 27.186,50 TL için takibin devamına, asıl alacağa işeyecek reeskont avans faizi işletilmesine ve davalının %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödemesine hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava edilmiştir. Davalı vekili; davacı ile müvekkili şirket arasında, 13.01.2015 tarihinde SPA Merkezi Hamam- Sauna-Buhar Odaları yapılması işi sözleşmesi ile 03.03.2015 tarihli SPA Merkezi Mermer Kaplama işleri sözleşmesinin yapıldığını, imzalanan sözleşme ile yapımına başlanılan işlerin, süresi içerisinde bitirilmediği gibi eksik yapıldığını, düzenlenen hakedişlerde yapılmayan bir kısım işlerin fazla olarak gösterildiğini, müvekkili şirket tarafından tespit yaptırılarak rapor alındığını; mahkemece tespit yapılmasından sonra, raporda belirtilen bazı eksiklikler davacı tarafından yerine getirmiş gibi görünse de aynı problemlerin halen devam ettiğini; sözleşmelerin 37.maddelerinde, “yüklenicinin inşaat alanında kendisi tarafından yapılan iş neticesi oluşan artık ve molozları taşıma yükümlülüğünün” hükme bağlandığını, sözleşmenin bu hükmünü davacının ihlal ettiğini ve inşaat alanında bırakmış olduğu molozun müvekkili tarafından taşındığını, bu taşıma bedelinin de yansıtma ceza faturası düzenlenerek davacıya gönderildiğini; davacı tarafından yapılan hakedişte, taraflar arasında imzalanan sözleşme dışında fazla talepte bulunulduğunu, davacı yüklenici tarafından yapılan hakedişin, yerinde müvekkili mühendisleri tarafından kontrol edilerek, hakedişe dayalı düzenlenen 18.11.2015 tarih ve … sıra no’lu faturanın KDV dâhil 12.767,92 TL fazla düzenlendiğinin tespit edilmesi üzerine, davacı tarafından fazla düzenlenen faturaya karşılık müvekkili tarafından mahsup amaçlı 12.12.2015 tarih ve … seri … sıra no’lu fiyat farkı faturası düzenlenerek gönderildiğini, davacının bu faturayı kayıtlarına almaktan imtina ederek müvekkili aleyhine fazla düzenlediği 18.11.2015 tarihli faturanın tamamını tahsil etmeye çalıştığını; davacının, hiçbir hizmet vermediği ve iş yapmadığı halde 7.670,00 TL hizmet bedeli adı altında fatura düzenleyerek müvekkilinden alacak iddiasında bulunduğunu, ancak sözleşme dışı verilen bir hizmet olmadığından, bu faturanın müvekkili tarafından işleme alınmadığını, müvekkilinin borcu olan tüm bedelleri ödediğini kısmi itirazın haklı ve yerinde olduğunu belirterek, davanın reddine, haksız ve kötü niyetli davacı aleyhine kötü niyet tazminatı hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; davalı şirket ile davacı şirket arasında … Otel – Kongre – Residence Merkezi “SPA Merkezi Mermer Kaplama İşleri” ile ilgili olarak taraflarca 03.03.2015 tarihinde sözleşme imzalandığı; işin, birim fiyat esaslı iş olup ve iş bedeli olarak 300.000 USD+KDV’lik ilk keşif bedeli ile imzalandığı, son keşif bedelinin kesin hesap ile belirleneceği, keşfin %50 artıp veya azalabileceği, artış veya azalışta fiyat farkı talep edilmeyeceği, sözleşme başlangıç tarihinin 03.03.2015 ve bitiş tarihinin 03.05.2015 olmak üzere iş süresinin 60 gün olduğu belirtildiği; teknik bilirkişinin yerinde yaptığı incelemede, hamam kısmındaki göbek taşı etek kısmındaki kısmi sararmalar görülmekle bunların kullanımdan kaynaklı olduğu ve yapılacak temizlikle giderilebileceği, sözleşme konusu işlerin yapılıp bitirildiği, geçici kabulün 14.08.2015 tarihinde eksiksiz olarak yapıldığı, tüm yapılan imalatların sözleşmeye uygun, eksiksiz olduğu, sorunsuz bir şekilde kullanıldığının tespit edildiği; davalı borçlu tarafça, icra takibinde talep edilen asıl alacağın 4.000,00 TL’lik kısmının kabul edilerek, fer’ileri ile birlikte icra dosyasına ödendiği, itiraz edilen 27.186,50 TL’lik asıl alacak ve fer’ileri yönünden takibin durduğu, mali bilirkişi tarafından tespit edilen, davalı kayıtlarına göre hesaplanan borç miktarının davacının icra takibinde talep etmiş olduğu miktardan fazla olması nedeniyle, davalının icra takibine itirazının yerinde olmadığı, taraflar arasında 14.08.2015 tarihinde geçici kabul tutanağında “sözleşme kapsamındaki tüm işlerin eksiksiz olarak yapıldığı, geçici kabulün yapılmasında bir sakınca olmadığı tespit edilmiştir.” denildiğini; bu kapsamda sözleşme konusu işlerin geçici kabulünün yapılmış olduğu ve tüm imalatların sözleşmeye uygun yapılmış olduğu, hali hazırda sorunsuz kullanılan göbek taşı etek kısmındaki kısmındaki sararmaların kullanımdan kaynaklı olduğu, yapılacak temizlikle giderilebileceği, bu durumun mermer özelliği ve yapısından kaynaklandığı, ilk gün ki görünümünü koruyamayacağı, davalının