Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/991 E. 2020/1048 K. 12.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/991
KARAR NO : 2020/1048
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/01/2018
NUMARASI : 2016/1197 Esas, 2018/49 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 12/10/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karara karşı taraflarca istinaf talebinde bulunulmuştur.Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı arasında davalıya ait fabrika binasının çatı izolasyonu ve bakımında dair sözleşme yapıldığını, sözleşmede iş bedelinin 85.000,00 TL olarak kararlaştırıldığını, iş bedelinden 25.000,00 TL’sinin ödendiğini, bakiye iş bedeli olan 60.000,00 TL’nin ödenmediğini, davalı taraf aleyhinde Gebze … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibinin başlatıldığını, davalının borca, takibe ve ferilerine haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, taraflar arasında sözleşme gereğince davacının müvekkiline ait fabrika binasının çatı izolasyonu ve bakımı konusunda hizmet verme yükümlülüğü altına girdiğini, ancak davacının üzerine düşen edimini eksiksiz ve ayıpsız bir şekilde yerine getirmesi gerekirken bunu yapmadığını, yağmurlu havalarda çatıda akmalar meydana geldiğini, davacının eksiklikleri gidereceğini, ayıplı imalata ilişkin tamirat işlemleri gerçekleştireceğini beyan etmesine rağmen bunu yerine getirmediğini, ayıp ve eksik işlerin keşif yapılarak tespit edilmesi gerektiğini beyanla davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen sözleşme gereğince davacının davalıya ait fabrika binasında çatı izolasyon ve bakım işini yaptığı, davalının davacıya 25.000,00 TL ödeme yaptığı, bakiye iş bedeli olan 60.000,00 TL’nin ödenmediği, fakat davacının davalıya yaptığı çatı izolasyon işinde ayıp mevcut olduğu, ayıbın süresinde davacıya bildirildiği, çatıdaki bu ayıpların giderilme imkanı bulunduğu, bilirkişinin raporuna göre ayıbın giderilmesi için toplam 18.000,00 TL harcanmasının gerektiğinin tespit edildiği gerekçesiyle, davacının davalıdan bakiye alacağı olan 60.000,00 TL’den bu miktarın düşülmesi ile 42.000,00 TL asıl alacak bakımından itirazın iptaline, kabul edilen kısım yönünden davacı lehine icra inkar tazminatı, reddine karar verilen kısım bakımından ise davalı lehine kötüniyet tazminatı verilmesine hükmedilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, faturayı teslim alan davalının, işin tesliminden itibaren mümkün olan ilk anda işi uygun bir gözden geçirme ile kontrol etmesi ve tespit ettiği eksiklikleri derhal davacıya bildirmesi gerekirken davalının herhangi bir bildirimde bulunmadığını, 14/07/2016 tarihli ihtarnamenin ise icra takibinden sonra gönderildiğini, çatı izolasyonunun ısı yalıtımı için yapıldığını, fakat su yalıtımını da büyük ölçüde sağladığını, faturaya itirazın ya da ayıp ihbarının süresinde ve usulüne uygun bir şekilde olup olmadığı incelemeden hüküm tesis edildiğini, aradan iki yıl kadar zaman geçmesine rağmen keşif sonucu düzenlenen rapora göre karar verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, mahkemece 18.000,00 TL mahsubuna karar verilirken gerekçe gösterilmediğini, müvekkilinin iki tarafın da imzasını taşıyan fatura ve irsaliyelerle sabit olan alacağı için dava açtığını, kötüniyetli olmadığını, bu nedenle kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin yerinde olmadığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, davacı şirketin sözleşmeye konu çatının izolasyonunu gereği gibi yapmadığını, ayıplı ifada bulunduğunu, iş bedelinin işim teslimi ile muaccel olacağını, fakat ayıplı eserin düzeltilmediği sürece ücretin muaccel olmayacağını, muaccel olmayan bir alacaktan dolayı mahkemenin kısmen de olsa kabul kararı vermesinin doğru olmadığını, ek bilirkişi raporu alınması yönündeki taleplerinin değerlendirmeden karar verildiğini, davaya konu alacağın likit olmadığı için müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin yerinde olmadığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Taraflar arasında, davacının davalıya ait fabrika binasında çatı izolasyonu ve bakımı konusunda anlaşma bulunduğu, iş bedelinin 85.000,00 TL olarak belirlendiği, davalının davacıya 25.000,00 TL ödemede bulunduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davacının edimini ayıpsız olarak ifa edip etmediği, ayıplı ifa etmiş olması halinde süresinde ayıp ihbarında bulunup bulunmadığı ve iş bedelinden tenzili gereken miktar konusunda toplanmaktadır.Davalı, davacı tarafından izolasyonu ve onarımı yapılan çatının aktığını, edimin ayıplı olarak ifa edildiğini, davacı ise, davalının süresi içerisinde gözden geçirme ve ayıp ihbarında bulunma yükümlülüğünü yerine getirmediğini ileri sürmektedir. İnşaat bilirkişisi tarafından düzenlenen mahkemece hükme esas