Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/990 E. 2020/1146 K. 20.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/990
KARAR NO : 2020/1146
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/02/2018
NUMARASI : 2016/183 Esas, 2018/149 Karar,
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ : 20/10/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı-karşı davalı vekili, müvekkili şirketin davalıya ait işyerinin malzeme ve işçilik dahil tadilat, tamirat ve tefrişat işlerini yaptığını, karşılığında da mutabık kalınan 200.000,00 TL+ KDV olan iş bedelinin müvekkili şirkete % 25’i sözleşme anında, %25’i sözleşme tarihinden 30 gün sonra ve % 50’si de iş bitiminde ödenmesi konusunda karşılıklı anlaştıklarını, taraflar arasındaki sözleşmenin e-mail yoluyla onaylanıp mutabık kalındığını, davalı şirket tarafından avans ödemelerinin gecikmeli olarak yapıldığını, davalının talebi ve işin gereği olarak ek işler yapıldığını, müvekkili şirketin sözleşme gereği işi tamamlayıp davalıya teslim etmesine rağmen davalının ödemeyi yapmadığını, hak ediş raporunu da imzalamadığını, Küçükçekmece 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/87 Değişik İş sayılı dosyasından yaptırdıkları delil tespiti sonucunda bilirkişi heyetince müvekkili şirketin davalıdan nefaset kesintisi sonrasında 243.936,04 TL+KDV = 287.844,52 TL alacaklı olduğunun belirlediğini, davalının yaptığı 100.000,00 TL ödeme mahsup edildiğinde fazlaya dair hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili şirketin bakiye alacağının 187.944,52 TL olduğunu belirterek, müvekkili şirketin davalı şirketten olan alacağının tespiti ile şimdilik 187.944,52 TL alacağının sözleşmeye konu işin tamamlandığı tarih olan 15/02/2015 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı-karşı davacı vekili, davacı tarafından işin süresinde bitirilemediğini, teslim tarihi 25.01.2015 olmasına ve tamirat işleri bitmemesine rağmen müvekkilinin zorunlu olarak 31.03.2015 tarihinde ofise taşınmak zorunda kaldığını, sözleşmenin 10.maddesi gereğince gecikilen her iş günü için 1.000,00 TL tazminat ödenmesi gerektiğinden gecikilen 58 gün için 58.000,00 TL tazminat ödenmesi gerektiğini, yine aynı maddeye göre aylık 47.577,00 TL’den 2 aylık 95.154,00 TL kira bedelinin ödenmesi gerektiğini, ofis için ödenen 2 aylık toplam 14.000,00 TL + KDV kira bedelinin de ödenmesi gerektiğini, ayrıca davacının eksik ve hatalı işleri için 3.662,80 TL nefaset bedelinin de mahsubu mahsubu gerektiğini, davacıya toplam 100.000,00 TL ödendiğini, davacının asıl büyük harcamaları işin tesliminden çok sonra yaptığını, davacının bakiye 100.000,00 TL alacağının yukarıda belirtilen zarar kalemleri nedeniyle ödenmediğini, davacı tarafça tadilat için proje yaptırılmadığından yaptığı işin hiçbir geçerliliği olmadığını, sözleşmenin 9.maddesi gereğince yapılan her fazla iş için müvekkilinin onayı alınması gerektiğini, bu nedenle kendi kendine yaptığı işlerin müvekkilinin sorumluluğunda olmadığını, tespit dosyasına itiraz ettiklerini, davacı tarafından yapılmayan işlerin müvekkili tarafından başkalarına yaptırıldığını, geç taşınma nedeniyle ciro kaybı yaşadığını, ticari kaybı olduğunu belirterek, asıl davanın reddine, karşı davalarının ise kabulü ile, 50.000,00 TL tazminatın 01.02.2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faiziyle birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davacı-karşı davalı vekili karşı davaya cevabında, depo ile müvekkilinin bir ilgisi olmadığını, ödemeye bağlı ve mücbir sebep dışındaki gecikmeler dışında işin süresinde yapıldığını, işin yapımında kalitesiz malzeme kullanıldığı iddialarının doğru olmadığını, davalının hiçbir zaman ayıp ihbarında bulunmadığını, tespit dosyasına itiraz etmediğini, etse