Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/1014 E. 2022/68 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1014
KARAR NO: 2022/68
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/03/2019
NUMARASI: 2014/193 Esas, 2019/224 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/01/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişki nedeni ile davalının müvekkili şirkete 21.465,22-TL borcu olduğunu, borcun ödenmemesi üzerine icra takibi yapıldığını, yapılan takibe davalı yanın hukuki dayanaktan yoksun nedenlerle ve takibi sürüncemede bırakmak amacıyla itiraz ettiğini, borçlu davalının, müvekkili şirketin talep ettiği faiz miktarına da fahiş olduğu gerekçesiyle itiraz ettiğini, borçlu davalı tacir olup, ticari ilişkiden doğan mevcut borcundan, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren işlemiş avans faizi ile birlikte sorumlu olduğunu belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile icra takibine yapılan hukuki dayanaktan yoksun itirazın iptali ile takibin devamına, borç miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 11985 adet … markalı parça boyalı ihracat ürününün 9.352 adetlik kısmının davacı şirket tarafından fason baskısının yapılması hususunda anlaştıklarını, ancak davacı tarafından koleksiyon aşamasında müşterinin istediği ölçü ve kaliteye uygun olarak numunelerinin düzgün yapılmasına rağmen, ilgili modellerin imalat aşamasında baskı hatalı ve ayıplı olduğunun tespit edildiğini, ilgili malların yurt dışı ihraç malları olması, davacı şirketin sebebiyet verdiği sorunlar nedeniyle müvekkilinin tüm ihracat sürecinin aksadığını ve mallann teslim süresinde gecikmeler meydana geldiğini, müvekkili şirkete ekstra sorumluluk doğmasına sebep olduğunu, hatalı baskılı ve dikili malların 30.12.2013 tarihinde … nolu irsaliye ile davacı şirkete iade edilmek istendiğini ancak davacı şirketçe malların teslim alınmadığını, müvekkil şirket tarafından Bakırköy … Noterliğinin 06.01.2014 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ayıplı malların davacı şirkete ihbar edildiğini, ihracat malların baskıda hata sebebiyle tolere edilemeyen kısmının müvekkili şirketin uğradığı zarara karşılık olarak 31.12.2013 tarih, … no. lu 9.001,78 TL bedelli faturanın davacı şirketin cari hesabından mahsup edildiğini, müvekkili şirket tarafından icra ve dava konusu ayıplı mallar ile ilgili olarak Küçükçekmece 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/4 D. İş sayılı dosyası ile tespit davası açıldığını, yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen 21.01.2014 tarihli raporda; “Tespit mahallinde toplamda parça boyası yapılmış halde 846 adet ve ham halde 436 adet ürün olmak üzere toplam 1.282 adet tişört bulunduğunu, tespite konu tişörtlerde baskı prosesi kaynaklı, parça boya sonrası ortaya çıkan ve bundan dolayı gizli ayıp niteliğinde olan baskı hataları bulunduğu, hatalı ürünlerin referans üründeki baskıdan çok farklı ve kusurlu halde bulundukları, toplam 1.282 adet ürünün KDV hariç 8.334,98- TL maliyeti olduğu” sonuç ve kanaatine varıldığını, ayrıca davacı tarafın hatalı baskısı sebebiyle gecikmeye uğrayan tüm malların yeniden imal edilerek gecikmeli olarak … A.Ş. ile gönderildiğini, kargo şirketi tarafından müvekkiline kesilen 10.02,2014 tarih, … nolu ve 569,60 Euro bedelli uçak faturası ile 24.02.2014 tarih, … nolu ve 2.156,00 Euro bedelli uçak faturası toplamı artı K.DV karşılığı olan 10.000,16- TL bedelli 14.03.2014 tarih ve … nolu Uçak Navlun Bedeli Faturası düzenlenerek Bakırköy … Noterliği’nm 14.03,2014 tarih, … Yevmiye numaralı ihtarname ile davacı şirkete tebliğ edildiğini, yapılan hatalı ve ayıplı baskıya rağmen davacı tarafından edimini yerine getirmiş gibi haksız ve hukuka aykırı olarak icra takibine girişildiğini belirterek, haksız ve kötü niyetli olarak açılan davanın reddi ile, haksız ve kötü