Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/877 E. 2020/1007 K. 06.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/877
KARAR NO: 2020/1007
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/02/2018
NUMARASI: 2017/734 Esas, 2018/126 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 06/10/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davacı yüklenici tarafından davalı iş sahibine yapılıp teslim edildiği belirtilen ürünlere (kataloglara) ilişkin cari hesap ekstresinde belirtilen faturalara dayalı olarak davalı aleyhine başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini, itirazda belirtilen cari ekstrede belirtilen faturalardaki bazı ürünlerin teslim edilmediği, bazı ürünlerin hatalı olması dolayısıyla alacaklı şirkete iade edildiği, bazı ürünlerin ise hatalı basıldığı iddiasının doğru olmadığını, süresinde yapılan bir ayıp ihbarı bulunmadığını belirterek, davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın değişen oranlardaki ticari reeskont avans faiz oranıyla birlikte tahsiline, davalının takibin %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı tarafça süresi içinde bir cevap dilekçesi sunulmamış, mahkemece alınan bilirkişi raporunun tebliği sonrasında davalı vekilince 15.01.2018 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi dosyaya sunulmuştur. Davalı vekili icra dosyasına sunmuş olduğu itiraz dilekçesinde, anlaşmaya konu 3000 adet kataloğun tamamının hatalı olduğunu, 800 adedinin kullanılamaz durumda olduğu için karşı tarafa iade edildiğini, ayrıca çekimi yapılan ürünlerin grafik tasarımlarının da teslim edilmesi gerektiği halde edilmediğini belirterek, icra dairesinin yetkisine, asıl alacağa, faiz ve tüm fer’ilerine itiraz etmiştir. Mahkemece, eser sözleşmesine dayalı katalogların teslim edilmesine, buna ilişkin faturaların her iki taraf defterlerinde kayıtlı olmasına rağmen, davalının ayıp savunmasına ilişkin cevap ve delil sunmadığı, dayanak tespit ya da inceleme raporu bulunmadığı, iade faturasının itiraz süresinden sonra (icra takibinden de sonra) düzenlendiği ve davacı tarafça iade edildiği, takibe konu bedelin ödendiğine ilişkin de delil belge sunulmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibinde davalının itirazın iptaline, takibin 13.099,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacağın %20’si oranında 2.619,80 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, mali müşavir bilirkişinin ayıp hususunda uzmanlığı bulunmadığından raporunun hükme esas alınamayacağını, müvekkili şirket tarafından kesilen iade faturalarının ticari defterlerinde kayıtlı olmasının borçlu değil, alacaklı olduğunun göstergesi olduğunu, fatura konusu mallar ayıplı olduğundan, taraflar arasında ihtilaf bulunduğundan muaccel bir alacak olmadığını, herhangi bir cari mutabakat bulunmadığını, malların ayıplı olarak müvekkiline teslim edildiğinin ve ayıp ihbarında bulunulduğunun dikkate alınmadığını, icra-inkar tazminatı şartlarının oluşmadığını, alacağın likit olmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, TBK’nın 470 vd. Maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesine dayalı olarak bakiye iş bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. Davalı tarafça süresinde cevap dilekçesi sunulmadığından davacının tüm iddiaları inkar edilmiş sayılmakla birlikte, sonradan davalı vekilince sunulan defter kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde, davacının cari hesap alacağına dayanak faturalarının tamamının davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve icra takip tarihi itibariyle davacıya 13.099,00 TL borçlu gözüktüğü tespit edilmiştir. Takip talebinde yazılı olan asıl alacak miktarı da 13.099,00 