alınan 02/10/2017 tarihli bilirkişi raporunda, davacı tarafından uygulaması yapılan poliüretan köpük yalıtım malzemesinin sağlıklı püskürtülmemesi sonucunda levhaların üzerini tam olarak kaplamayan ve muhtelif delilerin ve çatlakların bulunduğu alanlar oluştuğu, ilk yağmurun yağması ile ortaya çıkan bu durumun gizli ayıp niteliğinde olduğu, yeteri kalınlıkta köpük sıkılmaması nedeniyle oluşan boşlukların ise açık ayıp niteliğinde olduğu tespit edilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki, ayıp ihbarları herhangi bir şekle tabi değildir. Ayıp ihbarı tanık dahil her türlü delille ispat edilebilir. Mahkemece dinlenen davalı tanıkları, çatıda meydana gelen akıntıyı davalı şirket yetkililerine aynı gün bildirdiklerini beyan etmişlerdir. Davacı tarafından yapılan imalatın kapladığı alanın büyüklüğü ve yapılan işin niteliği ile davalı tanıklarının beyanları birlikte değerlendirildiğinde, davacının, imalatın meydana getirilmesinden sonra ortaya çıkan ayıptan aynı gün haberdar edildiği anlaşılmaktadır. Bu bakımdan mahkemenin imalattaki ayıpların davacıya süresinde bildirildiğine ilişkin tespit yerinde görülmüştür.Taraflar arasında, davalı tarafından kabul edilen teklifte 2.990 m² çatıya poliüretan sprey köpük uygulaması ve üzerine UV koruma boyası sürülmesi işinin KDV dahil 85.000,00 TL bedel ile yapılması kararlaştırılmış, uygulamanın birim fiyatı 24,659 TL/m²+KDV olarak belirlenmiştir. Fakat birim fiyat her ne kadar 24,659 TL/m²+KDV olarak kararlaştırılmış ise de, 85.000,00 TL genel toplama göre birim fiyatın 24,091 TL/m2+KDV (KDV dahil 28,42738 TL) olduğu anlaşılmaktadır. Mahallinde yapılan keşif sonucunda inşaat mühendisi bilirkişi tarafından 2.990 m² imalat alanının 500 m²’sinin ayıplı yapıldığı belirlenmiştir. Buna göre, davacının, yaptığı işten ayıplı iş miktarı düşüldüğünde kalan 2.490 m² iş miktarı için KDV dahil 70.784,17 TL iş bedelini hak ettiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafından davalıya yapılan 25.000,00 TL ödeme düşüldüğünde, davacının alacağı 45.784,17 TL olmaktadır. Bu nedenle mahkemece itirazın 42.000,00 TL yönünden iptaline karar verilmesi hata olmuştur. Ayrıca, alacak likit olmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin kabul edilmesi ve davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi de doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak, davanın kısmen kabulüne, davalı borçlunun Gebze …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına davalının yaptığı itirazın 45.784,17 TL yönünden iptaline ve takibin bu miktar yönünden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, tarafların icra inkar tazminatı ve kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A) 1-Taraf vekillerinin istinaf taleplerinin KISMEN KABULÜNE, 2-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/01/2018 tarih ve 2016/1197 Esas, 2018/49 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3- Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalı borçlunun Gebze …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına davalının yaptığı itirazın 45.784,17 TL yönünden iptaline ve takibin bu miktar yönünden DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, 4-Tarafların icra inkar tazminatı ve kötüniyet tazminatı taleplerinin yasal şartları oluşmadığından REDDİNE, B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 3.127,52 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.024,65 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.102,87 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvurma harcı ile 1.024,65 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 3-Davacı tarafından yapılan 195,00 TL tebligat ve posta gideri, 400,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 595,00 TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre takdiren 454,03 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye miktarın davacı üzerinde BIRAKILMASINA, 4-Davalı tarafından yapılan 741,80 TL keşif harç, taksi ve bilirkişi ücreti, 89,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 830,80 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 196,84 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye miktarın davalı üzerinde BIRAKILMASINA, 5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 6.751,94 TL nispi vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 3.400,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, 7-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa İADESİNE, C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Taraflarca yatırılan istinaf karar harçlarının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana İADESİNE, 2-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a bendi gereğince KESİN olmak üzere 12/10/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.