niyetli olarak başlatılan icra takibine konu alacağın % 20 sinden aşağı olmamak üzere davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, uyuşmazlığın, davacının cari hesap alacağından, davalı tarafından iddia olunan ayıplı ifa nedeni ile iade faturası ve uçak navlun bedelinden oluşan zararın mahsubu gerekip gerekmediği noktasında toplandığı, hükme esas alınan birinci heyette ayrık rapor sunan tekstil mühendisi … ile ikinci ve üçüncü bilirkişi heyeti raporunda da ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, taraflar arasında yazılı bir sözleşme yapılmadığı, sözlü mutabakata ve cari hesap ilişkisine dayalı ticari ilişki bulunduğu, dava konusu parça boyama sonrası, tişörtlerde oluşan renk farklılıklarının, dosyada bulunan bilgi ve belgeler kapsamında baskıdan kaynaklandığı konusunda bir sonuca ulaşılamadığı, bu renk farklılıklarının, parça boyamadan da kaynaklanabileceği, hatanın nedeni ispatlanmadan, hatanın baskı kaynaklı ve gizli ayıp olduğunun ifade edilemeyeceği kanaatine varılmakla, davalının ayıp iddiası kabul edilmemiştir. Her ne kadar, davacı tarafın takip tarihi itibarile 21.465,22-TL cari hesap alacağı bulunsa da; takip tarihinden sonra dava tarihinden önce davalı tarafından 26/03/2014 tarihinde 2.333,81-TL lik EFT ödemesi yapıldığı anlaşılmıştır. Davalı tarafından yapılan ödemenin dava tarihi olan 13/06/2014 tarihinden önce ifa edilmiş olması nedeni ile Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2013/11641 E., 2013/14519 K. 23/09/2013 tarihli kararında belirtildiği üzere, itirazın iptali davası açılmadan önce yapılan ödemenin davaya konu borçtan mahsup edilerek dava açılması gerektiği belirtilmiş olup, TBK’nun 100. maddesi nazara alınarak, takip tarihi ile dava tarihi arasında ödenen 2.333,81-TL lik kısmi tahsilat dikkate alınarak, ödeme tarihi olan 26/03/2014 tarihi itibariyle yapılan hesaplamada davacı şirketin asıl alacak ve takip tarihinden sonra işleyen avans faizi ile birlikte toplam 21.794,49- TL alacaklı olduğu, 2.333,81-TL kısmi ödeme mahsup edildiğinde davacının 19.460,68-TL ana para alacağı kaldığı, bu miktar üzerinden takibin devamına, 2.333,81-TL lik kısım yönünden ise davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı, davalının takip dosyasına yaptığı itirazın haksız olması ve alacağın fatura alacağına dayalı likit alacak olması nedeni ile davacı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile; davanın kısmen KABUL, kısmen REDDİ ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 2.333,81 TL’lik kısmı dava tarihinden önce ödenmiş olması nedeniyle davacının itiraz edilen 2.333,81 TL’lik kısmı yönünden dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından bu kısım yönünden talebin REDDİNE, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyasına yaptığı itirazı ile takibin bakiye asıl alacak 19.460,68 TL miktar üzerinden devamına, en son ödeme tarihi olan 26/03/2014 tarihinden itibaren asıl alacak 19.460,68 TL tamamen ödeninceye kadar 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi uyarınca TCMB kısa vadeli kredilere uygulanan avans faizinin uygulanmasına, asıl alacak tutarı olan 19.460,68 TL’nin %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, uyuşmazlık konusu mallarda gizli ayıp olduğunu, numune olarak yapılan baskı ile imalat aşamasında yapılan baskının aynı olmayıp aralarında kalite farkı bulunduğunun açık olduğunu, 31.10.2016 tarihli ayrık bilirkişi raporunda … Baskı Numunesi-Ham (Parça Boya Yapılmamış) bölümünde, bilirkişinin, müvekkili tarafından onay verilen numune baskı ile ayıplı imalat baskısını incelediğinde; onaylı numunenin baskısının neredeyse sıfır tuşe denilebilecek kadar yumuşak, mat efektli ve detaylarının net, imalat baskısının ise daha pikselli, kalın tuşeli ve siyah kısımlarının da daha parlak olduğunu, ayrıca imalat aşamasında, davacı tarafından, onaylı numune