Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/762 E. 2018/695 K. 31.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/762
KARAR NO : 2018/695
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/02/2018
NUMARASI : 2017/1307 D.iş, 2017/1321 Karar,
İHTİYATİ HACİZE
TALEP KONUSU : İhtiyati Hacze itiraz
KARAR TARİHİ : 31/05/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı davacılar vekilince süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacılar vekili dilekçesinde, müvekkili şirketler ile karşı taraf arasında 02/01/2012 tarihinde Türbin, jeneratör ve elektrik sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmede karşı tarafın iş sahibi olup, davacı şirketlerin yüklenici olduğunu, taraflar arasında akdedilen sözleşmeler kapsamında davacıların edimlerini eksiksiz yerine getirdiğini ancak sözleşmelerin 7.maddesi uyarınca sözleşme toplam tutarının geriye kalan %5’inin ödenmediğini, bunun üzerine taraflar arasında 15/01/2016 tarihli taahhütname düzenlendiğini, bu taahhütnameye göre karşı taraf iş sahibi sözleşme toplam tutarının %5’i olan 453.151,00 EURO’yu müvekkili şirkete 30/07/2016 tarihinden önce ödemeyi kayıtsız şartsız kabul ettiğini, anılan taahhütnamenin kayıtsız şartsız borç ikrarı niteliğinde bulunduğundan karşı tarafın taşınır ve taşınmaz malları ile 3. Şahıslarda olan hak ve alacaklarına 453.151,00 EURO tutarında ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
Davacı şirketlerin bu talebi üzerine ilk derece mahkemesi 06/12/2017 tarihli kararında; 15/01/2016 tarihli taahhütnamenin “İş Sahibi’nin sözleşme toplam bedelinin ödenmemiş kısmına ilişkin yükümlülüğü” başlıklı 2 / c bendi incelendiğinde; “Devletin yetkili makamları nihai kabul işlemini gerçekleştirdiğinde, fakat 30 Temmuz 2016 tarihinden geç olmamak kaydıyla, işveren sözleşme toplam bedelinin geriye kalan %5’i olan 453.151 EURO eksi 70.000 EUR = 383.151 EUR + (KDV 30.661,38 EUR kalan) tutarı ödeyecektir. (70.000 EUR + KDV (%18) şeklinde bir tutar, Söğütlü PP ile ilgili olarak İşverenin alt yüklenicileri tarafından gerçekleştirilen çalışmaları karşılamak üzere nihai ödemeden kesilecektir. … Ltd.Şti. adına EUR 70.000+KDV tutarında bir fatura düzenlenecektir.)” ibaresi yer aldığından 383.151 Euro+ 30.661,38 Euro = 413.812,38 Euro için kabul, kalan kısım yönünden alacağın varlığına kanaat oluşmadığından bu husus yargılamayı gerektirdiğinden talep edenin İHTİYATİ HACİZ TALEBİNİN KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE,
İhtiyati haciz istemi alacağın rehinle temin edilmemiş olması ve mevcut kanıtlara göre kanuna uygun görülmüş olmakla, yukarıda açık kimliği yazılı alacaklının borçludan alacağı olan (413.812,38 Euro TCMB 01/12/2017 günlü Bir Euro 4,6987 TL’den) 1.944.380,22 TL ’nin alınmasının temini için İcra İflas Kanunun 257/1.Maddesine göre borçlunun yukarıda belirtilen mal, hak ve alacaklarından borca yetecek miktarının İcra İflas Kanununun koyduğu sınırlar içinde İHTİYATEN HACZİNE karar vermiştir.
