Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/953 E. 2020/1145 K. 20.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/953
KARAR NO: 2020/1145
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/01/2018
NUMARASI: 2014/1017 Esas, 2018/84 Karar,
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 20/10/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ‘Havalandırma Yağ ve Duman Emiş Sistemi’ konulu 01/02/2014 tarihli sözleşmenin akdedildiğini, müvekkili şirketin sözleşme gereği yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davalının bu iş bedeline ilişkin olarak düzenlenen 10/02/2014 tarihli 19.470,00 TL’lik ve 17/02/2014 tarihli 296,18 TL’lik bedelli faturaları kabul etmediğini, müvekkili şirketin Büyükçekmece … Noterliği 20/02/2014 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile davalıdan cezai şart talebinde bulunduğunu, davalının Beyoğlu … Noterliği ile itiraz ve sözleşmeye aykırı hususlar olduğunu iddia ettiğini ve faturaları iade ettiğini belirterek, yapılan iş karşılığı şimdilik 10.000,00 TL’nin ve sözleşmede kararlaştırılan cezai şart için şimdilik 100,00 TL’nin müvekkili şirkete dava tarihi itibariyle hesaplanacak bankalarca uygulanan en yüksek ticari faizi ile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile de, iş bedeli talebini 11.936,63 TL’ye, cezai şart talebini ise 10.903,20 TL’ye yükselterek toplamda 22.839,83 TL’nin tahsilini istemiştir. Davalı vekili, davacının sözleşme ile üstlendiği edimlerini usulüne uygun yerine getirmediğini, işi süresinde bitirmediğini, garanti şartlarına aykırı davrandığını, eksik imalatta bulunulduğunu belirterek, öncelikle ayıpların giderilmesini, aksi halde bedelden buna göre indirim yapılmasını, geç teslimden kaynaklı cezai şartın ve eksik kullanılan sac bedelinin de tenzilini, planlı bakım sözleşmesinin imzalanarak garanti süresinin başlatılmasını talep etmiştir. Mahkemece, davacının işi büyük oranda süresinde teslim ettiği, eksik ayıplı iş bedeli (1.367,24 TL) düşüldüğünde 10.102,76 TL alacağının kaldığı, işi eksiksiz teslim etmediğinden cezai şart bedeli istemeyeceği gerekçesiyle, davacının kısmen kabulü ile 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye istemin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, cezai şart bedeline de hükmedilmesi gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının bu yönden kısmen düzeltilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, dile getirdikleri tüm ayıpların bilirkişi raporuyla tespit edilmesine rağmen bu ayıplar için bedelden düşülmesi gereken miktarların eksik ve yetersiz hesaplandığını belirtmiş, dilekçesinde eksik ve ayıplı imalatları ayrıntılı olarak sıralamış, sözleşmenin 6. maddesi gereğince 5.735,00 TL’lik son ödemelerin işin bitim tarihi olan 09.02.2014’de 45 günlük (2 adet) çek şeklinde kararlaştırılmış olması sebebiyle 07.04.2014 olan dava tarihi itibariyle temerrüt olgusunun gerçekleşmediğini, dava tarihinden avans faizine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, tüm borcun muaccel olduğu tarihin 26/04/2014 olacağını, 2 yılık garanti süresi içinde motorun yandığını ve davacı tarafından sorun giderilmediğinden 1.770,00 TL’ye yeni motorun alındığını, bu miktarın da tenzili gerektiğini, davacı yapmadığı için başka firmalara yaptırılan bakım bedellerinin de mahsubu gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, eser sözleşmesine dayalı bakiye iş bedelinin ve cezai şart bedelinin tahsili talebine ilişkindir. Davalı tarafça, ayıplı ifa ve geç teslim savunması bulunularak öncelikle bakiye iş bedeline hak kazanılamadığı, kazanılsa bile bunlardan kaynaklı cezai şart bedelinin ve eksik – ayıplı iş bedellerinin bakiye iş bedelinden mahsubu gerektiği savunulmuştur. Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. 25/09/2017 tarihli bilirkişi heyeti raporunda belirtildiği üzere, karşılıklı e-postalar sonrasında üzerinde mutabık kalınan sözleşme metinine göre, sözleşmeye konu iş götürü usule göre malzeme, işçilik ve KDV dahil toplam 19.470,00 TL olarak belirlenmiş, 6. maddede ödeme şekli; sözleşme tarihinde (01/02/2014) 8.000,00 TL, iş bitim tarihinde (09/02/2014) 5.735,00 TL 45 gün vadeli çek, iş teslim tarihinde (16/02/2014) kontroller yapılıp iş teslim alındıktan sonra 5.735,00 TL 75 gün vadeli çek olarak belirlenmiştir. Davalı tarafça 03/02/2014 tarihinde 8.000,00 TL iş bedeli ödenmiş, buna göre 11.470,00 TL bakiye iş bedeli kalmıştır. Sözleşmenin 12. maddesine göre, taraflardan biri, iş teslimi veya ödeme konusunda temerrüte düşerse, sözleşme toplam bedeli üzerinden, her bir gün için %1 oranında cezai bedeli ödeyecektir. Mahkemece alınan 09/11/2015 tarihli ilk bilirkişi heyeti raporunda, davalının ilk ödemeyi 2 gün geç yapması nedeniyle teslimdeki 1 günlük gecikmeden dolayı cezai şart isteyemeyeceği, meydana gelen gürültünün tasarlanan sistem için normal olduğu, sistemin en düşük kapasitede çalıştığı anda bile mutfakta negatif basın oluştuğu, kokuya ilişkin davalı iddiasının yerinde olmadığı, bacadan mutfağa su aktığına dair bir iz görülmediği, baca yüksekliğinin çatıya çıkılarak ölçülemediğini, somut olayda cebri havalandırma var olduğundan, fan motoru kullanıldığından, fotoğraftan baca ağzının çatı yüksekliğinin 2 katından fazla olduğu görüldüğünden yeterli olduğunu, davalının bu itirazının da yerinde olmadığı, sistemin davacı yüklenicinin kontrolünde çalıştırılmaması, periyodik bakımlarının yatırılıp yaptırılmadığının bilinmemesi nedeniyle davalının garanti kapsamında da talepte bulunamayacağı belirtilmiştir. 