Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/959 E. 2020/1164 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/959
KARAR NO: 2020/1164
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/11/2017
NUMARASI: 2015/1014 Esas, 2017/1463 Karar,
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 22/10/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalı şirket ile yapılan 06.03.2014 tarihli “Reklam ve Tanıtım Hizmetleri Sözleşmesinin” “diğer hizmetler” başlığı kapsamında davacı müvekkili şirket tarafından yerine getirilen ek iş ve hizmetlere ilişkin olarak bakiye 145.000,00 TL ile bunun işlemiş faizi olan 1.191,90 TL’nin davalı şirketten tahsiline ilişkin olarak başlatılan icra takibine davalı tarafça haksız olarak itirazda bulunulduğu belirtilerek, itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili, sözleşme gereği davalı şirkete sunulacak “diğer hizmetler” kapsamındaki projelerin bütçelerinin ayrı bir teklif şeklinde davalı şirkete bildirilmesi gerektiği halde bu bildirimin yapılmadığını, talep edilen bedellerin gerçeği yansıtmadığını, verildiği söylenen hizmetlere ilişkin fatura düzenlenmemiş olmasının da ortada geçerli bir sözleşmenin bulunmadığını ispatladığını, e-postaların münhasır delil teşkil etmeyeceğini, davacının iddialarını senetle ispat etmesi gerektiğini belirterek, davanını reddine ve dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, sözleşmeye konu işin yapıldığının taraflar arasındaki yazışmalardan ve teknik bilirkişi tespitlerinden anlaşıldığı, söz konusu iş bedelinin sözleşme ve rayiç değerler dikkate alındığında 98.600,00 TL + %18 KDV = 116.348,00 TL olduğu gerekçesiyle, davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın 116.348,00-TL asıl alacak yönünden itirazın iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, takibe takip tarihinden itibaren avans faizinin uygulanmasına, İİK.’nın 67/2 maddesi uyarınca hükmedilen alacak bedeli olan 116.348,00-TL’nin %20’si oranında olmak üzere 23.269,60-TL icra inkar tazminatına hükmedilmesine, bunun davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, bilirkişi raporunun hatalı ve eksik değerlendirmeler içerdiğini, fiyat belirlenirken üçüncü kişilerden görüş alındığını, fiyat belirlemesi konusunda tarafların anlaşmamış olduğu belirtilmesine rağmen davacının belirlediği fiyata itibar edildiğini, davacının 26.11.2015 tarihli ihtarnamesindeki yer alan fiyat listesi ile bilirkişi raporunda davacı taleplerine dayanak alınan fiyat ve hizmet listesinin farklı olduğunu, bu durumun davacının iddialarını keyfi olarak belirlediği listelere dayandırdığını ispatlar nitelikte olduğunu, davaya konu işlemler için düzenlenmiş fatura olmamasına rağmen KDV’nin de asıl alacak olan tutara eklenmiş olmasının yasaya aykırı olduğunu, senetle ispatı gereken uyuşmazlıkta, e-posta yazışmalarının dikkate alınarak hüküm kurulmasının hatalı olduğunu sözleşmenin 18. Maddesindeki e-postalara ilişkin münhasır delil düzenlemesinin sadece sözleşmeden doğan uyuşmazlıklara yönelik olduğunu, sözleşme dışı olan taleplere uygulanamayacağı, davacının ticaret defter ve kayıtlarını ibraz etmediğini, onay verildiği söylenen bir kısım e-maillerin kabul edilemeyeceğini, en azından onay bulunmayan e-maillerin hesaplamadan çıkarılması gerektiğini, raporun 4. sayfasındaki tabloda onay verilen yalnızca 9 kalem hizmet bulunduğunu, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine ve davalı tarafın dava değerinin %20’sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, eser sözleşmesine dayalı bakiye iş bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir. Taraflar arasında imzalanan 06/03/2014 tarihli