Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/875 E. 2020/993 K. 05.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/875
KARAR NO : 2020/993
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/02/2018
NUMARASI : 2016/528 Esas, 2018/205 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ : 05/10/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Asıl davada davacı birleşen davada davalı vekili, müvekkili ile davalı arasında 2016 yılı yılbaşı tanıtım ve reklam faaliyetleri kapsamında bayilerin vitrinlerinde kullanılmak üzere bir kısım mal talebinde bulunulduğunu, davalı şirket ile aralarında 20/11/2015 tarihli satış sözleşmesi imzalandığını, davalı tarafın 08/12/2015 tarihine kadar sözleşme konusu ürünleri teslim etmeyi taahhüt ettiğini, müvekkilinin sözleşmede belirlenen peşinat tutarı olan 29.205,00 TL’yi davalıya ödediğini, ürünlerin teslimi sonrasında ürünlerde kalitesiz motor ve malzeme kullanıldığının, hatalı kargolama sonucu ürünlerin zarar gördüğünün bayilere ayıplı olarak teslim edildiğinin tespit edildiğini, bu durumun davalı şirket yetkililerine 14/12/2015 tarihli mail ile bildirildiğini, bir kısım ürünlerin değiştirilerek bayilere gönderildiğini, ancak aynı sorunların yine müvekkiline bildirildiğini, sözleşmede beklenen amacın gerçekleşmediğini, ayıplı ürünlerin davalı tarafından teslim alınmasının ve sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiğini belirterek, ihtarname gereklerini yerine getirmemesi nedeniyle sözleşmenin feshine ve davalıya ödenen 29.205,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile tahsiline, birleşen davada ise, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Asıl davada davalı birleşen davada davacı vekili, müvekkili tarafından 66 adet yılbaşı görselinin 116.820,00 TL karşılığında hazırlanması üzerine davacı ile sözleşme düzenlendiğini, müvekkilinin 66 adet yılbaşı vitrin görselini süresi içerisinde hazırlayarak, 61 adet ürünün davacı şirketin çalıştığı … kargo … şubesine davacı şirketin bayilerine gönderilmek üzere teslim edildiğini, 5 adet vitrin görselinin davacı şirket yetkilisine elden teslim edildiğini, kargo şirketinin özensiz taşıması nedeniyle kırılan ve bozulan ürünlerden müvekkilinin sorumlu olmadığını, buna rağmen davacının talimatı doğrultusunda muhafazalı tahta sandıklar içerisinde davacının kargo şirketi ile bayilere gönderildiğini, davacı şirket tarafından hiçbir itirazi kayıt konulmadan teslim alındığını, yılbaşı dönemi boyunca çalışır vaziyette kullanıldığını, işlerini tamamladıktan sonra ürünleri ayıplı diyerek kötü niyetli bir şekilde ödedikleri avansı iade istediklerini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, birleşen davada ise, bakiye borcun ödenmemesi sebebiyle İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından takip yapıldığını, takibe haksız olarak itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davalı tarafından ikinci defa ürünlerin koruyucu kap içerisinde gönderildiği, davalının üzerine düşen edimini yerine getirdiği, ürünlerdeki kırık ve hasardan davalının sorumlu olmadığı, davacının elinde bulunan ürünler üzerindeki teknik incelemede akülerin güçlerinin ürün üzerinde belirtilmiş olduğu, tamamının çalışır durumda bulunduğu, şarj sürelerinin doğru kullanımla istenen verimin alınabileceği, ayrıca baştan yapılacak kontrolle çalışır olup olmadığının anlaşılabileceği, sözleşmeden dönmeyi gerektirir bir durum bulunmadığı gerekçesiyle, asıl davanın reddine; sözleşme bedeli olarak 29.205,00 TL’nin davacı tarafından peşin olarak ödendiği, bakiye alacak miktarının 87.615,00 TL olduğu gerekçesiyle birleşen davanın kabulüne ve bu miktar üzerinden itirazın iptaline, %20 icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmiştir.Davacı birleşen davada davalı vekili istinaf dilekçesinde, davalı şirketin ürünlerde hata olduğunu kabul ederek bir kısım ürünleri değiştirip bayilere geri gönderdiğini, bu tarihte dahi ürünlerin sözleşmede kararlaştırılan sürede gönderilmediğini, ikinci defa gönderilen ürünlerde de sorunlar olduğunun bayiler tarafından bildirilmesi üzerine davalı tarafa elektronik posta gönderilerek ürünlerin toplatılmasını istediklerini, ürünlerin gizli ayıplı olması nedeniyle davalının mutlak sorumluluğunun bulunduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin amacının müvekkilinin yılbaşı döneminde vitrinde görsel olarak bulundurmak istediği ürünlerin davalı tarafından imal ve teslimi olduğunu, bu ürünlerin ayıplı olarak teslim edilmesinden dolayı yılbaşında kullanılamayan ürünlerin kabul edilmesinde müvekkili açısından bir fayda bulunmadığını, birinci bilirkişi raporu karşısında, somut gerekçe gösterilmeden mahkemece ikinci bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmesi nedeniyle eksik ve hukuka aykırı olduğunu, ürünlerin yılbaşı haftası için reklam etkinliklerinde kullanacak olması nedeniyle kesin vade söz konusu olduğunu, müvekkili için sözleşmeden bir yarar kalmadığından, sözleşmeden dönme hükümlerinin uygulanması gerektiğini, ayıp ihbarının usulüne uygun yapıldığını, davacın bu hususta bir itirazının bulunmadığını beyanla asıl ve birleşen davada verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı-birleşen davada davalı iş sahibi; davalı-birleşen davada davacı ise yüklenicidir. Asıl dava, işin ayıplı yapılması nedeniyle ödenen iş bedelinin