ürünlerinde kullanılan boyadan farklı bir boya kullanılmış olabileceği kanaatine vardığını, müvekkili tarafından icra ve dava konusu mallar ile ilgili olarak Küçükçekmece 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/4 D. İş Sayılı dosyası ile aldırılan bilirkişi raporunda da “… desenli tişörtlerde; parça boya öncesi baskı yapılmış tişört arasında yüksek derecede farklılıklar olduğu, sağ taraftaki tişörtte (onaylı numune baskısı) daha canlı olan baskının sol taraftaki (imalat baskısı) daha mat ve belirsiz basıldığı tespit edilmiştir. Bu bakımdan parça boya sonrası oluşan farklılıkların baskı prosesi kaynaklı olduğu”, … desenli tişörtlerde ham baskılı ürünlerde baskı ton farkının çok fazla olmasından dolayı parça boya sırasında da belirgin ton farkı oluştuğu tespit edilmiştir. Parça boyalı ve ham baskılı ürünlerdeki baskı farklılığının, baskı hatası kaynaklı olduğu ” görüşünün belirtildiğini, işbu tespitlerden davacı tarafından baskısı yapılan ürünlerde ayıp olduğunun anlaşıldığını, taraflar arasındaki hukuki ilişki eser sözleşmesi olup uyuşmazlık konusu mallarda bulunan gizli ayıp nedeniyle davacıya ihbar yapıldığını, söz konusu hatalı baskılı ve dikili malların 30.12.2013 tarihinde … nolu irsaliye ile davacı şirkete iade edilmek istendiğini ancak davacı şirketçe malların teslim alınmadığını, bu sebeple Bakırköy …Noterliği’nin 06.01.2014 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacı şirkete ayıp ihbarında bulunulduğunu, ihracat malların baskıda hata sebebiyle tolere edilemeyen kısmının müvekkili şirketin uğradığı zarara karşılık olarak 31.12.2013 tarih, … nolu 9.001,78 TL bedelli fatura (belirtilen ilgili model nolardaki söz konusu mallar maliyet fiyatından davacı firmaya satılmıştır) bedeli davacı şirketin cari hesabından mahsup edildiğini, mahkeme tarafından yaptırılan bilirkişi incelemesinde bilirkişiler tarafından düzenlenen 21.01.2014 tarihli raporda; “Tespit mahallinde toplamda parça boyası yapılmış halde 846 adet ve ham halde 436 adet ürün olmak üzere toplam 1,282 adet tişört bulunduğu, tespite konu tişörtlerde baskı projesi kaynaklı, parça boya sonrası ortaya çıkan ve bundan dolayı gizli ayıp niteliğinde olan baskı hataları bulunduğu, hatalı ürünlerin referans üründeki baskıdan çok farklı ve kusurlu halde bulundukları, toplam 1.282 adet ürünün KDV hariç 8.334,98 TL maliyeti olduğu” sonuç ve kanaatine varıldığını, bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere mallardaki ayıp, gizli ayıp niteliğinde olup ancak imalat aşamasında orlaya çıktığını, davacının hatalı baskısı nedeni ile gecikmeye uğrayan tüm malların yeniden imal edilerek gecikmeli olarak “… A.Ş.” ile gönderildiğini, kargo şirketi tarafından müvekkiline kesilen navlun bedeli faturasının yansıtılarak Bakırköy … Noterliği’nin 14.03.2014 tarih, … yevmiye numaralı ihtarname ile davacı şirkete tebliğ edildiğini, ileri sürerek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir. Dava, taraflar arasında yapılan eser sözleşmesine dayalı açık hesap bakiye alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Taraflar arasında beyaz kumaşa fason baskı yapılması işine ilişkin eser sözleşmesi yapıldığı, sözleşme konusu işin yapılarak teslim edildiği uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, anlaşma kapsamında davacı tarafça yapılan fason baskı işinin hatalı ve ayıplı olup olmadığından kaynaklanmaktadır. Davalı, davacı tarafça sözleşmeye konu işin ayıplı yapıldığını, ayıplı malların davacıya iade edilmek istendiğini ancak davacının teslim almaktan imtina ettiğini, bunun üzerine Küçükçekmece 4. Sulh Hukuk mahkemesinde tespit yaptırdıklarını ve ayıp ihbarının süresinde davacıya noter ihtarnamesi ile bildirildiğini, iade faturası düzenlendiğini ayrıca ayıp nedeniyle söz konusu ürünlerin yeniden imali ve gecikmeli olarak ihracına ilişkin navlun fatura bedelinin de