Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/8 E. 2019/625 K. 14.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/8
KARAR NO : 2019/625
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2016
NUMARASI : 2014/411 Esas, 2016/1230 Karar,
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ : 14/05/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, davalının üstlendiği dava dışı şirkete ait binanın komple elektrik uygulama işinin yapımı konusunda davalı ile müvekkili arasında 04/10/2010 tarihli bir gizlilik sözleşmesi imzalandığını, davalının ana sözleşmenin imzalanacağını ancak bu arada proje ve keşif özeti hazırlanmasını istediğini, müvekkilinin proje ve keşif özetini hazırlayıp sunduğunu, davalının isteği ile şantiye kurulduğunu, ardından binaların alt yapı topraklama işlerini yaptıklarını, sonrasında elektrik uygulaması projesi hazırlayarak davalıya teslim ettiklerini, davalının talepleri üzerine keşif özetinde düzeltmeler yapıldığını, müvekkilinin harcadığı emek ve zamana rağmen davalının 04/08/2011 tarihli e-posta ile müvekkili şirketin teklifinin uygun görülmediğinin bildirildiğini, ancak müvekkiline 29.722,00 TL alt yapı topraklama bedeli ile proje bedelinin ödenmediğini belirterek, şimdilik 29.722,00 TL alt yapı topraklama bedeli, 5.000,00 TL kâr kaybı ve 5.000,00 TL proje bedeli olmak üzere toplam 39,722,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah dilekçesi ile, alt yapı topraklama işleri bedeli 39.108,33 TL, yapı ruhsat proje bedeli 17.405,00 TL, kâr kaybı olarak 14.654,86 TL olmak üzere toplam 71.168,19 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, gizlilik sözleşmesinin müvekkilinin dava dışı …. şirketiyle yaptığı gizlilik sözleşmesinden kaynaklandığını, ancak asıl sözleşme yapma yükümlülüğü getirmediğini, bu nedenle müvekkilinin onayladığı işlerin bedelinin istenebileceğini, davacı tarafından çizilen proje ile keşiflerin örtüşmediğini, projeye göre yapılan kablo kanallarının orta gerilim panoları ile uygun olmadığından yeniden kırılması gerektiğini, bir kısım panoların projede bulunmadığını, bu nedenlerle asıl firmaya verilen taahhütlerde sıkıntı yaşanacağı düşünülerek davacı teklifinin reddedildiğini ve şu an işi yapan firmanın teklifinin kabul edildiğini, davacı tarafça gönderilen fatura bedellerinin ödendiğini, bu kapsamda istenebilecek tek alacağın topraklama işi için gereken malzeme bedeli olabileceğini, ancak buna ilişkin fatura gönderilmediğinden ödeme yapılmadığını, yazışmalardan aynı dönemde davacının başka işler yaptığının anlaşıldığını, ayrıca yeni iş almamasının davacının kusuru olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, taraflar arasında gizlilik sözleşmesi imzalandığı, davacının altyapı topraklama işini yaptığı ve proje hazırladığı, davalı tarafından delil olarak sunulan teklif değerlendirme raporuna göre, davacı firma dışında …Tic. Ltd Şti.’nin de teklif verdiği, davacı firmanın çizdiği projelerle keşif uyumsuzluğu, hatalı çizimlerden dolayı iş, süre ve para kaybı, teklifin diğerine göre daha yüksek olması ve ödeme planının ticari olarak uygun görülmemesi nedenleri ile üstyapı elektrik işinin … firmasına verildiği, alınan son bilirkişi raporu doğrultusunda altyapı topraklama işi ve proje bedelinden dolayı davacının alacaklı olduğu, üst yapı işinin başkasına verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından ve davacının somut zararı tespit edilemediğinden kâr kaybı talebinin reddi gerektiği, temel topraklama işi ve yapı ruhsat proje bedeli olan 53.039,40 TL’den davalının ödemiş oduğu yemek ve SGK bedeli olarak 3.080,00 TL düşüldüğünde davacının nihai alacağının 49.959,40 TL olduğu gerekçeleriyle, davanın kısmen kabülü ile 49.959,40 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kâr kaybı talebi ve diğer alacak kalemleri bakımından fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, bilirkişi raporlarında kâr kaybı talep edilebileceği belirtilmesine rağmen rakam belirlenmediğini, müvekkilinin ciddi emek ve zaman harcadığını, işin bir kısmı verildikten sonra devam eden kısmının verilmemesinin ciddi manada kayıplara neden olduğunu, müvekkilinin bu aşamada başka teklif almadığını, bunu vergi kayıtları ile ispat etmelerine rağmen bilirkişilerin bu hususta yorum yapmadığını ve mahkemenin değerlendirmediğini, kâr kaybı hesabı yapılabilmesi için şirketin belgelerinin sunulduğunu, gelir durumunun yıllara göre belgelendirildiğini, somut bir iş kaybı belgesi bulunmadığını, zira o tarihte gelen teklifleri sözlü olarak reddettiklerini, yazılı teklif sunmadıklarını, iş kaybının yıllara ait cirolardan hesaplanabileceğini, bu dönemde diğer