Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/693 E. 2020/566 K. 10.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/693
KARAR NO : 2020/566
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/12/2017
NUMARASI : 2016/918 Esas, 2017/1264 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 10/06/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur.Davacı vekili, taraflar arasında düzenlenen bina üstü çelik konstrüksiyon yapı işi sözleşmesi gereğince müvekkili şirket tarafından 24/03/2015 tarihine kadarki işler nedeniyle toplam 45.759,47 TL’lik faturalar tanzim edildiğini, davalı tarafça faturaların 40.759,47 TL’lik kısmının ödendiğini, bakiye 5.000,00 TL alacak yönünden davalı hakkında Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, davalının haksız itirazının iptaline, takibin devamına ve asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında imzalanan bina üstü konstrüksiyon yapı inşaatı işi sözleşmesi gereğince davacının çatı işi yapmayı yüklendiğini, taraflarınca işin eksik ve ayıplı yapıldığının tespit edilmesi üzerine ödemenin durdurulduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, 05.10.2017 tarihli bilirkişi raporu dayanak alınmak suretiyle, davalı tarafça yapılan işteki ayıpların kullanım sonucu ortaya çıkacak gizli ayıp niteliğinde olduğu, TBK’nun 474 maddesi uyarınca iş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa bunu uygun bir süre içerisinde yükleniciye bildirmek zorunda olduğu, yine TBK’nun 474. Maddesi uyarınca eserin açıkça veya örtülü olarak kabulünden sonra yüklenicinin her türlü sorumluluktan kurtulacağı, ancak onun tarafından kasten gizlenen ve usulüne göre gözden geçirme sırasında fark edilemeyecek olan ayıplar için sorumluluğun devam edeceği, aynı maddenin 3. fıkrası gereğince eserdeki ayıp sonradan ortaya çıkarsa iş sahibinin gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorunda olduğu, bildirmezse eseri kabul etmiş sayılacağı, dinlenilen tanık beyanlarından davalı tarafın gizli ayıpla ilgili davacıya bildirimde bulunduğu, davacı tarafın gelip ayıbı gidermeye çalıştığı anlaşılmakta olup ayıp ihbarının süresinde ve usule uygun yapıldığının kabulünün gerektiği, davacının bilirkişi raporuna itirazında ayıplı izalosyan işinin müvekkilinin yapması gereken iş kapsamında olmadığını ileri sürmüş ise de teknik bilirkişi incelemesindeki tespitlerde çatı imalatının amacının binayı kar-yağmur gibi doğa olaylarına karşı koruma görevini taşıdığı, yapılan işte teknik gereklilik, montaj ve yalıtım detaylarına yeterince uyulmadığı, derelerin tamamlanmadığı, trapez panellerinin birleşiminden su yalıtım kanallarına uyulmadığı, bu nedenle su sızıntılarının görüldüğü tespit edilmiş olmakla, yapılan işin ayıplı olduğunun mahkemece de kabul edildiği, bilirkişi tarafından ayıplı iş bedelinin KDV dahil 12.000,00 TL tespit edildiği, TBK’nun 474. ve 477/1-2. maddeleri uyarınca davalının bakiye fatura bedeli olan 5.000,00 TL’yi ödeme yükümlülüğünün bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde, işin sözleşme hükümlerine uygun olarak bitirilip davalıya teslim edildiğini, davalının işin yapımı aşamasında sürekli kontrollerde bulunurken her hangi bir ayıp itirazında bulunmadığı gibi işi teslim alırken ihtirazi kayıtta ileri sürmediğini, davalının teslimin yapıldığı tarihten icra takibinin yapıldığı tarihe kadar geçen 14 ay boyunca hiç bir itirazda bulunulmadığını, yapılan işin faturalarının davalı tarafça herhangi bir itirazda bulunulmaksızın kabul edildiğini, ticari defterlerine işlendiğini ve ödemelerin büyük kısmının yapıldığını, müvekkili şirketin yaptığı işte hiç bir ayıp ve eksik bulunmadığını, bilirkişi raporunda belirtilen izolasyondan kaynaklı sorunların sözleşme gereği müvekkiline yüklenen edimler arasında yer almadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici; davalı ise iş sahibidir.Taraflar arasında imzalanan 03.02.2015 tarihli “Çelik