Yerel mahkemenin ihtiyati haciz kararına karşı davalı şirket itiraz etmiş, itiraz üzerine duruşma açılmış, 08/02/2018 tarihli duruşmada itirazın kabulü ile ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Davalı şirket 28/12/2017 tarihli ihtiyati haciz kararına itiraz dilekçesinde, taraflar arasında 2 farklı sözleşmenin akdedildiğini, bu sözleşmelerin ana sözleşmeler olduğunu, bu sözleşmeler incelendiğinde ihtiyati haciz alacaklısının temel yükümlülüğünün anahtar teslim hidro elektrik santrali kurulması olduğu, müvekkili şirketin temel yükümlülüğünün ise sözleşme bedelini ödemek olduğunu, yine ana sözleşmelerin 6.maddelerinde sözleşme bedelinin düzenlendiğini, 7.maddesinde ise ödeme programının belirtildiği, bu hükümlere göre sözleşme bedelinin hidro elektrik santralinin kurulumuna ilişkin taraflarca belirlenen aşamalarda parça parça ödeneceğinin düzenlendiği, ihtiyati haciz alacaklılarının alacağının muaccel hale gelmesinin eserin ilgili parçasının teslimi şartına bağlandığını, ihtiyati haciz alacaklısı olan yüklenicinin eserin ilgili parçasını teslim etmemesi halinde sözleşme konusu alacağın muaccel hale gelmeyeceğini, taraflar arasında akdedilen ana sözleşmeler uyarınca işin tamamlanma tarihi olan 01/03/2013 tarihinden yaklaşık 3 yıl geçmesine rağmen eserin tamamlanamaması sebebiyle tarafların yeniden bir araya gelerek 15/01/2016 tarihinde taahhütname başlıklı ek sözleşmeyi imzaladıkları, bu ek sözleşmenin taraflar arasında akdedilen ana sözleşmelere atıfta bulunduğunu, bu sözleşmelerin eki ve ayrılmaz parçası olduğunun belirtildiği, ihtiyati haciz alacaklısı olan davacıların yükümlülüklerini gereği gibi ifa etmedikleri, taahhütname başlıklı sözleşmenin 1/b maddesi uyarınca eksikliklerin denetçi sıfatıyla mühendis doktor … tarafından hazırlanacak bir rapor ile tespitine karar verildiği, … tarafından düzenlenen 02/05/2016 tarihli teknik inceleme raporunda, ihtiyati haciz alacaklısı olan yüklenicilerin tüm eksikliklerinin tespit edildiğini, böylece yüklenicinin edimlerini gereği gibi ifa etmediğinin açıkça ortaya konulduğunu, ihtiyati haciz kararına dayanak teşkil eden taahhütname ile yüklenicinin yerine getirmekle yükümlü olduğu yükümlülüklerin yerine getirilmemiş olduğu, akit tarafların denetçi olarak tayin etmiş oldukları … tarafından tespit edildiğini, ayrıca taahhütname başlıklı ek sözleşmenin kayıtsız şartsız bir borç ikrarı niteliğinde olmadığını belirterek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Yerel mahkeme itiraz üzerine vermiş olduğu istinaf incelemesine konu 08/02/2018 tarihli kararında; itiraz eden tarafların eksiklikler listesinin sunulduğunu, eser sözleşmesindeki eksikliklerin giderilip giderilmediği, yüklenicinin edimini gereği gibi ifa edip etmediği hususlarının çözümünün yargılama gerektirdiği, yüklenicinin alacağını isteyebilmesi için edimini gereği gibi ifa etmesinin gerektiği, oysa bu hususun yaklaşık ispat kurallarına göre henüz ispat edilememesi nedeniyle ihtiyati hacze itirazın kabulü ile mahkemece 06/12/2017 tarih 2017/1307 D İş Esas, 2017/1321 D İş karar no ile verilen ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiştir.
İtirazın kabulüne karşı ihtiyati haciz talebinde bulunan davacı yüklenici şirketler istinaf kanun yoluna başvurmuşlar, istinaf talebine dair dilekçelerinde; davaya konu alacağın yaklaşık ispat ölçüsünde ispat edildiğini, taahhütnameye göre müvekkiline ödenecek miktarın karşı tarafın eksiklik olarak nitelendirdiği hususların tamamlanması şartına bağlanmadığını belirterek ihtiyati haczin kaldırılmasına dair kararın kaldırılarak ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmesine talep etmiştir.
