Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/818 E. 2020/911 K. 28.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/818
KARAR NO : 2020/911
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/12/2017
NUMARASI : 2016/7 Esas, 2017/895 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ : 28/09/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye hak ediş bedelinin tahisili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı tarafça istinaf talebinde bulunulmuştur.Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince davalıya ait … Oteli’nin network data sistemi ve kablo sonlandırma işinin 500.000 USD karşılığında yapımının müvekkili tarafından üstlenildiğini, ancak dava dilekçesinin ekinde sundukları ve davalının satın alma müdürü … tarafından imzalanan ilave teklif formlarında görüleceği üzere, proje devam ederken davalının ek ürün isteklerinde bulunduğunu, bu nedenle sözleşme bedelinin 554.229,68 USD’ ye çıktığını, müvekkili tarafından işin eksiksiz olarak davalıya teslim edildiğini, bakiye iş bedeli için düzenlenen 16.049,18 USD değerindeki faturanın vadesi gelmesine ve ihtarname gönderilmesine rağmen bedelinin davalı yanca ödenmediğini, bunun üzerine müvekkili tarafından davalı hakkında İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını ancak davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline , takibin devamına ve davalının % 20 oranında icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin sözleşme kapsamında üzerine düşen yükümlülükleri tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini, iş bedelinin tamamının süresinde davacıya ödendiğini, davacının kesin hesaba rağmen üstlenilen işin yapımında hiçbir şekilde kullanılmamış olan ürünlere fatura keserek bedelini müvekkilinden tahsil etmek istediğini, kesin hesap sırasında hakedişlerde yazılan ve kullanılmış olarak kabul edilen malzemelerin kullanılmadığının ve malzemelerin birim adet miktarlarında ve metrajlarında yanlışlıklar olduğunun mahalde yapılan bire bir sayım ve ölçümlerde görüldüğünü, bunun üzerine davacı ile karşılıklı mutabakata varılarak hak ediş üzerinde gerekli düzeltmelerin yapılarak mutabakat metninin imza altına alındığını, otelin inşasında kullanılmayan tüm ürünlerin 11.03.2015 tarihli “ürün teslim tutanağı” ile davacıya teslim edildiğini, davacının bu tutanağı hiçbir ihtirazı kayıt ileri sürmeksizin imzaladığını, bu nedenle takibe dayanak yapılan fatura ve içeriğini kabul etmediklerini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, İİK’nın 67.maddesi gereğince davacının alacağının varlığını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; davalının bu proje için …Bankası ile 520.152,15 USD’lik kredi anlaşması yaptığını kendilerine ileterek kesin hak edişin bu tutar üzerinden yapılmasını istediklerini, müvekkili tarafından bu teklifin kabul edildiğini, davalı ile yapılan hak edişin miktarının alacalarının tamamını yansıtmamasının, davalının …Leasing ile yaptığı anlaşma gereği olduğunu, müvekkilin davalıya sunduğu kesin hak ediş tablosunun davalının personeli tarafından üzerinde düzeltmeler yapılarak bir kısım ürünler dışarıda bırakılarak tadil edildiğini, kesin hak edişin 12.02.2015 tarihinde imzalandığını, imzalanan tutarın müvekkiline ödendiğini, davalı şirket yetkililerinin depoda bulunan ürünlerin kesin hak edişten çıkarılarak otelde kullanılan malzemelerin yedekleri olarak ayrıca faturalandırılmasını istediklerini, bu nedenle takibe konu bedele ilişkin ürünlerin, üzerinde tadilat yapılan son hak ediş tablosunda olmadığını, 17/03/2015 tarihinde yapılan sayımda hakedişte dışarıda bırakılan ürünlerin davalının deposunda olduğunun davalı yetkililerinin imzası ile tespit edildiğini, davalinin tanık listesinde bildirdiği davalı şirket yetkilisi … tarafından davacı şirket yetkilisi … gönderilen Mayıs 2015 tarihli mail yazışmasında bakiye ücretin 34.077,53 USD kaldığının bildirildiğini ve fatura edilmesi için onay verildiğini, davalı şirket yetkilisi … tarafından gönderilen mailde bir kısım faturanın davalının grup şirketlerinden ve projenin yapıldığı otelin işletmecisi dava dışı … A.