Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/812 E. 2018/1375 K. 24.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/812
KARAR NO : 2018/1375
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/01/2018
NUMARASI : 2009/208 Esas, 2018/19 Karar,
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 24/10/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili, müvekkili ile eski ünvanı …A.Ş. olan davalı şirket arasında… nolu gemilerin davacı tarafından sağlanan malzemelerle inşası için üç ayrı sözleşme düzenlendiğini, sonrasında … A.Ş. firmasının hisselerini davalıya devrettiğini, davalının sözleşmelerde belirtilen miktarın kendileri için kârlı olmadığı gerekçesiyle miktarda artış yapılması halinde işe devam edeceklerini bildirdiğini, bu durumun sözleşmenin 15.4 maddesine aykırı olduğunu, müvekkilince sözleşme feshedilmeyerek, sözleşmeye aykırı hareketlerin giderilmesi için bir çok kez ihtar gönderildiğini, müvekkilinin ücret ödeme edimini eksiksiz ve zamanında yerine getirmesine rağmen davalı tarafça ücret ödenmediğinin ileri sürüldüğünü, tersaneye girişleri engellenerek müvekkilinin denetim ve gözetim hakkının kullandırılmadığını, davalının 19/09/2007 tarihli ihtarla 01/05/2007-20/08/2007 tarihleri arasında yapılan işlerin karşılığı olarak 932.012,85-TL bedelli faturanın ödenmesini istediğini, bu nedenle doğan uyuşmazlıktan kaynaklı zararın tazmini için 24/12/2007 tarihinde hakem heyetine başvurduklarını, hakemlerce tahkim süresinden sonra karar verildiğinden tahkim şartının ortadan kalktığını, BK’nın 106. Maddesi gereğince verilen mehile rağmen tersanenin aykırılıkları gidermediğini, …ve…. nolu gemilerin 13 ay içinde 11/01/2008 ve 01/05/2008 tarihlerinde teslim edilmesi gerektiği halde teslim edilmediğinden deniz ticaretinde kullanılamadığını, bu tarihlerden Şubat 2010 tarihine kadar müvekkilinin kazanç elde edemediğinden ….için 3.600.000 euro, … için 3.150.000 euro müspet zararının doğduğunu, …nolu gemi yönünden ihtarda bulunulmasına rağmen davalıya malzeme teslimi yapılamadığını, bu geminin de 01/10/2008 tarihinde bitirilerek teslim edilmediğinden Şubat 2010 itibariyle 2.400.000 euro zararlarının bulunduğunu, davalıya teslim edilen ve ziyan olan malzemelerin 3.737.717,62 USD değerinde olduğunu belirterek, gemi inşasına ilişkin zarar toplamı olarak 7.800.000 Euro’nun ve yükleniciye teslim edilmesine rağmen iyi muhafaza edilmeyen ve ziyan olan malzemelerin fatura bedelleri olan 3.737.717,62 USD’nin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, dava değerinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000,00 TL olduğu belirtilmiş, davacı vekili 01/11/2017 tarihli duruşmadaki beyanında, davanın gemilerin sözleşme kapsamında inşa edilmemesi nedeniyle maruz kalınan müspet zarara ilişkin olduğunu, her ne kadar bu gemilerin yapımı için davalı taraf nezdinde bulunan malzemeler nedeni ile zarar tazmini yönünde dava açılmış ise de, malzemelerin mahkemenin 2015/685 esas sayılı dosyasında kendilerine teslim edildiğinden malzemelere ilişkin zarar davasının konusunun kalmadığını, bu talep yönünden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini istemiş, 29/09/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile de kâr kaybına ilişkin talebin ıslah edilerek bilirkişi raporu doğrultusunda 9.643.200 Euro’nun faizi ve yargılama giderleri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin sözleşme uyarınca gemi inşasını klas kuruluşu BV’nin kontrolünde eksiksiz olarak yapıp hakediş ve ilerleme raporlarını davacıya gönderdiğini, eksik ve ayıp iddiasında bulunulmadığını, sözleşme