sözleşmenin 7. Maddesine göre, davacı yüklenici davalıya Ek-A’da detayı belirtilen “Sosyal Medya Danışmanlığı” kapsamında aylık 10.750,00 TL + KDV, “Sosyal Medya Monitoring” kapsamında aylık 3.750,00 TL + KDV olmak üzere aylık toplam 14.500,00 TL + KDV ödeyecektir ve sözleşmenin 12. Maddesine göre süresi 1 yıllıktır. Sözleşmenin eki mahiyetindeki Ek-A’da bunların yanında ayrıca “Diğer Hizmetler” başlığı altında bir kısım işlere yer verilmiş, bu kapsamda davalı iş sahibi tarafından talep edilmesi halinde davacı yüklenici tarafından ilgili projeler için ayrı bir teklif ve proje bütçesinin yazılı olarak sunulacağı, söz konusu projelere ait iş bedelinin tarafların karşılıklı mutabakatı ile belirlenerek imza altına alınacağı belirtilmiştir. Davacı tarafın talebi, Ek-A’da belirtilen “Diğer Hizmetler” kapsamında davalıya verildiği belirtilen ek iş ve hizmet bedellerine ilişkindir. Davacı tarafça bu iddia ve talebine dayanak olarak sunulan bir adet CD üzerinde mahkemece yaptırılan bilirkişi heyeti incelemesi ve bilirkişi heyetinin davalı şirkette yapmış olduğu incelemeler neticesinde düzenlenen teknik bilirkişi, yeminli mali müşavir ve ticaret borçlar hukuku öğretim üyesi bilirkişiden oluşan 19/07/2016 tarihli 3 kişilik bilirkişi heyeti raporunda ve sonrasında düzenlenen 20/01/2017 tarihli ek raporda, CD üzerinde kayıtlı olan görüntü ve yazışmalardan … firmasınca “Diğer Hizmetler” kapsamında davacı … firmasına bazı siparişlerin verildiği, bunların … firmasınca yerine getirildiği, davalı tarafından ihtilaf konusu yapılmayıp bedeli ödenen benzer hizmetlerin siparişlerinin de CD’de yer alan bir kısım yazışmalara onay veren davalı şirket elemanlarınca verildiği, siparişi verilen ve … firmasından teslim alınan logo ve benzer işlerin … tarafından kullanıldığının görüldüğü belirtilmiş ve CD’de kayıtlı bulunan 34 kalem ek işe ilişkin olarak, davalı tarafça mutabık kalınmamakla beraber yine de bazı ödemelerini yaptığı liste dikkate alınarak, listede bulunmayan işler için ise piyasa koşulları araştırılarak toplam 98.600,00 TL + %18 KDV olmak üzere 116.348,00 TL bedel belirlenmiştir. Her ne kadar davalı iş sahibince, sözleşmenin 18. Maddesindeki e-postalara ilişkin münhasır delil sözleşmesi düzenlemesini sadece sözleşmeden doğan uyuşmazlıklara yönelik olduğu, sözleşme dışı olan taleplere uygulanamayacağı, bu nedenle davacı tarafça sunulan e-mail kayıtlarının delil olarak dikkate alınamayacağı ileri sürülmüş ise de, “Diğer Hizmetler” konusunun yer aldığı Ek-A’nın da sözleşmenin eki mahiyetinde olduğu, böyle bir münhasır delil sözleşmesi olmasa dahi e-mail yazışmalarının HMK’nın 199. Maddesi kapsamında belge delili olarak dikkate alınabileceği anlaşılmaktadır. Yine istinaf delikçesinde Ek-A’da “Diğer Hizmetler” için belirlenen usulün davacı tarafça uygulanmadığı belirtilmiş ise de, CD kaydında yer alan mesaj kayıtlarına göre 34 kalem ek işten 9 adedine davalı şirketin elemanlarının onay verdikleri, onay verilmeyen bir kısım iş ve hizmetlerin de fiilen davalı şirketçe kullanılmakta olduğu, sözleşmenin “Sosyal Medya Danışmanlığı” ve “Sosyal Medya Monitoring” hizmetlerine ilişkin bir yıllık sözleşme süresince ödenmesi gereken bedel KDV dahil toplam 205.320,00 TL olmasına rağmen bilirkişi heyeti raporunda tespit edildiği üzere davalı tarafça davacıya ödenen toplam miktarın 522.244,58 TL olması karşısında “Diğer Hizmetler” kapsamında da ek iş ve hizmetler alındığını ve bunların miktarının dava konusu bedelden çok fazla olduğu sonucuna varılmaktadır. Kök bilirkişi heyeti raporunun 9. Sayfasında yer verilen … yetkililerinin şirkette yapılan inceleme sırasındaki beyanlarında davacı ek iş ve hizmetlerde