Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/883
KARAR NO : 2018/763
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/03/2018
NUMARASI : 2018/323 Esas,
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 05/06/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen ara karara karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Taraflar arasındaki dava, taraflarca imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesi ilişkisi kapsamında ve inşaat aşamasında tarafların finansman ihtiyacının giderilmesine yönelik olarak taraf şirketlerin yetkilileri tarafından imzalanan 11/11/2008 tarihli protokol gereği bankadan alınacak kredi nedeniyle davacılar … ve … tarafından davalı … lehine keşide edilen 11/11/2008 tarihli ve 200.000,00-EURO bedelli senede ve aynı tarihli protokole dayalı olarak davalı-alacaklılar tarafından davacı-borçlular aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında başlatılan ilamsız icra takip dosyasında davacıların borçlu olmadığının tespiti, istirdat, takibin iptali ve kötüniyet tazminatı talebine ilişkin olup; davacı yüklenici, davalı taraf ise iş sahibidir.
Açılan davada, davacı tarafın tebligatın usulsüz yapılması nedeniyle kesinleşen takibin, yaklaşık ispat kuralı da gözetilerek öncelikle teminatsız aksi halde %15 teminat karşılığında durdurulmasına yönelik tedbir talebi mahkemece 20/03/2018 tarih ve 2018/323 Esas sayılı Ara Kararı ile, talebin yargılamayı gerektirmesi ve uyuşmazlığı çözecek nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği belirtilerek talebin reddine dair verilen karar davacı vekilince süresinde ve usulünce istinaf edilmiştir.
Davacı vekili istinaf talep dilekçesinde özetle, müvekkilinin davalı tarafa borçlu olmadığı hatta alacaklı olduğunu, takip dayanağı protokolün geçersiz olduğunu, senedin teminat senedi olduğu ve zaman aşımına uğradığını belirtilerek yerel mahkeme kararının kaldırılarak talebinin kabul edilmesini talep etmiştir.
İhtiyatı tedbirin şartları 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Bu yasa hükmüne göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. İhtiyati tedbirde asıl olan, ihtiyati tedbire esas bir hakkın varlığı ve bir ihtiyati tedbir sebebinin bulunmasıdır. HMK’nın 390/3. maddesine göre, tedbir talep eden taraf, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Burada sözü edilen ispatın ölçüsü ise, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralının uygulanmasında hakim, iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır.
Geçici hukuki koruma kararlarından olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur.
Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan hakime geniş bir takdir alanı bırakmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemeli ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Kanun’un öngördüğü ölçüde ispat edilememişse veya yaklaşık da olsa ispatı yargılamayı gerektiriyorsa ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. HMK’nın 389. maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ise hakim, ihtiyati tedbire davanın her aşamasında karar verebilir.
Davadaki asıl talep, borçlu olmadığının tespiti, istirdat, takibin iptali ve kötüniyet tazminatı talebine ilişkin olup, davanın esası yönünden haklılığın yaklaşık olarak ispatına ilişkin mevcut delil durumu ile mahkeme gerekçesine göre tedbir talebinin reddine dair karar usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olmakla davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/03/2018 tarih ve 2018/323 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE,
2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere 05/06/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.