gereğince armatöre ofis ve oda sağlandığını, ancak davacı elemanlarının tersanedeki çalışma huzuru ve düzenini bozmaları sebebiyle tersaneye girişlerine izin verilmediğini, sonrasında davacı mühendislerinin gelerek kontrolleri yaptığını, müvekkilinin mayıs-haziran-temmuz 2007 dönemine ilişkin hakediş tablolarını davacıya gönderdiğini, süre istenmesi üzerine 20/08/2007 tarihine kadar yapılan işler dahil fatura ve eklerinin 31/08/2007 tarihinde davacıya gönderilerek 05/09/2007 tarihine kadar gerekli kontrollerin yapılmasının istendiğini, sözleşmenin 15.10 maddesinde belirlenen sürede itiraz gelmediğinden hakediş hesaplarının onaylanmış sayıldığını, davacının 671.479 USD karşılığı 932.012,85 TL hakediş bedelli 20/08/2007 tarihli faturayı 19/09/2007 tarihli ihtara rağmen ödemediğinden temerrüde düştüğünü, 05/10/2007 tarihli ihtarla davacıya son kez süre verildiğini ve ödeme yapılmayınca müvekkilinin sözleşmeyi 17.4.2 maddesi gereğince haklı nedenle ileriye etkili olarak feshettiğini, 4 ay boyunca ücret ödenmediği halde müvekkilinin işi sürdürerek işin %61’e yakınını tamamladığını, davacının NB074 nolu geminin ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğinden ve …nolu geminin sözleşmesi için verilen avans teminat mektubunu nakde çevirdiğinden müvekkilinin haklı olarak … nolu geminin inşasına da başlamadığını, davacının yoksun kalınan gelir talep etmesine rağmen harcaması gereken işletme masrafı ve diğer giderleri hesaba katmadığını, … nolu gemi yönünden ise, davacının teslim etmesi gereken malzemelerin hiçbirini teslim etmediğini, buna rağmen kendisine verilen 450.000 USD teminat mektubunu 19/11/2007 tarihli yazısıyla haksız olarak nakde çevirdiğini, bu nedenle davacının … nolu gemiye ilişkin sözleşmeyi haksız olarak feshetmiş olduğunu, talep edilen zararın somut belgeye dayanmadığını, müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini, ihtarlara rağmen malzemeleri almayan davacının temerrüde düştüğünden sonuçlarına katlanmak zorunda olduğunu, sözleşme devam ederken davacının ….AŞ ile … ve…nolu gemilerle aynı olan iki gemi için sözleşme imzaladığını, … ve … nolu gemiler için sağladığı teşvikleri yeni gemilere aktardığını, malzemeleri de … Tersanesi’ne götürdüğü ve burada inşa ettirdiği gemiler için kullandığını, davacının 3 geminin yüzdürülebilir hale getirilmesi için harcaması gereken miktarın 31.365.838 USD olduğunu, harcandığı iddia edilen meblağ düşüldüğünde halen harcanması gereken 27.628.121 USD masraf kaldığını, bu masraf yapılmadığından ve gemilerin yapımı tamamlanmadığından, kabul anlamına gelmemek üzere, müvekkilinin işin durdurulmasında kusurlu olsa bile davacının sadece gemilerin başka tersanede daha yüksek bedelle inşa ettirilmiş ise aradaki farkı isteyebileceğini, somut olayda işin durdurulmasından daha önce … Tersanesinde işe başlandığından bu farkı da isteyemeyeceğini, sözleşmelerin feshinde kusurun davacıya ait olduğunun anlaşıldığını, hatalı olsa dahi müvekkilinin ağır kusurunun bulunmadığını, ıslahla artırılan meblağ açısından zamanaşımı süresinin dolmuş olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen 28.03.2006 tarihli sözleşme ile… ve …. adlı gemilerin, 28.08.2006 tarihli sözleşme ile …adlı geminin 13 ay içinde inşasının kararlaştırıldığı, inşa başlangıcının malzeme teslim tarihi olduğu, malzeme ve teknik bilgilerin teslimine ilişkin belge bulunmadığı, ancak taraflar arasında yapılan yazışmalar ve noter kanalıyla keşide edilen ihtarnamelerden …adlı geminin inşa başlangıç tarihinin 23.12.2006,…adlı geminin inşa başlangıç tarihinin 01.04.2007, …. adlı geminin inşa