dönemlere göre cirosunda ciddi kayıp bulunduğunu, işin alındığı güvencesiyle başka bir iş alınmadığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın tümüyle kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, önceki raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmesi için alınan raporun da çelişkileri gidermediğini, denetime elverişli olmadığını, piyasa araştırmasına göre bir piyasa değeri tespit edilmediğini, buna rağmen işçilik alacaklarının piyasa değerine göre belirlendiğini, davacının dosyaya sunduğu 21.01.2011 tarih ve 829059 nolu faturanın serbest piyasaya dair topraklama işinde kullanılan malzeme fiyatını ortaya koyan somut delil olduğunu, bu faturadaki malzemenin projede kullanılan kısmının; topraklama işinde bilirkişilerce kabul edilen 1961 mt için 6.448,57 TL, müvekkili şikete göre 1700 mt için 5.999,41 TL olacağını; yapı ruhsat proje tutarının bilirkişi raporunda belirtilen 1961 mt için 6.448,57 TL + 5.500,00 TL = toplam 11.948,57 TL olacağını, 1700 mt üzerinden hesaplama halinde ise 5.999,41 + 5500,00 TL = toplam 11.499,41 TL olması gerektiğini, gerekçeli karara dayanak bilirkişi raporunda işçilik gideri olarak müvekkilince yapılan harcamalar ile ilgili olarak ; 1700 metre için 3.235,85 TL olduğu yönünde tespitte bulunulmuş ise de mahkeme dosyasına sunulan somut belge ve kayıtlar ile müvekkili şirket tarafından işçilik için toplam 20.034,00 TL harcama yapıldığını kanıtladıklarını, karara dayanak yapılan bilirkişi raporunda 1700 metre topraklama işçilik yapımı işi için takdir edilen bedelin 3.235,85 TL olarak belirtildiğinden 21.431,15 TL fazladan ödeme yapılması yönünde hatalı karar verildiğini, kararda yargılama giderine hükmedilmediğini ancak ekli ödeme makbuzu ve PTT havale belgelerine göre müvekkili tarafından harcama yapıldığını belirterek, kararın kabul edilen kısmının kaldırılarak yeniden karar verilmesini istemiştir. Davacı tarafça, alt yapı topraklama, yapı ruhsatı bedeli ve kâr kaybı talebinde bulunulmuştur. Taraflar arasında 04/10/2010 tarihli gizlilik sözleşmesi düzenlenmiş, davacı tarafından davalıya 05/10/2010 tarihli teklif belgesi sunulmuştur. Davalı taraf teknik elemanlarınca düzenlenen 05/08/2011 tarihli teklif değerlendirme raporunda, teknik olarak davacının çizdiği projelerle keşfin uyumsuzluğu, hatalı çizimden doğan iş, para ve zaman kaybı, davacı tarafından verilen sürelerin uzun ve kabul edilemez oluşu ve diğer teklif sahibi … firmasına nazaran %9,02 oranında daha pahalı oluşu sebepleriyle işin … firmasına verilmesinin uygun olacağı belirtilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen gizlilik sözleşmesinde asıl sözleşmenin mutlaka davacı ile yapılacağına dair bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle ve kâr kaybına ilişkin somut delil sunulmadığından davacının müspet zarar kapsamındaki kâr kaybı talebinin reddine karar verilmesi doğru olmuştur. Bununla birlikte, davacı tarafından davalı yararına yapılan işler bilirkişi kurulunca tespit edilmiş olup, hükme esas alınan 15/04/2016 tarihli son bilirkişi kurulu raporuna göre, davacının yaptığı temel topraklama işlerinin 39.108,32 TL, yapı ruhsat proje tutarının ise 13.931,08 TL olup toplam davacı alacağının 53.039,40 TL olduğu, bu miktardan davalının ödediği yemek ve SGK giderleri olan 3.080,00 TL’nin mahsubu halinde davacı alacağının 49.959,40 TL olduğu belirlenmiş ve hüküm kurmaya elverişli bulunan bu rapor esas alınarak, mahkemece davanın 49.959,40 TL yönünden kısmen kabulüne karar verilmesi yerinde olmuştur. Davalı vekili, istinaf dilekçesi ekinde masrafa ilişkin belge sunduklarını bildirmiş ise de, sunulan belgelerin istinaf incelemesine yönelik harç ve masraflara ilişkin olduğu ve Dairemiz kararının hüküm fıkrasında değerlendirileceğinden istinaf sebebi sayılmamıştır. Açıklanan nedenlerle, yerel mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, taraf vekillerinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;1-Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/12/2016 tarih ve 2014/411 Esas, 2016/1230 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Davacıdan alınması gereken 44,40-TL istinaf karar harcından peşin alınan 31,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 13,00-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 3-Davalı tarafça yatırılması gereken 3.412,72 TL nisbi istinaf karar ve ilam harcından peşin olarak yatırılan 858,18 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.554,54 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a bendi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 14/05/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.