davacı alacağından mahsup edildiğini bu nedenle davacının alacaklı olmadığını savunmuştur.Taraflar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, TBK’nın 474-478 maddeleri arasında düzenlenmiştir. TBK’nın 474/I. maddesine göre iş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir süre içinde eseri muayene edip varsa ayıplarını yükleniciye bildirmesi gerekir.Somut olayda taraflar arasında ham beyaz kumaşa fason baskı yapılması işine ilişkin eser sözleşmesi yapıldığı, tarafların baskı konusunda numuneye göre anlaştıkları, davacının anlaşma gereğince ham kumaşlara baskı yapılması işini yaptığı, davalının baskı yapılmış bu kumaşları alarak tişört ürettiği ve üretilen bu ürünlere, antik boyama adı verilen eskitme parça boyama işlemleri yaptırdığı, parça boyama işlemlerinin, özellikle antik boyama adı verilen eskitme parça boyama işlemlerinin, baskılı ürünlerin baskısını etkileyen işlem olduğu, kullanılan kimyasallar, parça boyamadan kaynaklı mekanik aşındırmalar, v.b. işlemlerin, baskının rengini değiştirebildiği, tekstil mühendisi bilirkişilerin raporlarında belirtildiği üzere, söz konusu ayıbın davacının yaptığı baskı işinden kaynaklanmış olabileceği gibi, bu işlemden sonra yapılan antik boyama eskitme parça boyama işleminden de kaynaklanmış olabileceği, söz konusu eskitme parça boyama işi ile baskı işleminin farklı işlemler olduğu, bu işlemlerin ikisinin de davacı tarafça yapıldığının savunulmadığı, davalının baskı işleminden sonra eskitme parça boyama işlemi yapılacağını davacıya bildirdiğini kanıtlayamadığı, davalının savunduğu ayıbın davacının yaptığı baskı boyama işleminden kaynaklandığının davalı tarafça ispatlanamadığı, davacının yaptığı işlemden sonra parça boyama işlemi yapılmadan önce yapılan işin kalitesine yönelik bir inceleme ve tespit yaptırılmadığı, ürünler yeni bir prosesle işlem gördükten sonra ayıbın ortaya çıktığının ileri sürüldüğü, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere davacı tarafça yapılan ilk baskı boyama işinde ayıp olması halinde bunun açık ayıp olduğu ve normal bir muayene ile tespit edilebileceği, dosyada bu yönde bir ayıp tespitinin bulunmadığı, ayıbın davacının yaptığı işlemden kaynaklandığının davalı tarafça ispatlanamadığı anlaşılmaktadır. Davalı istinaf gerekçesi olarak, uyuşmazlığa konu mallarda gizli ayıp bulunduğunu, ayrık görüş bildiren tekstil mühendisi bilirkişinin raporunda imalat aşamasında davacı tarafından onaylı numunede kullanılan boyadan farklı bir boya kullanılmış olabileceğini, tespit davasındaki bilirkişinin raporunda parça boya sonrası oluşan farklılıkların baskı prosesi kaynaklı olduğu, parça boyalı ve ham baskılı ürünlerdeki baskı farklılığının baskı hatasından kaynaklı olduğu yolunda bildirdiklerini, bu görüş ile savunmalarının ispatlandığını ileri sürmüş ise de mahkemece alınan tüm bilirkişi raporlarında teknik konuda uzman tekstil mühendisi bilirkişilerin görüşlerinin ortak olduğu ve üretilmiş üründeki ayıpların kaynağının baskı prosesinden sonra ürünlere uygulanan parça boyama işleminden de kaynaklanmış olabileceği görüşü karşısında ayıbın davacının gerçekleştirdiği baskı prosesinden kaynaklandığı davalı tarafça ispatlanamadığından bu istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davalının diğer istinaf sebepleri olan ayıbın gizli ayıp olduğu ve süresinde ayıp ihbarı yapıldığı, ayıp nedeniyle davalının zarara uğradığına ilişkin istinaf sebepleri de söz konusu ayıbın davacıdan kaynaklandığı ispatlanamadığından yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/03/2019 tarih ve 2014/193 Esas, 2019/224 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 1.329,25 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 332,33 TL harcın mahsubu ile bakiye 997,02 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 18/01/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.