Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/848 E. 2018/598 K. 22.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/848
KARAR NO : 2018/598
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/03/2018
NUMARASI : 2018/110 Esas
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 22/05/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili, müvekkilinin Kırklareli Gıda Ürünleri Fabrikası’nın çelik konstrüksiyon imalatlarının yapımını üstlendiğini, davalının imalat projelerini ve inşaat sahasında yer teslimini geciktirmesi nedeniyle müvekkili şirketin uğradığı kayıpların karşılanmadığını, artan montaj işçilik ve ekipman bedelleri ile şantiye genel giderlerinden kayıplarının bulunduğunu, müvekkilinin 12 ay fazladan şantiyede kalmak zorunda kaldığını, değişen mevsim şartları nedeniyle maliyetlerin arttığını, bu sebeplerle müvekkilinin 1.366.099,37 TL + KDV zararlarının olduğunu ileri sürerek, taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden davalının imalat projelerini ve inşaat sahasında yer teslimini geciktirmesi nedeniyle davacının yaşadığı maddi kayıp ve zararlardan doğan alacak olarak 1.368.369,29 TL’nin sözleşmenin bitim tarihi olan 08/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sözleşmenin 7. Maddesine göre birim fiyatların sabit olup, ilave talepte bulunulamayacağının düzenlendiğini, sözleşmenin 15/i maddesinde de proje ve belgelerin gecikmesi halinde dahi yüklenicinin buna itiraz hakkı bulunmadığının belirtildiğini, davacı taleplerinin sözleşmeye aykırı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 22/02/2018 tarihli dilekçesinde, geçici kabul tutanağının düzenlenmesinden itibaren 2 yıldan fazla zaman geçtiği halde hiç bir haklı sebep ileri sürülmeksizin müvekkili şirkete ait kesin teminat mektubunun iade edilmediğini, maddi ve ticari kayba uğradıklarını, teminat mektubunun paraya çevrilmek üzere bankaya ibrazı halinde müvekkilinin uğrayacağı zararların telafisi mümkün olmadığını belirterek …bank İkitelli Ticari Merkez şubesine ait 19/08/2014 tarih 2165TM00120 numaralı 607.741,87 TL bedelli kesin teminat mektubunun paraya çevrilmesinin tedbiren durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.
Mahkemece, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 24. Maddesinin kesin teminatın iadesine ilişkin (a) fıkrasında belirtilen şartların gerçekleşip gerçekleşmediği yapılacak yargılama sonucunda belirlenecek olup, bu aşamada davacının davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat edecek delilleri sunulmadığından haklılığının yapılacak yargılama sonucunda belirleneceği gerekçesiyle HMK’nın 389. Maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekilince sunulan istinaf dilekçesinde, ihtiyati tedbir talebinin şartları bulunmasına rağmen haksız yere reddedildiğini, teminat mektubunun iade edilmemesi nedeniyle komisyon zararları olduğunu, yaklaşık ispat şartının gerçekleştiğini, geçici kabul tutanağının düzenlenmesinden 2 yıldan fazla zaman geçtiğinden hiç bir haklı sebep ileri sürmeksizin müvekkili şirkete ait kesin teminat mektubunu iade etmeyerek müvekkilinin gerek maddi, gerek ticari itibarı yönüyle zor durumda kalmasına sebep olunduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak teminat mektubunun paraya çevrilmesinin tedbiren durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen 08/08/2014 tarihli sözleşme ile, Kırklareli Gıda Ürünleri Fabrikası çelik konstrüksiyon yapım işlerinin yapılması için gerekli olan her türlü imalatların uygulama projelerinde gösterildiği şekli ile sözleşme ve eklerine uygun mahiyette birim fiyatla yapılması kararlaştırılmış, sözleşmenin 24. Maddesinde teminatın iadesi şartları düzenlenmiştir.
Dosya kapsamından davacı tarafından davalıya …bank İkitelli Ticari Merkez Şubesi’ne ait 19/08/2014 tarihli 607.741,87 TL bedelli kesin teminat mektubu verildiği anlaşılmaktadır.
Davacı tarafça davalı şirkete gönderilen 19/09/2017 tarihli ihtarname ile 11/12/2015 tarihinde geçici kabul tutanağı imzalanmasına ve aradan 1 yıldan fazla zaman geçmesine rağmen, kesin teminat mektubunun ödenmediğini belirterek, Denizbank İkitelli şubesine ait 19/08/2014 tarihli 607.741,87 TL bedelli teminat mektubunun 5 işgünü içinde iadesi ile, 3.941,00 TL teminat komisyon bedelinin ödenmesi istenmiştir.
16/01/2017 tarihli bilirkişi raporunda, yüklenicinin kendisine işsahibince verilecek projelere göre imalat ve montaj yapmak zorunda olduğunu, ancak işin bitmesi gereken 08/12/2014 tarihine kadar projelerin %43,61’inin teslim edilebildiğini, projelerin %100 tesliminin Kasım 2015’de gerçekleştiğini, yaklaşık 1 yıllık gecikme olduğunu, üzerine çelik konstrüksiyon yapılacak betonarme yapıların 01/09/2014 – 01/11/2014 tarihleri arasında tamamlandığından bu tarihlerin montaj yapılması için yeterli zaman dilimi olup gecikmenin bundan kaynaklanmadığını, noksan, hatalı imalatların tespit edilerek geçici kabulden önce tamamlandığını, işin bitirilmesinden sonra olan hadise olması nedeniyle işin uzamasına neden olmadığını, ancak keşif sırasında tespit edilen hatalı ve kusurlu imalatların tamamlanması gerektiğini belirtmiştir.
İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Buna göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
HMK’nın 390/3 maddesine göre, tedbir talep eden, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Buradaki ispatın ölçüsü, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralı uygulanırken, iddianın doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, talebin haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kapsamında olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur.
İhtiyati tedbir kararı verilmesinde hakime geniş bir takdir alanı bırakılmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemelidir ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. Anayasanın 141/3. Maddesine göre Mahkeme ihtiyati tedbir isteminin kabulü ile ihtiyati tedbir kararı vermesi veya istemin reddine karar vermesi hallerinde kararında hukuksal gerekçe göstermek zorundadır.
Somut olayda; davacı vekilince, davalının imalat projelerini ve yer teslimini geciktirmesi nedeniyle uğranan zararların tahsilini istemiş, şartları oluştuğundan teminat mektubunun paraya çevrilmesinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dosya kapsamına göre delillerin henüz tam olarak toplanmadığı, “yaklaşık ispat” şartının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece her zaman taraflarca sunulacak delillerin değerlendirilip HMK’nın 389 ve devamı maddelerindeki şartlar göz önüne alınarak tedbir hususunda bir karar verilebileceğinden ihtiyati tedbir talebinin bu aşamada reddine karar verilmesi yerinde olmuştur.
Açıklanan nedenlerle, yerel mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1- İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/03/2018 tarih ve 2018/110 esas sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince KESİN olmak üzere 22/05/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.