Konstrüksiyon Sözleşmesi” başlıklı, götürü bedelli sözleşme ile davacı yüklenici, davalıya ait binanın çatı konstrüksiyon yapı işini üstlenmiştir. Sözleşmenin 3.maddesinde, işin bedeli KDV dahil 74.000,00 TL olarak kararlaştırılmış, 5. maddesinde, 15.000,00 TL’nin sözleşme imzalandıktan sonra peşin, 40.000,00 TL’nin çelik çatı imalatı başladıktan sonra 60 günlük çek ile, 10.000,00 TL’nin çatının çelik konsrütsiyon bitiminde panel montajı başlamadan önce nakit ve kalan 9.000,00 TL’nin de işin bitiminde nakit olarak ödeneceği belirtilmiştir. Dosya kapsamına göre iş bedelinin 74.000,00 TL olduğu ve davalı tarafından 69.000,00 TL ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacı yüklenici tarafından davalı iş sahibi hakkında bakiye iş bedeli olan 5.000TL’nin tahsili için Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 04.08.2016 tarihinde ilamsız takip yapıldığı, davalının vekili aracılığıyla icra dosyasına verdiği 10.08.2016 tarihli dilekçesi ile işin eksik ve ayıplı yapıldığını savunarak takibe itiraz ettiği, bu itiraz üzerine takibin durdurulduğu, davanın yasal 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasında iş bedeli olan 74.000,00 TL’nin 69.000,00 TL’sinin davalı tarafça davacıya ödendiği konusunda ihtilaf bulunmamaktadır.İhtilaf, iş bedeli bakiyesi olan 5.000,00 TL’nin ödenmemesinin haklı olup olmadığı, yapılan işte eksik ve ayıplı iş bulunup bulunmadığı ve varsa ayıp ihbarının süresinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.Mahkemece 25.05.2017 tarihli duruşmada dinlenen davalı tanıkları … ile …’ın yeminli beyanlarından, eksik, açık ve gizli ayıpların süresi içerisinde davacı yükleniciye bildirildiği halde davacı tarafça onarımlarda bulunulmadığı anlaşılmış, mahkemece isabetli olarak tanık beyanları doğrultusunda eksik ve ayıpların süresi içerisinde davacı tarafa ihbar edildiği kabul edilmiştir. Yerel mahkemece karara dayanak yapılan mali müşavir … ile teknik bilirkişi … tarafından hazırlanan 05/10/2017 tarihli heyet raporunda; davacı yüklenici tarafından yapılan çatı işinde montaj ve yalıtım detaylarına yeterince uyulmadığı, derelerin tamamlanmamış olduğu, bu nedenle kuvvetli yağmurlarda içeri su sızmasının kaçınılmaz olduğu, çatı örtüsünü oluşturan trapez panellerin birleşiminde su yalıtım hatalarının genel olarak kullanıma bağlı ve ancak şiddetli yağmur-kar neticesi ortaya çıkacağı, dolayısıyla kullanıma bağlı gizli ayıp olduğu, eksik ve ayıplı işlerin giderilmesi için harcanması gereken bedelin KDV dahil 12.000,00 TL olarak hesaplandığı, her iki tarafın defterlerine işlenen fatura tutarlarının 74.000,00 TL, davacıya ödenen bedelin de 69.000,00 TL olduğu belirlenmiştir. Tarafların kabulünde olan sözleşmede iş bedeli 74.000,00 TL götürü bedel olarak belirlenmiştir. Götürü bedelli eser sözleşmelerinde, yüklenicinin talep edebileceği alacak veya iş sahibinin fazla ödemesi bulunup bulunmadığının belirlenebilmesi için öncelikle işin tamamı 100 birim kabul edilerek, yüklenici tarafından tamamlanan kısmın işin tamamına olan fiziki oranı bulunup, yüzde olarak (%) hesaplanan bu oran toplam götürü iş bedeline oranlanmak suretiyle yüklenicinin hakettiği iş bedeli hesaplanarak, iş sahibinin yaptığı kanıtlanan ödemelerin mahsubundan sonra yüklenicinin bakiye iş bedeli alacağı kalıp kalmadığı belirlenmelidir.Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yukarıda açıklanan bu hesap yöntemi uygulanmaksızın hesaplama yapıldığından, mahkemece bilirkişi raporundaki hatalı yöntemle yapılan hesaba dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6. bendi gereğince kaldırılarak, bilirkişi kurulundan yukarıda belirtilen şekilde hesaplama yapılmak suretiyle ek rapor alınarak sonucuna uygun karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/12/2017 tarih, 2016/918 Esas, 2017/1264 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 10/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.