bile süresinde etmediğini, tadilat projesini sunma yükümlülüğünün davalıda olduğunu, davalının tadilat projesi sunulmasını istemediğini ve engellediğini, peşin yapması gereken ödemeleri gecikmeli ve eksik ödediğini, ofis ve depo kirasından dolayı zarar iddiasının mesnetsiz olduğunu savunmuştur. Mahkemece, defter kayıtlarına göre davacı-karşı davalıya toplam 100.000,00 TL ödeme yapıldığı, sözleşme dışı işlerde ilave edildiğinde işin 15.02.2015’de tamamlandığı, buna göre işin süresinde tamamlandığı, sözleşme birim fiyat üzerinden yapıldığından tamamlayıcı nitelikte ilave işlerin işveren bilgisi dahilinde yapıldığının kabulü gerektiği, sonuç olarak nefaset ve ayıplı imalat kesintisi sonrasında kalan iş bedelinin 225.324,86 TL + %18 KDV olduğu, bundan 100.000,00 TL’lik ödeme düşüldüğünde kalan 165.883,33 TL’nin kalan yüklenici alacağı olduğu gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile 165.883,33 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek kısa vadeli avans kredilerine uygulanan faizi ile birlikte tahsili ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karşı davanın reddine karar verilmiştir. Davalı- karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde, raporların eksik incelemeye dayalı olduğunu, tespit raporuyla bağlı kaldıklarını, kendilerinin inceleme yaparak teknik bir rapor hazırlamadıklarını, işin süresinde teslim edilmediğini, bundan doğan zararları bulunduğunu, raporda sözleşme dışı işler için belirlenen iki ayrı bedel varken tespit edilen 29.809,26 TL’nin değil de nasıl hesaplandığı belli olmayan 47.074,22 TL’nin esas alındığını, buna göre de 14 günlük ek süre belirlendiğini, ilave yapılan işlerin süresinin teslim tarihine eklenemeyeceğini, davacının sözleşmenin 10. Maddesindeki düzenlemeyi bilerek sözleşmeyi imzaladığını, buna aykırı olarak ilave işler yönünden davacıya ek süre tanınamayacağını, teslim tarihinin tespitinde sadece davacı tanıklarının beyanlarının esas alındığını, kendi tanıklarının beyanlarının yok sayıldığını, davacının da cevaba cevap dilekçesiyle işi geç teslim ettiğini kabul ettiğini, bu dilekçede gecikme için ileri sürülen gerekçelerin yerinde olmadığını, işin süresinde teslim edildiğini ispat yükünün davacıda olduğunu, davacının ibraz ettiği faturaların tarihlerinden de işin geç teslim edildiğinin anlaşıldığını, karşı davadaki talepleri yönünden inceleme yapılmadığını, raporlarda sözleşme kapsamında yapılan işlerin sözleşme kapsamı dışında yapılmış işler olarak kabul edildiğini, sözleşme dışında yapılan işler için talepte bulunulamayacağını, sözleşmenin 9.maddesi gereği yapılan her fazla iş için müvekkilinden onay alınması gerektiğini, rapordaki bunun aksine yorumun hatalı olduğunu, yapılan işin ayıplı olduğunu, sözleşmenin 6.maddesi gereği 2 yıllık garanti süresi olduğunu, sözleşmenin 10. maddesi gereği ayıplı ifa durumunda bakiye iş bedelinin ödenmeyeceğini, ayrıca bundan dolayı davalının uğrayacağı tüm zararları da karşılaması gerektiğini, davacının ayıplı-eksik imalatı gidermek için hiçbir şey yapmadığından müvekkilinden bakiye ücret talep edemeyeceğini, raporda ayıp giderinin bedeli ve nefaset indiriminin sadece “uygun olur” denilmek suretiyle belirlendiğini, kök rapora bu yönden itirazda bulunmalarına rağmen ek raporda da benzer açıklamada bulunulduğunu, bu belirlemenin belge ve delillerle desteklenmesi gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılarak asıl davanın reddine karşı davalarının ise kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Dava, eser sözleşmesine dayalı olarak bakiye iş bedelinin ve sözleşme dışı işlerin bedellerinin tahsili talebine, karşı dava ise aynı sözleşme kapsamında eksik ve ayıplı ifa iddiasına dayalı olarak tazminat talebine ilişkindir.
