Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/830 E. 2018/597 K. 22.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/830
KARAR NO : 2018/597
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/04/2018
NUMARASI : 2016/473 Esas, 2018/447 Karar
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 22/05/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı … Ltd vekili, taraflar arasında davacıya ait geminin tadilatı konusunda 16/07/2014 tarihli sözleşme imzalandığını, 650.000 USD iş bedelinin ödenmesine rağmen geminin teslim edilmediğini, fazladan 315.785 USD istendiğini, geminin zorla alıkonulduğunu, HMK’nın 389. Maddesindeki ihtiyati tedbir şartlarının oluştuğunu, ancak davalı tarafından İstanbul Anadolu .. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra dosyası üzerinden 22/09/2014 tarihinde hapis hakkı kullanılarak geminin seferden men edildiğini, geminin sefere çıkabilmesini temin için alacak bedeli olan 315.875 USD’yi icra dosyasına depo ettiklerini ileri sürerek, İstanbul Anadolu .. İcra Müdürlüğü’nün …sayılı dosyasına geminin sefere çıkabilmesi için yatırılan 315.875 USD bedelin bu dosya kapsamındaki ihtilaf sonuçlanana kadar tedbiren dosyasında muhafaza edilmesine, davanın kabulü ile müvekkilinin davalıya borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı …. Tic.AŞ vekili, sözleşme gereği işin yapılarak fatura düzenlenip İstanbul Anadolu.. İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı dosyası üzerinden TMK’nın 950 maddesi uyarınca hapis hakkı uygulanıp geminin yediemine teslim edilerek İİK’nın 153/a ve TTK’nın 1380. maddesi gereğince rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığını, işin toplam bedelinin 946.825 USD olduğunu, buna ilaveten bakiyeyi ödemeden gemiyi teslim alamadığından 8.000 USD havuz işgal bedeli, 8.000 USD havuza gemi alınamaması nedeniyle iş kaybı bedeli, 3.000 USD rıhtım işgaliye bedeli, 50 USD pompa kirası olmak üzere davalı borcunun 965.875 USD olduğunu, bu bedelin 650.000 USD’lik kısmının tahsil edildiğini, bakiye 315.875 USD’lik kısmının ise ödenmediğinden icra takibi yapıldığını ileri sürerek, İstanbul Anadolu .. İcra Müdürlüğü’nün …sayılı icra takibine davalı borçlu tarafından rehne ve borca yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, %40’dan az olmamak üzere icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada davacı …Tic.AŞ vekili 20/02/2018 tarihli dilekçesiyle, tüm dosya borcunun ana para yönünden bloke edilerek gemi üzerindeki hapis hakkının kaldırıldığı ve bir nevi rehnin dosyada mevcut para üzerine kaydırılarak geminin teslim alınıp yurt dışına götürüldüğünü, paranın çekilmesi halinde müvekkili şirketin alacağını tahsil etmesinin imkansız hale geleceğini belirterek, İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasındaki para/dosya üzerine tedbir şerhi verilmesine ve bu şekilde davacı-birleşen davada davalı borçlu şirkete iadesinin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, İstanbul Anadolu …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki paranın davacı-birleşen dosya davalısına ödenmesi davalı-birleşen dosya davacısının mevcut durumda bir zarara yol açabileceği, HMK.389.maddesi gereğince yasal koşullar oluştuğu gerekçesiyle, davalı ve birleşen dosyada davacı vekilinin İstanbul Anadolu …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasın bloke edilen dosya borcunun davacı – birleşen dosya davalısına ödenmesinin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına, takdiren teminat alınmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Davacı ve birleşen davada davalı vekilince sunulan 19/03/2018 tarihli itiraz dilekçesi ile ihtiyati tedbir kararının kaldırılması istenmiş, mahkemece 19/04/2018 tarihinde duruşmalı olarak yapılan inceleme sonunda, ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine ve asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İhtiyati tedbir kararına karşı davacı ve birleşen davada davalı vekilince sunulan istinaf dilekçesinde, seferden men kararının kaldırılması ve geminin sefere çıkabilmesi için icra müdürlüğünün 24/09/2014 tarihli kararına istinaden müvekkili tarafından 25/09/2014 tarihinde icra dosyasına 703.576,00 TL teminat yatırıldığını, teminatın mahkeme kararında bloke borç bedeli olarak belirtilmesinin hatalı olduğunu, teminat yatırılmasının ardından İstanbul Anadolu 13. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2014/688 esas sayılı dosyasında geminin seferden men kararının iptali talebinin reddine ilişkin karar Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 19/12/2017 tarih ve 2016/25208 esas, 2017/15811 karar sayılı kararı ile bozulduğunu, teminatın iadesi talebinin reddedildiğini, teminat yatırılmasına ilişkin kararın haksız olduğunu, teminatın iadesinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden dayanaksız ihtiyati tedbir kararının kaldırılması gerektiğini, teminat yatırılmış olduğundan ihtiyati tedbir talep edilmesinde hukuki yarar bulunmadığını, teminatın haksız olarak tutulmakta olduğunu, ihtiyati tedbir kararının HMK’nın 391. Maddesindeki şartları taşımadığını, tedbir kararının müvekkilini zor durumda bıraktığını, yalnızca uyuşmazlık konusu üzerinde tedbir kararı verilebileceğini belirterek, mahkemenin 22/02/2018 tarihli ihtiyati tedbir ara kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Taraflar arasında düzenlenen 16/07/2014 tarihli sözleşme ile, yüklenicinin işsahibine ait… isimli geminin hassasiyetini, arka lumbar yapı çizimleri ve ön lumbar yapı çizimlerini, 14/07/2014 – 16/07/2014 tarihlerindeki yazışma ve e-postalar ile yapılan tekliflerle uyumlu olarak belirlenen tadilat işlerinin yapılması kararlaştırılmıştır.