başlangıç tarihinin ise 01.09.2007 olarak kararlaştırıldığı, sözleşmenin 15.11 maddesi uyarınca davacı iş sahibine yapılan ödeme ihtarnamelerine rağmen davacının ödeme yapmadığı, davalı yüklenici tarafından sözleşme hükümleri uyarınca kendisine teslim edilen malzemeler sonrası … adlı geminin yapımına başladığı, ancak düzenlenen hakediş bedellerinin davacı tarafça davalıya ödenmediği, davalının sözleşmede birer aylık sürelerle hakediş düzenlemeyerek toplu hakediş yolladığı hususunda davacı tarafın itirazlarının hakedişlerin esasına ilişkin olmayıp, inşanın başlangıcında bir kaç aylık hakedişin bir arada düzenlendiğinden bahisle ödeme yapmamasının haklı neden sayılabilecek bir itiraz olarak görülmediği, zira, hakediş düzenlemesi 20.08.2007 tarihi olup, davacının hakediş düzenlemesinden daha önceki tarih olan 13.08.2007 tarihinde daha önce davaya konu gemiler için talep edilen yatırım teşvik belgesi istemlerinin İstanbul ili …Tersanesi’nde devam ettirileceğini taahhüt ederek yatırım teşvik belgesi talep etmiş olduğu, davacı tarafça, kendisine gönderilen hak ediş bedellerinin ödenmemesi nedeniyle sözleşme hükümlerine uygun olarak gönderilen ihtarnamelerin de sonuçsuz kalması üzerine davacı tarafça sözleşmenin 22.11.2007 tarihinde haklı nedenle feshedildiği, sözleşmenin feshinde kusurlu olan hakediş bedellerini ödememesi nedeniyle davacı iş sahibi armatör olduğundan müspet zarar isteme hakkı bulunmamakla davacının müspet zararının tazminine yönelik davasının reddi gerektiği, davacının diğer talebi olan malzeme bedelleri yönünden ise, 16/09/2015 tarihinde dava konusu gemi malzemelerinin %115 teminat mukabilinde davalıya teslim edilmesine karar verildiği ve davalı tarafça dava konusu malzemelerin alındığının anlaşıldığı, malzemelerin zarar gördüğü gerekçesiyle malzeme bedeline ilişkin olarak açılan davanın konusu kalmadığından bu talep yönünden davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği, bu hali ile malzemelerin herhangi bir ziya ve hasarı bulunmadığı anlaşıldığından davacının malzemelere yönelik davası yönünden de açmış olduğu davada haklı bulunmadığı, belirtilen malzeme zararına yönelik talep yönünden ayrıca harcın yatırılmamış olduğu da görüldüğünden talep edilen ve harçları yatırılan talep konusu müsbet zarara ilişkin alacak kalemlerine ilişkin olarak yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılıp davalı yararına vekalet ücreti takdiri gerektiği gerekçeleriyle, davacının, taraflar arasındaki gemi inşa sözleşmelerine istinaden davalı şirkete teslim ettiği malzemelerin dava devam ederken davacı şirket tarafından alınmış olması nedeni ile malzemelere ilişkin davanın konusu kalmadığından bu talep yönünden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının taraflar arasındaki gemi inşa sözleşmelerinin feshi nedeni ile uğradığını ileri sürdüğü kâr kaybından kaynaklı zararın tazminine ilişkin davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesinde, mahkemece “Hakediş bedelinin ödememesi nedeniyle davacının sözleşmenin feshinde kusurlu olduğu” belirtilmesine rağmen, sözleşmenin 15. Maddesine göre, hakedişin ödenebilir hâle gelmesi için, önce incelemesinin yapılması, sonra da onaylanarak (ya da 2 günlük onay süresinin geçmesi ile) kesinleşip tartışmasız hâle gelmesi gerektiğini, ancak davalının kontrolü engellemesi nedeniyle inceleme yapılamadığından 2 günlük sürenin başlamadığı ve hakedişin kesinleşmediğini, mahkemenin müvekkilinin 22/11/2007 tarihinde sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğinden müspet zararı isteme hakkı bulunmadığını belirterek adeta ret gerekçesi