Dosya kapsamına göre, karşı dava dilekçesinde; geç teslimden kaynaklanan tazminat ödemesi, ayıplı ve eksik ifadan kaynaklı tazminat (nefaset bedeli), bu kapsamda gecikilen dönem için ödenen depo kira bedeli, yine gecikilen dönem için sözleşmeye konu ofis için ödenen kira bedeli, ticari gelir- ciro kaybı, başkalarına yaptırılmak zorunda kalınan iş bedelleri hususlarında açıklama yapıldıktan sonra sonuç kısmında bu taleplerinden hangisi için ne kadar bedel istendiği belirtilmeksizin toplam 50.000,00 TL tazminat talebinde bulunulmuştur. Davalı karşı davacı talepte bulunduğu her bir kalem yönünden ne miktara hükmedilmesini istediğini ayrı ayrı belirtmemiştir. Mahkemece davalı- karşı davacı vekiline talebini açıklaması, sonuç kısmında talep ettiği tazminatın ne kadarının dilekçe içinde geçen tazminat kalemlerine ilişkin olduğuna dair beyanda bulunması için süre verilmesi gerekirken, bu husus üzerinde durulmaksızın yargılamaya devam edilmesi hatalı olmuştur. Bunun dışında, gerekçeli kararda asıl dava üzerinden bir değerlendirme yapılmış, bu kapsamda geç teslimin söz konusu olmadığı ve bazı ayıplı imalatlar nedeniyle nefaset kesintisi yapılması gerektiğine dair değerlendirmeler karşı davadaki talepleri de ilgilendiriyor olsa da, iş sahibi tarafından açılan karşı davada ayıp ve eksik iş nedeniyle tazminat talebi de bulunduğundan, buna dair belirlenen bedelin asıl davadaki iş bedelinden mahsubu yoluna gidilmeyip karşı davada hüküm altına alınması gerekmektedir. Yine, kabul edilen bu ayıplı-eksik imalat nedeniyle davalı-karşı davacının ticari kayıp yaşayıp yaşamayacağının da değerlendirilmesi gerekir. İlk derece mahkemesince bu hususlar üzerinde uyulmaksızın yargılamanın neticelendirilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Ayrıca; davacı- karşı davalı tarafça Küçükçekmece 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/87 Değişik İş sayılı dosyası üzerinden yaptırılan keşif sonrasında sunulan 22/01/2016 tarihli bilirkişi heyeti raporunda, sözleşmenin 13. maddesinde 04/12/2014 günü yürürlüğe girdiği belirtilmiş ise de, e-posta yazışmalarına göre sözleşme konusunda mutabakatın 17/12/2014 tarihinde meydana geldiği, işin süresinin sözleşmede 50 gün olarak tespit edildiği, ödemelerdeki gecikme nedeniyle iş süresinin 6 gün uzaması gerektiği, ilave işler nedeniyle de iş süresinin 12 gün uzaması gerektiği, davacı- karşı davalı yüklenicinin yaptığı işlerin toplam bedelinin 247.598,84 TL + KDV olduğu, 200.000,64 TL sözleşme bedeli düşüldüğünde kalan 74 adet sözleşme dışı işin bedelinin 47.598,20 TL + KDV olduğu, bu miktarlardan eksik ve hatalı işler dolayısıyla toplam 3.662,80 TL nefaset kesintisi ile varsa hesaplanacak gecikme cezasının düşülmesi gerektiği belirtilmiştir.İlk derece mahkemesince, uyuşmazlığın çözümü için mahallinde yapılan keşif sonrasında düzenlenen 16/06/2017 tarihli kök bilirkişi heyeti raporunda, 21-22 ve 23. sayfalarda yerinde yapılan incelemelere dair tespitler yazıldıktan sonra 23. sayfanın devamında teknik değerlendirme yapılırken, mahalde yapılan incelemede tespit edilen hususlar ve Küçükçekmece 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/87 D.