iadesi, birleşen dava ise, bakiye iş bedelinin tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı iş sahibi, yüklenici tarafından meydana getirilen eserin kullanılamayacak derecede ayıplı olmasından dolayı sözleşmeyi feshettiklerini belirterek ödenen bedelin iadesini talep etmektedir. Mahkemece iki farklı bilirkişi kurulundan rapor alınmış, ikinci bilirkişi kurulu raporu esas alınarak asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece yargılama sırasında alınan 16/08/2017 tarihli bilirkişi raporunda, dava konusu iki ayrı cinsteki aküler ile ilgili olarak teknik özellikleri ayrıntılı olarak belirtilen aküye göre daha düşük olması nedeniyle dava konusu vitrin görsellerinin display parçasını 12 saat boyunca çalıştıramayacağı, motor mekanizması üzerinde yapılan incelemede vitrin görsellerinin 7 adedinin motor milinin kusurundan kaynaklı çalışmadığı, imalat kusurlarının tespit edildiği ve gizli ayıp niteliğinde olduğu, ayıplı ürünlerin değerinin 46.020,00 TL olduğu belirtilmiştir. 28.12.2017 tarihli raporda ise, vitrin görselleri ile ilgili inceleme mahallinde 20 adet akü bulunduğunu, akülerin tamamının çalışır durumda olduğunu, bozuk akü gözlemlenmediğini, akülerin tam olarak boş olması durumunda 14 saatte şarj edilebilir nitelikte olup, vitrin görsellerinin aküleri 8 saatlik bir çalışma durumunda kullanılan motorun ve led lambaların gücü dikkate alındığında tamamen boşalmalarının mümkün olmadığını, incelenen şarj adaptörlerinde ise sadece bir tanesinde aşırı ısınmadan dolayı kablo plastiğinde erime saptandığını, erimenin adaptörün imalatından kaynaklandığını veya şarj sırasında akünün fazla akım çekmesinden kaynaklanmış olabileceğini, ürünlerde sözleşmeden dönmeyi gerektirecek bir ayıp tespit edilemediği, mekanizmadan istenildiği kadar verim alınabilmesinin akülerin değiştirilmesi ve her akşam düzgün şarj edilmesi ile çözülebileceğini, ayıbın ilk muayenede anlaşılabilen açık ayıp olarak nitelendirilebileceği, şarj ömrünün beklenen şekilde sağlanması için düzgün şarj edilmesi ile çözülebileceğini bu nedenle, sözleşmeden dönme koşullarının oluşmadığı bildirilmiştir. Bilirkişi raporlarının incelenmesinde ayıplı imalatlar bakımından birbirinden farklı tespitlere yer verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece alınan bilirkişi kurulu raporlarında ayıplı imalat yönünden birbiri ile çelişen sonuçlara ulaşılmasına rağmen bu çelişkinin yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla giderilmesi yoluna gidilmeden, ikinci bilirkişi kurulu raporunun hükme esas alınması hatalı olmuştur. TBK’nın 475.maddesinde “Eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hâllerde işsahibi, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:1. Eser işsahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönme.2. Eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme.3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını isteme.İşsahibinin genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.Eser, işsahibinin taşınmazı üzerinde yapılmış olup, sökülüp kaldırılması aşırı zarar doğuracaksa işsahibi, sözleşmeden dönme hakkını kullanamaz.” hükmü düzenlenmiştir. Buna göre, işsahibinin TBK’nın 475. Maddesindeki hakları göz önüne alınarak; mahkemece makine mühendisi, elektrik mühendisi ve taraflarla bağlantısı bulunmayan sektör bilirkişisinden oluşturulacak bir bilirkişi kurulundan, ayıplı olduğu ileri sürülen ürünler üzerinde inceleme yaptırılıp ürünlerin ne kadarının ayıplı olduğu, bu ayıpların meydana getirilen eserin tümden reddini gerektirecek derecede bulunup bulunmadığı, buna göre davacı iş sahibinin sözleşmeden dönmekte haklı olup olmadığının belirlenmesi, sözleşmeden dönmekte haklı ise, davacı bu yönde irade beyanında bulunduğundan, tarafların birbirlerine verdiklerini geri vermesi gerektiği; öte yandan eserdeki ayıp sözleşmeden dönülmesini gerektirecek derecede değil ise “çoğun içinde az da vardır” ilkesi gereğince eserin iş sahibinde kalması ve ayıp oranında bedelden indirim yapılması gerekeceği, bu halde işin götürü bedelli olduğu dikkate alınarak sözleşme gereği yapılması gereken işin tamamı 100 birim kabul edilerek, ayıplı imalat düşüldükten sonra davalı yüklenicinin kaç birim imalat yaptığı belirlenip, bulunan bu oranın sözleşmede kararlaştırılan götürü bedele oranlanması suretiyle (orantı yöntemine göre) davacının hakettiği iş bedelinin belirlenmesi ve iş sahibinin ödemeleri düşülmek suretiyle fazla ödemesi bulunup bulunmadığı belirlenerek sonuca gidilmesi; son olarak iş sahibinin aşırı masraf gerektirmiyorsa bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere eserin onarımını isteme hakkı bulunduğu gözetilerek, mahkemece bilirkişi kurulundan bu hususlarda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınmak suretiyle sonucuna göre asıl ve birleşen dava yönünden ayrı ayrı karar verilmesi gerekirken, bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeksizin ve bu hususlar üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/02/2018 tarih, 2016/528 Esas, 2018/205 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,4-Asıl davada davacı-birleşen davada davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Asıl davada davacı-birleşen davada davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 05/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.