İhtiyati haciz talep dilekçesine eklenen davacı yüklenici şirketlerin dayandığı taahhütname incelendiğinde “yüklenicinin kalan akdi mesuliyetleri” bölümünde yüklenicinin, ekte açıklaması yapılan eksiklikler listesini mümkün olan en kısa sürede tamamlayacağını, eksiklikler listesinin tamamlanmasının her iki tarafça kabul edilen denetçi ve 3.şahıs tarafından onaylanacağı ve onay yazısının, eksiklikler listesi tahtında tamamlanan, teslim edilen ve uygun şekilde çalışan işler açısından bütün taraflar için nihai ve bağlayıcı olacağı, işverenin denetçi 3.şahıs olarak Mühendis …’nu önerdiği, taahhütnamenin, işverenin sözleşme toplam bedelinin ödenmemiş kısmını ödeme yükümlülüğü başlıklı 2.maddesinde işverenin ekteki eksiklikler listesinde açıklaması yapılan iş tamamlandığında işveren tarafından garanti süresi teminat mektubunun işveren tarafından alınmış olması koşuluyla yüklenici adına ….Ltd.Şti’ne 3.şahıs denetçinin onay yazısı tarihinden itibaren 10 gün içinde 2. 135.000,00-EURO miktarını ödeyeceği, (2.maddenin a şıkkında ilk 135.000,00-EURO’nun ödeneceği belirtilmiştir) 2.maddenin c şıkkında ise devletin yetkili makamları nihai kabul işlemini gerçekleştirdiğinde, 30/07/2016 tarihinden geç olmamak kaydıyla işverenin sözleşme toplam bedelinin geriye kalan %5’i olan 383.151,00-EURO tutarı ödeyeceği, d şıkkında ise işverenin bu miktarı 3.şahıs denetçiden alınan onay yazısı tarihinden itibaren 10 gün içerisinde yukarıdaki koşulları içeren ve vade sonu tarihi 01/08/2016 olan bir teminat mektubunu yükleniciye vereceği belirtilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen taahhütnamede bu belgenin sözleşme ile ilgili açık noktaları sonuçlandırmak için yapıldığı ve taahhütnamenin diğer hususlar bölümünde taraflardan herhangi birisinin kendisinin sözleşme veya iş bu taahhütname kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmezse sözleşmenin ihlaliyle ilgili bütün yasal çarelerin bozulmamış olarak kalacağı, yükümlülüğün bütün sınırlamalarının sözleşmenin şartlar ve koşullar kısmında tarif edildiği gibi bozulmamış olarak kalacağını ve taahhütnamenin sözleşme kapsamında talep ve hak iddia edilecek hususlardan başka tarafların hiçbirisine başka hiçbir talep ve tazminat hakkı vermediği belirtilmiş olup, bu hükümlerden sözleşmeler ile taahhütnamenin bir bütün olduğu, birlikte değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Davalı tarafça itiraz dilekçesi ekinde ibraz edilen teknik inceleme raporunda, taraflar arasındaki sözleşmelerdeki eksiklikler tespit edilmiştir.
İcra İflâs Hukukundaki ihtiyati haciz müessesi, medenî usul hukukundaki ihtiyati tedbir ve idare hukukundaki yürütmenin durdurulması müesseseleri gibi bir geçici hukuki koruma önlemidir. Türk hukuku açısından etkin hukukî himayenin sağlanmasının hukuk devletinin bir gereği ve dolayısıyla Anayasa’nın bir emri olduğunu kabul etmek gerekir. Her ne kadar yürütmenin durdurulmasında (1982 Anayasası m.125,V) olduğu gibi Anayasada doğrudan ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir kurumlarının düzenlenmesini emreden açık bir hüküm yoksa da Anayasanın 2’nci maddesinde yer alan “hukuk devleti” ilkesinin, kanun koyucuya, bireylere etkin hukukî himaye sağlama ödevini vermiş olduğundan şüphe etmemek gerekir. İhtiyati haciz açısından soruna bakıldığında, takip borçlusu, mallarını kaçırarak haksız çıkacağını tahmin ettiği bir takibin sonuçlarından kurtulabilir. İşte buna engel olmak, elde edilen hakkın aynen gerçekleştirilmesini sağlamak hukuk düzeninin görevidir.
İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK’nun) 257’nci maddesinin 1’nci fıkrası uyarınca “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” Bu hükme göre, bir para alacağının vadesinin gelmesi hâlinde alacaklı ihtiyati haciz talebinde bulunabilecektir. İİK’nun 258’nci maddenin 1’nci fıkrası uyarınca, “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur….” Bu hükme göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat yeterli olup, kesin bir ispat aranmamakta ise de özellikle hukukî bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması tercih edilmesi gereken bir seçenektir.
Ayrıca, yukarıda açıklandığı üzere, ihtiyati haciz koşullarının oluştuğunun yaklaşık ispat ölçüsünde ispatlanması hâlinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği İİK’nun 258’nci maddesinde düzenlenmiştir.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş, özellikle İİK’nun 257 ve 258’nci maddeleri gözetilip, ibraz edilen delillere göre alacağın varlığı ve muaccel olduğu konusunda kanaat edinilmesi hâlinde ihtiyati haciz isteminin kabul edilmesi, aksi hâlde istemin reddine karar verilmesinden ibarettir.
Yerel mahkemece yaklaşık ispata ilişkin koşullar oluştuğunda talep halinde davanın ilerleyen aşamalarında ihtiyati haciz kararı verilmesi mümkün olup bu aşamada ilk derece mahkemesinin kararı dosyaya sunulan delillere ve açıklanan ilke ve değerlendirmelere göre yerinde olduğundan alacaklı tarafın istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/02/2018 tarih ve 2017/1307 D.İş, 2017/1321 karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere 31/05/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.