İş sayılı dosyasında yer alan imalatlara ilişkin planlar esas alınarak yapılan işin toplam tutarının belirlendiği belirtilerek, devamındaki tabloda kalem kalem hesaplama yapılmak suretiyle, sözleşmede belirtilen imalatlar ve birim fiyatlar esas alınarak ikmal edilen inşaat işlerinin; sözleşme içi toplam bedelinin 178.052,50 TL, sözleşme dışı ek işlerin toplam bedelinin 22.463,74 TL, ayıplı imalatlar nedeniyle yapılması gereken nefaset kesintisinin toplam 14.750,00 TL olduğu, elektrik işlerinin sözleşme içi toplam bedelinin 39.213,10 TL, sözleşme dışı ek işlerinin toplam bedelinin 7.345,52 TL, ayıplı imalatlar nedeniyle yapılması gereken nefaset kesintisinin toplam 7.000,00 TL olduğu, buna göre yapılan toplam imalatın 247.074,86 TL, bundan 200.000,64 TL düşüldükten sonra kalan sözleşme dışı imalatlar bedelinin 47.074,22 TL, yapılması gereken toplam nefaset ve ayıplı imalat kesintisinin 21.750,00 TL olduğu, toplam imalat bedeline %18’lik KDV miktarı da eklendiğinde bulanan rakamın 265.883,33 TL olduğu, bu miktardan 100.000,00 TL’lik davalı ödemesi düşüldüğünde kalan davacı alacağının 165.883,33 TL olduğu, sözleşme bedeli 200.000,64 TL, 59 gün olan iş süresine bölündüğünde 3.389,84 TL günlük bedel bulunduğu, sözleşme dışı imalatlar bedeli 47.074,22 TL de günlük 3.389,84 TL’ye bölündüğünde 14 günlük ek iş süresi bulunduğu, buna göre işin yeni bitim tarihinin 01/02/2015 + 14 gün = 15/02/2015 olduğu, dosyada işin kabulüne ilişkin belge bulunmadığı, tanık beyanlarına göre işin şubat ayı ortalarında tamamlandığı, sözleşme süresine ilave edilen 14 gün süre de dikkate alındığında gecikme cezası uygulanmasına gerek bulunmadığı, dosya kapsamına göre davalı tarafça ayıp ihbarının yapılmadığı belirtilmiş, taraf vekillerinin itirazı üzerine sunulan tarihsiz ek raporda, her bir itiraza ilişkin olarak açıklamalar yapılmış ve sonuç olarak kök raporda herhangi bir değişikliğe gidilmediği belirtilmiştir.Kök bilirkişi raporunda, işin tesliminde gecikme olup olmadığı belirlenirken sadece davacı- karşı davalı tanıklarının beyanları esas alınmış, davalı tanıklarının bu konudaki beyanlarına ve davacı- karşı davalının 06/05/2016 tarihli cevaba cevap dilekçesinde belirtmiş olduğu ve müvekkili bakımından bağlayıcılık arz eden, Aralık ayında 5 gün havanın yağışlı olması dolayısıyla, Ocak ayında 4 gün kar yağışı – 6 gün sağanak yağmur nedeniyle, 6 gün ödemeye bağlı, 12 gün ilave işlere bağlı gecikmeler olduğu, işin tesliminin 22 gün gecikmesinin buna bağlı olduğu beyanlarına, bu beyanda belirtilen günlerin toplamının 33 olduğu hususu değerlendirilmemiş, eser sözleşmesinde işin tesliminin ispat yükünün eser sahibinde (davacı-karşı davalı) olduğu, buna dair bir teslim tutanağı sunulmadığı hususları üzerinde durulmamış, sözleşme süresinin 59 gün olduğu esas alınarak günlük sözleşme bedeli