… firması tarafından … firmasına karşı İstanbul Anadolu … . İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan icra takibinde alacaklı vekilince, gemi üzerinde hapis hakkı uygulanarak deftere yazılmasına, bu çerçevede rehnin paraya çevrilmesi suretiyle takip başlatılabilmesi için 15 günlük süre verilmesine karar verilmesi istenmiş, alacak olarak 315.875 USD asıl alacak ve 242,32 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 316.117,32 USD’nin kamu bankalarınca 1 yıllık USD mevduata uygulanan faiz oranıyla tahsili istenmiş, borçlu tarafından itiraz edilmiş, İcra Müdürlüğü’nün 22/09/2014 tarihli karar ile, … isimli gemi üzerine hapis hakkı uygulanmış ve Liman Müdürlüğü’ne yazılan yazıda bilgileri dışında seferine izin verilmemesine karar verilmiştir. Yine İcra Müdürlüğü’nün 24/09/2014 tarihli karar ile, alacaklı vekilince hapis hakkı talep edilen alacak miktarı olan 315.875 USD karşılığı 703.516,80 TL ile dosyada yapılan 59,00 TL masraf toplamı 703.575,80 TL’nin dosyaya depo edilmesi halinde seferden men kararının kaldırılmasına, bu konuda liman başkanlığına müzekkere yazılmasına, dosyada henüz esas takibe geçilmediğinden ve borçlu vekili tarafından paranın teminat olarak yatırılacağı belirtildiğinden, alacaklıya ödenmesine rıza gösterilmediğinden paranın yatırılması halinde alacaklı tarafa ödenmemesine karar verilmiş, hapis hakkı teminat bedeli olarak 25/09/2014 tarihli makbuz ile 703.576,00 TL’nin yatırılmış olduğu anlaşılmıştır.
Transmarine Shipping firması tarafından İstanbul Anadolu 14. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/92 D.İş sayılı Tespit dosyasında alınan 17/09/2014 tarihli raporda, geminin 47 gün boyunca tersanede bulunduğu, sözleşme kapsamında teslim süresinin aşılmış olduğu, geminin bu şekilde tersanede kalmasının taraflar bakımından zarar oluşturacağı, tersane tarafından hak edilen bedelin 750.000 USD mertebesinde olabileceğini belirtmiş, 02/10/2014 tarihli raporda ise, sözleşmede yer alan birim fiyatlar ve yapılan ilave işler bazında 781.958 USD iş bedeli bulunduğu belirtilmiştir.
İstanbul Anadolu 13. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 03/05/2016 tarih ve 2014/688 esas, 2016/328 karar sayılı dosyasında, gemi üzerinde hapis hakkı kullanılarak geminin seferden men edilmesine ilişkin icra müdürlüğü kararının hukuka aykırı olduğu belirtilerek icra müdürlüğü kararının kaldırılması istenmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 19/12/2017 tarih ve 2016/25208 esas 2017/15811 karar sayılı kararında, mahkemece kesinleşme öncesi ihtiyati haciz kararı alınmadan seferden men kararı verilemeyeceği gerekçesiyle şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken istemin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Buna göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
HMK’nın 390/3 maddesine göre, tedbir talep eden, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Buradaki ispatın ölçüsü, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralı uygulanırken, iddianın doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, talebin haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kapsamında olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur.
İhtiyati tedbir kararı verilmesinde hakime geniş bir takdir alanı bırakılmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemelidir ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. Anayasanın 141/3. Maddesine göre Mahkeme ihtiyati tedbir isteminin kabulü ile ihtiyati tedbir kararı vermesi veya istemin reddine karar vermesi hallerinde kararında hukuksal gerekçe göstermek zorundadır.
Somut olay incelendiğinde, asıl davada davacı … firmasınca gemi onarımı işi nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespiti ile seferden men edilen geminin sefere çıkabilmesi için icra dosyasına yatırılan bedelin dava sonuçlanıncaya kadar karşı tarafa ödenmemesi konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesi istenmiş, birleşen davada davacı …firması tarafından açılan dava ile de iş bedelinin tahsili için hapis hakkını kullandıkları belirtilerek, 315.875 USD’nin tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi istenmiş, mahkemece ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile icra dosyasına bloke edilen borcun alacaklısına ödenmesinin teminatsız olarak durdurulmasına karar verilmiş, itiraz üzerine HMK’nın 394. Maddesi gereğince duruşma açılarak yapılan inceleme sonucunda itirazın reddine karar verilmiştir. Yukarıda ihtiyati tedbir hususunda yapılan genel açıklamalar kapsamında yapılan değerlendirme sonucunda, davalı ve birleşen davada davacı tarafından icra dairesine takip konusu borç miktarı depo edilmiş olup, yaklaşık ispat kuralı da gözetildiğinde mahkemece bu miktarın dava sonuna kadar alacaklısına ödenmesinin durdurulmasına dair verilen tedbir kararının yerinde olduğu anlaşıldığından, davacı ve birleşen davada davalı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1- İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/02/2018 tarih ve 2016/473 esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı ve birleşen davada davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı ve birleşen davada davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı ve birleşen davada davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince KESİN olmak üzere 22/05/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.