Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/842 E. 2018/571 K. 22.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/842
KARAR NO : 2018/571
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/02/2018
NUMARASI : 2015/422 Esas, 2018/77 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 22/05/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili, müvekkilinin baz istasyonu kurulum işi nedeniyle davalıdan olan bakiye alacağının tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, davalı vekili, müvekkili şirketin adresinin Diyarbakır olduğundan Diyarbakır mahkemelerinin yetkili olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuş, mahkemece davanın para alacağına yönelik olması nedeniyle davacının ikametgahında açılan davayı görmeye yetkili olduğu gerekçesiyle yargılamaya devamla davanın kabulüne dair karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur.
Mahkemelerin yetkisi 6100 sayılı HMK’nın 5 ilâ 19 maddeleri arasında düzenlenmiştir. HMK’nın 6. Maddesine göre genel yetkili mahkeme, davalı gerçek ya da tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Yerleşim yeri 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre belirlenir. TMK’nın 19. Maddesine göre gerçek kişilerin yerleşim yeri, sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. Aynı Kanunun 51. Maddesine göre tüzel kişilerin yerleşim yeri ise, kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yerdir. HMK’nın 10. Maddesine göre sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.
818 sayılı BK’nın 73. (6098 sayılı TBK’nın 89.) maddesine göre, borcun ifa yeri konusunda aksine bir anlaşma yoksa, para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde; parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde; bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde ifa edilir. Para borçlarının alacaklının yerleşim yerinde ifa edileceğine dair BK’nın 73. ( TBK’nın 89.) maddedeki kural salt para alacakları ile ilgili olup, eser bedeline ilişkin alacak istemleri yönünden uygulanamayacağı Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin yerleşik kararlarıyla da kabul edilmektedir. (bkz. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 02/10/2015 tarih ve 2015/3705 esas, 2015/4747 karar; 24/03/2015 tarih ve 2014/3179 esas, 2015/1457 karar; 23/02/2015 tarih ve 2014/2485 esas, 2015/922 karar sayılı kararları)
Somut olayda, taraflar arasında baz istasyonu kurulumuna ilişkin eser sözleşmesi düzenlenmiştir. Eser sözleşmelerinde yetkili mahkeme HMK’nın 6. Maddesine göre genel yetkili mahkeme olan davalının ikametgahı mahkemesi veya Kanun’un 10. Maddesinde düzenlenen sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesidir. Davacı, eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda davasını bu iki yer mahkemesinden birinde açabilir. Alacağa dayanak yapılan faturalarda işin yapıldığı yerin birden fazla olduğu ve davacı tarafça yetkili yerlerden birinde dava açılmadığı anlaşıldığından, yetkili mahkemeyi belirleme konusundaki seçim hakkının davalıya geçtiğinin kabulü gerekir. Davalı taraf süresinde yetki itirazında bulunmuş ve davalı şirketin ikametgahı olan Diyarbakır mahkemelerinin yetkili olduğunu bildirmiştir. Bu durumda HMK’nın 6. Maddesi gereğince davalı şirketin ikametgahı olan Diyarbakır mahkemeleri yetkili olduğundan mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosyanın Diyarbakır Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının kaldırılarak, mahkemenin görevi yönünden yukarıda belirtilen şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin usul yönünden KABULÜNE,
2- Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/02/2018 tarih ve 2015/422 esas, 2018/77 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4- Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5- Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 22/05/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.