oluşturduğunu, davalının, davacı tarafından 16/11/2007 tarihli yazı ile sözleşmenin sona erdirildiğinin beyan edilmesi nedeniyle mahkemenin de söz konusu tarihi bu beyandan aldığını, oysa bu yazının feshe ilişkin irade beyanı olmayıp, ihtilafların çözümü için hakem tayini ihbarı olduğunu, sözleşmenin müvekkilince feshedilmediğini, bilakis gemi inşaasını yarıda bırakarak sözleşmeyi ihlal edenin davalı olduğunu, davalının da sözleşmenin kendisi tarafından feshedildiğini bir çok kez ifade ettiğini, dosya kapsamı ve bilirkişi raporlarından inşa edilecek gemilerin başka bir tersanede inşa edilmediği ve teşviklerin aktarılmadığının anlaşıldığını, mahkeme gerekçesinde belirtilen yatırım teşvik belgesi istemine ilişkin 13.08.2007 tarihli yazının sadece … numaralı geminin teşviki ile ilgili olmasına rağmen sanki 3 gemi için istenmiş gibi ifade edildiğini, … ve … numaralı gemilerin teşvik dosyaları incelendiğinde bunların başka bir yere aktarılmasının söz konusu olmadığını, mahkemenin müvekkilince teşviklerin başka bir tersaneye aktarıldığı ve müspet zararı olmadığını hatalı bir şekilde belirttiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte bu hususun …numaralı gemi için söylense bile davalı tersanede bırakılan … ve … numaralı iki adet gemi için söylenemeyeceğini, bu durumda söz konusu iki gemi için zararın oluştuğunun kabulü gerektiğini, müvekkilince malzemelerin teslim edilmesine rağmen davalının sözleşmeye aykırı olarak gemileri inşa etmediğini, malzemelerin 19/06/2015 tarihli ihtiyati tedbir kararı kapsamında müvekkiline iade edildiğini, davalı tarafından …ün muadili olduğu iddia edilen … numaralı geminin ve… nolu geminin muadili olduğu iddia edilen … nolu geminin yatırım teşvikleri incelendiğinde bu gemilerin “komple yeni yatırım” olduğu ve yatırım yerinin de Kocaeli değil; İstanbul – Tuzla olduğunun görüldüğünü, tüm bu veriler ortadayken müvekkilinin bu gemileri başka bir tersanede inşa ettirdiği ve müspet zararının olmadığının ileri sürülmesinin kararın hukuka aykırı bir şekilde verildiğini açıkça ortaya koyduğunu, hüküm verilmesine yer olmadığına karar verilen talep bakımından davalı lehine avukatlık ücreti takdir edilmiş olmasının da hukuka aykırı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak, davanın 9.643.200,00 euro müspet zarar yönünden kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, mahkemece davanın reddine karar verildiğini, davacı tarafça davanın 9.643.200 euro olarak ıslah edildiğini ve o tarihteki kur karşılığı 3,4118 TL üzerinden 32.900.669,76 TL olduğunu, davacı tarafça 32.898.568,00 TL üzerinden harç yatırıldığından bu miktar üzerinden vekalet ücreti hesabı yapılarak müvekkili lehine 394.185,68 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken 275.084,25 TL hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek, kararın 6 nolu hüküm kısmının kaldırılarak 394.185,68 TL vekalet ücretine hükmedilmesini istemiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan müspet zararın ve malzeme bedellerinin tazmini istemlerine ilişkindir. Taraflar arasında gemi inşasına ilişkin üç adet sözleşme imzalanmış, bir kısım malzemeler iş sahibi tarafından yükleniciye teslim edilmiş, gemilerden … nolu olanın inşasına başlanmış olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmeler gereği ödemelerin aylık olarak yapılması gerekmesine rağmen, davalı yüklenici tarafından 4 aylık hakedişin bir arada düzenlenerek, 20/08/2007 tarihli 932.012,85 TL faturanın gönderildiği, davacının bu duruma itiraz ederek kontrol imkanı tanınmadığını ileri sürdüğü ve faturayı iade ettiği, davalı