Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/694 E. 2020/882 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/694
KARAR NO : 2020/882
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/02/2018
NUMARASI : 2015/1260 Esas, 2018/102 Karar,
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 22/09/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, asansör imalatı ve montaj işini konu alan yazılı eser sözleşmesi ilişkisine dayalı bakiye bedel alacağı tahsili için girişinle icra takibine yönelik itirazın iptali ile icra inkar tazminatının tahsili talebine ilişkindir. Mahkemece, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporları karara esas alınarak davanın kabulü ile takibin 12.228,91 USD üzerinden takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a hükmü uyarınca yürütülmek suretiyle devamına, takipten sonra ve davadan önce yapılan ödemeler nedeniyle davacının dava tarihi itibariyle davalıdan 5.173,75 USD alacaklı olduğunun tesbitine dair verilen karar davalı alt yüklenici şirket vekili tarafından usulünce istinaf edilmiştir. Davacı taşeron şirket, davalı ile imzalanan sözleşmeye konu asansör imalatı ve montajı işini sözleşmeye uygun olarak süresinde tamamlayıp teslim ettikleri halde ödenmeyen 12.228,91 USD (32.528,90 TL) asıl alacak ve 156,68 TL ihtar masrafı olmak üzere toplam 32.685,58 TL üzerinden yaptıkları takibe davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini belirterek itirazın iptali talebinde bulunmuş, ancak ön inceleme duruşmasında ise, banka hesaplarına göndereni belli olmayan bir ödemenin yapıldığını, takipten önce gelen bu ödemenin göndereni belli olmadığı için hesaplarına virman yapılmadığını bu nedenle alacaktan mahsubu yapılmaksızın takip yaptıklarını ve dava açtıklarını bunda kusurlu olmadıklarını, alacaklarının 5.173,00 USD olduğunu beyan ederek bu miktar üzerinden itirazın iptalini istemiştir.Davalı yüklenici şirket, işin gecikmeli teslim edildiğini ileri sürerek bu nedenle davacıya gecikme cezası uyguladıklarını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, teslimindeki bilirkişi raporları hükme esas kabul edilerek, işin gecikmenin asansör kuyularının projelerine uygun olarak montajın elverişli şekilde davalı tarafından davacıya teslim edilmemesinden kaynaklandığını, işin 6 aylık sözleşme süresi dolmadan çalışır şekilde teslim edildiğini, taraf ticari defterleri arasında fark var ise de bunun davalı tarafından düzenlenen 17.101,95 TL gecikme bedeli için kesilen iade faturasından kaynaklandığını, sözleşme tutarı ve yapılan ödemelerden sonra davacının takip miktarı olan 12.228,91 USD alacaklı olduğunu, takipten sonra davadan önce yapılan ödemeler nedeniyle davacının davalıdan dava tarihi itibariyle 5.173,75 USD tutarında alacaklı bulunduğu belirtilerek takibin 12.228,91 USD üzerinden 3095 sayılı Kanun’un 4/a hükmü uyarınca faiz yürütülerek devamına, davalının %20 (7.160,51 TL) oranında inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına, takipten sonra ve davadan önce yapılan ödemeler nedeniyle davacının dava tarihi itibariyle davalıdan 5.173,75 USD alacaklı olduğunun tesbitine dair verilen karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı yüklenici şirket vekili istinaf dilekçesinde, bir an için davacının alacaklı olduğu kabul edilse dahi davacıya ödenen bedel takipten önce olduğu halde takipten sonra ödenmiş olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğunu (14.05.2015 tarihinde 18.718,08 TL), yapılan ödeme düşüldükten sonra davanın kısmen kabul edilerek reddedilen miktar üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, işin süresi malzemelerin getirileceği tarih olan 01.11.2014 tarihinden başlayarak 01.12.2014 tarihli olduğu ve buna göre işin belirtilme süresi 1 ay olduğu halde sözleşme tarihinden başlatılarak 6 ay olarak kabulünün hatalı olduğunu, işin davacı kusuru ile gecikmeli tamamlandığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.Taraflar arasındaki dava eser sözleşmesi ilişkisine dayalı bakiye bedel alacağının tahsili amacıyla girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir. Davacı, işi imal edip montajını da yaparak tamamlayıp teslim ettiği halde bakiye bedelin ödenmediğini iddia etmiş; davalı ise işin geç teslim edildiğini, bu nedenle gecikme cezasının mahsup edilmesi gerektiğini, ayrıca takipten önce yapılan ödeme bulunduğu halde bunun dikkate alınmadığını belirterek davanın reddini talep etmiş; mahkemece, gecikmenin olmadığını, işin süresinde teslim edildiğini belirterek davanın kabulüne karar verilmiştir. Tüm dosya kapsamına ve hükme esas alınan bilirkişi raporlarına göre eserin süresinde teslim edildiği sabittir. Davalı tarafça takipten önce yapılan ödemenin dikkate alınmadığına yönelik savunması da yerinde değildir. Şöyle ki; davalının takipten önce ödeme yaptığı ihtilafsız ise de ödemenin kimin tarafından yapıldığının takipten ve hatta davadan sonra öğrenildiğinin anlaşılmasına göre bu savunması da yerinde olmadığından mahkemece verilen karar usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olmakla, davalı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/02/2018 tarih ve 2015/1260 esas, 2018/102 karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 2.445,67 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 611,41 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.834,26 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere 22/09/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.