Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/979 E. 2020/1055 K. 12.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/979
KARAR NO : 2020/1055
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/02/2018
NUMARASI : 2015/669 Esas, 2018/52 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 13/10/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı tarafça istinaf talebinde bulunulmuştur.Davacı vekili, davalı şirketin bünyesinde hizmet veren Zincirlikuyu ofisinde, davalı şirketin talebi doğrultusunda, kuvveti ve zayıf akım komple elektrik işlerini yerine getirdiğini, davalıya gönderilen faturaların Eyüp … Noterliğinin 08.04.2015 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle davalıya tebliğ edildiğini, ayrıca takip konusu alacağa esas teşkil eden hizmetin ispatına yönelik İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/618 D.iş dosyasıyla delil tespiti talebinde bulunulduğunu, davalı şirkete çekilen ihtar ve ihbarlara rağmen davalı şirketin fatura bedellerini ödemediğini, davalı hakkında İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu, duran takibin devamı için iş bu davanın açıldığını beyanla, borçlunun icra takibine yaptığı itirazlarının iptaline, takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, taraflar arasında bir anlaşma bulunmadığını, ticari defterlerinde davacı şirketten böyle bir mal ve hizmet alındığına dair bir bilgi veya belge bulunmadığını, faturalara konu mal ve hizmetlerin alındığının davalı şirket tarafından kabul edilmediğini, delil tespiti dosyasında alınan rapora itiraz edildiğini, delil tespitinin konusunu maddi vakaların oluşturduğunu, bilirkişi raporunda belirtilen zarar miktarının davacı lehine kazanılmış hak doğurmayacağını, delil tespitinin kesin delil niteliğinde olmadığını, bilirkişi raporuna itiraz edildiğini, tespite konu fatura bedellerinin rayice uygunluğunun incelenmediğini, araştırma yapılmadığını, davacı aleyhine tazminata hükmedilmesi gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davacının faturaya konu işi yaptığının delil tespiti ve bilirkişi raporlarıyla anlaşıldığı, davalı vekilinin 17/04/2015 tarihli ihtarnamede, anılan faturaların hakedişlerle ve müvekkili şirkete verilen hizmetler ile uyumlu olmadığını ve bu suretle haksız olması nedeniyle müvekkili şirket tarafından kabul edilmediğini, haksız kazanç sağlayıcı nitelikte olduğunu belirtmesi nedeniyle davalının yapılan işi kabullendiği, 2 adet faturanın ticari defterlerinde kaydedildiğinden şirketin temsilcisi tarafından yapılması ve kabul edilmesi gerçekleşmiş olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının 352.053,80 TL asıl alacak ve 1.129,00 TL işlemiş faiz alacağı bakımından iptaline karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, faturaların müvekkili şirket tarafından süresinde iade edildiği, iade edilen faturaların müvekkili şirketin kayıtlarında yer almadığı gibi, 23/03/2017 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere faturaların ön bütçe çalışması ile uyumlu olmadığı, ispat yükü üzerinde olan davacının ispata yönelik olarak sunduğu tek belge olan “Bütçe çalışması” başlıklı belgenin, taraflar arasında mutabakata işaret etmediği, belgede şirket kaşe ve unvanının bulunmadığı, belge üzerinde … ait olduğu iddia edilen bir imzanın bulunduğu, fakat bu kişinin şirketi temsile yetkili olmadığı, bu kişi hakkında nitelikli dolandırıcılıktan suç duyurusunda bulundukları, akdi ilişkiyi ispatlamaya elverişli olmadığı, mahkemece atıfta bulunulan ve müvekkili tarafından davacıya gönderilen 17/04/2015 tarihli ihtarnameye ilişkin vekaletnamede borcu kabul ya da yetkisiz temsilcinin işlemine icazet verme gibi bir yetkinin bulunmadığı, davacının akdi ilişkiyi ispatladığı kabul edilse bile, davacının iddia ettiği alacak tutarının hukuka aykırı olarak tespit edildiği, müvekkili tarafından davacının dayandığı faturalara itiraz ve iade edildiği hususunun mahkemece değerlendirilmediği, davacının ispat yükünü yerine getiremediği için davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yerel mahkemenin eksik ve hatalı değerlendirmesi ile davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Davacı alacağını takip talebine ekli 10 adet fatura konusu işe dayandırmaktadır. Davalı ise faturaların içeriğinde belirtilen işlerin yapılmadığını savunmaktadır.Taraflar arasında düzenlenen teklif formu icap niteliğinde olup, davalı şirket adına … tarafından imzalanmakla sözleşme haline gelmiştir. Davalı tarafça teklifi imzalayan … şirketi temsil yetkisi bulunmadığı ileri sürülmekte ise de, davalı şirket tarafından davacıya gönderilen Beyoğlu …. Noterliği’nin 17/04/2015 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesinde, davacı tarafından gönderilen faturaların yapılan işlerle uyumlu olmadığı, fahiş ve haksız olduğu, haksız kazanç sağlayıcı nitelikte olduğu belirtilmiştir. Böylelikle, … tarafından imzalanan “teklifiniz kabul edilmiştir” denilerek imzalanan ve sözleşme haline gelen belge nedeniyle … şirketi temsile yetkili olduğunun davalı şirketçe kabul edildiği sonucuna varılmaktadır.Davacı tarafça İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/618 D.iş sayılı dosyasında delil tespiti dosyası talebi sonucunda düzenlenen 28.05.2015 tarihli bilirkişi raporunda, icra takibine konu edilen her bir faturanın ve takibe konu edilmeyen 890 nolu ve 2891,00 TL bedelli faturanın kapsamına giren tüm imalatlar, imalatın cinsi, miktarı ve mahalli ile her bir mahalde ne miktarda iş yapıldığı hususları da belirtilmek suretiyle tespit edildiği, fotoğraflandığı anlaşılmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda ise söz konusu faturalar, bu faturaların kapsamını belirten 2015/618 D.iş sayılı tespit raporu ile taraflar arasında geçerli olan ve … tarafından imzalanan sözleşme içeriği incelenip değerlendirilmiş değildir. Bu durumda mahkemece son bilirkişi raporunu düzenleyen bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif yapılarak 2015/618 D.iş sayılı tespit raporunda belirtilen dava konusu faturaların kapsamına girdiği tespit edilen imalatların mahalline uygun olup olmadığı belirlenip, sözleşmedeki fiyatlarla fiyatlandırması yapılarak, fatura bedellerinin kadri marufunda bulunup bulunmadığının araştırılması, fatura bedellerinin kadri marufunda bulunmaması halinde, sözleşmede belirtilen rakamlara göre davacı alacağının hesaplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, elektrik konusunda uzman olmayan inşaat mühendisi bilirkişi tarafından piyasa rayiçlerine göre düzenlenen miktar ve bedeller esas alınmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/02/2018 tarih, 2015/669 Esas, 2018/52 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 13/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.