da bunu bilebileceği, davacı ve davalı tarafın sunmuş oldukları defterlerinin HMK. 222/4 maddesi uyarınca zamanında açılış ve kapanış tastiklerinin yapıldığı, sahibi lehine delil olma özelliğinin bulunduğu, alacağın cari hesaba ve sözleşmeye dayalı, belirlenebilir nitelikte olduğu anlaşılmakla icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile, davanın kabulü ile itirazın 27.186,50 TL alacak bakımından iptaliyle takibin devamına, asıl alacağın takip tarihinden itibaren ticari temerrüt faizinin uygulanmasına; 27.186,50 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; davacı şirketin işi hatasız, noksansız ve hatalardan ari bir şekilde teslim edeceğini taahhüt ettiğini, işin tesliminden çok kısa süre sonra davacı tarafından yapılan işlerde eksik ve hataların olduğunun tespit edildiğini; mahkemenin sadece bilirkişi raporunu temel alarak, ileri sürülen iddiaların incelemeksizin vermiş olduğu kararın hukuka ve hakkaniyete açıkça aykırılık oluşturduğunu; taraflar arasında mutabakatsızlığa neden olan 6.159,35TL’lik faturanın salt davacının ticari defter kayıtlarında olmadığından hükme esas alınmayarak karar tesis edilmesinin yerinde olmadığını; müvekkili şirket tarafından davacı adına tanzim edilen 19.03.2016 tarihli faturanın 29.03.2016 tarihinde, 30.04.2016 tarihli faturanın ise 10.05.2016 tarihinde davacı çalışanı …’ye tebliğ edildiğinin … Kargonun 17.04.2018 tarihli cevabı ile bildirildiğini; davacı adına tanzim edilen faturalara davacı tarafından itiraz edilmediğinden 6.159,35TL bedelli faturaların davacı şirket çalışanı tarafından teslim alındığının ancak defterlerine işlenmediğinin kabulü ve bu faturaların davacının kayıtlarında bulunması gerektiği, mahkemece bu husus irdelenmeksizin eksik ve hatalı karar verildiğini; mahkeme tarafından “göbek taşı etek kısmındaki sararmaların kullanımdan kaynaklandığı, yapılacak temizlikle giderilebileceği, bu durumun mermer özelliği ve yapısından kaynaklandığı” gerekçesi ile karar verildiğini; ancak aradan geçen zamana rağmen bilirkişi raporunda tespit edilen sararmaların temizlikle giderilebilecek türden olmayıp mermerin özelliği olduğunun bilinebilmesinin mümkün olmadığını; bu sebeplerle iddia ettikleri bir takım ayıp ve eksikliklere ilişkin salt bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmesinin yerinde olmadığı gibi hakkaniyete de uygun düşmediğini; kaldı ki hamam kısmındaki göbek taşındaki sararmaların olağan kabul edilmesi hakkaniyetle bağdaşmadığını, bu sararmaların oldukça kısa süreli kullanım içerisinde gerçekleşmiş olduğundan dolayı olağan olarak kabul edilmeyeceğini, bu sebepler göz ardı edilerek salt bilirkişi raporuna dayanarak karar tesis edilmesinin yerinde olmadığını belirterek kararın kaldırılmasına, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, davacı aleyhinde %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile, davacı yüklenici şirket vekili tarafından 25.11.2016 tarihinde davalı şirket aleyhine cari hesap alacağına dayalı 31.204,44 TL asıl alacak ve ferilerinin tahsili için ilamsız takip yapıldığı, davalı borçlunun takibin 4.000,00 TL’lik kısmının kabulü ile arta kalan borç miktarına işlemiş ve işleyecek faizler ile tüm ferilerine itiraz edildiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Türk Borçlar Kanunu’nun 470’nci maddesine göre; eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Buna göre yüklenicinin temel borcu, yükümlendiği işi sözleşmeye, amacına uygun tamamlayarak teslim etmek, iş sahibinin temel borcu ise bedel ödemek olup, işin sözleşmeye uygun yapılıp teslim edildiğini yüklenici, iş bedelinin ödendiğini ise iş sahibi ispat etmek zorundadır. Davacı taşeron ile davalı yüklenici sahibi arasında 13.01.2015 tarihli SPA merkezi hamam sauna buhar odaları işleri için 370.330 USD+KDV bedelli ve 03.03.2015 tarihli “SPA Merkezi Mermer Kaplama İşleri” ile ilgili olarak 300.000 USD+KDV bedelli sözleşmenin ilk keşif bedeli ile imzalandığı ihtilafsızdır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, tüm yapılan imalatların sözleşmeye uygun, eksiksiz yapıldığı, sorunsuz bir şekilde kullanıldığı, geçici kabulün 14.08.2015 tarihinde eksiksiz olarak yapıldığı hamam kısmındaki göbek taşı etek kısmındaki kısmi sararmalar görülmekle bunların kullanımdan kaynaklı olduğu ve yapılacak temizlikle giderilebileceği; takip tarihi itibarıyla davacı kayıtlarında alacağın 44.360,96 TL, davalının defterinde TL ve USD alacakları yönünden toplamda 19.819,53 TL davacı alacağı bulunduğu, tarafların cari hesap