Ş.’ye kesilmesini istediği ve daha sonra bu şirketten tahsil edildiği hususunun 23.11.2015 tarihli ödeme dekontuyla sabit olduğunu, aynı mailde davalı şirkete kesilmesi istenen davaya konu faturanın kesilerek davalıya noter marifetiyle 21.09.2015 tarihinde tebliğ edildiğini, müvekkil şirkette ilgili projeyi başından sonuna kadar yürüten proje yöneticisi … ve projenin mali hususlarla ilgili kısımlarında devreye giren mali işler koordinatörü … belirttikleri hususlarla ilgili tanıklık yapmaları adına mahkeme tarafından tanıkların dinlenmesi için gün verilmiş olmasına rağmen mahkemede yapılan hakim değişikliği sebebiyle tanıklarının dinlenmesinden vazgeçildiğine dair yeniden ara karar oluşturulduğunu, hiçbir gerekçe gösterilmeksizin sırf hakim değişikliği sebebiyle tanıklarının dinlenmesinden vazgeçilmesinin savunma haklarını kısıtladığını,oysaki gerek tanıkların gerekse davalı şirket tanığı … beyanlarının davanın çözümünde önemli rol oynayacağını belirterek usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.Taraflar arasında imzalanan 17/09/2013 tarihli birim fiyatlı … Network Data Sistem Sözleşmesi kapsamında davacı, yüklenici sıfatıyla davalı yana ait … Oteli’nin network data sistemi ve kablo sonlandırma işlerini malzeme+işçilik dahil 500.000 USD +KDV bedelle yapımı işini üstlenmiştir. Davacı yüklenici tarafından davalı yan hakkında İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 16.09.2015 tarihli cari hesap alacağından kaynaklı 16.049,18 USD asıl alacak ve 93,66 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 16,142,84 USD alacağın tahsili için 26.11.2015 tarihinde ilamsız takip yapıldığı, davalının takibe ve borca itirazı üzerine takibin durdurulduğu, İİK’nın. 67.maddesi uyarınca davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında bulunan, davalı şirket yetkilisi … ile davacı şirket yetkilileri … arasında 24/04/2015 -01/05/2015 tarihleri arasında kesin hesap ile ilgili yazışmaların yer aldığı maillerde; sözleşme ve yapılan iş kapsamında kesin hakediş tutarının 120.152,15 USD, davalı Emay cari ödemesinin KDV dahil 6.825,05 TL, dava dışı … depo malzemeleri tutarının 35.079,53 USD + (KDV) olarak belirtildiği görülmektedir. Taraf şirket yetkilileri tarafından imzalanan 12/02/2015 tarihli kesin hesapta, hesap toplam tutarı 520,152,15 USD olarak yazılmıştır. Kesin Hesap üzerinde şerh veya itiraz bulunmamaktadır. 17/09/2013 tarihli sözleşme kapsamında işin tamamlandığı, kesin hesap raporuyla da yapılan işlerin bedellerinin tanzim ve kabul edildiği dosyadan anlaşılmaktadır.Taraflar arasındaki ihtilaf, yukarıda bahsedilen mail yazışmasında yer alan ve takibe konu edilen, otel inşaatından arta kalan ürün ve malzemelerin davalı yanın deposuna teslim edilip edilmediğinin ispatı noktasında toplanmaktadır.Davacı yanca ibraz edilen 17.03.2015 tarihli teslim belgesinde yer alan 10 kalem ürün ve malzemenin davalı şirketin deposunda … isimli şahsa teslim edildiği görülmektedir. Belgede davacı şirketi temsilen … davalı şirketi temsilen ise M. … imzası bulunmaktadır. … tarafından belge “eksiksiz teslim aldım.” şerhi konularak imzalanmıştır.Davacı şirket, belgeyi imzalayan …, davalının grup şirketlerinden olan … isimli firmada sigortalı olarak çalıştığını, aynı zamanda davalı şirketin … Projesi’nin IT sorumlusu görevini yürüttüğünü belirterek … tarafından imzalanan belge gereğince, davalının takip bedelinden sorumlu olduğunu ileri sürmüş ve ürünlerin tesliminin ispatı yönünden tanık deline dayanmıştır. Davalı şirket vekili ise, otelin inşasında kullanılmayan ürün ve malzemelerin 11.03.2015 tarihli teslim tutanağı ile davacı tarafa teslim edildiğini, bu tarihten sonraki bir tarihte düzenlenen 17.03.2015 tarihli teslim belgesini kabul etmediklerini, belgeyi imzalayan … isimli şahsın müvekkili şirket çalışanı olmadığını, şahsın şirketi temsil yetkisinin bulunmadığını, bu nedenle belge gereğince müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını belirtmiştir. Mahkemece, davacı tarafın teslim olgusu yönünden tanık dinletme talepleri hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeksizin tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması yönünde ara karar oluşturularak, bilirkişi raporu doğrultusunda davacı tarafın iddialarının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Mahkemece, davanın ve takibin konusu olan, otel inşasında kullanılmayan ürün ve malzemelerin teslimi hususunda, yazılı ve imzalı teslim belgesi ile mail yazışmaları gereğince, davacı tarafça 30.06.2016 tarihli dilekçede isimleri bildirilen tanıklar dinlenerek, davalının dayanağı olan 11.03.2015 tarihli ürün teslim tutanağı ile davacının dayanağı olan 17.03.2015 tarihli teslim tutanağında yer alan ürün ve malzemelerin, miktar yönünden de karşılaştırılması yapılmak suretiyle bilirkişiden ek rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/12/2017 tarih ve 2016/7 Esas, 2017/895 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.