tarafça gönderilen ihtarın sonuçsuz kalması üzerine ödeme yapılmadığı ve davacının temerrüde düştüğü iddiası ile sözleşmenin davalı tarafça feshedildiği, sözleşmenin bu şekilde feshinde her iki tarafın da ortak kusurunun bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacının talebi müspet zarar kapsamındaki gemilerden elde etmekten mahrum kaldığı gelir kaybına ilişkindir. Müspet zararın istenebilmesi için sözleşmenin feshinde kusurlu olunmaması gerekmektedir. Sözleşmenin feshinde kusurlu olan taraf müspet zararlarını talep edemez. Davacı iş sahibi de sözleşmenin feshinde ortak kusurlu olduğu için müspet zarar kapsamındaki gelir kaybını talep edemeyeceğinden mahkemece müspet zarar istemine ilişkin davanın reddi bu nedenle yerinde olmuştur.
Bunun dışında, davacı taraf malzemelerin bedelinin tahsili için dava açmış, bilahare malzemelerin kendisine teslim edildiğini bildirerek, bu talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini istemiş, mahkemece bu yönde karar verilmiştir. Yerel mahkeme davalı lehine 275.084,25 TL vekalet ücretine hükmetmiş olup, bu vekalet ücreti müspet zarara ilişkin reddedilen 9.643.200 Euronun ilk dava tarihindeki efektif kuru üzerinden davalı lehine hesaplanmış olup, içerisinde malzeme bedeline ilişkin davadan kaynaklanan vekalet ücreti bulunmadığı gibi, döviz kurunun ilk dava tarihindeki kur esas alınarak hesaplama yapılması da doğru olmuştur.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin reddine, davacı vekilinin istinaf talebinin ise yerel mahkeme kararının gerekçesinin yukarıdaki şekilde değiştirilmesi nedeniyle kısmen kabulüne, bu nedenle HMK’nın 353/1-b-2 bendi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
A)1- Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, davalı vekilinin istinaf talebinin REDDİNE,
2- Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/01/2018 tarih ve 2009/208 Esas, 2018/19 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3- Davacının taraflar arasındaki gemi inşa sözleşmelerine istinaden davalı şirkete teslim ettiği malzemelerin dava devam ederken davacı şirkete teslim edilmiş olması nedeniyle malzemelerin bedeline ilişkin olarak açılan davanın konusu kalmadığından bu talep yönünden ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
4- Davacının taraflar arasındaki gemi inşa sözleşmelerinin feshi nedeniyle uğradığını ileri sürdüğü gelir kaybından kaynaklı zararın tazminine ilişkin olarak açılan DAVANIN REDDİNE,
B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN
1-Alınması gereken 35,90 TL nispi karar ve ilam harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 561.861,20 TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırılan 561.825,30 TL’nin kararın kesinleşmesi ve istek halinde davacıya İADESİNE,
2-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı tarafından yapılan ve bilirkişi ücreti ve posta gideri olarak kullanılan 6.096,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 275.084,25 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa iadesine,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN
1-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde kendisine iadesine,
2-Davalı taraftan alınması gereken istinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan 98,10-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 59,10-TL tehir-i icra karar harcı, 111,20-TL posta gideri olmak üzere toplam 268,40-TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderleri üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 24/10/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.