TL’dir. HMK’nın 222/4.maddesi gereğince davalı defterlerindeki bu borç kaydı kendisi aleyhine delil teşkil etmektedir. Ayrıca, dava dilekçesi ekinde sunulan ve davalı şirketin de imzası bulunan 30.03.2017 tarihli mutabakat mektubunda da o tarih itibariyle davalının 20.845,00 TL borç bakiyesi bulunduğu; davalı defterlerine kaydedilen 14.02.2017 tarihli 23.600,00 TL’lik faturada da bakiye borç miktarının 20.845,00 TL olduğu yazılıdır. Bu tespit ve açıklamalara göre, takip tarihi itibariyle davalının davacıya takip talebinde belirtilen 13.099,00 TL miktarda borçlu olduğu davacı tarafça sunulan mutabakat mektubu ve davalı defter kayıtlarından anlaşılmaktadır. Davalı tarafça süresi içinde cevap dilekçesi sunulmayarak davacının tüm iddiaları reddedilmiş sayılmıştır. Borca itiraz dilekçesinde sözleşmeye konu ürünlerin 800 adedinin teslim sırasında bariz ayıplı olduğu için iade edildiği, kalan kısmının ise yine ayıplı olması sebebiyle bunlara ilişkin iade faturası düzenlendiği ileri sürülerek, sözleşmeye uygun bir ifa bulunmadığından davacının bir ücret talebinde bulunamayacağı savunulmuştur. Ancak süresi içinde bir cevap ve delil dilekçesi sunulmadığı gibi, yargılama sırasında söz konusu ayıplı ifa ve ürünlerin bir kısmının teslim anında iade edildiği savunmasına ilişkin bir delil de sunulmamıştır. Her ne kadar davalı tarafça davacıya gönderilen Büyükçekmece … Noterliği’nin … yevmiye sayılı 16.05.2017 tarihli ihtarnamesinde ürünlerin teslim edildiği gün içerisinde sözlü olarak iade taleplerinin kabul edildiği ve 800 adet kataloğun geri alındığı belirtilmiş olmasına rağmen, buna dair de hiçbir delil sunulmamıştır. Davacı tarafça bu ihtara karşı gönderilen Bakırköy … Noterliği’nin … yevmiye sayılı ve 23.05.2017 tarihli ihtarnamesinde davalı tarafın ayıp ihbarı ve ürün iadesi iddialarının kabul edilmediği belirtilmiştir. Davalı tarafça gönderilen ihtarnamede davaya konu katalogların 14.02.2017 tarihinde kendilerine gönderildiği beyan edilerek teslimin en geç bu tarihte yapılmış olduğu kabul edilmiştir. Davacıya gönderilen ihtarname tarihi ise bundan 3 ay sonra 16.05.2017 tarihlidir. Arada geçen süreçte davacıya ayıp ihbarında veya ürün iadesinde bulunulduğuna dair bir belge dosyada bulunmamaktadır. Davalı tarafça düzenlenen 10.05.2017 tarihli iade faturaları da icra takip tarihi olan 17.04.2017’den sonra düzenlenmiştir. Bu açıklamalar doğrultusunda, davalı tarafın kendisine teslim edilen katalogların ayıplı olduğu, bir kısmının teslim anında iade edildiği savunmasını ispat edemediği, buna ilişkin makul süre içinde yapılan bir ayıp ihbarı bulunmadığı, yargılama sırasında da bu savunmanın ispatı için süresinde bir cevap dilekçesi sunularak keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasının talep edilmediği anlaşılmaktadır. Davalının kendi defter kayıtları ve 30.03.2017 tarihli mutabakat mektubu ile sabit olduğu üzere, takip tarihi itibariyle 13.099,00 TL bakiye iş bedeli borcunun bulunduğu sonucuna varıldığından mahkemece bu miktar gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi yerinde olmuştur. Davalı tarafın ticari defterlerinde dava konusu fatura ve alacak miktarının kayıtlı olduğu anlaşıldığından, alacak belirlenebilir ve likit olup, mahkemece icra inkar tazminatının kabulüne karar verilmesi de doğru olmuştur. Açıklanan nedenlerle, yerel mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/02/2018 tarih ve 2017/734 Esas, 2018/126 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 894,59 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 223,65 TL harcın mahsubu ile bakiye 670,94 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere 06/10/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.