kayıtları arasındaki mutabakatsızlığın 24.541,43-TL olduğu; taraflar arasındaki bakiye farkının 7.670.00 TL’lik kısmının davalı tarafından düzenlenen 10/05/2016 tarihli hamam bölgesi ek işler faturasından kaynaklandığı, faturanın 11/05/2015 tarihinde davalı şirketin çalışanına tebliğ edildiği gözetilerek davacı alacağının davalı defterlerine göre 27.489,53 TL olması gerektiği belirtilmiştir. Davalı tarafından temizlik bedeli yansıtması ve tutanaklı işler ve yansıtma gelirleri açıklamalı toplam 6.159,35 TL faturaların davalıya tebliğ edildiği ve alacakları düşülmesi gerektiği belirtilmiş ise de, dosyaya sunulan … yazıları ekindeki iki adet belgede karşı tarafa teslim edilenin dosya-evrak olarak belirtildiği, gönderi içerisinde söz konusu faturaların bulunduğu ispatlanamadığından davacı tarafa tebliğ edildiğinin kabulü mümkün olmadığı anlaşılmakla, davacı alacağından düşülemeyecektir. Dosya kapsamından 14/08/2015 tarihli geçici kabul tutanağı bulunmakta olup, tüm işlerin eksiksiz olarak yapıldığı, geçici kabulün yapılmasında sakınca olmadığı belirtilerek taraflarca oluşturulan geçici kabul komisyonu üyelerince imzalandığı anlaşıldığından dava konusu işlerin eksiksiz yapıldığı sonucuna varılmıştır. Öte yandan, hamam kısmındaki göbek taşında meydana gelen sararmalar yönünden bilirkişi ek raporunda mahalde yapılan inceleme ile imalatların sözleşmeye uygun eksiksiz yapıldığı, hali hazırda sorunsuz bir şekilde kullanıldığı, hamamda bulunan göbek taşındaki kısmi sararmaların kullanmadan kaynaklandığı, yapılacak temizlik ile giderilebileceği değerlendirilmiş, bu tür imalatların kullanımı süresince yapıldığı andaki beyazlığını ve görünümünü koruyamayacağı, bu durumun mermer malzemenin özelliği ve yapısından kaynaklandığı belirtilmiştir. Tüm dosya kapsamına göre, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 27.489,53 TL alacağının bulunduğu, bunun 4.000,00 TL’sinin icra takibinde itiraz edilmeyerek ödendiği, davacının itiraza konu alacağının 23.489,53 TL olduğu anlaşılmakla, davalı istinaf talebinin kısmen kabulü ile, yerel mahkeme kararının kaldırılarak bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne, yerel mahkeme kararındaki icra inkar tazminatına hükmedilmesine yönelik davalı istinafı bulunmadığından 23.489,53 TL’nin %20’si oranında inkar tazminatının davalıdan tahsiline, davalının kötü niyet tazminatı talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine dair yeniden hüküm kurulması gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak davanın kısmen kabulüne dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, 2-Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/12/2018 tarih ve 2016/1153 Esas, 2018/1152 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın KISMEN KABULÜ ile, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki itirazın 23.489,53 TL alacak bakımından iptaliyle takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari temerrüt faizinin uygulanmasına, Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, 4-23.489,53 TL asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatı 4.697,90 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 5-Şartları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 1.604,57 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 464,28 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.140,29 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2-Davacı tarafından yatırılan 464,28 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 3-Davacı tarafından yapılan 29,20 TL ilk masraf, 284,80 TL tebligat ve posta gideri, 3.200,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.514,00 TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre takdiren 3.036,15 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye miktarın davacı üzerinde BIRAKILMASINA, 4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine YER OLMADIĞINA, 5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 3.696,97 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, 7-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harçlarının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde kendisine İADESİNE, 2-Davalı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 45,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 166,30 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa VERİLMESİNE, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a bendi gereğince KESİN olmak üzere17/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.