25/09/2017 tarihli ikinci raporda ise, egzoz kanalında akıntı için drenaj olmamasının ayıp olduğunu, bunun bedelinin 194,70 TL olacağı, fanın mutfak içindeki montaj bağlantısı terasta titreşim oluşturduğu için uygun olmadığı, fiilen yapılan havalandırma sisteminin 37,4m² olduğu, bu değerinin sözleşmede belirtilen 52,4m²’den az olduğu, aradaki 15m² farkın 10.02.2014 tarihindeki değerinin 993,68 TL +%18 KDV=1.172,54 TL olduğu, diğer imalatların sözleşmeye uygun olduğu belirtilmiş, mahkemece de bu rapor doğrultusunda belirlenen toplam 1.367,24 TL’lik ayıp indirimi 11.470,00 TL bakiye iş bedeline mahsup edilmek suretiyle kalan 10.102,76 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 25/09/2017 tarihli bilirkişi heyeti raporunda, fanın mutfak içindeki montaj bağlantısının terasta titreşim oluşturduğu için uygun olmadığı belirtilmesine rağmen bunun giderilmesi gereken bir ayıp olup olmadığı, giderilebilir ise maliyetinin ne kadar olacağı hususunda değerlendirme yapılmadığı, yine raporda fanın 680 devir/dakikada çalıştırılması halinde havalandırma sistemindeki basınç kaybının karşılanmadığı, sadece 11.500 m3/h debiye uygun devirde çalıştırıldığında havalandırmanın sağlanabileceği belirtilmesine rağmen, bu durumun da raporun 14. sayfasında yer verilen tablonun ilk sırasında yazılı olan bulunması gereken özelliklerden “Fan 7.000 m3/h – 680 d/d çalışacaktır” özelliği karşısında sözleşmeye aykırılık teşkil edip etmeyeceği, bu bakımından da bir ayıp tenzili gerekip gerekmeyeceği hususunda da değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar davalı tarafça başka şirketlere yaptırıldığı belirtilen bakım bedellerinin de bakiye iş bedeline mahsup edilmesi gerektiğine dair istinaf itirazı da ileri sürülmüş ise de, sözleşmenin 5. maddesine göre garanti hükümlerinin ve davacının bakım hizmeti yükümlülüğünün devreye girebilmesi için aylık her bakım için 125,00 TL ödenmesi gerektiği, davalı tarafça bu kapsamda yapılan bir ödemenin bulunmadığı, bu nedenle davalının bakım hizmeti verme yükümlülüğünün doğmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin bu dair istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Yine davalı tarafın istinaf dilekçesinde, eksik sac bedelinin birim fiyatının 68,00 TL olarak dikkate alınması gerektiği ileri sürülmüş ise de, bu fiyatın neye göre belirlendiği dosya içeriğinden anlaşılamadığından bilirkişi raporunun 14. Sayfasında yer verilen teklif mektubu açıklamasında böyle bir birim fiyata rastlanmadığından davalı vekilinin buna dair istinaf itirazı da yerinde görülmemiştir. Bu açıklama ve tespitler doğrultusunda, davacının eksik ve ayıplı ifada bulunduğu ilk derece mahkemesince belirlenmesine ve buna dair mahsupta bulunulmasına rağmen, davacı tarafça bu hususta bir istinaf itirazı ileri sürülmediğinden, ayıplı ve eksik ifası bulunan davacı eser sahibinin sözleşmenin 12. Maddesi kapsamında cezai şart bedeli talep etmesi mümkün olmadığından, davacı vekilinin istinafının reddine karar verilmiştir. Davalı vekilinin istinafının ise kısmen kabulü ile, fanın mutfak içindeki montaj bağlantısının terasta titreşim yapması ve fanın 680 devir/dakikada çalıştırılması halinde havalandırma sistemindeki basınç kaybının karşılanmaması, sadece 11.500 m3/h debiye uygun devirde çalıştırıldığında havalandırmanın sağlanabilmesi hususları bakımından da ayıplar mevcut olduğu dikkate alınarak, bunlara dair de varsa eksik ve ayıplı iş bedellerinin tespit edilerek, belirlenencek tüm ayıp ve eksik işler bedelinin toplam götürü bedele oranlanmak suretiyle davalının mahsubunu talep edebileceği bedel belirlenerek, davalı tarafça yapılan ödeme de düşüldükten sonra kalan bedele hükmedilmesi gerekirken, bu usule uygun karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğundan, kararın kaldırılmasına ve dosyanın belirtilen şekilde eksiklikler tamamlandıktan sonra bir karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6.bendi gereğince kaldırılarak, yukarıda açıklanan şekilde inceleme yapılıp sonucuna uygun karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE, 2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, 3-İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/01/2018 tarih, 2014/1017 esas, 2018/84 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 4-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 5-Alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcından peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 18,50 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 6-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 7-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, 8-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 9-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 20/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.