bulunduğu anlaşıldığından, “Diğer Hizmetler” için Ek-A’da öngörülen onay usulünün bizzat davalı tarafça fiilen ortadan kaldırıldığı ve mail yazışmaları suretiyle bu işlerin yaptırılarak bedellerinin ödenmesi yoluna gidildiği belirlenmiştir. Davalı defter kayıtlarında davaya konu 34 kalem işe ilişkin alacak talebi ile ilgili olarak bir kayıt bulunmamaktadır. Tüm bu açıklama ve tespitlere göre, davacı tarafça davaya konu 34 kalem ek iş ve hizmet için davalıdan ödeme talebinde bulunulmasının haklı olduğu, bunlara ilişkin olarak bilirkişi raporunda ödemesi yapılan benzer kalemler dikkate alınarak serbest piyasa rayiçlerine göre belirlenen bedellerin yerinde olduğu, yerleşik yargıtay içtihatlarında belirtildiği üzere eser sahibinin KDV’yi talep etmesi için fatura düzenlemesinin şart olmadığından, davalı vekilinin hükmedilen asıl alacak ve buna dahil KDV’ye yönelik istinaf itirazları yerinde bulunmamıştır. Ancak, alacak likit olmadığından ve miktarı bilirkişi incelemesi ile belirlendiğinden davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur. İlk derece mahkemesince yerinde görülmeyen işlemiş faiz talebi davacı tarafça istinaf konusu edilmediğinden bu hususta bir değerlendirme yapılmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2.bendi gereğince kaldırılarak, davanın asıl alacak yönünden 116.348,00 TL üzerinden kısmen kabulü ile bu miktar itibari ile davalının itirazının iptaline, davacının icra inkar tazminatı talebinin ise reddine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere; A) 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, 2-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/11/2017 tarih ve 2015/1014 esas, 2017/1463 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davacının davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın 116.348,00-TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, alacağa takip tarihinden itibaren avans faizinin uygulanmasına, 4-Davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
B) İLK DERECE YARGILAMASI YÖNÜNDEN 1-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 7.947,73 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.751,32 TL + icra dosyasına yatırılan 733,46 TL harçtan oluşan toplam 2.484,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.462,95 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 2-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 12.057,84 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 3.498,24 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davacı tarafından yatırılan 1.751,32 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, 5-Davacı tarafından yapılan; 3.450,00 TL bilirkişi ücretleri, 183,00 TL posta ve tebligat masraflarından oluşan toplam 3.633,00 TL yargılama masrafından davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 2.905,10 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, Bakiye kısmın davacının kendi üzerinde bırakılmasına, 6-Davalı tarafından belgelendirilen 33,00 TL tebligat giderinin davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 6,60 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, Bakiye kısmın davalının kendi üzerinde bırakılmasına, 7-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa iadesine,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davalı tarafından yatırılan 1.987,00 TL istinaf karar harcının istek halinde ve karar kesinleştiğinde kendisine iadesine, 2-Davalı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 50,00 TL müzekkere gideri olmak üzere toplam 148,10 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 22/10/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.