ve bunun üzerinden de belirlenen ek iş miktarı bu bedeli bölünmek suretiyle 14 günlük ek işlerden kaynaklı sözleşme süresi bulunmuş ise de, tespit dosyasında sunulan raporda ve kök raporda dökümü yapılan mesaj kayıtlarına göre sözleşmeye ilişkin mutabakatın 16-17/12/2014 tarihli e-maillere kadar devam ettiği hususu değerlendirilmemiştir.Sunulan ek raporda, davalı- karşı davacı vekilinin hem rapora itiraz dilekçesinde hem de itiraz dilekçesinde belirtmiş olduğu itirazlar değerlendirilmiş olmakla birlikte, istinaf dilekçesinin 6 ve 7. sayfalarında sıralanan bu itirazlardan; 3. maddede yer alan prizlere, 4. maddesinde yer alan sıhhi tesisat izlerine, 5. maddede yer alan elektrik işlerine, 8. maddede yer alan dış cephende çelik kolonların kaplanması işine, 9. maddede yer alan Bursa beji platform işine, 11. maddede yer alan elektrik işlerine ilişkin itirazların ek raporda usulüne uygun denetime elverişli bir şekilde açıklanmamış oldukları, sözleşmede ELK.3, ELK.6, ELK.11, ELK.25 maddelerinde yer alan priz ve priz kasalarının haricinde nerede sözleşme dışı priz kullanıldığının açıklanmadığı, ek raporda “kök raporda sıhhi tesisat işleri ek işler kapsamında gösterilmemiştir” denmesine rağmen kök raporun 26. sayfasında sıhhi tesisat için kapak yapımı işinin sözleşme dışı işler içinde sayılmasına açıklık getirilmediği, 5. ve 11. maddelerde belirtilen elektrik işlerinin sözleşme dışı mahallerde yapılan işler olduğu belirtilmekle birlikte, bunun ayrıntısına denetime elverişli şeklide yer verilmediği, sözleşme dışı mahallerin raporda net bir şekilde belirtilmesi gerektiği, kök raporun 24. sayfasında yer alan dış cephe çelik kolanların kaplanması işinin sözleşmenin İnş.39 pozunda yer alan dış cephe mantolama işi kapsamında sayılıp sayılamayacağı değerlendirilmeksizin ek iş olarak kabul edilip bedel belirlendiği, Bursa beji platform işini birim fiyatı belirtilmeksizin hesaplandığı anlaşılmaktadır. Ayrıca rapor ve ek raporda, sözleşmenin 9. maddesi ve 3. maddesinin son kısmında yer alan yeni imalatların onaya sunulduktan sonra yapılacağı düzenlemeleri dikkate alınıp değerlendirilmemiştir.Açıklanan nedenlerle, mahkemece verilen karar usul ve yasaya aykırı bulunmakla, davalı-karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, öncelikle yukarıda belirtildiği şekilde davalı-karşı davacı vekiline karşı davaya ilişkin taleplerinin açıklattırılması için imkan verilip, sonrasında bilirkişi heyetinden yukarıda belirtilen eksik ve çelişkili hususların giderilmesi, karşı davada talep edilen tazminat kalemlerinin de ayrıca değerlendirilmesi hususunda ek rapor alınarak, belirtilen bu hususlarda yeniden inceleme ve değerlendirme yapıldıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi için HMK’nın 353/1-a-6.bendi gereğince kararın kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/02/2018 tarih, 2016/183 esas, 2018/149 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 20/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.